Parks and Recreation’ın Mike Schur‘undan, Sons of Anarchy’nin Kurt Sutter‘ına, Last Resort’un Shawn Ryan‘ından, How I Met Your Mother’ın Craig Thomas‘ına daha birçok dizi yürütücüsüyle dizi dünyasının derinliklerine inilen bir röportaj okumak istemez misiniz? Yıllardır çeşitli popüler yapımlarda ter dökmüş, yapımcı/yazar şapkaları takmış bu dizi yürütücüleri, “Bir kanal yöneticisi olsaydım, değiştireceğim ilk şey ne olurdu?” sorusunu yanıtlayarak başlamış ve daha bir sürü konuda fikir, tecrübe ve anılarını paylaşmışlar. Nerede mi?
The Hollywood Reporter’da yayınlanan bu yazıda. Biz de burada siz sevgili 22dakika takipçileriyle paylaşmadan geçemedik.
Keşke“lerle, “en“lerle dolu, bu güzel röportajı aşağıda, anadilimizde okuyabilirsiniz.

İçindekiler


  • Bir kanal yöneticisi olsaydım, değiştireceğim ilk şey…

Shawn Ryan (The Shield, Last Resort, Lie to Me)

Her şeyi diğer kanallardan en az bir ay önce yapardım: Pilot bölümlerini Aralık’ta ister; kararlarımı da en geç Nisan’da verirdim. Bu sayede çok daha başarılı işlere imza atmış olurdum. Ayrıca diğer kanallar kapmadan, piyasadaki en başarılı senarist ve yönetmenleri de ayarlardım.

 Kurt Sutter (Sons of Anarchy, The Shield)

Sanatla (yazarlık, müzik, tiyatro) uğraşan insanları işe alırdım. Şimdilerin çoğu çalışanı, iletişim/ticari alanlarda çalışan tipler oluyor ve iyi bir yaratıcılık örneğini algılayamayacak spastiklikteler.

Tom Fontana (Oz, Copper)

Kariyerimi bitirmeyecek bir fikirle ortaya çıkmak isterim. Aslında ne yaparım biliyor musunuz? Bütün araştırma bölümünü işten atarım. Testlerle çalışan tüm insanları. Yıllar öncesi uygulanan yönteme geri dönerdim: Pilotu izlersin, içgüdün sana dizinin umut vaat ettiğini söylüyorsa, yayınlarsın. İnsanlar artık testlere bel bağlıyorlar ama sanırım nedeni kendi içgüdülerine tam olarak güvenememeleri.

Michael Schur (The Office, Parks and Recreation, Saturday Night Live

Başka programların reklamı için altta çıkan hareketli yazıların tümünü kaldırırdım. Şu TV14 (ya da her ne ise) grafiğinin de her sahnenin başında görünmesine izin vermezdim. Ayrıca, yapımların son 30 saniyesinde izlediğimiz “katkıda bulunanlar” içerikli akışı da kaldırırdım. Televizyonda bir şey izleme deneyiminiz, bu sürekli oradan buradan ekranınıza müdahale eden zamazingolarla tıkanıyor.

Todd Holland (Malcolm In The Middle, Go On)

1. Kısa sezonlar yapardım. 2. Seyirciyi kandırmazdım. 3. Yayınladığımın arkasında olurdum. Seyirciler izledikleri dizinin güvende olduğunu bilmek  isterler. Sezon başı daha ilk reytinglerde diziyi yayından almak izleyiciyi Netflix gibi yayınlara yönlendiriyor. 4. Dizinin iplerini serbest bırakır, işi oluruna bırakırdım. Seyirciler dizinin iyi olup olmadığına karar verecektir. …ve uzatma alıp almayacağına…

Julie Plec (The Vampire Diaries, Kyle XY)

Geniş kapsamlı mini dizileri geri getirirdim. İkinci bir Thorn Birds’e (Gazap Kuşları) ihtiyacım var.

Brett Baer (New Girl, United States of Tara, 30 Rock)

Bol reklam alırdım. İlk başladığımız zamanlar 2 reklam alırdık; şimdi 4 alıyoruz. Bu sayede her espriden sonra reklam arası verebilirdik: girizgah, espri, reklam; girizgah, espri, reklam. Reklam gelirlerini hayal etsene!

Peter Tolan (Rake, Rescue Me)

Bir an bile tereddüt etmeden dizi test sistemini kaldırırdım. Çok yanlış bir sistem. Kendi fikirlerini belirtmekten korkan tipler dışında başka kimsenin işine yaradığı da yok. TV dünyası öldüğünde ve medya polisleri cinayet silahını aramaya başladıklarında, tüm paramı test sistemine koyacağım.

Craig Thomas (How I Met
 Your Mother
)

Ben RTÜK konusunda bazı değişiklikler yapardım. Sezon başına bipsiz bir tane küfür. Ama tek bir tane. Dizi yürütücüleri bunu istedikleri zamanda istedikleri şekilde kullanabilirler. Mesela heyecanlı bir sezon finalinin son saniyeleri– “S.ktir!” Ve ekran kararır. Veya -ki bu çok daha ilgi çekici olabilir- sezonun sıradan bir bölümünde, sıradan bir sahnede aradan çıkarılır: “Hay a.ına, doritos kalmamış.” Haber spikerleri bu anı önemli haberler için saklayabilir mesela. Canlı izleme reytinglerinin uçacağı aşikar; hiç kimse, kendi dizisindeki o anı kaçırmak istemez.  Sürekli, “Acaba bu hafta Modern Family çocuklarının ağzından bir küfür duyar mıyız? Bunu kesinlikle kaçıramam!” diye düşünüp dururlar. Yılda 23 bölüm yayınlanan dizi için bekleyiş, mutlaka hayal kırıklığı yaratacaktır. Ama o özel sahneyi izlediğinizde, beklediğinize değdiğini göreceksiniz.

Robert King (The Good Wife)

Diziler başlarken kaç sezon olacağını planlayarak çıkarır ve sezonları 13 veya 22 bölüm olacak şekilde belirlerdim.

 

  • Başka bir dizinin senarist ekibine katılabilecek olsaydım, bu dizi…

Peter Tolan: Family Guy. O sırada çok eğlendiklerine eminim; ayrıca Seth MacFarlane yakışıklı ve yetenekli biri. İtiraf ediyorum, bunun işle alakası yok; tamamen romantik. En azından dürüstüm ama, eminim bu Seth’in de hoşuna giderdi.

Glen Mazzara (The Walking Dead): It’s Always Sunny in Philadelphia. Resmen bayılıyorum, risk alıyorlar ve gerisini düşünmüyorlar.

Brett Baer: Kablolu bir haber kanalı. Oradakilerin yaratıcılıklarını kullanabilecekleri bir özgürlükleri var; istedikleri saçma-komik hikayelerle ekrana çıkabiliyorlar.

Mike Schur: Game of Thrones. Böylesi bir hikayeyi uyarlamak, cesaret ister.

Howard Gordon (24, Homeland): Breaking Bad.

Vince Gilligan (Breaking Bad): Childrens Hospital. Ne eğlenceli diziydi ama.

Julie Plec: Scandal.  Twitter’daki herkes Kraliçe Shonda‘ya olan hayranlığımı bilir.

  • Bir kanal yetkilisine, bir fikri kabul ettirmedeki en kötü tecrübem…

Christopher Lloyd (Modern Family): Yazarlığımın ilk senesi. The Golden Girls (Altın Kızlar) ekibindeyim. Patronumdan diziyle ilgili bir sahne önerisi geldi. Ama öneri o kadar kötüydü ki bir hafta boyunca kendime gelemedim. Kızların başıboş bir köpeğe tutulmasıyla ilgili bir sahneydi. …ve çekim günü geldiğinde, diğer yazarlar benim gerginliğimi fark etti ve beni çin yemeği yemeye davet ettiler. Onlara fikrimi söylediğimde beni desteklediler, dediklerime hak verdiler, keyfimi yerine getirmek için şans kurabiyesi seçtirdiler. Açtım ve yazan  şuydu: “Köpek hikayesi cidden kötü.” Millet gülmekten yerlere yatmıştı.

I. Marlene King (Pretty Little Liars): Konuşan köpek fikri.

Greg Berlanti (Arrow): Yeni taşındığı kasabada kürtaj kliniği açan bir doktor fikri. Böylece Everwood oluştu.

Kurt Sutter (Sons of Anarchy): Tourette sendromlu bir berber ve onun şişman oğlu.

Peter Tolan (Rake): Bir keresinde kanal sahibi ile yaptığım görüşmede, kreşle ilgili bir aksaklık yüzünden kanal sahibinin küçük oğlu da vardı. Çok net hatırlamıyorum ama bir ara özenle hazırladığım sunumum ufaklığın TV’yi açmasıyla bölünmek durumunda kalmıştı. Babası kapatmaya çalıştığındaysa uzunca bir süre ağlamıştı. Bunca şeye rağmen yine de umutluydum ama, onay bekliyordum. Ki pek umduğum gibi olmadı, onay çıkmadı.

Bill Lawrence (Cougar Town): Bir kanal sahibinin uyuyakalması fikri. Şaka yapmıyorum.

  • Sezon başlangıçlarının en iyi ve en kötü yanı…

Carter Bays (How I Met Your Mother):İyi yanı: Tehlikede olan hiçbir dizin yokken kanalın hesabından içip eğlenip anın keyfini çıkarmak. Kötü yanı: Tehlikeli sınırlarda dolaşan pilot bölüm ya da dizinin olması.

Mike Schur  (Parks and Recreation): SNL’de çalıştığım zamanlarda, sezon başlarının tek bir anlamı vardı: Koyu takım açık mavi gömleklerle bir örnek giyinmiş binlerce menajerin afterparty için davetiye sorup durması. Daha kötüsü olamaz sanırım. En güzel yanıysa sadece bir hafta sürmesi.

Adam Horowitz (Once Upon a Time): İyi yanı: Dizin onay almışsa ve üstüne de Yankees takımı şehirdeyse. Kötü yanı: Haftanın sonuna gelirkenki gergin bekleyiş. Prömiyerlerin reytingleri ve ihtimaller. Biraz asabi olabiliyoruz.

  • TV’de herhangi bir karakteri yazabilecek olsaydım, bu karakter…

Shawn Ryan : The idiots (Aptallar) karakterleri, It’s Always Sunny in Philadelphia.

Howard Gordon : Hannah karakteri, Girls.

Kurt Sutter : SpongeBob SquarePants karakteri.

Greg Berlanti : Cartman karakteri, South Park.

Carter Bays: Kral Joffrey karakteri, Game of Thrones.

Carlton Cuse: Danny McBride karakteri, Eastbound & Down.

Edward Kitsis & Adam Horowitz: Frank Underwood karakteri, House of Cards

Christopher Lloyd:Donald Trump karakteri, The Apprentice.

  • Aldığım en yapıcı geribildirim…

I. Marlene King: Tweet, tweet, tweet.

Edward Kitsis: ABC Once Upon a Time için onay verdiğinde, en büyük geri bildirimleri “Yakışıklı Prens yaşasın.” olmuştu. …ve evet, pilot bölümde yakışıklı prensimizi öldürmüştük.

Bill Lawrence  (Scrubs): “Reklamları önemsememizi istiyorsunuz biliyorum, ama diziyi ne kadar çok sevsem de reklamlar umrumda değil.”

Greg Berlanti (Arrow): Pilot bölümün mümkünse kürtaj kliniği ile ilgili olmasın…

Peter Tolan (Rake): Rescue Me çekimleri sırasında John Landgraf’tan aldığım bildirimlerin hepsi. John senaryomdaki hataları, farklılıkları, uyuşmazlıkları bulmakta tam bir usta. Ki bu da onu benim gözümde tam bir kalleş yapıyor…

Kurt Sutter (Sons of Anarchy):  “Seni temin ederim, hiç kimse tecavüzcü bir palyaçonun ayrılmış testislerini izlemek istemez.” John Landgraf.

Christopher Lloyd: “Her karakterin bir amacı olmalı.” Kurt Vonnegut.

  • Aldığım en çılgın geri bildirim…

Adam Horowitz (Once Upon A Time): “Sinsi adında bir cüceyi öldüremezsin, çünkü sinsi kulağa çok aşağılayıcı geliyor. Ha eğer hırsız cüce koyarsan adını, o zaman olur.” Biz de 8. cüceyi Hırsız Cüce yapıp öldürdük. Sinsi insanların ahını almaktan da kurtulduk.

Vince Gilligan (The X-Files) : Çekimler sırasında, Mulder’ın kendi kafasına silah dayamasının uygun olmayacağına dair bir bildirim almıştım. Sahne gereği Rus ruleti ile ilgili özel bir gücü olan biri tarafından buna zorlanıyordu. Güzelim sahneye yazık olduğunu düşünerek eve gittiğimde, TV’de Perry Mason dizisi vardı ve bir adam kendi kafasına silah dayamıştı.

Carlton Cuse (Lost): Bir karakterin fare peşinde koşturduğu bir sahne yayını sonrası, hiç farelerin bakış açısından düşünüp düşünmediğimizi soran garip bir bildirim almıştık. Bir de şu var: “Keçi barbeküsü yapmak, karakterler için biraz erken oldu sanki.” İkisi arasında kaldık.

Bill Lawrence (Scrubs): “Ölen hastaların bir kısmı da kötü olabilir mi? Irkçı mesela?”

  • Çıkarmak zorunda kaldığımız en komik espri…

Edward Kitsis & Adam Horowitz (Lost): Lost ikinci sezon çekimlerinde, Locke Charlie’yi butona basma nöbetini devralması için ikna etmeye çalışırken, biraz keyfi yerine gelsin diye alt katta müzik çalar olduğunu söylüyor. Sonraki sahne Charlie’nin tereddütleri geçmiş, Locke Charlie’ye seslenir: “Foghat (Bir ingiliz müzik grubu ancak, okunuşu itibariyle ibne anlamına da geliyor.), sever misin, Charlie?” — Damon [Lindelof] ve Carlton [Cuse] tv için bunun aşırı olduğunu düşündüler. Haklı olsunlar, olmasınlar önemli değil, ama Terry O’Quinn’in “Foghat” deyişi, her düşündüğümde beni yerlere yatırıyor.

  • Bana göre yeniden uyarlanması gereken dizi…

Michelle King (The Good Wife): Hogan’s Heroes. Kim derdi ki bir savaş kampında 2. Dünya Savaşı tutsağının hayatını anlatan bir dizi izleyeceğiz ve bizi gülmekten yerlere yatıracak!  Tam aksi olması gerekiyordu ama ortaya çıkan bu. Kim kadere kafa tutmak istemez ki zaten, hem de iki defa?

Shawn Ryan (The Last Resort): The Cosby Show. Bill Cosby yerine biri bulunabilirse ki biraz zor olacaktır, zenci bir ailenin hayatını yeniden izlemek isterim. Tabii sadece zenci izleyicilere değil, herkese açılacaklar.

Todd Holland (Go On): Pazar Gecesi Gizem Kuşağı. Haydi ama! Kablolunun hasıydı bu yayın: Asortik oyuncular, kısa sezonlar…  Columbo, McCLoud ve McMillan & Wife? Budur!

Mike Schur (Parks and Recreation): Enlightened. Ama yeniden uyarlanmamalı, kaldığı yerden devam etmeli.

Greg Berlanti (Arrow): Buck Rogers in the 25th Century

  • Dizim ulusal kanalda yayınlansaydı…

Howard Gordon (Homeland): Homeland diye bilinen dizinin bir başka benzeri olurdu.

Kurt Sutter (Sons of Anarchy): Boys of Anaheim* gibi olurdu.
* Editörün notu : Boys of Anaheim; ABD’de profesyonel bir spor kulübüdür.

  • Dizim kablolu kanalda yayınlansaydı…

Julie Plec (Vampire Diaries): Daha açık saçık olurdu.

Todd Holland (Go On): Daha uzun olurdu.

Robert King (The Good Wife): Kurtarılabilir olurdu. Good Wife’a her sezon 22 bölüm yazarken neler çekiyoruz bir bilseniz.