A Gentleman in Moscow, Mart 2024’te izleyiciyle buluşan tarihi drama ve mini dizi bir yapım.

Sezonu 8 bölümden oluşan dizi Showtime’da ya da şimdiki adıyla Paramount+ with Showtime’da yayınlandı. Ben Vanstone dizide senarist, yapımcı ve showrunner olarak görev aldı. Senaryoda kendisine Nessah Muthy eşlik etti. Bölümleri Sam Miller ve Sarah O’Gorman yönetti. Yapımcıları arasında Tom Harper (Peaky Blinders, War & Peace) da bulunuyor.

Ewan McGregor’un başrolünde olduğu dizide Mary Elizabeth Winstead, Alexa Goodall, Johnny Harris, Fehinti Balogun, Daniel Cerqueira, Björn Hlynur Haraldsson, Leah Harvey, John HeffernanLyès Salem ve Anastasia Hille de ana kadroda rol alıyor.

A Gentleman in Moscow, Amor Towles’in 2016’da yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanarak hazırlandı. Roman, 2018’de Hep Kitap tarafından “Moskova’da Bir Beyefendi” adıyla basıldı. Towles ve McGregor da Lionsgate Television ve Paramount ortaklığıyla hazırlanan dizide yönetici yapımcı olarak bulunanlardan.

Konusu:

1917’deyiz. Bolşevik Devrimi, Rus Devrimi veya Ekim Devrimi gibi isimlerle bilinen malum olay Sovyetler Birliği’nin kurulmasına yol açıyor. Dizide de devrimin ardından kendisini tarihin yanlış tarafında bulan aristokrat Kont Alexander Rostov’u takip ediyoruz.

Çarlık iktidarın yanlısı olan Rostov, geçmişinde yaşananlar nedeniyle Bolşevik mahkemesi tarafından ev hapsine mahkûm edilir. Bu cezayı da Hotel Metropol adlı lüks bir otelin çatı katındaki bir odada çekmeye başlar. Tam olarak odaya hapis değildir, esasında otele hapistir. Dışarıya çıkması durumunda öldürüleceği söylenir.

Kont Rostov da günlerini, hatta yıllarını artık bu otelde geçirmeye başlar. Yeri geldi mi elit bir konuk yeri geldi mi şef garson olur. Konuklarla veya çalışanlarla tanışır, vakit geçirir ve bazısıyla arkadaş olur. Bir yandan da Rus tarihinde olup bitenlere bulunduğu yerden tanık olmaya devam eder. Otelin duvarları arasında kendisine yeni bir hayat kurmaya çalışırken arkadaşlığın, ailenin ve aşkın önemini keşfeder.

A Gentleman in Moscow, kadrosu sayesinde dikkatimi ve ilgimi çeken yapımlardan birisi. Ewan McGregor başta olmak üzere oyuncularının performanslarıyla daha öne çıkan bir yapım da zaten. İyi ki izlemişim diyerek tamamladım, benim açımdan yılın en iyilerinden birisi oldu.

Rostov’u sadece belli bir yere tıkmayıp oteli mekân belledikleri iyi oldu. Böylece farklı karakterleri katarak ilerlemeye fırsat da oldu. Ayrıca sezonda Rostov’un geçmişine direkt olarak gitmiyorlar, boşluğu yine otelde geçen diyaloglar eşliğinde doldukları olabiliyor.

Gerçi yine de siyasi açıdan ağırlığın fazla olmadığını ya da bana öyle gelmediğini söyleyebilirim. Politik açıdan tarihin karşı tarafında olan birisi nihayetinde kendisiyle ve görüşleriyle yüzleşse dahi bunun ayarı da fazla değil. İsteseler daha politik olabileceklerini düşündüm mesela izlerken ve belli bir çizgiyi korudular.

Esasında baskı altında ve bir çeşit tutuklu olduğu bir ortamda “ayakta kalmaya” ve hayatını yaşamaya çalışan bir adamın etrafında yürüyorlar zaten. Bu durum sadece Rostov açısından değil, otelde bölümlere yayılan şekilde gördüğümüz önemli karakterler için de geçerli. Misal Mary Elizabeth Winstead, bulunduğu yere kendi çabalarıyla gelmiş sinema oyuncusu Anna Urbanova’yı canlandırıyor. O da bir kadın ve bir oyuncu olarak değişen yönetim anlayışıyla birlikte ayrı ayrı ve kendince zorlukların içinde. Bir benzeri Johnny Harris‘in canlandırdığı, Rostov’u her ihtimale karşı gözünün önünde tutmaya çalışan polis memuru Osip için de geçerli.

Baktığında hikâyesinin gidişatı da gereği dramatik bir yapım, hele bazı bölüm sonları bunu özellikle yansıtan cinsten ve dizi, bunun da hakkını insanı bozmadan verdi. Öyle ya da böyle, hani nakış gibi ince ince işlediler denir ya, nihayetinde bu dizide bana ondan oldu. Finali de pek güzeldi ve mini diziye uygundu. Ödül niyetine olmasa da adaylık anlamında karşılığını alır umarım.

Dizi genel çerçevede benim gözümden böyle… İyi seyirler.