Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
?
Colton Haynes’e Red Arrow kıyafeti giydirmişler en sonunda. Öyle kapüşonlu sweatshirt ile sağda solda koşturup duruyordu. Adama dönmüş biraz
Yakışmış. Bir de Katie cassidy alabilir miyiz acep, kostümlu olsun.
Kaynak
Ben umursamıyorum, izleyeceğim yok da diziyi izlememiş biri gelip tanıtımı okuyup yorumlara bakınca bu fotoğraf kabak gibi ispiyon.
Tanrım Tanrım, doğru diyorsun ya… Dur düzeltiyorum, düzelttim…
http://www.youtube.com/watch?v=zwNpd-QLnC0
Video eğlenceliydi de bari direk kafadan aşağıya dökselermiş
bakalım grant gustin, john barrowman ve jp’den cevap gelcek mi
orası öle kafadan dökseler daha iyi olurmuş saçı ıslanmadı bile
Çok mütevazı, çok sempatik, çok iyi bir adam sahiden. Takdir ediyorum her şeyiyle. Sosyal medyayı böyle güzel kullanarak hayranlarıyla sürekli iletişimde olması da çok güzel bir şey.
Bir de ben bunun kızına ölüp bitiyorum ya. Şimdi olsa yanımda, şapur şupur bi öpsem, sıksam yanaklarını. Yok böyle bir tatlılık.
grant’tan cevap gelmiş
http://m.youtube.com/watch?feature=youtu.be&v=TtDHx3q-w_M
rpdi bebeği nekdr tatlıymış böle maşallah ilk fotoya özellikle bayıldım
Ne zaman kızının bir fotoğrafını paylaşsa “yiiieeerim seni ben” diye haykırıyorum ekrana.
Bu arada bu kova olayının aslını bugün öğrendim. Öylesine bir şey sanıyordum ama sahiden önemli bir olay için yapılıyormuş. Yalnız bu davet üzerine kovayı dökenler artık para bağışlamıyorlarsa sahiden ayıp ediyorlar.
John Barrowman Stephen’ın dediğini kabul edip yapmış. Hatta onun meydan okuduklarından birisi Misha Collins ve o da yapmış.
Jared Padelecki de yapmış. Çeken hesap makinesi il eçekmiş gibi ama olsun.
En iyisi gelmişken şunu da buraya bırakayım. Teşekkürler @widfara
şuan için 31,5 milyon dolar toplanmış
David Tennant dedi onunkini merak ettim
En büyük destek 4 bin lira ile Türkiye’den gelmiş.
Benim Awkward’dan daha iyi, ama insanlığın Glee’den daha çok tanıdığı Nolan Funk, Felicity’nin MIT’deki eski sevgilisi olarak 3×05’e konuk geliyormuş. Versace’nin şimdiki yüzü olduğu da ek bilgi olsun bari.
@itsmypurgatory Canım, Twitter’da bir arkadaşıma da ahanda bunu gönderip haber verdim ama buraya ancak böyle oldu Elinde Arrow senaryosuyla çıplak bir resmi varsa sen de onu ekle
Felictynin kısmeti açılıyor desenize Brandon Ruth da onunla yakınlaşcaktı galiba. güzel şeyler bunlar rory yerine bunla diziye devam edebiliriz zaten vücud olarak da dizinin konseptine çokuygun:)
ben bu diziyi çok sevdiğimi söylediydim di mi? en severek izlediklerimden biri olabilir
çok beğendim başlasa da izlesek
Arrow’un posteri gelmiş
Bir de bu var tabi.
katie’min yüzüne kan gelmiş. ben tekrardan aşık oluyorum.
valla başlıklıları bilemem ama katie o kıyafetlerin içinde güzel olmuş
@abidin77: :))))))))))
@dkamoy: Bizim Arrow’un yanında bunlarınkinin lafı bile geçmez ama seyrediyoruz işte
Arrow Season 3 Sneak Peek
Ekim Cnbc-e dergisinden.
Güzel döndü sayın seyirciler. Bölümün hikayesi ve içinde olanlar ‘izlenilesi’ olmuştu orası tamam da bölümün sonu diziyi zirve bir noktaya koydu. Beklemiyordum bunun olacağını.
2) Bu arkadaşı daha kaç dizide ‘bölümün/dizinin kötüsü’ olarak izleyeceğim merak ettim. Şu an başka dizide de hala izliyorum.
3) Sara’yı bölümde gördüğüme şaşırmadım da bölümün sonunda ölmesi beklenmedikti, yalan yok. Gerçekten öldü mü diye düşünüyorum ama ölmüştür herhalde. Gelecek bölümün adı da Sara imiş zaten.
4) Thea’nın mümkün mertebe çabuk dönmesini istiyorum. Umarım olur. Roy konusu derdim değil.
5) Barry’nin de Arrow’un The Flash’ta kısaca görünmesi gibi burada görünmesinden hoşlandım. Bu tarz devamlılık olaylarını seviyorum.
6) Oliver ve Felicty’nin yemeğe çıkacakları ve öpüşecekleri belliydi de o işin batacağı da belliydi. Nasılını öğrenmiş olduk. Zaten daha Dr. Palmer, flashback bölüm, The Flash’a konuk olması ve Barry konusu falan Oliver’a yer yok yahu henüz.
sarayı öldürmelerini beklemesem de çok şaşırtmadı beni, zaten böle birşey bekliyorduk. intikam ateşi ile Laurel’in BC olacak
felicity oliver olayını da beklemiyordum yalan değil daha bir sezon uzatırlar sanıyordum. yemeğe çıktıktan sonra batcağı belli idi zaten felicitynin aşk jayatı çok karışacak
laurel saraya temelli mi döndün dediğinde sara belki de kim bilir deyince bir umutlanmıştım ki hevesim kursağımda kaldı senaristler allahınızdan bulun!!! sara pek sevilmese de benim sıradışı bulduğum bir karakterdi. bakalım belki önümüzdeki bölüm onun geçmişine değinirler.
felicity arrow olayı yalan olacaktı belliydi ama başlatış şekilleri de bitiriş şekilleri de diziye uygun oldu. bunlar nerden çıktı ya şimdi, ya da böyle bitirilir mi bea dedirtmedi.
vertigo vertigo ne uyuşturucuymuş arkadaş!! metamfetamin pazarına dönecek bu vertigo olayı.
laurel sanki taş olmamış mı arkadaşlar. ben izlerken onun sahnelerini iki kere izliyorum. önce kendisini izliyorum. sonra kaçırdığım bir şey var mı diye bir de altyazılara bakarak tekrar ediyrum. felicity dizinin en güzel kızı ama bazen en güzel olmak yetmiyor işte. katie’nin başka bir çekiciliği var. bu sezon saçlar falan sarıya dönmüş hafiften enfes olunmuş.
laurel gittikçe işin içine giriyor ama hala dövüş sanatlarına nasıl dahil olacak kafamda canlandıramıyorum. ya çok uzun zaman alacak ya da sezonun bir yerinde diziden çıkacak. hong kong’a mı gider nere gider bilmem. ama onu bir anda black canary 2 olarak kimse kabullenemez sanırım. umarım aşamaları ikna edici sunarlar.
roy güzel oldu ekibe geçen sezondan sonra ergen tavırları devam eder mi acep diye korktum ama güzel bir süperkahraman olmuş. thea ve malcom’un dönüşüyle umarım işler onun açısından çok karışmaz.
thea’nın mesajlarla abisine durumunu bildirmesine de şaşırdım bu kızın nasıl döneceğini çok merak ediyorum. iyi mi kötü mü? malcolm meryl le takılıp abisiyle bağlarını koparmaması?? umarım ergen olarak dönmez de dost-düşman fark etmez.
şirketin başına geçen eski süperman arkadaşımız tamam idare eder bir tip de lütfen nefretten aşk doğar olayına bağlayıp felicity ile eşleştirmeyin. az biraz barry ile takılsınlar. sonra solo devam etsin. yok oliver kıskandı falan tripleri olmasın dizide nolur.
oliver ve laurel arasındaki ilişki de süper bu şekilde devam etsin. birbirlerine destek olsunlar, kanka olsunlar. suça karşı savaşsınlar ileride olursa olsun ama bir süre dingin devam edelim.
bu dizi gittikçe coşacak arkadaşlar. smallville’in önüne rahatlıkla koyabilirim şuanda. gotham benim için bunun yanında çerezlik bile izlenmez, zaten formüllü diziden nefret ederim onun da etkisi var. flash ilk bölümüyle arz olarak arrow’a benzeyeceğini belli etmişti umarım öyle devam ederse o da bayaa iyi bir şeye dönüşecek. villain of the week dizisi değil. bayaa bayaa adamlar oldurmuş. haftanın kötüsünü de öyle yediriyorlar ki hikayeye anlamıyorsunuz. bozmaz inş amin.
starcity ile ilgili bilgiler çok güzel geldi. sevindim ekibin bir parçası olacaksa aşk meşk işlerine de burun kıvırmam uzun vadede.
ama ispiyon içinde yazdıklarında ciddi misin? dönüp tekrar baktım da o kadar alelade gereksiz ve üstünde durulmamış tipler ki inanasım gelmedi. black cat yazıyorum internette bir şey çıkmıyor
bu konuda bir link fena olmazdı hani.
Ben de senin yazdigini gormeden yazmistim onu. Neyse ortada bulustuk. Adamlar guzel hazirliyor diziyi karakterlerin ustune dusuyorlar. Bu karakterin de tamamlandiginda bizi tatmin edecegine inaniyorum.
Ulan yapılır mı bu? Gerçi olacaktı ama bu kadar erken olmasını beklemiyordum ama bir an önce malum kişinin malum karaktere dönüşümü için gerekliydi de sanki. Artık
Yalnız
Ben de soruyorum bizimkiler okçu bir katil ararken şehre de okçu bir suikasçının gelme ihtimali ne kadar.Bütün bölümü üstüne kurdukları olay resmen izleyiciyi kandırıp bölümü geçiştirmek için.En azından ben kandırılmış hissediyorum.
Bütün bölüm boyunca ya sabır çektiren Laurel bölüm sonu bir babayı kızının cenazesine çağırmayarak sabrımı taşırdı.Kardeş değişikliği yapabiliyormuyuz.Çok mu geç kaldık?
. ama ikincisini istese de yapamazdı ki.
Kıza torpil geçiyon gibime geldi. Hangi babaya yapılır bu.sonradan
Bir de o anlaşma olayı katili yakında yakalayacakları sandıklarından aldılar.Cenazede de muhabbeti geçmedi bu kızın babası nerde diye.Klasik dizi hamlesi işte.kelimelere dökülse senaryonun saçmalığı anlaşılcak.Ya bunu ileride kullanıcaklar o yüzden yaptılar.Ya da Oliverlı cenaze yapabilmek için.
aman ali rıza bey tadımız kaçmasın
şaka bir yana haklısın. kıza torpil geçiyorum ama herkesler de çok yükleniyor. kızın suçu değil ki senariste kızalım lütfen
sin saranın enyakınlarından değilmiydi? roy’un ona da sölemesi gerekmez miydi? birbirleri için çok önemlilerdi. det. lance olayında bence de bilmesi gerekiyordu.
ben bu adamı uzak doğulu çıkacak diye bekliyordum bayağı şaşırdım…