Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
şu 2 sezon bence en iyi bölümdü
Çok güzel bir bölümdü. Flash’dan daha güzel veda etti diyebilirim. 4.sezondaki yarattıkları havayı seviyorum.
İnşallah ikinci yarıda da böyle devam eder.
İlk 35 dakikada sıkıldım, son 7 dakikayı sevdim.
*Oliver’a başkan adaylığı iyice yakışmaya başladı bu arada.
*Damien Darkh olayı bir tık ilginçleşti sanki. Kapalı alanda yükselen mısır tarlası projesi ilgimi çekti.
*Damien Darkh demişken: Arrow > Yeşil Arrow > Uçan Arrow :razz:
Ya adam el hareketi ile herkesi yerden yere savurabiliyor, aşırı kuvvetli, ölmüyor falan ama Oliver’a gelince insan olası geliyor. Oliver’ı yumruklayarak öldürmeye çalışmak neyin kafasıdır ya?
*Laurel’in ‘Kendi başımın çaresine bakabilirim.’ nidaları sinir bozucuydu. Bakamıyorsun işte, sürekli biri kıçını kurtarmak zorunda kalıyor, zorlama! Oliver Malcolm’ü överken araya girip ‘Ben de yardım ettim.’ demesi de ayrı bir komediydi. Sadece çığlık attın kızım. Başka ne yaptın ki? Çığlık olayı da Sara’nın mirası zaten.
*Merlin’i seviyorum ben ya! Daha fazla izlemek isterim onu tabi ama; bu sığınağa ani dalışlarını kessinler bir an önce. Komik olmaktan çıkmaya başladı bu durum. Green Arrow kostümü de yakışmış bu arada.
Yine cok guzel bir bolumdu.
https://www.youtube.com/watch?v=PO14ozu8uuE
Felisiti sırasını savdı diyebiliriz. Sezon sonu ya Digıl ya Tea’ya bir şey olacak gibi gözüküyor. Başka kimin için gözyaşı döker ki bu Olivır.
Ya Lorıl, ciyaklayıp durman bir halta yaramıyor. Eleman resmen dalga geçti.
Bu hayaletler mal çıktı. Yahu o kadar kurşun sıkıyorsunuz, eleman limuzin ile kaçıyor ama içinizden bir Allah’ın kulu takip etmiyor. Damien Darhk’ın karşısına çıkıp ne diyecekleriniz merak ediyorum.
Ay Digıl ve kardeşinin muhabbetinde de bıkkınlık geldi. Bu eleman, bu kafeste tuvaletini nereye yapıyor acaba? Sandalyeden başka bir şey koymamışlar kafese.
Damien Darhk’ın tam olarak ne yapmaya çalıştığı merak ediyorum. Organik mısır yetiştirmediği kesin.
Bu seçimde Olivir dışında aday yok değil mi? Lan adam bildiğin tek başına yarışıyor. Böyle seçim mi olur? Kampanya falan düzenlemesine bile gerek yok. Sırf arkadaşları oy verse yine seçimi kazanacak.
Dalış sahnelerine ve köpek balığına güldüm tabi. Tadını beğenmemişmiş. O sahneler için paramız çıkışmadı, siz ısırdı bilin.
EK:
Laurel aksiyon sahneleri dışında hep elleri önde bağlı dolanıyor yahu. Cidden durum komik olmaya başladı. Onun olduğu sahnelerde bu gözüme battığından dağılıyorum
En sondaki sahnede hayaletlere roket atın diye akıl verdim ama dinlemediler beni
DC’ye dis atmış resmen Marvel’a yar olurum diye.
ben seviyorum ya bu adamı. kimler sinemaya geçti stephen’da geçsin yakışır .
Sinemadakilerin bir bir TV’ye geçtiği bir dönemde bunun sinema sinema diye yırtınması da ayrı bir tezat tabi.
niye tezat sinemaya geçse daha az çalışıp daha fazla para kazanacak?
Sinemaya geçti zaten. Ninja Kaplumbağalar 2’de oynayacak.
Başkanım al beni diyor
ya diğerlerini hatırlamadığım için bana çok batmadı. facebook’dan Q&A yapmış bunu çok yapıyorlar normal dürüstcede cevap vermiş. spontane geldi bana. marvel’den rol teklif edilse hayır diycek halim yok ya demiş . kalkıpta marvel buna rol teklif etecek hali yok. öle bir rolü kazanması için birsürü denemeye girmesi lazım. neyse bana sempatik geliyor bu eleman .
@purga lütfen ya ben o filmi hatırlamak istemiyordum. ikincisini de yok sayıyorum. april o’neil’in evcil hayvanları :???:
Ben @towanda’ya katılnaktayım.
snl mi bana uyar kızını da alıp sunsun ❤️
buarada ben ortak bölümü izledim . sezonun kalanını izlememiştim herhangi bir eksiklik hissetmedim hoşuma gitti. sadece felicity garibime gitti laurel bitti felicity mi başladı adamın kafasını yiyecek
flash’ta bunu seviyorum kimse trip atmıyor . bir geçen sezon iris uyuzu yapardı ama oda busezon iyi gidiyor
bir de @meorman yasal yollarla izleyecekleri ortada bırakcaklarını sanmıyorum . ben csi:ny u cnbce’den takip ederdim csi: miami ve de lv cnbce’de yayınlanmamasına rağmen onlarla yaptıkları ortak bölümlerde o dizilerin bölümlerini de yayınlamışlardı. ozamanda bir olayı iki bölümde çözüyorlardı. paket halinde veriyorlar diğer kanallara demekki
perşembeleri flash’ın yeni bölümlerini yayınlıyor e2 bakamadım ama arrow’un bu bölümünü yayınladığını düşünüyorum
An Animated Vixen Comes to Life On Arrow
Stephen Amell, Facebook hesabından şu mesajı paylaşarak spekülasyonlara noktayı koymuş.
‘Arrow’dan ayrılacağıma dair yazıları okumaya devam ediyorum. Ayrılmayacağım. 2019 yılına kadar devam edecek olan bir sözleşmem var. En azından. Şimdi… Bu, Arrow o zamana kadar sürecek anlamına gelmiyor tabi, ama sürerse… Ben burada olacağım.’
Bu facebook mesajı da bazı siteler tarafından Arrow’un potansiyel 5, 6 ve 7. sezon onaylarını alacağı şeklinde yorumlanmış.
Diziyle alakası yok ama; Emily Bett’in instagram hesabından paylaştığı, Colton Haynes ile beraber verdiği şu pozu çok sevdiğim için burada paylaşayım istedim. Çok tatlılar ya!
OHA
Yaz ayına kadar flash arrow ve legends of tomorrow ‘a doyacağız bu kadar fazla olunca umarım batırmazlar..
Nina Dobrev’in bir sözü geldi aklıma ”supernatural ne kadar devam ederse twd bir o kadar devam eder” diyordu bence bu söz kahraman 3’lüsü için söylenmeli
bölüm bence güzeldi
S04E10
Sezonun açık ara en baştan savma, en kötü, en sıkıcı bölümüydü. Bitmek bilmedi 40 dakika. Ayrıntıya girip de ağzımı bozamayacağım hiç şimdi.
@pirate neresi kötü bu bölüm bence sezon en iyi bölümdü THE FLASH göre
Bence fena değildi dönüşü.
Lonnie Machin hakkında birşey sorucam.
@okakacukaka aynen öyle ama biz de o karakterin her şeyin değiştirmişler :mrgreen:
Bence de fena değildi dönüşü.
Felicty’nin olmaması güzel haber. Şimdi Thea olmasında diğerlerine razıyım kim olursa olsun.
Birde oradaki dövmelerin anlamı neydi ? Constantine’in yaptığı ?
Guzel bir bolumdu.
Kimsenin ölmesini istemiyorum fakat hazir diziden cikmisken Roy’u öldürsünler bence. Zaten sacece konuk olarak geri donecekti. Bence en temizi bu olur.
Darkh’in esi de masAllah karanlik dolu. Bakislari vs cuk diye oturmus.
Ya su Machin kimdi? Valla hatirlamiyorum onceki bolumlerden. Hangi bolumde ne olmustu su cocuga? Geriye donup izlemekte istemiyorum.
4 x 11
Cok guzeldi.
Umarim Diggle ölmez. Seviyorum adami.
Güzeldi bölüm. Bölümün ortalarına kadar @purga’ya şu soruyu sorarım diye aklımda tutuyordum;
Ayrıca;
Ortak bölüm olan 8. bölümden sonra yayınlanan üst üste 3. bölümü de sevemedim ne yazık ki.
*Felicity, ekibe bu tarz gereksiz bir drama yaratılmadan dönemez miydi sanki? Ne gerek vardı bu dramaya? Sırf bölüm doldurmak için yapılan dramalara uyuz oluyorum.
*Amanda Waller’ın ölmesine üzüldüm ama ölümü hayra vesile olur diye umuyorum. A.R.G.U.S.’un başına Lyla geçerse güzel olur bence. Lyla demişken; yumruk atışı, kavga edişi falan aşırı amatörceydi bu arada. Bir daha bu kadına kavga sahnesi yazmasalar iyi ederler. 2. Laurel vakası resmen.
*Andy-Kafes muhabbetinden gına gelmişti artık. Bittiği iyi oldu ama; Andy’nin anlatacağını anlatıp vedalaşarak şehirden ayrılması daha iyi bir bitiş olur. Sevemedim bir türlü elemanı. Tez vakitte ayrılır inşallah diziden.
4×12 gayet güzel bir bölümdü özlediğim karakterleri görmüş oldum.
Güzel bölümdü. Son dakika işler karışmasa bari.
Roy keşke ekibe tekrar dahil olsa.
Malcolm olayında inşallah saçmalamaz.
3 kötü bölümün ardından sonunda güzel bir bölüm izleyebildiğim için mutluyum.
*Roy dışında Shado, Tatsu, Nyysa ve Malcolm’u görmek de güzeldi. Shado, büyük sürpriz oldu. Çoktandır Quentin’i görmedik bu arada. Felicity’nin annesiyle ne işler çeviriyorlar acaba? :razz:
*Nyssa’nın Oliver’dan Malcolm’ü öldürmesini istediği son sahneye ise ayar oldum. Anlaşmanın bir yolunu bulsun artık bu ikisi ya!
*Bölüm kötüsünün Felicity’nin babası çıkması da bir ‘Püfff’ çektirdi dürüst olmak gerekirse. :???:
*Bir de şu Elysia Rotaru’nun üstündeki kıyafetleri değiştirin artık lütfen; gına geldi artık ya!
Çok güzel bölümdü.
– Sondaki olay işleri karıştırıcak gibi duruyor iyice.
– Roy herhalde böyle arada gelip gelip gidecek Gelsin ya fena olmuyo.
– Abaküs = Felicity’nin babası Peff dedim direk
Red Arrow manyağı olarak bu bölümü tabii ki de sevdim.
bence güzeli bir bölümdü
* Ben asıl bölüm sonunda Nyssa “Malcolm’un ölümü” diye şart koşunca pöff dedim.
* Roy’un diziye iyi geldiğini düşünüyorum. Belki d eoyuncuyu izlemeyi sevdiğimdendir.
* Sürekli eski yüzlerin ortaya çıkması gittikçe eğlenceli olmaya başladıydı.
Hali hazırda izlediğim birkaç diziden biri,fakat ilk iki sezondaki havası pek kalmadı gibi Flash’la çekilen ortak bölümler araya biraz heyecan katıyor sadece.
4 x 12
Fena degildi.
Sen 3. sezon boyunca bize lig lig diye çektir, sonra DC filmleri emir versin, Ras Al Gul, Suikastçiler Birliği konseptini bi bölümde çöpe at ve benim de bunu kabullenmemi bekle. Olduuu.
Bu bölümden tek çıkarımınız şu olmalı, Deadshot, Amanda Waller ölümlerinden sonra Ras Al da film evrenine geliyor demektir.
Böyle kopuk universe olmaya devam et DC. Daha kendi dizileri içinde tutarsız zaten.
4×13 üzerine:
The Flash bölümünden sonra haliyl hafif kaldı ama normal bir bölümdü işte. Yeter yani. Devam.
@itsmypurgatory DC’dekiler filmlerin başka, dizilerin başka yürüdüğünü şimdiye belli ettiler bence. Marvel’daki gibi birbirine bağlı götürmüyorlar. Öyle olsa hiç değilse The Flash için gidip başka bir oyuncu aramazlardı en azından.
Bir şeyi filmde işleyeceklerse dizide daha fazla işlememelerini de aynı DC mantığıyla anlarım yani ben.
Guzel bolumdu.
Nyssa ile Oliver’i de ben yakistirdim. Kari koca olurmustu bunlardan. Ama Nyssa’nin Thea’yi tehlikeye atacak kadar gozunun donmus olmasina gicik oldum.
Yorgan gitti kavga bitti sen daha neyin peşindesin
DC film ve dizi evrenini ayrı tutuyorsa o zaman dizilerde ne işleyeceğine pek karışmaması gerekmez mi ? Gerçi o zaman bizlerde Batman,Superman, Wonder Woman dizisi isteriz diye söyleniriz ayrı mevzuu. Fakat
Diziyi uzun süredir ciddiye almadan izlediğim için kafam oldukça rahat. Hatta bazı anlarda kendi kendime gülmüyor değilim. Mesela şu sahnede,
bir binanın tepesine çıkıp dövüşmelerine bayağı bir güldüm. Hayır bari şehrin en yüksek binasını falan seçseydiniz. Etrafta yanan meşaleler, mavi mi mor mu duman çıkartan başka bir meşale, ellerinde kılıçla dövüşen 2 adam, etraflarında çember oluşturmuş bir dolu garip kıyafetli adam, onların yanında tekerlekli sandalyede oturan sarışın bir kadın; tamam şehrin cılkı çıkmış ama o etraftaki binaların birinde çalışan biri bu olayı görüp polise haber vermez mi diye düşündüm tüm o sahneyi izlerken
Malkım olaydan önce Nyssa’ya iyi espri yaptı ama. “Düellonun yakışık alması için kıyafetleri çıkarmamaya karar verdik.” Tabi şuraya yapılan bir göndermeydi.
Gerçi yapsalardı reytinge 0.5’lik bir katkı sağlayabilirlerdi
Malkım’ın elini kestikten sonra adamı hastaneye götürseniz doktorlar hemen yerine dikebilirdi halbuki. Şehrin ortasında dövüşüyorsunuz, hastane burnunuzun dibinde, niye öyle adamı şey gibi ortada bıraktınız.
Şimdi Olivır’ın oğlu muhabbeti başlayacak. Felisiti, bana niye söylemedin, bana güvenmiyor musun, al yüzüğü diye kafa şişirecek. Olivır’ın mantıklı bir açıklaması olmayacak. Gerçekten söylememe nedeni neydi? Sanki kadını aldatıp başka bir kadından çocuk sahibi oldun. Yıllar önce olmuş bir olay. Öfff yani.
EK: Yalnız bu Nyssa, evlilik olayını fazla ciddiye almış. Sürekli my husband, my husband, my sister in law deyip durdu. Lan altı üstü bir imam nikahı kıydınız. Belge melge de yok ortada evli olduğunuza dair. Yeter artık. Zaten sen Lorıl’ın kız kardeşini seviyorsun, git bul kızı, evlen onunla diyeceğim ama zamanda yolculukta o da.
Tea’nın kana susamışlık muhabbetinin sona ermesi tek olumlu hamle oldu bu bölümde. Fena sıkılmıştım.
@abidin: :lol: :lol: