kayipsehirTürk dizi sektörü Amerikalılardan aşağı olmasın ama çok dizi üreten ve özellikle son zamanlarda olmak üzere çabuk da tüketim yapan bir sektör. Yine de buna rağmen zaman zaman bile olsa iyi işlerle insanların karşısına çıkabiliyor. Ben de yayınladığı sıralar severek izlediğim ve ‘bana göre’ bunlar içerisinde yer alan bir dizi üzerine bir şeyler yazayım dedim: Kayıp Şehir.

Kayıp Şehir, 14 Eylül 2012’de yayın hayatına başlayan ve toplamda 26 bölüm boyunca devam ederek 25 Mart 2013’te finalini yapmış bir dizi. Kendisi Kanal D‘de yayınlandı. Zaten dizi, kanalın da iç yapımı niteliğinde, çünkü In D House adlı yapım şirketinden çıktı. Tür bakımından milletimizin alışık olduğu üzere dram ve aile bağları üzerine kurulu. Süre olarak da 90’dan başlayıp yukarılara kadar yolu olduğu söylenebilir. Pek sürpriz bir durum değil anlayacağınız.

Not: Dizinin bölümlerini Kanal D’nin dizilerini bünyesinde barındıran netd‘den izleyebilirsiniz isterseniz.

Gelelim konusuna ve ona dayalı olarak karakterlerine:

kayip-sehir-175734D8

İrfan – Kadir – İsmail – Sadık
Hakan – Meryem – İsmail Dede – Seher

Aile bağları demiştim, Toptaş Ailesi’nden bahsediyorum aslında. Dizinin en başında Trabzon’da yaşıyor olarak karşımıza çıkan bir aile kendileri. Her şey en azından yolunda sayılabilecekken ailenin uzun yol şoförü babası bir saldırı sonucu yoldayken öldürülüyor. Meryem Hanım (Nazan Kesal) 4’ü erkek, 1’i kız çocukla ve yaşlı kayınpederi ile bir anda bir başına kalıveriyor. Yetmiyor, olacak iş ya, ailenin evi heyelan/toprak çökmesi nedeniyle yıkılıyor. Bu kadar olayın üstüne Trabzon’da kalamayan aile de zorunlu göç yaparak ailenin 5. ve en büyük oğlu İsmail’in yanına göç ediyorlar. Hikaye de aslında bu zaman başlamış oluyor.

İsmail (Tugay Mercan) İstanbul’un Tarlabaşı semtinde, geceleri pek tekin olmayan bir bölgesinde yaşıyor. Özellikle tercih ettiğinden değil, hayat şartları bunu karşılamış. Birbirine bağlı ve güçlü, tipik bir Karadeniz ailesi olan Toptaş’lar da burada buluyor kendilerini. Daha gecesi dolmadan da üst kat komşularıyla tanışıyorlar: Aysel (Gökçe Bahadır).

75977

Kadir – Aysel – İrfan

Kayıp Şehir yayınlandığı süre boyunca, aslında konusuna da istinaden hikayesinin geçtiği Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki hikayeleri, yaşanan yoksulluğu, insanlık trajedilerini; kadınların, çingenelerin, travestilerin veya siyahilerin uğradığı ayrımcılığı gözler önüne sermeye çalışan bir dizi. Aysel de bir hayat kadını. Kafası iyiyken eve döndüğü gün, yani Toptaş’ların binaya taşındığı gün kafası karışıp yanlışlıkla onların kapısını anahtarla açmaya çalışıyor. Hoş bir şekilde başlamayan tanışıklık da bu şekilde başlıyor.

Kendisi bu yola yıllar önce istemeyerek olsa da girmiş, yıllar içinde çok şey yaşamış ve görmüş, ihanete uğramış ve genel bir tabirle çevresine karşı kabuk oluşturmuş birisi. En yakın arkadaşı da travesti olan Duygu (Ayta Sözeri). Mecburi komşulukla başlayan Toptaş tanışıklığı kendisinin ve onların hayatını değiştiriyor işte. Nasıl mı? Ailenin oğullarından İrfan’ın (İlker Kaleli) Aysel’den kısa zaman içinde çok hoşlanmaya başlamasıyla başlıyoruz, ki dahası da var…20247139.jpg-r_760_x-f_jpg-q_x-xxyxx

Meryem bu kadar nüfusa bakmak için elbet bir gün veya bir şekilde çalışmak zorunda. Dahası ailesini bu koca şehirde bir arada tutmak zorunda. En büyük oğlan İsmail çalışıyor zaten, ama uzun süre saklayamayacağı bir sırrı var: Trabzon’dayken çok sevdiği Zeynep’in (Şebnem Hassanisoughi) peşinden gelmiş zaten bu şehre. Meryem’in kendince geçerli sebeplerden dolayı hiç hoşlanmadığı ailesinin yanında çalışıyor. Dürüstlükten ve sorumlu olmaktan bir gün ölecekmiş gibi hissettiren Kadir (Nik Xhelilaj) bir kuru temizleme şirketinde abisinin katkısıyla işe başlıyor bile. Ama olacak iş ya, Toptaş’ların diğer komşuşu Mardinli ailenin kızı Zehra (Cansu Tosun) da aynı yerde çalışıyor çıkıyor…

İrfan askerliğini bitirmiş ama henüz bir baltaya pek sap olamamış birisi. Trabzon’dayken yerel bir takımda futbol oynuyormuş ama daha büyük ve tanınan bir futbolcu olmak istiyor. İstanbul gibi bir şehir bunun için ideal ama bu iş bu kadar kolay değil işte. Bir de karşısına Aysel çıkıyor. Aysel’in yıllardır olanlara rağmen bir türlü kopmayı başaramadığı ve onu geri isteyen eski sevgilisi Ethem’in (Uğur Polat) camiada sözü geçen bir futbol kulübü başkanı olduğunu söylemiş miydim? Ya, bir de o var.

kayıp-sehir-aysel-600x304
Gelelim Seher‘e (Elifcan Ongurlar)… Ailenin tek kızı üniversiteye başlıyor İstanbul’da. Şehre gelmenin bir nedeni de bu zaten. O da kendi payına düşen olarak ülkesinden kaçıp İstanbul’a gelen siyahi seyyar satıcı Daniel ile tanışıyor. Ailenin bir diğer oğlu Sadık (Taner Ölmez) da okumayı becerememiş durumda; henüz pek işe yaramıyor. O da sokaktaki aykırı tiplerle tanışıyor ve onların ‘çetesinin’ arasına katılmak istiyor.

80’ine dayanmış ve yıllarını geçirdiği şehirden uzaklaşmış İsmail Dede (Ahmet Mekin) de şehrinin özleminde, İstanbul’a yabancılık çekiyor. Dizinin başında bir süre konuşmuyor bile. 8 yaşındaki Hakan normal bak, o sadece okula gidiyor şimdilik. Çok şey mi anlattım bilmiyorum ama ailenin giriş itibarıyla portresi bu şekilde. Dediğim gibi her karakterin veya ailenin yaşadıklarıyla dizi, bir olaya, kavrama veya bir olguya değiniyor. Tek cümlelik özet de giriş resminin sloganı.

Gelelim bir de nasılına:

page_kayip-sehir-show-tv39ye-mi-gececek_674846456

Bu kadar laftan sonra daha ne denir pek bilmiyorum ama şunu söyleyeyim: Düzgün bir finali var. Zaten olmasaydı bu yazı olmazdı. Dahası oyunculukları da gayet iyi bir dizi. Ben gibi kimilerinin ilk olarak Hayat Bilgisi ile tanıdığı ama özellikle Yaprak Dökümü ile tanınan ve şimdilerde Aramızda Kalsın‘da oynayan Gökçe Bahadır mesela başka bir yükselişini yaşadı hayat kadını rolüyle. Dizi, yakın zamana kadar Kayıp‘ta yer alan İlker Kaleli ve şu sıralar Her Sevda Bir Veda‘da oynayan Nik Xhelilaj gibi iki yeni ismi de sektöre kazandırmış oldu.

Dahası, işlediği sorunlarla ve ortaya serdiği İstanbul’un genellikle pek gösterilmeyen yüzüyle dikkati de çekti ve kendisini sevdirdi de. Tabii ki tepki çekmedi de değil. Aysel karakterinin cüretkarlığı veya kostümleri de dahil olmak üzere senaryodaki belli bazı noktalarda laf, klasik Türk örf ve adetlerine bile geldi. Bu bahsettiğim noktalar hayat kadınlığı ve travestilikle alakalı da değil ayrıca.

kayip-sehir-gokce_640

Kayıp-Şehir-1.-Bölüm-İzle-201

Bir de içimde kalmasın dediğim bir noktadan bahsedeyim: Kayıp Şehir ilk başladığında kanalda Cuma günleri, komedi dizisi Yalan Dünya da tatildeyken yayınlanmaya başladı. Sonrasında, dizi geri dönünce gün içinde 2. dizi olarak yayınlanmaya başladı. Bu da iyi giden reytinglerine pek iyi gelmedi denilebilir. Ardından Perşembe gününe alındı. Beren Saat‘in başrolü paylaştığı İntikam yayınlanmaya başlayana kadar burada kaldı ve bu sefer de Pazartesi’ye geçirildi, ki bir ara burada da 2. dizi olarak yayınlanmaya başladı.

Anlayacağınız Kanal D’nin bu sezonki dizilerinin yaşadığı gün/saat değişikliği ve izleyicisini kendisinde tutma mücadelesini onlardan önce ve bir vakitler Kayıp Şehir yaşamış oldu. En nihayetinde de 26. bölümde hikayesini mantıklı bir şekilde bitirerek perdeyi kapattı. Sürelerden dolayı artık pek fazla Türk dizisi izleyemiyorum ama Kayıp Şehir’i başından bitimine kadar -gerektiğinde internetten de olmak üzere- izleyip bitimiş ve memnun kalmıştım. Hala da güzel anarım. Dolayısıyla ‘yeni’ bir Türk dizisi izlemek isteyen birine tavsiyedir. Böyle yani…

Ek: Dizinin jenerik müziği olan ‘İstanbul Yokmuş Bundan Başka‘ adlı şarkıyı Sezen Aksu bestelemiş ve seslendirmiştir. Hatta şarkı, onun sayesinde diziden daha ünlü oldu denilebilir. Dinlemek isterseniz buraya bakabilirsiniz.

Kayıp-Şehir