Desperate Housewives verdiği aradan sonra, tüm hızıyla devam ediyor. Şuradaki yazımda da belirttiğim gibi, Umutsuz Ev Kadınları, 6. sezonun If isimli 11. bölümüyle 3 ocak’ta karşımızda idi.bölümü izlemeyenler için bundan sonrası ispiyon (spoiler) niteliğindedir.

10. bölümün sonunda, yılbaşı kutlamaları esnasında Wisteria Lane‘e acil iniş yapması gereken bir uçağın etrafa bir hayli zarar vermesini izlemiştik.11. bölümde, kazanın ardından yaşananları izledik. Mary Alice Young’ın deyimiyle “…hayatta kalanları değil, ölenleri…”Kazada Susan’ın eski kocası, Bree’nin yeni sevgilisi Karl Mayer‘i kaybettik.

Gabrielle’in hayali

Bu haberin üstüne Susan “Eğer Karl’ı evden kovmasaydım ne olurdu?” sorusuna, Bree “Eğer Karl ölmeseydi, beni nasıl bir hayat bekliyordu?” sorusuna cevap verdiler hayal güçleriyle.Öte yandan Gabrielle‘in minik kızı Celia’yı kurtaran Lynette de hamile olduğu ikizlerinden birini kaybetti.Gaby, “Eğer kızım kurtulduysa şahane bir yeteneği olmalı” fikrinden yola çıkarak, kızını nasıl bir geleceğin beklediğine dair hayaller kurmaya başlarken;Lynette de “Eğer çocuğum doğsaydı ve sakat kalsaydı hayatı nasıl olurdu?” sorusunun cevabını canlandırdı kafasında.Edie Britt’in ardından şu yazımda bahsettiğim dramatik vedanın aksine, Karl’ın vedası oldukça soğuk ve üstünkörü geldi bana. Neticede, o da Edie kadar olmasa da hikayeyi etkileyen önemli yan karakterlerden biriydi.Yine de böyle önemli karakterleri pat küt öldürmekten çekinmedikleri için senaristleri takdir etmek lazım. Belki oyuncularla anlaşma sağlanamadığı durumlarda karakterleri öldürüyorlardır, ama yine de yerli dizilerle kıyasladığımızda çok keskin virajlar almaktan çekinmiyor gibi gözüküyorlar.