Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
Bu Diggle değil mi? Ciddi soruyorum.
Bu fanmade değil mi Gerçek olamaz çünkü, olmamalı bence Yüzümde salak bir gülümseme var şu an
Fragman yarın geliyormuş.
Gözler morarmış, yine yemiş dayağı
dizin yapımcısı Marc Guggenheim oliver ve felicity tatil resimler paylaşmış
4×04 çekimlerin de dedektif lance ve laurel
arkadaşlar az önce paylaştım resim ispiyon içerisine alıp almamak konusun da çok kararsız kaldım acaba alıyım
Oylamayı merakla bekliyorum, (yorum sayısına bakarak söylüyorum) herhalde bu birinci olacak.
Aldığı yorumların yarısı insanların diziyi eleştirmesi veya birbiriyle didişmesi falan yalnız. Ama ortalıkta olmayıp da okuyucu olan kitleyle işler değişebilir.
bu arada fragmanın türkiye saati ile gece 01:00 da yayınlanacakmış bence arrow sevenler bu gece bilgisayar başın da olsun çünkü benin olacağım :mrgreen:
burak buradaki yorumların 200’ü falan bi kişiye ait zaten :lol: :lol:
ne yapayım hastasıyım bu dizin :mrgreen:
Diggle ve maskesi fan yapimi olsun lutfen. Rezalet.
@Ferdi Dinli maalesef fan yapım değil gerçek büyük ihtimalen böyle bir şey yapmaların tek neden diggle maske takmak istemesi :sad:
Ben de fan yapımı değil gerçek diye biliyorum.Rezalet resmen adamın gözlere bak yaa
Gerçek yahu, dün bir sürü resmi haber kaynağında gördüm.
Cidden kötü ama ya.
DİGGE KOSTÜMÜN GÖRÜNCE BLACK CANARY KOSTÜMÜN BEĞENDİM DOĞRUDUR :roll:
Çakma Magneto olmuş bu Diggle.
https://www.youtube.com/watch?v=pXVI-UJx-l4
Sızıntı var
https://www.youtube.com/watch?v=9EGda9EbZgc
Hmm şu ikili bir yerden tanıdık geldi bana ama? Olaya hakim zeki kız ve olanlardan korkan muhtemelen o kıza aşık oğlan. :roll: :roll:
O kırmızı bereli 2 Broke Girls’teki Max değil mi yav
Evet Thor filmlerinde oynuyor kendisi.
Aynen bu resimde ikinci filmdendi. 2 Broke Girls’te garson kıyafetiyle görmeye alıştım böyle görünce kim bu ya oldum bi anda
Siyah beyefendi gay değil miydi hikayede?
aytackara evet öyle gay olacak her halde arkadaş karakterin dizi de ki yerin tam bilmedi için öyle düşündü :mrgreen:
Katie Cassidy, geçtiğimiz hafta sonu katıldığı Dragon Con’da Collider ile Black Canary ve yeni sezon hakkında konuştu!
Laurel Lance, nihayet sokakta mücadele eden ekibe katıldı ama yetenekleri yeni sezonda bariz bir şekilde daha da gelişme gösteriyor. Ona Legends of Tomorrow’ın başrollerinden Caity(Sara Lance) ile antrenman yapma şansı olup olmadığını soruyoruz.
“Onunla antrenman yapacağımıza dair bir his var içimde. Bence bu havalı. Caity, bir arkadaşım haline geldi, onu hayranlıkla seyrediyorum. Oldukça güçlü biri. O bir aksiyon kadını. Bu işte çok iyi. O bu işe kendini adamış biri ve bende öyleyim, o yüzden ikimiz, ekran önünde veya arkasında mutlaka birlikte antrenman yapacağız.”
Cassidy, Black Canary ve White Canary’nin Legends of Tomorrow’da veya Arrow’da veya ikisinde de bir ekip olarak çalışabilme ihtimali hakkında bir şey söyleyemiyor.
“Size söylemeyi her ne kadar istesem de söyleyemem. Bizim evrenimiz hakkındaki en harika ve yapımcılarımızın en zekice yaptığı şeylerden biri de, bu üç dizi de Vancouver’da çekiliyor ve üçü de aynı evrende. O yüzden herhangi birinin geçiş yapabilmesi oldukça mümkün ve Sara’nın benim kardeşim olmasıyla, en azından Paul(Blackthorne) ve ben dizilerine dahil olabiliriz, onlar da bizimkine dahil olabilir. Sadece, dizi de artık daha fazla kız arkadaşım olduğu için mutluyum.”
Laurel’ın Black Canary olarak dövüşmesinin yanında, maskesiz hikayesi de devam edecek ama yakın zamanda yeni bir romantizm beklemeyin:
“Onların(yapımcıların) karakterimle gittikleri yönden gerçekten memnunum. Sevgili veya aşık olunan karakter değilim, ben kendi hikayeme sahibim. Orada sadece birinin aşık olması için bulunmuyorum. Bir noktada, evet, umarım…benim aşık olacağım bir karakteri getirirler. Muhtemelen olacaktır ve Arrow ekibinde olmaktan başka bir hikayem olmasını seviyorum, kendi kimliğim var.
Dürüst olmak gerekirse, bunu ne zaman yaparlar bilmiyorum çünkü Laurel şu an ekibin bir parçası ve bu onun için daha çok yeni, bu onun odaklandığı şey, yaptığı işe bağlı ve artık Black Canary olarak kendini kanıtlayacağı bir konumda. Bence o, böyle bir dünyada yaşayıp, Oliver ile Felicity’i destekliyor.”
DRANGONCON PANELLERİNİN DÖRDÜNCÜ GÜNÜNDEN NOTLAR;
– Katie, Laurel karakterinin Black Canary olması için çalışmalara başlaması gerektiğini fakat ardından Sara Lance karakterinin oluşturulduğunu ve Laurel’ın yolculuğunun uzatıldığını söyledi.
– Katie, Laurel’ın bir aşk ilişkisi içinde olmak zorunda olmamasını seviyormuş.
– Katie, kaldırıma takılmış ve ardından kendine gülmüş.
– 4. sezonda işlerin göründüğü gibi olmayacağını söyledi.
– Legends of Tomorrow dizisinin ortak bölümü için konuşuyorlarmış.
– Katie, Black Canary rolünü devraldığından beri belli bir dereceye kadar dublör kullandığını söyledi.
https://www.youtube.com/watch?v=z8HCgxHX8YE
“Sezonun ilk yarısında heyecanlandığımız şeylerden birisi de, “Oliver, Diggle’ı nasıl geri kazanacak?” Sezon başlangıcında, ilk defa karşılaştıklarında soğuk bir karşılaşma olacak. İyi değiller. Şu an işin ilginç yanı, Oliver artık farklı bir konumda. Felicity ile birlikte mutlu. O artık, “Bazı hatalar yapmış olabilirim.” diyebiliyor. Tekrar barışmaları, o noktaya nasıl gelecekleri biraz inişli çıkışlı olacak. Tamamen çözülmeyecek.”
Felicity Smoak:
“O artık bir Bilgi İşlemci kız veya Palmer Tek. için çalışan Başkan Yardımcısı değil. Tam bir CEO ve bu onun karakterinin ne kadar gelişip, zorluklarla daha önce görmediğimiz bir şekilde baş edişini görmemiz için önemli bir fırsat.”
John Diggle:
“Kardeşi Andy’nin ölümü ve H.I.V.E. arasındaki bağlantı, Dig’in hikayesinin büyük bir parçası olacak ve duygusal hikayesini gün yüzüne çıkaracak. O cevaplar istiyor. Bazı oldukça kötü adamlarla karşı karşıya. Ama Dig, onlara ulaşacak.”
Laurel Lance:
“Laurel, gündüz ve gece işlerine odaklanmış olacak, kişisel hayatına pek odaklı olmayacak. Şanssız aşık kızımız için gelecekte yeni bir aşk planı yok. Bence hikayesinde illa ki erkek dahil olmayan bayan karakterlerin olması erdemli bir durum. Kız kardeşi Sara ve artık Felicity resimde olduğu için Oliver ile yeni bir ilişki arayışında olması gibi uğraşması gereken birçok şey var. Bu daha çok…onun ekip içindeki yerini bulmasıyla ilgili.”
Thea Queen:
“Ollie’nin kardeşinin hayatına yeni birileri giriyor. Parker Young’ın canlandırdığı Alex Davis. Dizi hala karanlık ve cesurca olacak ama onun dizideki konumu mizahı getirdiğimiz yerlerden birinde olacak. Thea, Oliver’ın ilk üç sezon boyunca uğraştığı bazı zorlukları yaşayacak. O artık bir kahraman ve normal bir hayat yaşamak istiyor. Ve bir de şimdi bu adam var. Bunları nasıl dengeleyebilir?”
Sara Lance:
“Orijinal Canary, Constantine sayesinde hayattaki üçüncü şansını yakalayacak. O-Constantine-, öteki dünyaya gidip onu bulabilecek biri. Ama neredeyse bir yıldır ölü birini döndürmek gibi çılgınca bir fikri hangi karakter ortaya atacak? Muhtemelen ona en yakın, onu en çok seven, onu tekrar hayata döndürmeyi en çok isteyecek kişiyi bulmak için fazla matematik yapmanıza gerek olmayacak. Tabii ki, onun ailesi ilk ve en önemli sırada. Bu işin ilginç yanlarından birisi de, Sara geri döndüğünde babası ve kardeşinin verdikleri birbirinden farklı tepkileri olacak.”
Oktay bu röportajları kopyalayıp yapıştırmak yerine direkt linki versen daha iyi olmaz mı ?
@real tortoise doğru söylüyorsun ama maalesef ben link tuşuna basıp vermeye çalıştım zaman gözükmüyor :???:
@oktay_1907: Link tuşunu kullanmayıp sadece link’i yapıştırabilirsin. Biz gerekli düzeltmeyi yaparız.
tamam olur o zaman :mrgreen:
Felicity’nin annesinin sezondaki görünürlüğü 1 bölümden 3 bölüme çıkmış.
Dün itibariyle çekimlerine başlanan Greg Berlanti ve Marc Guggenheim’in yazdığı ortak bölümün, 4×08’in bölüm adı “Legends of Yesterday/Dünün Efsaneleri” olarak açıklandı.
EK:sezon kötü adam bu sefer sevdim ayrıca adam
olması güzeli olmuş :mrgreen:
Flash’ten daha guzel basladi. Kotu adam rolunu oynayan sahisa ‘kotu adam’ rolu yakisiyor. Harika bir secim.
Lance baba yanlis taraftasin. Oliver’a o kadar laf ettin ama senin su dustugun duruma bak.
Fena dönmediğini düşünüyorum, özellikle de bölüm sonu açısından. Arrow’u fazla kafa yormadan izleyen birisi için sorunlu bir bölüm değildi. Ama bu diziyi son haliyle beğenmeyenin bu haliyle de beğenmeyeceğine düşünüyorum açıkçası.
Diggle’ın maskeli yeni haline güldüğüm de doğrudur. Damien Darhk beyi de sevdim ben.
@oktay
Ne iyiydi ne de kötü. Orta halli bir başlangıç yaptı. Ama çok fena merak ettirerek bitti orası kesin.
Bölümün başındaki Oliver’ın esprisine bayıldım.
Diggle’a saçma bir kask takmaları da komikti. Yazık ya Dig’e. Cisco’ya söyleyelim de ona da güzel bir kostüm hazırlasın artık di mi?
1., 2. ve 3. sezon kötüleri Malcolm Merlyn, Slade Wilson ve Ra’s al Ghul sevilesi kötülerdi. Ama bu Damien Darhk’ın sevilesi hiçbir özelliğinin çıkacağını sanmıyorum. Keza Neal McDonough kötü karakter oynamak için yaratılmış biri adeta. Sevilesi değil nefret edilesi kötü! Ayrıca ilk 3 sezon kötüleri
Valla çok güzel döndü. Yani aradan zaman geçtiğinden mi bilmiyorum ama Flash’dan daha güzel döndüğünü söyleyebilirim. Böyle devam etsin lütfen. Böyle devam ederse üzerindeki kara bulutları dağıttığını söyleyebilirim. İnşallah.
Bu sezonun kötüsünü geçen sezondaki kötüye göre çok sevdim, oyuncu da iyi zaten, olmuş. Dahası
Dig’in maske olmasaydı 10 numara bölüm diyecektim. Ama Arrow’un yeni kostümü güzel olmuş, beğendim.
Flashbackler de ise
Son kısımda
Bu
3×1 yorumum
the cw dün geçe dizin reklam arasın da Team Arrow vs. Team Flash isimli bir fragmanın yayınlamış fragmanın da sadece digge ve iris var :mrgreen:
Çok “orijinal” bir fikir olmuş gerçekten de.
– Diggle’a bişey demiyorum o kask mıdır nedir hala güldürüyor.
– Ayrıca o kadar silahla ateş ediyorlar, çatışmaya giriyorlar ama o kadar ucuz geliyor ki artık gözüme bu sahneler, eskiden sesimi çıkarmıyordum ama iyice gözüme gözüme batmaya başladı.
– Lance’in allah belasını versin, sevmiyordum, sevmiyorum ve sanırım sevemeyeceğim.
İyi şeylere değinirsem.
– Oliver ve Felicity birlikte mükemmel değiller mi? Onları gördükçe mutlu oluyorum (umarım bölüm sonunda mezarını gördüğümüz Felicity değildir.)
– Kötümüzü çok beğendim ve ilgi çekiciydi. Bakalım nasıl devam edecek.
Bu sezon yorum atmayı düşünmüyordum ama genel olarak Arrowdan memnun olmayanların da bakış açışı görünsün dedim.
Yeni kötümüz dizi için 2. artı. Yine şimdilik olmuş bu diyorum. Şimdilik diyorum çünkü ben hala diziye güvenmiyorum.
Bölümün başında Oliverla felicitynin sahneleri farklı olmaları sebebiyle güzeldi ama kimse beni bunların 5 ay bu şekilde yaşadıklarına inandıramaz. 1 güne bile zor inandım ben.
Şimdi gelelim yeni konu açmakla dizinin kurtulamayacağı sorunlarına.
Geçen sezondan bu yana şimdiki haline getirilen Arrow takımı şu anda dizinin en büyük eksisi bence. Bir Flashın, Shieldin hatta Agent carterın 2 kişilik takımını bakımıyorum yok yani bu Arrow takımı işlemiyor. Hala silahlı özel eğitimli düşmanlara Allah Allah nidaları eşliğinde meydan muharebesi şeklinde dalıyorlar. Zaten Laurelin dövüşmesi sıkıntı. Yok yani kabul edelim oyuncu bu işi beceremedi. Hele Theanın gelişmesine bakınca Katie Cassidy iyice göze batıyor.
Diggleın zaten ne yaptığı belli değil. Silah elinde millete sıkıyor. Şimdi adam öldürüyonuz mu öldürmüyonuz mu? Yoksa Laurele de verin bi silah kız bu kadar sıkıntı çekmesin.
Bir de bu dövüşlerin kareografileri o kadar kötü ki. Heralde bunları ayarlıyanlar 4 kişi dalan takımla ne yapacağı bilemiyorlar. Her dövüşte takımdan birinin suratına silah dayıyorlar. Resmen figüranın bir kaç saniye birinin ona vurmasını beklediğini görüyorum. Benim için bu dövüşleri izlemek gerçekten sıkıntı.
Olması gereken takım; bilgisayar başında Felicity, şöför ve yancı Diggle ve olaya tek başına gizlice müdehale eden Arrow. Arrow tek başına daha iyi bence. Arrowun trende Damianla yaptığı dövüşün bölümün en iyisi olması bunun kanıtı heralde.(Bu arada trende Damian nereye kayboldu ben anlamadım yahu)
Konular gelir geçer ama dizileri uzun süre izleten karakterlerdir. Dizinin acilen karakterlere çeki düzen vermesi gerekiyor. Kimse trip atan Diggle izlemek istemez heralde. Bare düzgün bi şeye trip attırsalar diycemde kimse trip atmasın profesyonelce şehri kurtarmaya odaklansınlar mümkünse.
Sondaki sahne için benim tahminim Thea. Diggleın ailesi çocuğu var. O kadar drama girmezler heralde. Felicitye de bir şey olmaz, fanlardan korkarlar. Geriye bir tek mantıklı Thea kalıyor.