Geçtiğimiz yıl yeni sezon zamanı, İsveç ve Danimarka televizyonlarında yeni bir ortak yapım kendini gösterdi. Danimarka’da Broen, İsveç’teyse Bron adıyla yayınlanan bu dizi, ilk sezonunda 10 bölüm yayınlanarak şimdilik ekranlardan uzaklaştı. İşte, bahsi geçen ve benim Broen demeyi tercih ettiğim yapım, Nisan ayında BBC4 kanalı tarafından da yayınlanmaya başlayınca birçok insanın dikkatini çeker hale geldi. Ben de izleyip sevdiğim bu yapım hakkında tanıtım yazayım dedim. İngiltere’de The Bridge adıyla yayınlanan bu dizi, nasıl bir şeydir derseniz buyurun yazının devamına.


Broen, ilk sezondaki her bölümü 57 dakikadan oluşan ve aslında seri katil üstüne kurulu bir polisiye dizi. Ama bu seri katil pek alışılageldik türden bir seri katil değil. Giriş kısmıyla pek uğraşmayıp direkt dizinin konusuyla devam edersek…

Danimarka ve İsveç’i birbirine bağlayan Öresund Köprüsü‘nde elektrikler 48 saniyeliğine birdenbire kesiliverir. Elektrikler yeniden geldiğinde ise köprünün orta yerinde yatan bir ceset ortaya çıkar. Ortadan ikiye bölünmüş ve İsveç’li bir politikacı kadına ait bir ceset… İki ülke de olaya müdahale etseler de ölen kadın İsveç’li olduğu için davayı İsveç üstlenir. Ama çok geçmeden olayın bu kadar basit olmadığı ortaya çıkar…
Yapılan tahlillerde ikiye ayrılmış cesedin alt kısmının 1 yıl önce kaybolmuş Danimarkalı bir fahişeye ait olduğu ortaya çıkınca, devreye Danimarka da girer ve iki ülke ortak soruşturma yürütmek zorunda kalırlar. Ancak, çok geçmeden olayın bununla da kalmayacağı ortaya çıkar…

Polislerin karşısındaki katil, sıradan seri katillerden birisi değildir. Olayların arkasındaki kişi, bir gazeteciyi de kullanarak iki ülke için de problem olan 5 halk sorununa işaret edeceğine dair bir mesaj yayınlar. İşte, o zamandan itibaren rekabet, mücadele ve savaş başlamış olur. Katil, sorunlara “kendi yöntemleriyle” dikkat çekmeye çalışırken polisler, iki ülkeyi de kapsayan bir soruşturmada kedi-fare oyununa girişirler.Konunun ardından tanıtıma, karakter bazlı kadroyla devam edelim :

Saga Norén, olayı İsveç adına araştıran cinayet masası dedektifi. Dava çözme oranı mükemmel ve iş arkadaşlarının deyimiyle “özel” biri olan Saga, işkolik, duygu yoksunu, insan ilişkileri açısından görüp görülebilecek en berbat kişi. Ayrıca, dizinin de en sevilesi ya da en nefret edilesi karakteri. Saga’yı, bu dizi sayesinde kendi ülkesi dışında da tanınmaya başlayan Sofia Helin canlandırıyor.

Martin Rohde, olayı Danimarka adına araştıran cinayet masası dedektifi. Martin, olan bitenlere rağmen Saga’ya tahammül edebilen, ailesiyle hassas durumda ilişkilere sahip ve davaya Saga kadar bağlı olmasa da çözebilmek için sınırları zorlamaya gayret eden biri. Karakteri, ülkesinin başarılı oyuncularından biri olsa da dışarıda bu dizideki rolüyle tanınma fırsatı bulmuş Kim Bodnia canlandırıyor.

August Rohde, Martin’in ilk evliliğinden olma 18 yaşındaki oğlu. Henüz iş sahibi olmayan ve babasının yanına yeniden taşınan August’un Martin’le arası geçmişin de katkısıyla bozuk durumda. Ayrıca, “bundan sonrası için hakkında ne söylense ispiyon olur” durumunun da bu dizideki en geçerli karşılığı. ((Hayır, katil ya da ona yardım eden birisi değil. Spoiler (ispiyon) vermiş falan değilim.)).Karakteri, kariyerinin başındaki genç isimlerden Emil Birk Hartmann canlandırıyor.

 

Mette Rohde, Martin’in ikinci eşi ve ikizlerinin annesi. Mette, arası pek iyi olmasa da August’la iyi anlaşmaya çalışan, Martin’e bağlı, aslında dizi boyunca olan her şeye karşı onun yanında olmak için çaba gösteren biri. Karakteri, The Killing’in orijinal versiyonu Forbydelsen‘e de konuk olmuşluğu da bulunan Puk Scharbau canlandırıyor.

Broen, temelde 2 ana karaktere ve önemi büyük belli bazı karakterlere sahip olsa da yan kadro bakımından epey zengin bir dizi. Saga’nın patronu, Martin’in patronu ya da bahsi geçen gazetecinin yanında birden fazla bölümde kendine yer bulan birçok oyuncuyu barındırıyor. Dizide 5 ana sorun işlenmeden önce -aslında genellikle bir önceki sorunla uğraşılırken- sorunlarla bağlantılı olan yan karakterlerin hikayeleri de bizlere sunulmakta.


Broen ‘deki araştırma ekibi

Bilindik adıyla The Bridge (Köprü) dizisi, 2013 sonbaharında yeniden bizimle olacak olsa bile merkezindeki olayı ilk sezon sonunda sonuca erdiren bir yapım. Hem de anlatılmaz yaşanır dediğimiz türden, olağanüstü bir sonla… Dizi, sahip olduğu atmosfer bakımından kıyaslandığı The Killing ile de benzerlik göstermekte. Oyunculukların da aynı şekilde ondan aşağı kalır yanı yok. Davada 10 bölüm boyunca karşımıza çıkanlar, işlenen halk sorunları, bunların işlenme yöntemi ve yan hikayeler derken bölümlerin nasıl geçtiği neredeyse anlaşılmıyor bile… Aslında Broen, ilk sezonunun finali için bile izlenebilecek türden bir dizi… Sonuçta, 10 bölümlük bu mini şaheser, konusu hoşuna giden herkese şiddetle tavsiye edilir.

İzleyenlere ya da izleyeceklere şimdiden iyi seyirler.