NBC’nin tek sezon sonunda iptal ettiği dramalardan Surface‘i izleyip sitede mini de olsa bir tanıtımı olmadığını görünce bu yazıyı yazmaya karar verdim. Surface nedir, ne değildir diye merak eden varsa sizi yazının devamına alalım.

Bilim kurgu, gizem ve macerayı harmanlayan drama 19 Eylül 2005 – 6 Şubat 2006 tarihleri arasında toplam 15 bölüm yayınlanmış ve ilk sezonunun ardından kanalı NBC tarafından iptal edilmiş. Bölüm süreleri 41-43 dakika arasında değişen Surface’in yaratıcıları, ikiz erkek kardeşler Jonas Pate ve Josh Pate. Yapımcı kadrosunda bu ikili dışında Ed MilkovichJeffrey ReinerDarcy MeyersJay Beattie ve Jeff Henry gibi isimler de var.

Gelelim konusuna! Wilmington/North Corolina’da yaşayan 14-15 yaşlarında bir erkek çocuğu, Monterrey/California’da görevde olan bir deniz biyologu ve Louisiana’da erkek kardeşi ile balık avına çıkmış bir sigorta satıcısı daha önce görülmemiş, özel deniz yaratıklarına rast gelir yakın zaman dilimlerinde. Bu rastlantılar bu üç karakterin yaşamında bundan sonraki süreçte büyük değişikliklere sebep olacaktır. Devletin özel ajanlarının da yakından ilgilendiği okyanustaki bu özel yaratıklar nedir, nereden gelir, tehlike ne boyuttadır ve 3 ana karakterimizin başından neler geçecektir izleyip öğreneceğiz.

İlk bölüm ispiyonu içeren karakter tanıtımları için sizi aşağıya alalım.

(Soldan Sağa) Rich Connelly – Laura Daughtery – Miles Barnett

Laura Daughtery (Lake Bell):

5-6 yaşlarında bir erkek çocuğu olan boşanmış bir anne. Bilgili ve meraklı bir deniz biyologu. Küçük bir denizaltı ile tek başına görevde olduğu bir anda yeni bir tür keşfettiğini fark edince daha fazla şey öğrenmek istiyor, bu keşfi bir saplantı haline getiriyor  ve bu araştırmayı hayatının merkezine koyuyor.

Karaktere Childrens HospitalWet Hot American Summer: First Day of Camp ve How to Make It in America gibi dizilerden tanıdığımız Lake Bell hayat veriyor.

Miles Barnett (Carter Jenkins):

14-15 yaşlarında. Derslerine ve okula pek ilgi göstermeyen, kendi halinde bir çocuk. Bir gün denizde arkadaşları ile takılırken bir gariplik hissediyor, sonra tekrar aynı yere gidip kontrol edince özel bir türe ait birçok yumurta ile karşılaşıyor. Bir tanesini eve götürüp büyütmeye başlıyor, hayatta tüm ilgisini bu yeni keşfine kanalize ediyor.

Karakteri bu yıl Famous in Love‘da karşımıza çıkan Carter Jenkins canlandırıyor.

Rich Connelly (Jay R. Ferguson):

Evli ve 2 çocuk babası, sıradan bir yaşamı olan bir sigorta satıcısı. Bir gün erkek kardeşiyle balık avına çıkıp zıpkınla denizin derinliklerine kulaç açtıklarında kardeşi çok büyük ve özel bir tür tarafından çok derin bir deliğe doğru sürükleniyor. Yaşadığı bu büyük dehşetin ardından travma yaşıyor ve kardeşine ne olduğunu öğrenmeyi kafasına koyuyor.

Karaktere The Real O’Neals ve Mad Men gibi dizilerden hatırlanabilecek Jay R. Ferguson hayat veriyor.

Bu üçlü dışında Miles’ın okulun popüler kızlarından olan havalı ablası Savannah rolünde Gossip Girl yıldızlarından Leighton Meester‘ı, Miles’ın kankası ve girdiği bu yeni macerada yoldaşı Phil rolünde Eddie Hassell‘ı, Miles’ın annesi Sylvia rolünde Lou Anne Cooper‘ı, Miles’ın babası Ron rolünde Ric Reitz‘i, Rich’in eşi Tracy rolünde Kelly Collins Lintz‘i, Laura’nın oğlu Jesse rolünde Bobby Coleman‘ı ve devletin konuyla ilgili görevli özel ajanı Davis Lee rolünde Hawaii Five-0 ve The Event gibi dizilerden hatırlanabilecek Ian Anthony Dale‘i izliyoruz.

Bunlar dışında tekrar eden rollerde veya konuk oyuncu olarak karşımıza çıkan bazı isimler şunlar: Jason DavisRade SerbedzijaLinsey GodfreyAustin NicholsEric LadinMartha Plimpton, Johanna Braddy ve Melissa Ponzio.

Son olarak sırada dizi ile ilgili düşüncelerim var.

Başroldeki üç isimden Lake Bell’i ve Carter Jenkins’i izlemek keyifliydi ama Jay R. Ferguson pek de kayda değer bir tercih olmamış bana göre. Leighton Meester, son 3-4 bölümde yer alan Linsey Godfrey ve birkaç bölümde izleme fırsatı yakaladığımız Austin Nichols de renk kattı kendi çapında diziye. Carter Jenkins’in performansı yaşına göre epey iyiydi bana göre.

1.5 saatlik ucuz filmlerden olabilecek bir hikayeyi 15 bölümlük bir sezona yaymayı tercih etmişler. Haliyle pek yüksek bir temposu yoktu dizinin. Ben izlediğime pişman değilim şahsen ama benim gibi yoklukta kalmadıkça açıp da başına oturmanızı da önermem yani. Konusu hoşunuza gittiyse, oyunculara bir sempatiniz varsa ve boş da vaktiniz varsa deneyebilirsiniz.

Ucu açık bitti denebilir ama rahatsız edici bir açıklık değil bana göre. Sonrası için heyecan verici bir noktada bıraktı gitti. 2. sezon olsa ilk sezondan çok daha iyi olurdu muhtemelen.

Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler.

Fragman