Başlamadan önce uyarıyı yapayım bu yazı neredeyse tamamen spoilerdir ve eğer bu haftaki bölümü (S01E08 – Shrink Wrap) henüz izlemediyseniz kesinlikle yanlış yerdesiniz :)Buradaki tanıtımı ile ilgimi çeken diziyi izlemeye başladım ve kabul etmeliyim ki başlarda oldukça keyif vericiydi. Hikaye ve kurgunun bir anda sizi ele geçirmesinin yanı sıra ahlak ve etik kavramları çerçevesinde kişisel çelişkilere sürüklemesi de bir sonraki haftayı heyecanla beklemenize yetiyordu. Derken birde kötü seri katil “Buz Kamyonu Katili” ile iyi seri katil Dexter arasında bir oyunun gelişme beklentisinin oluşturulması ile de iyice bağlanmış oldum :)
Sizi bilmem ama ben dizinin son iki bölümünden pek hoşnut kalmadım. Nedenlerime Neil Perry ile başlayayım; eminim sizler de benim gibi, geçen hafta diziyi izlerken Neil Perry’nin buz kamyonu katili olmadığından daha ilk ortaya çıkışı ile birlikte emindiniz ve bölümün sonunda Dexter ile sahte buz kamyonu katilinin karşı karşıya gelmesi sonucu olayın izleyici tarafında aydınlanacağını biliyordunuz. Dizide herşey dozunda giderken aniden bu kadar kolay tahmin edilebilir bir olayı o zaman bütünlük ile uyumsuz bulmuştum, bu hafta LaGuerta’nın kendisine uzattığı kesik bir başla birden bire asıl katil olmadığını itiraf etmesinden sonra artık gereğinden fazla rahatsız edici olduğunu düşünüyorum. Kendisini bir seri katilin kimliğine uzun süre hazırlayan hasta ruhlu bir insanın, özellikle de örnek aldığı katilin buz kamyonu katili olduğu düşünülürse, daha önce bu işi denememiş ya da bir şekilde benzer sahnelerle karşılaşmamaış olması ve birden korkup maskesini düşürmesi akılcı gelmiyor bana. Kaldı ki annesini öldürmüş olması ya da en azından, cesedin kesik bacağını hatırlayacak olursak, üzerinde denemeler yapmış olaması da yüksek bir ihtimal.

Bir de daha ilk ortaya çıktığı andan itibaren ortalığa kaçamak “bende garip birşeyler var, çok fena birşeyler gizliyorum” bakışları atan ve ironik esprileri ile izleyicinin şüphelerini körüklemeyi görev bilmiş bir doktorumuz var. Çıkışından itibaren “lütfen buz kamyonu katili bu çıkmasın, bu kadar basit olmamalı” deyip durduğum ama bu bölümün sonunda artık açık edildiği üzere, zavallı güvenlik görevlisi Tucci’yi mükemmel protezleri ile yeniden birleştiren kahraman doktorumuz meğerse daha başlangıçta onu küçük parçalara ayırarak bu hale gelmesine sebep olan caniymiş! Kendi kurgularımda yakın çalışma arkadaşlarından birisi olmasını beklediğim buz kamyonu katilinin Dexter hakkında bu kadar şeyi nereden bildiği ise tam bir bilinmezlik içinde şu anda. Umarım onu da Neil Perry de olduğu gibi “polis merkezinin bilgisayar sistemlerini koruyan güvenlik duvarındaki açığa” bağlamazlar :)Bütün bunlara rağmen bu haftaki bölümde Dexter’ın hastalarını intihara sürükleyen psikiyatrist Dr. Meridien ile oyununu, terapi sırasındaki geri dönüşlerini ve kendisinin bile insani yanlarının olabileceğini keşfetmeye başlamasını beğendiğimi söylemeliyim. Rita ile ne zaman birlikte olmak zorunda kalacağını ve sonuçta ne olacağını hep merak etmiştim, bunu bu hafta görmüş olduk ve açıkcası ben bir zorunluluk ile gerçekleşmesini olumsuz sonuçlanmasını beklerken tam tersi gerçekleşti. Sanırım ilerleyen bölümlerde, bu bölümde terapi sırasındaki geri dönüşlerde ortaya çıkan çocuk ile Rita’nın eski kocası arasında bir bağ kuracak Dexter. O çocuğu öldürdü ise bunu bir hata olarak düşünüp aynı şeyi Paul için yapmayacak, ya da aksi gerçekleşecek ve geçmişte keşke öldürseydim dediği o çocuğu Paul’de kişiselleştirip Rita’nın “keşke bir anda ortadan kaybolsa” şeklindeki dileğini gerçekleştirecek :) LaGuerta’nın kariyer hırsının onu göründüğünden daha tehlikeli birisi haline dönüştürüğü görmek de ilginçti gerçekten. Netice de, geçen hafta kendi kendime “protezci doktor buz kamyonu katili çıkarsa bu diziyi bırakırım şeklinde” bir söz vermiş olsam da, Dexter, Deb ve kamyoncu doktorumuz arasında ilerleyen bölümlerde nelere olacağını merak etmekten kendimi alamadığım için, sanırım gelecek hafta da izleyeceğim :)