Sky Atlantic kanalının eylül ayında bizlerle buluşturduğu yeni dizisi Tin Star‘ın tanıtımına hoş geldiniz.

Tin Star‘ın 10 bölümlük ilk sezonunun tüm bölümleri 7 Eylül 2017 tarihinde kanal tarafından dijital ortamda yayınlandı. Kanal haftalık olarak da televizyondan yayınlamaya devam ediyor bu arada bölümleri. Online dijital platformlardan Amazon’un da dizinin yayın haklarını elinde bulundurması ve söz konusu tarihte tüm bölümleri yayınlamış olması dolayısıyla Sky Atlantic’in de ister istemez böyle bir yayın politikasını tercih etmek durumunda kaldığı söylenebilir.

Tin Star daha ilk sezonu yayınlanmadan Sky Atlantic’ten 2. sezon onayı almıştı bu arada.

Yazar kadrosunun başında 28 Weeks LaterBefore I Go to Sleep ve The American gibi popüler filmlerin arkasında yer alan Rowan Joffe‘yi barındıran dizinin yapımcı kadrosunda ise Diederick SanterAlison Jackson ve Cameron Roach gibi isimler var.

Suç ve gizem soslu dramanın bölüm süreleri ise 43 ile 54 dakika arasında değişiyor.

İngiliz bir baba, İrlandalı bir anne ve 2 çocuktan oluşan 4 kişilik Worth ailesi, İngiltere’deki yaşamlarını bırakıp yeni bir hayata başlamak üzere Kanada’da küçük bir göl kenarında yer alan bir dağ kasabasına gelirler. Ailenin babası Jim, uzaktan sakin görünen bu kasabanın şerifi olarak göreve başlar. Kasabadaki iş imkanları ise genel olarak kısıtlıdır. Derken büyük bir petrol firması iş ve aş vaadiyle kasabalının kapısını çalar, aklına girer ve fabrikasını kasabanın bitişiğine kurmak için kasabalılardan onayı alır. Fabrikanın açılması kasabaya hatırı sayılır bir miktarda işçi göçünü de beraberinde getirir. Haliyle şiddet ve suç olaylarının artması da kaçınılmaz olur. Şerif ve ailesinin yeni hayatlarına alışmaya çalıştığı günlerden birinde ise bir suç olayı gelir ve Jim’in ailesini bulur. Akaryakıt istasyonunda benzin almak üzere durdukları bir esnada yüzü maskeli bir silahlı saldırganın kurşunu aile fertlerinden birine isabet eder. Diziyi tam da bu silahlı saldırı sahnesiyle açıyor ve olayların nasıl bu noktaya geldiğini görmek üzere geriden alıyoruz hikayeyi. Diğer bölümlerde de bu tarz ilgiyi tetikte tutan sunum taktiklerini bolca kullandığını görüyoruz bu arada dizinin.

Dizimizin başrol oyuncusu Tim Roth, Şerif Jim Worth karakterine hayat veriyor. Tim Roth yukarıdaki posterde öne çıkarıldığı üzere başrolü Christina Hendricks ile paylaşmıyor bu arada. Dizinin tek başrolü o kesinlikle.

Jim, eşini ve çocuklarını seven bir baba ve aynı zamanda kolayca sinirlenen, şiddete meyilli bir şeriftir. Başkalarının söylediklerine ve istediklerine önem gösteren bir yapısı pek yoktur. Başına buyruktur, kendi bildiğini okur. Bir büyük sıkıntısı da vardır ki içtiği zaman Jim artık Jim değildir. Birkaç senedir içkiye ağzını sürmeyen Jim’in içtiği vakitlerde ikinci kişiliği Jack devreye girmektedir ve Jack, Jim’den çok çok daha farklı biridir. Arkasında gizemli bir geçmiş barındırır.

Tim Roth’u Lie to Me, Rillington Place ve Klondike gibi dizilerden tanıyabilirsiniz.

Dizinin 2 numaralı baskın karakteri olan Jim’in kızı Anna rolünde Abigail Lawrie‘yi izliyoruz. Anna’nın yaşına göre oldukça olgun bir genç kız olduğunu söylemek mümkün. İngiltere’den ve arkadaşlarından ayrılıp bu dağ kasabasına sürüklenmek zorunda kaldığı için mutsuz ama bunu büyük bir sorun haline de getirmiyor ailesine karşı. Tıpkı babası gibi başına buyruk ve kendi bildiğini okuyan biri.

Jim’in oğlu Petey rolünde ise Rupert Turnbull karşımıza çıkıyor.

Jim’in karısı Angela rolüne Glitch, The Secret, The Honourable Woman ve Episodes gibi dizilerden aşina olduğumuz Genevieve O’Reilly hayat veriyor. Taşrada büyümüş İrlandalı bir kadın ve kocasını destekleyen iyi bir eş Angela.

Mad Men ve Hap and Leonard dizilerinden aşina olduğumuz Christina Hendricks, petrol şirketinin halkla ilişkiler ve basın sorumlusu Elizabeth Bradshaw karakteri ile yardımcı rolde yer alıyor dizide. Son derece soğukkanlı ve tuttuğunu koparan bir kadın Elizabeth.

Hell on Wheels, Van Helsing, Sanctuary ve Stargate: Atlantis gibi dizilerden aşina olduğumuz Christopher Heyerdahl, petrol şirketinin şube sorumlusu Louis Gagnon karakteri ile karşımıza çıkıyor. Louis’in son derece soğukkanlı ve duygusuz bir adam olduğunu söyleyebiliriz.

Dickensian dizisinden anımsanabilecek Oliver Coopersmith, petrol şirketinde çalışmak üzere İngiltere’den gelen Whitey isimli bir gence hayat veriyor. Anna ile aralarında birbirlerini ilk gördükleri andan itibaren bir çekim başlıyor.

Marcella ve Desperate Romantics dizilerinden anımsanabilecek Ian Puleston-Davies, Whitey’nin onunla beraber kasabaya çalışmaya gelen bir akrabası olan Frank karakteriyle karşımıza çıkıyor.

Between dizisinden anımsanabilecek Sarah Podemski‘yi kasabanın Jim dışındaki 2 güvenlik mensubundan biri olan Şerif Yardımcısı Denise Minahik rolünde izliyoruz. Denise bir Kızılderili kızı. Babası kasabanın hemen dışında kendi arazi sınırları içerisinde yaşayan bir Kızılderili kabilesinin lideri. 

Kasabanın diğer şerif yardımcısı Nick McGillen rolünde Hellcats ve Defiance dizilerinden anımsanabilecek Ryan Kennedy‘yi izliyoruz. Ryan ve Denise bir çift. Denise’e oranla daha az destek veriyor Jim’e kararlarında.

Tin Star, yazının konu kısmında da belirttiğim üzere başta bir sahne gösterip bölümün devamında geriye sarıp o ana doğru yavaş yavaş ulaştığımız bir sunum taktiği kullanıyor bölümlerin en azından yarısında ve bu konuda da oldukça başarılı oluyor. Gizem unsurunu başarıyla kullanan dizinin bu gizem unsurunu bölümlere ve sezona güzelce yayabildiğini ve sunum kalitesi ile öne çıkmayı başaran bir dizi olduğunu belirtmek isterim. Yer yer yaptığı sürpriz hamlelerle de ilgiyi tetikte tutmayı başarıyor. Hikayenin dram kısmını izleyiciye geçirme kısmında da başarısını sürdüren Tin Star kaliteli kadrosu, iyi oyunculukları, doğru ve yerinde kullanılan müzikleri ile de damakta güzel bir tat bırakıyor. Başrolde Tim Roth epey iyi iş çıkarırken Abigail Lawrie gibi ekran enerjisi yüksek bir genç bir oyuncu da performansı ile beğeni toplayıp oyunculuk piyasasında kalıcı olacağının sinyallerini veriyor.

Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler.

Bu da fragmanı: