ABC’nin yeni draması Somewhere Between’in tanıtımına hoş geldiniz.

Dizi, 24 Temmuz Pazartesi akşamı yayın hayatına merhaba dedi. 25 Temmuz Salı günü ise 2. bölümü yayınlandı ve 10 bölüm boyunca başına bir şey gelmezse her salı ABC ekranlarında izleyici ile buluşmaya devam edecek. Reyting olarak kötü bir başlangıç yapsa da kanalın bir diğer yaz dizisi Still Star-Crossed’un ekstra düşük reytinglerine gösterdiği sabır ve dizinin limitli dizi olması hesaba katıldığında kanalın dizinin sezonu tamamlamasına izin vereceği kanaatindeyim. Yine limitli dizi olduğu hesaba katıldığında ucunun da mümkün mertebe kapalı biteceğinde hemfikiriz herhalde.

Somewhere Between, bir Güney Kore dizisi uyarlaması. Legend of Seeker ve Taxi Brooklyn gibi dizilerden tanıdığımız Stephen Tolkin diziyi uyarlayan kişi. Gerilim türündeki dizinin yapımcıları arasında Tolkin dışında Joseph BroidoIvan FecanMatthew O’Connor ve Tim Gamble gibi isimler var. Çekimleri Kanada’nın Vancouver şehrinde tamamlanan dizinin yapımında ABC’ye eşlik eden yapım şirketleri ise ITV Studios America ve Kanada menşeli Thunderbird Entertainment.

Diziyi kısaca ifade etmek gerekirse kızının hayatını kurtarmaya çalışan bir annenin hikayesi diyebiliriz. Sırf bu kadarını bilerek çok sevdiğim Paula Patton başrolde olmasa diziye başlamazdım ben şahsen. Bu haliyle çok yalın oldu deyip de dahasını merak edenleri ispiyon içeren konu kısmına alalım. ‘Bana bu kadarı yetti, ispiyon (spoiler) benden uzak dursun.’ diyenler ise konu kısmını atlayıp geçebilirler.

KONU

(İlk 2 bölümden CİDDİ SEVİYEDE ispiyon içerir.)

Dizimiz Laura Price isimli bir kadını merkezine alıyor. Eşi ve kızı ile süregelen mutlu bir hayatı olan Laura için işler bir anda değişmiştir. Yaşadığı şehirde dehşet saçan bir seri katilin son kurbanı biricik kızı Serena olmuştur. Serena’nın ölümüyle dünyası kararan ve bir türlü toparlanamayan Laura, kızının ölümünden 3 ay sonra sonra intihar etmeye karar verir. Aynı anda aynı yerin birkaç metre uzağında eski bir dedektif olan Nico da okyanusa atılıp öldürülmek üzeredir.

İki eylem de gerçekleşir fakat iki kahramanımız da ölmez. Sudan çıktıklarında ise kendilerini 5 Nisan Çarşamba gününde, Serena’nın ölümünden tam 8 gün öncesinde bulurlar. Bakalım Laura eline geçen bu mucize fırsatı değerlendirerek yazılmış tarihi değiştirip kızının hayatını kurtarabilecek midir yoksa tarih yeniden tekerrür mü edecektir?

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Laura Price (Paula Patton):

İyi bir kariyeri, iyi bir eşi ve güzel bir kız çocuğu var. Bir haber yapımcısı olarak çalışıyor. Kızının hayatını kurtarabilmek için her yola başvurabilecek bir ruh haline sahip.

Karaktere Deja VuSwing VoteMirrorsMission: Impossible – Ghost Protocol2 Guns ve Warcraft gibi birçok popüler filmden tanıdığımız Hollywood yıldızı Paula Patton hayat veriyor.

Nico Jackson (Devon Sawa):

Eski bir polis. Şimdilerde özel dedektiflik yaparak geçimini sağlıyor. Uzun yıllar önce eşi öldürülmüş ve erkek kardeşi bu cinayetten hüküm giymiş. O günden sonra kendini bolca çalışmaya ve içkiye vermiş. İçtiği zaman körkütük sarhoş olan ve hiçbir şey hatırlamayan tiplerden.

Özel dedektif olarak yürüttüğü bir davada sınırlarını tam olarak çizemeyince başına dert alıyor ve sonrasında kader onun yolunu bir şekilde Laura ile kesiştiriyor.

Karakteri Nikita dizisinden tanıdığımız Dewon Sawa canlandırıyor.

Tom Price (JR Bourne):

Laura’nın kocası. Bölge savcısı olarak görev yapıyor. Vakti zamanında Nico’nun eşinin cinayet davasında davacı avukat olarak görev yapmış.

Karaktere Teen Wolf’tan aşina olduğumuz JR Bourne hayat veriyor.

Serena Price (Aria Birch):

Laura’nın hayatını kurtarmaya çalıştığı biricik kızı. Nasıl tarif etsem? Teyzesi, halası, amcası, dayısı olmak isteyeceğiniz ama annesi, babası, ağabeyi, ablası olmak istemeyeceğiniz bir çocuk. Eğlenceli bir bıcırık ama kontrol altında ve güvende tutulması sıkıntı bir karakter.

-Nico’nun takıntılı annesi Grace Jackson rolünde Ice’tan anımsanabilecek Catherine Barroll,

-Nico’nun hakkında idam kararı çıkması beklenen hapishanedeki erkek kardeşi Danny Jackson rolünde Noel Johansen,

-Danny’nin babaannesinin bakımında olan kızı Ruby rolünde Imogen Tear,

-Nico’nun özel dedektiflik işindeki partneri Jenny rolünde Mistresses’tan anımsanabilecek Carmel Amit,

-Nico’nun polislik dönemindeki ortağı olan ve şimdilerde şube müdürü olarak görev yapan Sarneau karakterinde Supernatural ve The 4400’dan tanıdığımız Samantha Ferris,

dizide karşımıza çıkan diğer isimler.

YAZARIN NOTU

Dizinin ilk bölümünün izlenir durumda olsa da oldukça sıradan olduğunu, son 5 dakikada yaptığı hamleden sonra dikkatimi çekmeyi başardığını ve akabinde 2. bölümü keyifle izlediğimi belirtmem gerek.

Paula Patton’ı izlemek büyük fırsat ama büründüğü bu tiple sanki onu değil de Shannyn Sossamon‘u ya da Jennifer Lopez‘i izliyormuşum gibi geliyor bana. Dünyanın en güzel kadınlarından biri olan Paula Patton, bu karakterle sahip olduğu ışıltıyı bir miktar kaybetmiş gibi görünse de yine de dizinin önemli artılarından biri.

Devon Sawa, ilk iki bölümün en fazla kendini izleten oyuncusu. JR Bourne, her zamanki gibi uyuz karakter gömleğini geçirmiş gibi üstüne. Ama Grace kadar uyuz olunası bir karakter olacağını zannetmiyorum an itibariyla.

Yukarıda da dediğim gibi bu bir limitli dizi. Düşük reytingli başlangıcına rağmen ABC’nin yayından çekeceğini zannetmiyorum. Kadrodaki oyunculara sempatisi olanlar hazır bu fırsatı yakalamışken reyting ve iptal gibi şeyleri umursamadan oturup izlesinler bence.

Benim söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler!

FRAGMAN

Resmi Site – IMDB – Wikipedia – Twitter – Facebook