Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
Ağzını hayra aç lütfen. Shadowhunters’ın erkeklerini Simon hariç uzun bir süre hiçbir yerde görmek istemiyorum.
Sokak savaşçısı ve hırsız bir karakteri varmış bunun. Roy’a yazarlar herhal.
@pirate Bakcez bakalım artık gerisine. Neresi olur bilemedim ben, özel bir isteğim yok açıkçası ama o kadro The CW ve türevinden çok uzaklaş(a)maz gibi. Yapacakları şey diziyse tabii.
Season 7 Trailer
Fragman
@aytackara Lauren basına yeni Green Arrow Oliver olmadın mı söylüyor?
Evet.
Kirk Acevedo, 7. sezon için kadrolu oyuncu olmuş.
Bunun açılış bölümünü Supergirl ve The Flash’tan daha fazla sevdim.
* Günümüz zamanındaki Green Arrow umarım mantıklı birisi çıkar. Bölümün başında aklımdan Roy geçiyordu ama sanki daha olgun ve başka birisi.
* Oliver’ın hapis hikayesi bu sezonun önemli parçası olacak farkındayım ama fazla sulandırmasalar bari. Kaç bölüm kavga edecek bu adam böyle?
Fena dönmemiş diyebilirim.
*Felicity’nin saçları bir süre bu şekilde kalırsa sevinirim.
Bu arada William’dan yola çıkarsak en az 10 sene var gibi duruyor arada.
*Günümüz Arrow’un kim olduğu üzerine kafa yormadım ama çok basit kaçacak olsa da bana Diggle hissi vermişti ilk anda.
Ben Lewis Joins Cast For
@abidin77 Spoiler içinde ben de sordum onu.
@pirate Evet.
Abidin’in linki de aynısını diyor, yani evet.
@aytackara: Şu The Good Fight’ı aradan bir çıkarayım da Cuma güne gireyim bölüme
İyi bir bölüm ile açmış sezonu.
Flashbackler bitti, flash-forwardlara geçiyoruz.
Tabii dün haberi görünce sürprizi kaçtı ama 20 yıl atlamaları ilginç. William’ın adaya niye gittiğini, Roy’un adada ne aradığını (belli ki uzun süredir uzakta, çocuğu tanımadı) merak ettirdiler.
Yeni Arrow kim? Roy’un bu sezon dizide olacağını bildiğimizden akla ilk o geldi ama başkası çıkarsa şaşırmam. Gelecekteki Roy, gelecekti William’ı eğitip, geçmişe falan göndermemiştir umarım. Tamam tamam bu tür fantastik şeyler The Flash’te falan oluyor ama eğer öyle olursa fena göz deviririm. Başka bir evrenden gelen Olıvır Kuin de çıkabilir mi? Sanmıyorum.
Keşke yeni Green Arrow Diaz çıksa da gülsek
Ricardo Diaz ile Felisitinin kavgasına göz devirmedim diyemeyeceğim. Adamın nasıl dövüştüğünü biliyoruz. ARGUS geldi kurtuldum kısmı da tatmin etmedi. Nasıl kaçtı ulan adam?
Hapishane kısımları fena değildi. Bu Olıvırın yardım etmediği dayak yiyen eleman kim acaba? Var mı bir numarası, yoksa sıradan biri mi?
Bu bölüm gelecek sahnesi görmediğimiz için mutluyum. Oliver’ın sahneleri mekan ve malum konuk oyuncuların da etkisiyle keyifli geçti şu ana kadar bu sezon. Diğerlerinin sahneleri için pek pozitif değilim ama.
7×03
CDC değil yol geçen hanı. Oradaki aksiyon sahneleri de ne dandikti. Şu adamı da çıkartın artık dışarı. Crossover’a kadar bekletmeyin bizi.
S07E05
Bu Argusçular gereksizlikte son nokta şu an hikaye açısından. Alt kat sahneleri epey akıcı geçti ama. Şunu görmek de beklenmedik ve güzel bir sürpriz oldu. Renk kattı konukluğuyla bölüme. Mor çatı sarışınlarının sahneleri ise idare ederdi işte. Her şeye rağmen dizinin 5. ve 6. sezonlarına oranla sezona daha iyi bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim ilk 5 bölüm itibariyle.
https://www.youtube.com/watch?v=ZtFdCqUesvc&feature=youtu.be&t=37
The Flash’te de bu hafta Gotham adını geçirdiler.
fena takım olmadılar
, bir şey olmasın
Bölüm doldurmalı Körtis dramasına bir şey demeyeyim.
* 8. bölüme az bir zaman kaldığı için Oliver’ın çıkışına yol bulmanın vakti geldiydi. Bir ara acaba crossover bölümlerin içinde mi çıkacak diye geçtiydi içimden. Yalnız son darbe niyetine sırayı Stanley’e getirdiler anlaşılan.
Ben de bunu merak ediyordum.
* Yeni Green Arrow’un kimliği meselesini en geç Noel arası bölümüne kadar halledelim.
S07E07
Diaz, Neganlığa soyundu bu bölüm. Haliyle Oliver da Rick Grimes rolünü kaptı ister istemez. Mahkumlar da yürüyen ölü pozisyonundaydı. Turner, seksenlerin aksiyon filmlerinden fırlamaydı. Stanley ise Gotham’dan The Walking Dead’i ziyarete gelen Penguen gibiydi.
————————————————————————————————————–
Bir dileğim gerçek oldu adeta. Arrow’un beş para etmez kadrolu yardımcı oyuncularının tamamı tatildeydi bu bölüm. Onların yokluğunda süper kafa dinledik.
————————————————————————————————————–
Elbette eleştirmeye kalksan sayılır bir şeyler ama hiç girmeyeceğim o topa. Çünkü son 3 yıllık süreçte en çok keyif alarak izlediğim Arrow bölümü buydu kesinlikle.
Bu tarz bölümlerin devamının gelmesi dileğiyle!
Bir araba dolusu dayağın üstüne Diaz’ı halletmesine şaşırmadım açıkçası. En azından adamdan kurtulduk, bu da bir şey. Stanley’i de arkada bıraksaydık niye demezdim. Çıkar o bir yerlerden.
Önceki bölümlerde ne olduğu kısmını bir kenara bırakırsak, Felisitinin konuşmadığı tek bölüm olarak tarihe geçmiş olabilir
Başından sonuna aşırı zırvalıklarla dolu bir bölüm olmasına karşın, her taraftan aksiyon fırladığı için izlemesi keyifli, eğlenceli ve insanı bol bol güldüren bir bölüm olmuş.
Bir dolu komedi sahnesi vardı ama en çok sondaki sahnelere kahkaha attım.
Ulan Digıl’a ne yaptınız? Adam orada Felisiti ile bekliyor. Felisiti gidip Olıvır’ı okşayıp, öpüyor. O sırada kamera uzaklaşıyor ve Digıl ortalıkta yok. Adam, “dur şunların fotoğrafını çekeyim” diye geriye doğru giderken, uçurumdan aşağıya mı düştü? Belki arabayı getirmeye gitmiştir
https://www.youtube.com/watch?v=kNZKWHfhX40
https://twitter.com/Assemble707/status/1067885128607834125
Olivır’ın o kadar dayağa, yara bereye rağmen, sondaki hamlesi ile Diaz’ı mağlup etmesine göz devirmemek mümkün değil ama ne yapalım, izlediğimiz dizi Arrow sonuçta.
Herhalde ölmemiştir. Ölse de kurtulsaydık.
Tamam Olivır birkaç saat sonra çıkıyor ama o hücresindeki malzemeler ne yahu. Adam Macgyver gibi birleştirip, hücresinin kilidini patlattı. Çok eğlenceli yahu
Oliver’ın Derek Sampson’ın damarını kestikten sonra 6 dakika içerisinde öleceğini söylediği sahneden sonra adamın bacağını bezle sararak kendisini kurtarması (doktora gerek yok, sarsanız yeter valla ), öyle ağır bir yaradan sonra ayakta durabilmesi, gidip üstüne Ben Turner ile kavga etmesi ve en sonunda yanarak ölmesi, bölümdeki bir başka eğlenceli sahneydi. Bu sahneyi yazanları ayakta alkışladım.
Stanley’in Olivır’a iğne yapıp bayılttığı yere güldüm. Dünyanın en hızlı bayıltan iğnesini yapmış. Kendine de hemen geldi ama. Etkisi çabuk geçiyor
En başından beri sevemediğim bu herifin Brick’i öldürmüş olmasına üzüldüm bu arada.
Böyle insanı güldüren bölümlerden bol bol yapsınlar. Tabii bölümün “güzel” olmasının en önemli sebebi ise gereksiz karakterlerin (ekibin yüzde 95’i falan) hiçbirisinin olmaması. Şu karakterlerin yarısı ölse, gitse dizi bir ivme yakalayacak aslında ama bu prangalardan kurtulmak çok zor.
Dizinin 150. bölümünde (7×12), bir oyuncu geri dönecekmiş
Kim olduğuna bakmadan aklımdan 4-5 kişi geçti ve tabii ki tutmadı. Gerçi ben bunu muhtemelen bulamazmışım, ilk görüşte “Kimdi bu?” oldum. Sonradan “Haa,” oldum. 11 bölüm oynamış bir de bu.
Not: Bu yazı da 1400 yorumu geçti, yürüyor.
Benimkisi
Tipini unutmamışım, görür görmez hatırladım
O kimdi ki?
Adam Felicty adlı şahsın yaptıklarını ve gerçekleri öğrendikten hemen olmasa da bir süre sonra bu kadarı bana fazla diyerek ekipten peaceful şekilde ayrılmıştı. Bknz: Rory Regan.
benzer bir kıyafeti vardı.
Tamamdır, hatırladım, teşekkürler. Daha eski birisi sanmıştım.
Felicity: Sen bir sürü insanı kurtardın.
Ben: Birazını da öldürdü.
Felicity: Kahramanlığını onurlandırmak istiyorlar.
Ben: Çok naifsin.
Sonra olanlar olur…
* Yeni Green Arrow erkekmiş gibi geliyordu ama son sahneye bakarsak Robert Queen’in sürpriz kızı mı diyoruz o zaman? Neyse çıkar nasılsa. Ay bu arada gerek var mıydı şimdi buna? Bir de Moira’ya kötü derlerdi.
* Ortak bölümden gelen resimlerde Diaz da olduğundan ölmediği belliydi zaten. Oliver’ın SCPD üyesi olması ilginç geldi.
* Katherine McNamara diziye gelecek dediklerinde vakti zamanında Roy’a partner olarak gelecek diye düşünmüştüm. Sonradan geçmiş-gelecek meselesi çıktı, ortalık karıştı tabii. Karakteri gelecekten çıktı, düşünce boşa düştü.
Yalnız tutturdular Felicity şehri patlatacak da patlatacak. Patlatsaymış da kurtulsaymışız. Şu işi bir yere bağlasınlar artık. Ayrıca buraya Diggle geliyor sanırım.
* Arrow’un sonunda da ortak bölümlerden sahne olur diye düşünmüştüm ama Supergirl’ün aynısını yayınladılar. Birini izleyen üçünü de izliyordur düşüncesinden gitmemeleri normal tabii.
Robert Queen, kimden peydahladın bu kızı?
Gelecekteki Felisiti’nin ölmediğini, bir yerden çıkacağını düşünüyorum.
Ulan onu sana Beri Elın vermişti, öyle geride bıraktın göz bağını. Kimliği açığa çıktıktan sonra garip geliyor.
Belediye başkanı nasıl görevden alamıyorsa kadını?
Bu adamdan en azından bir süreliğine kurtulsaydık. Digıl, Olivırın arkasından karısıyla iş çeviriyor. 2 bölüm sonra açığa çıkar.
Sanırım The Flash’in sonunda da aynısı var
* Bölümün başı: Allah sizi bildiği gibi yapsın
* Aynı evrenden 5. diziye hazır olduğumdan emin değilim ama Ruby Rose ile olur gibi.
Wifi şifresi: Alfred ve Bane maskesi gibi detaylar güzeldi. Arkham’a uğrayacaklarını biliyordum, ona şaşırmadım. Zaten Gotham’a gelip de oraya uğramayana küsüyorlar.
* Diğer bölüme attıkları pas da iyiydi. Konuk oyunculara itirazım yok sayılır
Ben Katherine McNamara’yı gelecek sahnelerine değil de günümüz sahnelerine bekliyordum ama!
Babası kimdi lan diye kaldım bir an. Rene’nin kızıydı di mi bu?
Kirk Acevedo dizide kalasın diye bir şeyler saçmaladılar ama bu Argusçular yine ne bok yiyor bir şey anlamadım.
Oliver’ın SCPD’de polis olarak işe başlamasına ne desem bilemedim.
S07E09 (Elseworlds Part 2)
Bu bölümü Part 1 kadar sevemeyeceğimi tahmin ediyordum. Kötü başlamadı aslında ilk 10 dakikada falan ama Ruby Rose girdikten sonra bozdu. Hiç ama hiç yakışmamış Batwoman rolüne. Gotham’ı da atmosfer olarak yansıtamamışlar açıkçası. Diğer konuklar da gereksiz olmuş bence.
Part 3 bundan da kötü olacak gibi duruyor.
Diğerleri sayıca çok olduğu için uygulanabilir gözükmüyor, o yüzden Oliver’ı başka diziye transfer edelim diyorum. En azından Diaz’ı etsek, o da mı olmuyor?
Bir önceki bölümde uyuklamıştım ama bu bölüm sezonun güzel bölümlerinden biri olmuş kesinlikle. Bu sonuçta şu gereksiz ötesi gelecek sahnelerinin yer almamasının da payı mevcut elbette.
Bölümde 3 hikaye mevcuttu. Unuttuğumuz ya da kafaya takmadığımız minik bir ayrıntı üzerinden yürüyen ve buradan yola çıkılıp içinde bulunduğumuz hikayeye katkı sağlatılan Oliver’ın hikayesi güzel aktı. Felicity destekli Laurel’ın hikayesi de keyifliydi keza aynı şekilde. Şaka maka baya iyi ikili oldu bunlar. ARGUS tayfasının hikayesi tırt olsa da Diaz, China White ve çok sevdiğim Cupid’in varlığının pozitif etkisiyle izletti o kısımlar da kendisini. China ve Cupid’i görünce ister istemez dizinin 150. bölümünün bu bölüm olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş. Haftayaymış 150. bölüm.
Ve o mutluluğumun kursağımda kaldığı o an!
* Bölümün taa (+5) ilk bölümdeki bodyguardın oğluna kadar gitmesi ilginç oldu. Hiç aklıma gelmezdi, haklarını vereyim.
Deneysel takılalım demişler. Sanırım itiraz etmeyeceğim ama şaşırdım açıkçası. Aklıma pek gelmezdi.
* Vigilante kadar başınıza taş düşsün hepinizin <3
Oh be!
Sanki ara veriyormuşçasına bir bölüm çekmişler diye düşündüm izlerken, baktım ki cidden üç haftalık araya giriyormuş.
Hatta bu bölümdeki gırtlak yaralanmasından dolayı Dinah’la devam bile ederler belki.
* Katherine’in karakterinin Mia Smoak çıkması bir çeşit pembe dizi hamlesi gibi geldi ama hadi buna da neyse. Bu, dizide daha fazla kalacak demek mi oluyor peki?
Ay yalnız siz bu gelecek zaman mevzusunu çok yavaş yürütüyorsunuz. Vallahi ada bölümleri daha hızlıydı. Diggle’ın Flahspoint’le oğlana çevirdikleri çocuğunu da isim değiştirip Connor yapmışlar zaten.
* William’ın küçüklüğünün gideceği de belliydi.
S07E13
Sezonun kötü bölümlerinden biriydi.
Malumun Oliver’ın evindeki sahneleri Gotham’dan alışkın olduğumuz tarzda kötü sahnelerdi. Kızılötesi desen Serdar Ortaç’ın şarkısındaki kadar anlamsız ve zorlama olmuş kesinlikle. Gelecek sahnelerindeki birbirini tanımayan çocuklar için ise diyecek söz dahi bulamıyorum.
Arrow And Legends Of Tomorrow Rumored To End After Their Next Seasons
Hahahahah yok canım o günleri daha göremeyiz diye düşünüyorum.
Yazıdaki crossover meselesi mantıklı aslında. Ama onları 8.-9. civarı yaptıkları için 22’ye nasıl tamamlarlar onu bilemedim.
Ernie Hudson, konuk olacakmış.
150. bölümde farklı bir şeyler denemişler.
ile açınca şaşırmadım değil. Fena olmamış
stili. Tümü böyle olsa sıkardı. Tadında bırakmışlar.
10-15 saniye falan gözüktüler ama eski tipleri görmek güzel oldu.
Bölümün kötüsünü görünce aslında belediye başkanı haklıymış dedim
Bir taşla iki kuş vurmuşlar. Hem
Ay yeter Robert Queen’ın kızı, Felisiti’nin kızı. Birileri sürekli akraba çıkıyor. Geçen bölümde Mia, yanındaki elemana Connor deyince, bu da bizim Digıl’ın eski kızı/yeni oğlu, nasıl unuttum LOT’ta vardı demiştim. Anaları babaları yaptı, şimdi bunlar mı ekip olacak? İyi, olsunlar.
Dinah’ın sesi zarar gördü mü? Gelecek sahnelerinde kullandı mı hatırlamıyorum?