14 Mart’ta başlayan bir dedektiflik dizisi Endgame. Kanada’lı Showcase kanalında yayınlanan dizimiz, eski dünya satranç şampiyonu olan dahi bir adamın kaldığı otelden ayrılmadan ayağına gelen davaları kendine has yöntemleri ile nasıl çözdüğünü ele alıyor. Alaycı tavırlı, zeki bir ana kahramana sahip dedektiflik hikayesi olması itibarıyla klişe görünen Endgame, gerek güzel oyunculuk, gerek anlatım tarzının farklılığı ile kendini izlenir kılıyor.

Hemen konuyu biraz açayım :–alttaki satırlar ilk bölümden birkaç küçük ispiyon içermektedir–
Arkady Balagan, Rusya doğumlu eski bir dünya satranç şampiyonudur. Kanada’da bir turnuvadayken nişanlısının bir suikaste uğramasına tanık olur. Bu tanıklığın kendisinde yarattığı travma yüzünden agorafobik olur. Yani “açık yerlerde bulunma korkusu” yüzünden bulunduğu otelden çıkamaz hale gelir. Bu lüks oteli ve kaldığı odayı evi gibi kullanmaya başlayan kahramanımız, otelden çıkmaya çalıştığında panik atak geçirmektedir. Eh elbette bu lüks otelde kalmak için değirmenin suyunun bir yerden gelmesi gerekmektedir. Böylece -Internet’te para karşılığı özel satranç maçlarına katılmanın dışında- oturduğu yerden para kazanabileceği yeni bir iş edinir : Özel dedektiflik. Ama öyle lisanslı, piyasaya çıkıp ya da ilan vererek iş bulan türden bir dedektif değil. Zaten bir şekilde davalar gelip hep onu bulmaktadır. Kah bir cinayet, kah bir hırsızlık, kah adam kaçırma… Her bölümde bir dava öyle ya da böyle çözüme kavuşmaktadır. Tüm bu ahval ve şerait içinde, yine oturduğu yerden nişanlısının ölümünün nedenini ve faillerini de bulmaya çalışmaktadır ki bu da sezon boyunca her bölümde ucundan kıyısından değinilen ana konumuzu oluşturmaktadır.

Peki bu adam otelden çıkmadan bu işi nasıl kotarıyor?“Elbette daha ilk bölümden kendine, çevresindeki insanlardan bir ekip oluşturuverir. Nişanlısıyla ilgili konularda baldızıyla birlikte çalışmaktadır. Bölüm içinde biten davalarda ise otel çalışanlarından bazıları ve bir satranç hayranı eli ayağı, daha doğrusu gözleri olmaktadırlar. Otel dışında birileriyle konuşulacağı zaman ya da olay yeri araştırması yapılacağında bir cep telefonuyla bütün işin hallediliverdiğini görebilirsiniz. Mesela, tanık ile yaptığı bir telefon konuşmasında, karşısındakinin söylediği/söylemediği bir laf sayesinde olayı çözdüğünü ya da olay yerinde cep telefonu ile çekilen bir fotodan neyin eksik/fazla olduğunu kıvrak zekasıyla farkedebildiğini izleyebilirsiniz.

Balagan, tüm davalara bir satranç oyuncusu gözüyle bakmakta olduğundan dizinin sloganı da şöyle : “Bir suçu çözmek bir strateji oyunudur.“Özellikle olayları kafasında canlandırırken kullanılan anlatım leziz. Balagan’ın kah kendini zanlılar ile konuşurken ya da onları izlerken hayal ettiği, kah davayı çözmesindeki kilit insanları bir satranç tahtasına koyup, onlara birer piyon gibi bakarak dinlediği anlar oldukça hoş bir mizah diliyle aktarılmış. Hatta yetmemiş, araya beklemediğiniz hoş animasyonlar bile eklenmiş. Sırf bu sahneler dahi sizi Endgame‘e bağlamaya yetecek tadda.

Otel içinde genellikle ropdöşambırı, pijamaları ile yalınayak gezen adamımızın otel çalışanlarının bir kısmıyla arası çok iyiyken, özellikle yönetici pozisyonundaki bazı çalışanlara da kök söktürüyor, epey zor ve şımarık bir müşteriye dönüşebiliyor. Bu konuda geçen diyaloglar da yine dizinin genel alaycı tavrına katkıda bulunmakta.

Arkady Balagan

Rus aksanı ile İngilizce konuşan, Sherlock Holmes benzeri, egzantirik, kendini beğenmiş, insan ilişkilerinde iyi olmak için pek çaba sarfetmeyen, alaycı, dahi kahramanımız Arkady Balagan’ı Shawn Doyle canlandırıyor. Pek tatlı bir kızıl olan Doyle’u kendisine 3 ödül getiren Kanada dizisi The Eleventh Hour veya Big Love‘dan hatırlayanlarınız olabilir. Kendisinin Lost, 24, Desperate Housewives gibi dizilerde konuk oyunculukları da var.

Dizide kalan rolleri de Torrance Coombs (The Tudors), Patrick Gallagher (Glee, Men of A Certain Age), Katharine Isabelle, Melanie Papalia (Painkiller Jane), Carmen Aguerre paylaşıyorlar. Dizinin tadını daha fazla kaçırmamak adına canlandırdıkları karakterlerin ayrıntısına girmemeye çalıştım, ama özellikle Aguerre’nin canlandırdığı Alcina tiplemesini şimdiden fazlasıyla sevdiğimi söylemeliyim.

13 bölümlük ilk sezonunun an itibarıyla 6 bölümü yayınlandı. Dileyenler için Türkçe altyazıları da piyasada bulunabiliyor. İspiyonsuz tanıtım filmi için buraya, ilk bölümünden görüntüler içeren tanıtım filmi için buraya uğrayabilirsiniz.

İzleyenlere, izleyeceklere şimdiden afiyet olsun. :)