Netflix’in erotik gerilim dizisi Obsession, 13 Nisan’da geliyor.
8 yorum abidin77 29 Mart 2023 18:15
Netflix’in 13 Nisan’da ekranlara gelecek İngiliz yapımı erotik gerilim dizisi Obsession’ın fragmanı yayınlandı.
2011’de hayatını kaybeden İrlandalı yazar Josephine Hart’ın 1991’de yayınlanan kısa romanı Damage’in 4 bölümlük modern uyarlaması Obsession, erotik saplantı ve yasak arzu hakkında heyecan verici ve baştan çıkarıcı mini bir dizi.
Londralı saygın bir cerrahın, oğlunun nişanlısıyla olan yasak ilişkisi zamanla erotik bir saplantıya dönüşürken hiçbirinin hayatı eskisi gibi olmayacaktır.
Hikaye, esrarengiz Anna Barton, nişanlısının babası William ile tutkulu bir ilişkiye başladığında ortaya çıkan tehlikeli bir aşk üçgeninin etrafında dönüyor. Anna her iki ilişkiyi de sürdürmek için savaşırken, William saplantılı bir sarmalın içine çekilir. Ancak biri incinmeden önce sırlarını ne kadar süre saklayabilirler?
Richard Armitage (The Hobbit, Stay Close, The Stranger), müstakbel gelini Anna ile tutkulu bir ilişkiye başlayan ve karısı Ingrid’in haberi olmadan kendini saplantılı bir sarmalın içinde bulan Dr. William’ı canlandıracak.
Charlie Murphy (Halo, Peaky Blinders), William’ın oğlu Martyn ile nişanlı olan, Martyn ve William ile ilişkisini canlı tutmak için mücadele eden Anna Barton’ı canlandıracak.
Indira Varma (This Way Up, Obi Wan Kenobi), William’ın eşi Ingrid; Rish Shah (Ms. Marvel, Strangers), William’ın oğlu, Anna’nın nişanlısı Martyn; Pippa Bennett-Warner (Chloe, Gangs of London), Peggy; Celine Arden (Bridgerton), Mimi karakterini canlandıracak.
Sonera Angel (The Third Day), Francesca Knight (The Girl Before), Kerim Hassan, Victor Pontecorvo, Greg Barnett, Letty Thomas, Ed Hughes ve Isla Jackson-Ritchie, dizinin kadrosunda yer alan oyuncular.
Morgan Lloyd Malcolm ve Benji Walters senaryoyu yazdı. Glenn Leyburn ve Lisa Barros D’Sa (Good Vibrations, Ordinary Love) dizinin yönetmenliğini üstendi. Gina Carter (In the Long Run), dizinin yapımcı. Guamont UK (Alison Jackson) ve Moonage Pictures (Matthew Read ve Frith Tiplady), dizinin yapım stüdyoları.
Damage, yayınlandıktan 1 yıl sonra, 1992’de Louis Malle’in yönetmenliğinde, Jeremy Irons, Juliette Binoche, Miranda Richardson, Rupert Graves ve Ian Bannen’ın başrollerinde sinemaya uyarlanmıştı. Film dünya çapında 31 milyon dolar kazandı. Richardson, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar ve Altın Küre adaylıkları alırken, BAFTA ödülünü kazandı. Binoche, Cesar Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu dalında aday gösterildi.
yorumlar
Oğlum O Senin Gelinin Gelinin (birisinin yapması lazımdı)
şöyle konular izleyiciyi gerçekten çekiyor ya çok üzülüyorum. dizinin ispanyollardan değil de ingilizlerden gelmesine şaşırdım.
Hep kalite hep kalite olmaz, biraz da böylesi lazım.
Cidden.
İlk 2 bölümü izledim.
– Patron çıldırdı sonunda, bu ne be?
Neresine ne diyeceğimi bilemedim. Yazarken düşüneyim. Kaç yaşında, görünen o ki iyi bir evliliği ve prestijli bir işi olan doktor adamın aklı oğlunun kız arkadaşını görünce gitti. Bildiğin kalmadı. 15 yaşında ilk aşkıyla tanışan ergenç genç misin kanki sen? A-aa.
Allahcım, peki o erotizme ve başka her şeye benzeyen yakınlaşma/sevişme sahneleri ne öyle? Hadi bunu şimdilik geçtik diyelim, o otel odası sahnesi neydi? Oturduğum yerden başkası adına ben utandım. Adamın girdiği hallere bak. Kadının işe yaramaz gizemli tavırlarının saçmalığına bak. Dominatrix dinamiği var desen, o da yok.
Umarım nikah günü basılırsınız da rezil olursunuz. Madem Bihter ile Behlül kaçamadılar, bari siz kaçın. Ne diyeyim başka… Kalan 2 bölümü de izleyeceğim. Hepi topu 4 bölümlük mini dizi, bitiririm elbet.
Not: Richard Armitage sen beni güldürdün, Netflix de seni güldürsün.
Değerli halkımız kalp.
Gören gelmiş
Türünün iyi bir örneği değildi dizi. Bu eksikliğine rağmen ilgiyle izletti kendini. Son sahnesi çok manasızdı. Son sahneden bağımsız olarak da daha iyi bağlanmalıydı bence ayrıca. Teması olan ‘Erotizm’ kavramının altını ne kadar doldurabildiği tartışılır. Fazla basit, fazla yüzeysel, fazla doğaçlamaydı hikayede ayrıca her şey. Başrol abimiz biraz kütüktü. Oğlu rolündeki eleman ondan daha kütüktü. Peaky Blinders’tan pek pozitif anımsamadığım Charlie Murphy’nin ise büyük bir Linda Cardellini hayranı olduğu hissi geçti bana izlerken. İyisiyle ve kötüsüyle diziyi Charlie Murphy taşıdı bu arada. Anna üzerinden gelişecek bir 2. sezon fikrine açığım bu sebeple.
Tabii ki tavsiye değildir Erotizminiz ayrı, geriliminiz ayrı batsın. Sadakatsiz Volkan’ın yanına koymak lazım bu adamı. Anna da bundan daha iyi olduğu için değil gerçi ama onun ne halt yediği sezon boyu az çok belliydi hiç değilse.
Kendi çapında topladı gitti, mini dizi olduğu için böyle de kalır zaten. Kalsın da. Hadi geçmiş olsun.
Anna’nın karakterini geçmiş travmalarına bağladılar, sonra da aynı şeyi bir kez daha yapacakmış gibisinden gösterip bıraktılar. Oldu o zaman, bye.