tisikkirlir-sipirmin“Bu aralar 24 günleri eserken, Jack Bauer‘ın bize verdiği ilhama dayanarak “Bu ekrandan ne kahramanlar geldi geçti?” diyor tvguide.com. Eh biz de 1950’lerden günümüze Amerikan dizilerinde yer almış olan kimisini yakından tanıdığınız, kimisi çocukluğunuzun vazgeçilmezi, bazısını ise tarih kitaplarından ;) ya da anne-baba veya diğer büyüklerinizden duymuş olabileceğiniz 24+1 tane kahramanı paylaşıveriyoruz. 24’ü tvguide’dan, biri bizden. ;)


B.A. Baracus // The A-Team

B.A. Baracus (Mr. T, The A-Team)

1983-87 arasında yayınlanan ve ülkemizde Savaş Ay‘dan önce A-Takımı dendiğinde hatırlanan dizinin bu kaslı, huysuz adamı dönemin izleyicilerinin hala kahramanı değil de nedir? Üstelik kaslı olmasının yanında elinden her iş gelen bir tamircidir de! Tarzı ile hafızalarda öyle bir yer etmiştir ki nice tişörtü süslemiştir.
Uçmaktan korkuyor oluşu ile defalarca mizah unsuru yarattığını da unutmamak gerek. ;)

 

Nikita

Nikita (Maggie Q, Nikita)

O incecik narin vücutlu seksi kadın bazen bakışlarıyla yakarken, kimi zaman da tekmesiyle, yumruğuyla yıkıp birçok hayranına defalarca “Ez beni, parçala beni Nikitam!” dedirtmediyse yazarınız bu işi bırakır. ;)
İşinin ehli bir suikastçıyken, intikam peşine düşen bu kaçak, ölüm makinası karakterin 4. enkarnasyonunda Maggie Q ile ayrı bir tat, farklı bir lezzet yakaladığımız ortada.

 

1965-69 aralığına, Western’in popüler olduğu yıllara gidiyoruz bu kez. Dalga geçen havasıyla James Bond’un at üstündeki hali idi James West. Fütürist bir çok zamazingo kullanırdı; Jules Verne-vari birtakım aygıtlar. İnanmazsanız, görünmezliği keşfeden bir bilim adamından yediği dayağa bakın. ;)
Böyle bir kahramanı kim sevmez? Fragmanı hala eğlenceli olan bu dizi öyle tuttu ki aynı kadro ile 1979 ve 1980’de birer televizyon filmi çekildi. Yetmedi; 1999’da sinemaya uyarlanıp başrolüne Will Smith ile Kevin Kline‘ı oturttu.

 

Kwai Chang Caine  // Kung Fu

Kwai Chang Caine (David Carradine, Kung Fu)

Şimdi anladınız mı zamanında Badi Ekrem’in ayağını kırmasına kimin neden olduğunu? ;)
Tek kanallı televizyon yıllarımızda “usta-çekirge” ilişkisini dünyamıza sokan dizi 1972-75 mahsulü ve kahramanı Kwai Chang Caine de ekranların en Zen savaşçısı idi. Monklar tarafından yetiştirildiği için sakin ve tatlı dilli bir dövüş sanatçısıydı. İyilik için hayatını tehlikeye atardı. Öyle ki bir keresinde bir bizon ile yavrusunu kavuşturmak için neredeyse ölüyordu.
İşin en eğlenceli tarafı, David Carradine’ın dövüş sanatlarını dizi bittikten sonra öğrenmiş olması.

 

Şu fotoğrafı görüp de beyninde şu Savaşçı Prenses çığlığı yankılanan kaç izleyicimiz var? Zamanının ilerisinde bir dizinin cuk oturmuş, kaslı, kodum mu oturtan, sert, doğruluk peşinde dişi kahramanı.
İstediği kadar Roma dönemlerinde gezsin, bir nesil için hep Zeyna, yine Zeyna… ;)
O sert duruşunun yanında Gabrielle ile süregelen arkadaşlığı da takdire şayan, dillere destan elbette.

 

Raylan Givens // Justified

Raylan Givens (Timothy Olyphant, Justified)

Western deyip başına oturursanız o atı çok ararsınız. Ama Raylan’ın o gamsız, gözüpek, sakin, kendine has halleri ile kahraman kovboy olmak için ata da silaha da ihtiyacı yok. (Her ne kadar usta bir silahşör olsa da yıl 2010’lar olunca durmadan kurşun sıkılmıyor haliyle.)
İşinde usta ama sonuca gitmek için seçtiği yolda sorunlu biri oluşuyla hayatı zorlaşan bir karakter.
Yine de kafasına silah dayalıyken, oturma odasında yayılmış bir adam sakinliği ve rahatlığında biri varsa, o da Raylan’dır.

 

1976-78 arasında bilim kurgu, aksiyon, macera ve güzel kadın kahraman üçlemesini dişe dokundurarak sunan Biyonik Kadın’ı düşünürken, 2007’deki uyarlamasından çok daha dişli ve yaratıcı bir tipleme hayal etmenizi öneririz.
6 Milyon Dolarlık Adam’a yol arkadaşı olup sonra kendi dizisine geçen bu karakter, bir skydiving kazasının ardından bir sayborga dönüştü. Çok hızlı oluşu ve çok iyi duymasının yanında Wagner’ın seksiliği, atletikliği, duyarlılığı bu karaktere çok şey kattı.

 

Şu listeyi hazırlayıp da dünya karate şampiyonu Chuck Baba’yı dahil etmemiş olsalar herhalde kan çıkardı. 1993’ten 2001’e dek kötü adamları tekmeleyen Walker, dövüş sanatları marifetiyle suçluları dize getirip durdu. Aktörün, “Chuck Norris uyumaz; bekler.” gibi hiciv tespitleri ile Internet’te caps fenomeni olmasında bu rolün etkisi az değil.

 

The Arrow // Arrow

The Arrow (Stephen Amell, Arrow)

Arrow’cuğumuz bu ağabey/ablaların arasında 2 sezonu ile biraz tıfıl kalmış görünse de kendisi koskoca bir çizgi roman kahramanı sonuçta. Daha çok kahramanlık gösterecek sevenlerine.
Yapımcısı Marc Guggenheim da diyor ki: “Çok iyi bilinen bir çizgi roman kahramanı olmayışı işimizi kolaylaştırıyor. Ayrıca süper kahraman dünyasında tamamen insan olan az sayıdaki tiplemeden biri. Süper gücü yok. Biz de işin süperini değil, kahramanını ön plana çıkartmaya uğraşıyoruz.”

 

Tekmesine gurban… Çinliydi, japonluydu ama güzel adamdı. ;)
Bruce Lee‘nin gerçek anlamda meşhur olmadan önce televizyondaki ilk işi. 1966-67’den 26 bölümlük dizide Kato, Green Hornet’in yardımcısı idi. Ama tabii hiç de öyle yan karakter gibi olmadı. Hafif dokunuşlarla hasmını uykuya yatırırdı. Gerçekten dövdüğü adamlar da hastanelik… O kadar hızlıydı ki kamera onun hareketlerini yakalayamazdı. Uzaktaki hasımlarını ise giysisinin yeninden fırlattığı yeşil dartlarla vururdu.
60’larda Amerikalı izleyiciyi uzakdoğu dövüş sanatıyla tanıştırdı, daha ne olsun?

 

Wonder Woman // Wonder Woman

Wonder Woman (Lynda Carter, Wonder Woman)

Amerikalıların vazgeçemediği süper kahraman 1975-79 arasında televizyona taşınınca başka bir olay oldu. (2011’de yeniden uyarlanmak istese de orijinalinin üstüne bir şey koyamayacağı konusunda herkes hemfikir oldu ve bu uyarlama deneme bölümüyle kaldı.)
Bu kadının şimdilerin babaları, dedeleri ve kim bilir daha nicesinin gençliğinde fantezilerini süslediği bariz. Ama Amazon kraliçemizin marifetleri bununla da kalmıyor. Uçabiliyor, kollarındaki sihirli halkalar ile atak yapabiliyor. Bu güçlü kadın imajı ile 70’lerde prensini bekleyen genç kızlara kendi kendisinin kahramanı olmayı öğrettiği aşikar.

 

The Lone Ranger

The Lone Ranger (Clayton Moore, The Lone Ranger)

İşte tam bir dinozor!
1949–1956 arasında siyah-beyaz, 1956–1957 arasında da renkli yayınlanan bu kült Western’i de hiç unutulmayacak bir maskeli kahraman sırtladı. Beyaz kovboy şapkasının daha fazla yakıştığı biri henüz çıkmadı. ;) Her ne kadar usta bir silahşör oluşu ve at sırtında numaradan numaraya koşması ile ünlü olsa da hiçbir düşmanını öldürmemiş bir kahramandır. Yaveri olan kızılderili arkadaşı Tonto’ya hep “Bir adamın ölmesi gerekiyorsa buna karar verecek olan yasalardır” derdi.
Defalarca uyarlanan yapım, en son 2013’te, Johnny Depp’li eğlenceli bir filmle gündeme geldi.

 

Starbuck||Kara Thrace // Battlestar Galactica

Starbuck/Kara Thrace (Katee Sackhoff, Battlestar Galactica)

Efsanenin 2004’te yeniden girdiğimiz uyarlamasında, bu karakterin cinsiyetini değiştirmenin böylesine başarılı bir sonuç getireceğini kimse tahmin etmemişti. Ağır içici, otorite tanımaz, seks konusunda rahat ve maceraperest kahramanımız işin içine aksiyon girdi miydi büyük risklere girmek konusunda şüphesiz bir numaraydı.

 

Bir mavi farlı Sipirmin’imiz eksikti” demeyin; yıl 1952, ekran siyah-beyaz (en azından 6 sezonun 2’sinde).
Şu sözlerle başlayan açılışı akıllara kazımıştı: “Bir kurşundan hızlı; bir lokomotiften güçlü; yüksek binaların üstünden tek sıçrayışta atlayabilen…”
Zamanın kaçınılmaz süper kahramanıydı.

 

Eh eskiden NCIS yoktu tabii, yaş da gençti… ;) Madem öyle, 1964’te siyah-beyaz başlayıp 1968’de renkli biten bir casusluk dizisinde, soğuk savaş sırasında Amerikalılar için çalışan bir Rus ajanı olmakta sakınca yoktu. Gayet gizemli ve kıyak bir şahsiyet olmak vardı işin ucunda.
Aktörün diziyle ilgili paylaştığı en eğlenceli yorum ise şöyle: “Başta siyah takım elbise, beyaz gömlek ve ince siyah bir kravatı vardı Illya Kuryakin’in. Ama sonra yapımcılar “değişiklik yapacağız” dediler ve gömlekle kravatın üstüne siyah bir balıkçı yaka kazak geçirdim. Üstüne yine ceket. O balıkçı yaka kazak bir simge oldu. Ama aslında bunu yapmamın tek nedeni o beyaz gömleği değiştirmek zorunda kalmamamdı.

 

Katananın ucunda Michonne’uuuu… Biçemeeez, nah biçemeez… ;)
Onun hakkında, “Neredeyse hiç efor sarfetmeden kıçları tekmeler ve yetmezmiş gibi bir de strateji konusunda uzman bir aksiyon kahramanı. Bir zombi kıyametinde tam da yanında olmak isteyeceğiniz biri.” diyor dizi yapımcısı Gale Anne Hurd.
Güç ve erdem timsali mübarek.

 

Dean Winchester // Supernatural

Dean Winchester (Jensen Ackles, Supernatural)

Dişli ve huysuz kahraman klişesinin bu kadar başarılı kaç örneği vardır acaba? 9 sezon bitti; başından onca şey geçti; hala göz dolduruyor, hala cesur.
Bunca sezona rağmen sadık bir evlat, koruyucu bir ağabey ve vefalı bir dost oluşuyla da çok karakterin önüne geçiyor.

 

Sydney Bristow // Alias

Sydney Bristow (Jennifer Garner, Alias)

Ekranların en başarılı ve çeşitli kılık değiştirme ustasını bu listeye almamazlık edenlerin rüyalarına Mata Hari girmez miydi? Kimseye güven olmayan dünyasındaki çalkantılı hayatı ile 5 sezon boyunca iyilik adına savaştı ve hayranlarını doyurdu.

 

Bundan ala kahraman mı olur? 6 Milyon Dolarlık Adam, çünkü adamın vücudu biyonik implant kaynıyor. Hızlı hareket edebiliyor, çok güçlü, iyi görüyor. Bu sayborga dönüşen eski astronot o kadar tuttu ki dizi 5 sezon sürdü ve içinden birkaç madde üstteki Bionic Woman uzantısını ve çeşitli televizyon filmlerini çıkarttı.

 

Emma Peel // The Avengers

Emma Peel (Diana Rigg*, The Avengers)

Hayır o bildiğiniz Marvel’ın Yenilmezler‘i değil bu. 1961-69 arasında yayınlanmış olan yarı casus, yarı bilim kurgu türündeki, ülkemizde Tatlı Sert adıyla bilinen İngiliz dizisi.
Diana Rigg anlatsın zamanın simge haline gelen Emma Peel’ının kim olduğunu: “Emma iyinin tarafında kötüyle savaşırdı. Zamanın televizyonunda kadın karakterlerin hiç olmadığı kadar kendi başının çaresine bakabilen biriydi. En sevdiğim özelliği karateyi kullanış biçimiydi. Ama o dar kostümleri pişirirdi ve giyip çıkartması zordu. Neyse ki sonradan jarse kostümlere geçildi de rahatladım.

* Diana Rigg’i bu aralar Game of Thrones’un Olenna Tyrell‘i olarak izlediğimiz de kayıtlara geçsin. ;)

 

Adam bir koli bandı, bir ataç ve bir İsviçre Çakısı ile ne yapabilir ki? Adam, gizli ajan Angus MacGyver’sa çok şey yapar ki mesela şu amzundaki bombayı yapmasını izler bulabilirsiniz kendinizi, o derece. :) 7 yıl boyunca çok izleyicinin “Ben bunu evde yaparım ki?” dediği nice zamazingo yaptı, nice tuzaklardan kaçtı. Bir bölümde radyatörü delinmişti. İçine yumurta kırdı. Pişen yumurta deliği tıkadı!
Ülkemizde Zihnisinir Proce deyince 80’ler neslinin aklına hem İrfan Sayar, hem de MacGyver gelir.

 

Batman, Adam West

Batman (Adam West, Batman)

60’larda olan biteni hicvetmek için bu süper kahramanı karikatürize etmek çok iyi bir fikir olsa gerek ki günümüzde bile bizleri güldürebilen, çocukları eğlendiren bir süper kahraman komedisi bu dizi. Kahramanımızın köpekbalığısavar Bat-spreyi ile geziyor olmasının Sharknado‘ya ilham verip vermediğini düşünenler parmak kaldırsın. ;)

 

Vampir mevzusu televizyonda sakıza dönmeden önce Buffy vardı ve bu genç vampir avcısı dünyayı canavarlardan defalarca kurtardı. Ki bu sırada kendi ergenliğiyle başa çıkma ve içindeki şeytanla da mücadele halindeydi.
Feminist bir tarzla korku dizilerinin klişelerini yıkmak için yola çıkan her diziden bir Angel, bir Spike çıkmadığına göre Buffy’e saygımız sonsuz. ;)

 

Jack Bauer // 24

Jack Bauer (Kiefer Sutherland, 24)

Ekranların en uzun süre çişini tutabilen karakteri!
…desek de fenomen olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Aktör, kariyerinin üçte birini adadığı Jack için şöyle diyor: “Jack bir kahraman çünkü kendini inandığı şeye tamamıyla adıyor; fazlasıyla dürüst ve ahlaklı ve önüne çıkan kapıları tekmelemekten, camları kırmaktan çekinmiyor.

 

Doctor Who

Doctor Who // Geçmiş ve gelecek(!) tüm Doktor’ları

Yazarınızın Seçimi
Amerikan dizi tarihi dedik ama madem listeye The Avengers (Tatlı Sert) girdi, BBC America’da bu aralar pek tutulan bu efsaneyi ve başrolünü eklememek olmazdı.
Bir dizinin ana karakterini 2-3 sezonda bir değiştirmenin en güzel yolunu bulan bu yapıma şapka çıkartıp; her Doktor’un başka bir tipte ve bambaşka karakterde karşımıza çıkmasını bir nimet olarak baş ucumuza koymaz mıyız hiç? Dünyayı ve hatta evreni defalarca kurtaran, üstelik bunu yaparken izleyiciyi aptal yerine koymayan bir Zaman Lordu’ndan ala kahraman olamaz herhalde.
Günümüz gençliğince en bağra basılan David Tennant‘ın 10. Doktor’u olsa da herkesin bir favori Doktor’u vardır diyerek oyuncu ayrımı gözetmeksizin “hepsi” diyoruz.

 

Sizin gönlünüzden geçenleri de öğrenelim; haydi yorumlara!