Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
çömez gelince kıdemli asistanın nöbet listesinden çıkmasına benzemiş bu durum.
wtf?!?!* umarım şakadır bu. bir yandan sevindim bir yandan şaşırdım kafam karışık. bir yandan da öeh…
ekleme: promoyu izleyince anladım ne anlamda dediğini. ben de gerçek anlamda sanmıştım bir an. çok gereksiz olurdu.
kaynak:arrow türkiye
Colton Haynes dün akşamki 3×18’in çekimleriyle ilgili ,
”Bu akşam çekilen sahneler dizinin gidişatını sonsuza dek değiştirecek.
kaynak:arrow türkiye
@ozgun14 Bende jeton yeni dustu. Bi an heyecan yaptim :(.
ayrıca Stephen Amell ileri de Kostümlerin değişeceğinin söylemiş acaba Laurel da kostüm değişirim;:)
Son bölümü izlemedim ama dün gece 3×14’ten kareler gördüğümde, n’oooluyor böyle dedim. Sanırım 3×13’te ilginç şeyler olmuş.
Cok iyiydi be. Aradan sonra nihayet mukemmel bir bolum izledim.
Yanliz Zytle cok basit bir sekilde yakalandi Laurel tarafindan. Bu kadar kolay olmamaliydi bence.
Thea’nin Arrow’u ogrenmesi iyi oldu. Detective Lance de Sara hakkinda gercegi nihayet ogrendi. Ama adam bitti.
Ben de beğendim. Yalnız ben bu olanı kafamda hep farklı bir şekilde kurardım, onu garipsedim biraz.
ben buraya yazdım sanıyordum. 13 dönüş sonrası en sevdiğim bölüm oldu. umarım seviyeyi yükselterek devam eder.
Ben şahsen sıkıldım.
-Oliver mekan patlayacak.
-Yemin et Digıl, ben görmüyorum sanki. Biz yokken ne yapıyorsun orada. Yukarı çıkıp beleş içki içiyorsun değil mi?
Neyse ki Lens, en sevdiği kızının öldüğü ile ilgili üzücü gerçeği öğrendi. Çok uzamamasına sevindim.
Sipidinin Oliver ile ilgili gerçeği öğrendiğini ve adaya gittiklerini dün gece, bir sonraki bölümle ilgili fotoğrafları görünce öğrenmiştim zaten. Adada birisi ile karşılaşacaklar ama söylemeyeyim kim olduğunu.
Açıkçası dizinin mi pili bitti, ben mi artık sıkılıyorum bilemiyorum ama ortada bir problem olduğu kesin.
@abidin77 Onun haberi geldiydi daha önce, ben hatırlıyorum kimliğini
@aytackara: Kaçırmışım desene Bekliyordum aslında ama sonra falan gelir diyordum. Gerçi oraya gidilince ortaya çıkması mantıklı
@abidin77 3×14’e konuk olacak diye kısa haberini Levi Levi yapmış onun
@aytackara: Bayağı zaman geçmiş. Benim gibi unutkan birinin hatırlamaması doğal
@abidin77 bence problem The Flash,Agent Carter gibi benzerlerinin çıtayı yükeltmiş olmaları. Dizi aynı şeyleri yaparak artık bizden geçer not alamaz kolay kolay.
Şu video olayı iyi anlatıyor.Evet videodaki maymunlar biz oluyoruz
hahaha video güzeldi.
saydığınız diziler arasında en kötü durumda olduğu doğru ama haksız bir kıyaslama olur. ikisi de muhteşem tabii ama arrow sezon 2 benim için ikisinden de daha iyiydi. eğer bu diziler de 3. sezonlarında hala yardırıyor olursa o zaman tamam sıkıntı var deriz.
tabii itiraf edeyim bu kadar erken bozmasını beklemiyordum arrow’un. 4-5 gibi sıkılmaya başlarız diyordum biraz fazla erken oldu.
İlk sezonlarını kıyaslayalım istersen
Arrow da bu sene başlamış olsaydı heralde o 1. sezonla şurda bi küfretmediğimiz kalırdı diziye. Yine diğerlerinin yanına yaklaşamaz ama 2. sezonuyla dizinin baya yükseldiği bir gerçek. Ama bu sezonun ilk yarısı ilk defa beni baya heyecanlandırdıydı. Flashın verdiği gazla heyecanlandım biraz sanırım. O gaz geçince yine eski halime döndüm. Yoksa dizinin çok düştüğünü düşünmüyorum. Yine kendi ortalamasında takılıyor işte.
yoo ilk yarı aslında dediğin gibi bayaa iyiydi. flash gazından değil yani. güzel bi tempo yakalayıp gittikçe de yükselen bir ivme kazanmışlardı. kendilerini en tepeye çıkartan hamleyi kullanmayı beceremediler. çok kötü bir dönüş yaptılar. bunu fanboy olarak ben de net söyleyebiliyorum. arroy yokluğundaki kaos ortamını ve ekibin onsuzlukla ve kötülükle mücadelesini, birer süperkahraman olmak zorunda kalmalarını, kendini geliştirmelerini, duygudurumlarını dolu dolu izlemek istiyordum olmadı. rezaletti. o zamandan beri de zaten toparlanmaya çalışıyorlar.
arrow’un 1. sezonu kötü değildi ki, arrow’un arrow oluşunu anlatmak için gerekli bir hikayeydi o. güzel bir konusu vardı. babasının intikamını almak amacıyla başlıyor her şey. elinde de bir not defteri. her bölüm bir tane şirket kötüsünü yenmesi falan formüllülüğü garip kaçmıyordu izlerken. direkt arrow olup dünyayı kurtarcam moduna girmesini garip bulurdum asıl. defterdeki isimler bitince düştüğü boşluğu ve aslında olmak istediği kişiye dönüşümünü iyi işlemişlerdi. haa aşk üçgenlerini diyorsan başımı öne eğer susarım tabii.
evet aradan sonra ki bölüm iyi değildi aslın da ama bu bölümün güzeli oldun düşünüyorum inşallah dizi yeninden eski temposuna kavuşur:)
5 yıllık gelişimi çöpe atıp ilk sezondaki gelişim gerekliydi diyorsun.O gelişimi de sakız gibi uzattılar zaten. Arkadaşı ölene kadarda neyin gelişimini yaşadığını anlamadım ben. Zaten adamın 5 yılda yaşamadığı kalmamış. İlk sezonun, koskaca 22 bölümün bu kahraman olamamaya ayrılmalımıydı bilemiyorum. Ben ilk sezonda yönünü bulamamış Arrowdan çok yönünü bulamamış senaristler görüyorum. 2. sezonda dizinin bu kadar yükselmesinin nedeni zaten 1. sezonun düşüklüğü bana göre.
Bu sezonun ilk yarısının heyacanlandırmasının nedeni tabi sadece Flash değil. Ama flashla oluşmaya başlayan DC evreni ister istemez heyacanlandırıyor.
5 yıllık gelişimi dövüş üzerine tamam ama kafa olarak o kadar da gelişim göstermiyor ki adam. şuana kadar ne gelişme oldu flashbacklerde. geleceğe dair bi planı yok hala oliverın. o 5 yıllık süreçte bence arrowun şehri kurtarmak gibi bi amacı olmadı hiç. düştük bir deliğe, yol nereye çıkarsa kafasında hala olliver. ordan oraya savruluyor hala pasif aşamada. flashbacklerde 3. yıla girdik ama hala fırsat bulsam da annemleri arasam kafasında adam fırsat bulsa eve kaçacak. noldu da bu adam babasının intikamını alma hırsıyla geri döndü defterle. bunu flashbacklerin sonuna doğru yaklaştığımızda gösterirler diye umuyorum. o defter bitince ne yapacağını planladığını hiç sanmıyorum. öyle bir karakter değil gibi duruyor. geçmişte anlık kararlar verdi hep. verdiği kararlar da sadece anı kurtarmaya yönelikti.
ve ilk senenin gerekli olduğuna inanıyorum ben. ilk sezon boyunca amacı oturdu gibi geliyor bana. o 5 yıl değildi onu arrow yapan. 5 yıl sadece arrow olmasını sağlayabilecek deneyimi sağladı kendisine.
farkındayım daha 2 yıl var flashbackler için g.t olma ihtimalim yüksek ama nedense bana çok ilerleme kaydedilmeyecek gibi geliyor.
Klasik dizi uzatma,izleyici oyalama işlerine gerekliydi diyorsun yahu. Çok gerekliyse 2 bölümde halledilir o işler. Yoksa dizinin önünü tıkayan şeyler onlar. Hem bu karakter geliştirme işini çok uzatınca karakterler de çok yıpranıyor,ortaya tutarsız davranışlar çıkıyor.. Örnek Laurel
Flashback işlerini de karıştırdılar baya. Ama hala toparlama şansları var tabi. Bu arada şimdi kesin flashbaclerde 2.5 sene oldu değil mi?
laurel’in sıkıntısı bence başka bir şey. yanlış meslekten soktular kadını. resmedilen karakter dönüşümü zor olacak bir karakterdi.
ben de flashbacklerden emin değilim ama sanırım öyle. çünkü geçen sezon 1-5 yıldır adada olduklarından bahsetmişlerdi bir yerde ki hala adadalardı. sezon olarak da uyuyordu, ben de geçmişte de güncel zamanda gittiklerini düşündüm o yüzden hep.
oliver’ın bunca profesyonel adamın arasında ne işi var. neden o kadar önemli. falan çözemiyorum sadece izliyorum dümdüz. illa ki düzgün bir şeyler yazmışlardır da kesit kesit olunca bir de bayaa geniş zamana yayılınca bütün olarak oturmadı. zamanla oturur bu sezonun hikayesi de.
Geçen bölümdense bu bölüm çok daha güzeldi. Bir de :
Thea’nın öğrenmesi sürpriz olmadı fakat verdiği tepki sürpriz oldu. Ben atarlanıp Oliver ile konuşmamasını bekliyordum ters köşe oldum. Ben sezon finalinde Malcolm’un ölmesini bekliyorum içime bir his doğdu.
Ek olarak da @meorman ve @ozgun14’ün değerlendirmelerine bende katılayım
Açıkçası dizinin 3.sezonu ne 1. sezonuna ne de 2.sezonuna benziyor. Bu sezon diğer iki sezondan daha güzel geldi bana özellikle de ilk yarısı. Muhteşem bir kış finaliyle o yarıyı bitirdiler zaten. Dönüşlerde pürüz olsa da şu anda gayet izlettiriyor kendini. Bir tek (3.sezon ispiyonu)
İlk sezonlara bakıldığı zaman Oliver her şekilde yalnızdı; tamam Diggle ve Felicity vardı fakat yanında halk yoktu ve Oliver kendini kahraman görmüyordu sadece intikam peşinde koşan biriydi ayrıca Flash dizisinin de çok iyi olmasının bu diziye avantaj getirdiğini görüyorum. Flash bu kadar iyiken Arrow’un basit kalması kabul edilemezdi çünkü. Bu sezon Oliver kendini şehre kabul ettirdi artık insanlar ona güveniyor onu bir simge olarak görüyorlar. Yani Oliver ilk iki sezon çaylaktı bence fakat bu sezon usta.
necdetcem7 aynen benin de sanan Katılıyorum bu sezon benin de çok beğeniyorum kim ne derse desin benin 2.yarım ilk 3 bölüm haricin de bu sezon çok iyi gidiyor bence:)
Her sezonunu zevkle izledim ve izliyorum. Bu sezon 2,3 bolum beklentilerimin altinda kaldi o kadar. Gerisi cok guzeldi.
bence bu sezon kötü falan bunları sezon sonun bir akalım o zaman bu sezon nasıl geçti diye karar verelim:)
Katie Cassidy’nin Yeni Verdiği Röportajdan Bir Kesit!
– Senin de bildiğin gibi Katie, birçok hayran Oliver ve Felicity ilişkisinin gelişmesi için oldukça istekli. Birkaç yıl önce konuştuğumuzda bana Laurel’ın Oliver’ın ilk ve son aşkı olduğunu inandığını söylemiştin. Hala öyle mi hissediyorsun?
Katie Cassidy: Kesinlikle! İnsanların hayatında farklı şeyler ve evreler olur ve zamanlama her şeydir ve şuanda Laurel romantizmi düşünmüyor, yani ben öyle düşünmüyorum. O başka bir şeye odaklandı ve Oliver ile Felicity’nin bir bağları var ama günün sonunda, Laurel ve Oliver’ın ruh eşi olduklarını düşünüyorum. Oliver, Felicity ile olsun veya olmasın hep böyle düşüneceğim. Tabii ki, birinin sizin ruh eşiniz olması demek illa ki sonunda onunla birlikte olacaksınız demek değildir. Bazen ruh eşleri en iyi arkadaş olarak kalır. Bu komik çünkü kesinlikle dizideyim ve senaryoyu okuyorum ama aynı zamanda bölümleri de seyrediyorum ve dün-bilmiyorum siz gördünüz mü ama- Twitter’ımda Olicity etiketini kullandım… Çünkü herkes şu anda Felicity/Oliver/Laurel üçgeni arasında olup bitenleri seviyor. Onlar-Oliver ve Felicity- iyi bir kimyaya sahipler ama bir noktadan sonra belki de çok daha sonra yolun sonunda Oliver ve Laurel romantizmine dönüşü keşfedebiliriz. Ama şu an da kesinlikle onun dalgasında bu yok. Bence hayatında birçok baş etmesi gereken şey var ve şu anda böyle bir şeyi düşünemez.
* Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce ilerleyen zamanda, Laurel ve Oliver tekrar bir araya gelebilir mi?
kayank:arrow türkiye
not: o sonun yazı benin yazmadım facebook aldım site de yazılıydı:)
MARC GUGGENHEIM MTV’YE , JOHN DIGGLE’IN GREEN LATERN OLMA OLASILIĞINDAN , OLICITY VE BAZI YENİ SÜPERKAHRAMANLAR HAKKINDA KONUŞUYOR.
”John Diggle çizgiromanlara yeni giren bir karakter.Yani John Diggle , John Diggle.Naz yapmıyoruz , John Diggle kendinden başka biri değil yani John Stewart değil.Bu karakter için DC’nin başka planları var.David’i ve John Diggle karakterini seviyoruz.Onun için çok hoş planlarımız var…Planlar arasında bir evlilik yüzüğü var ama süper güç kazandıran bir yüzük yok.”
”Felicity her zaman olduğu gibi tamamıyla Arrow Takımı’nın bir parçası , şu an sadece işini Oliver’la olan çatışmasının gölgesinde yapıyor .Oliver’ın yaptığı şeyse…Onu Ray’in kollarına sürdüğünü söyleyecek kadar ileri gitmiyorum.Ama şu anda Oliver’ın tam aksine Ray’in bunu yapmaya imkanı var.15.bölümde göreceğiz ki Oliver’ın işleri halletme yöntemleriyle Ray’inkiler arasındaki farklılık çok büyük , çok belli ve aralarında çok net bir çizgi var.Bu Felicity’yi etkilemeyen bir şey değil.Ray’in Oliver’dan çok farklı bir insan olduğunun farkında ve bu farkındalıkla neler yapacak göreceğiz.”
kaynak: arrow türkiye
Neyse ki şu dizi haftada sadece 1 kere çıkıyor.
thea tam isimin Thea Dearden Queen takma adı da Mia oldun öğrendim az önce net tabi bunlar önemsiz bilgiler:)
13. Bölümün güzel bir incelemesi
The Flash’ın Joe West’i ve Cisco Ramon’ı Starling Şehri’ni ziyaret edecek!
Evet, doğru duydunuz yeni bir geçiş daha olacak fakat bu geçişin hangi bölümde olacağı henüz açıklanmadı. Gelen bilgilere göre Dedektif West ve Cisco bir dava konusunda yardım için Starling’e gelecekler ve bu dava hakkında bizim Dedektif Lance’den yardım alacaklar.
kaynak:arrow türkiye:)
nihayet dizi hareketlenmeye başladı bu bölüm sezon 1.yarısın da ki heyecanın aldım. özelikle
3 x 14
Guzeldi begendim. Ama flashbackleri bazen cok uzun tutuyorlar.
evet ama bazen iyi oluyor bölüm sıkıcılı alıyor:)
allah ne aytackara ne de ozgun14 yorum yazmış şaşırdım:)
yalnız sırlar patır patır saçılıyor ortalığa. lafı geçer gibi olan 5dk ya dökülüyor. çok mutluyum daha da aile dramına sokup sündürmeyecekler ilişkileri. sara cinayetini bilmeyen bi laurel kaldı o da gidip thea ya trip yapacak biri değil. durum ortada. malcolm bence bu sezonun kötüden görece iyi geçip bölüm sonu canavarını yenerken kaybedilen karakteri olacak. zamanı da geldi hani.
gelelim geçmişe. eski yüzleri daha bol görmek isterdim. moira olsun isterdim. normalde olsa bu sezonun flashbacklerini sevmediğim için bu kadar geniş tutulmasına üzülürdüm ama bu bölüme özel iyi geldi. bir de sonunda bu oliver neyin nesidir niye bu kadar önemlidir anlamış olduk. o bile yetti. saçma geliyordu bana bu kadar el üstünde tutlması. biraz daha oturdu konu. aile bağlantıları imiş onu önemli yapan ben bunu anladım doğrudur herhalde.
laurel’İn babasının tribi haklı bir tripti adama bir şey diyemedim. ben aslında bir kızımı zaten bu süperkahraman zımbırtısına kaybettim, gitti diğer kızım da bu işlere daldı kırgınlığı var sanmıştım ama meğer sara sırrı yüzündenmiş tripler. neyse zamanla düzelir.
geçmişin geniş yer tutması yüzünden bazı karakterlerde es verdik ama flashbacklerde unutmamışlar en azından. küçük küçük gördük. diggle gülümsetti. felicity de aynı şekilde.
sonraki promo coşmuş. bol bol ekşın olacak gibi. kalabalık bir kadro olacak.
Flashbackleri bol bi bölüm olmasına ve felicityi görememize rağmen fena değildi bölüm
vallah bu sitedeki yorumlar seviyorum hata eleştiriler bile seviyorum başka bir site de sevdim bir dizi eleştirseler Kıyamet koparırdım çünkü benin hiçi eleştir yapılmasından hoşlanmam hata bazı yorum yapanlar eğer beğenmediyse beğenmedim de geç gitti derim ama nedense bu site sevdim daha site başlayalı 2 ay oldu ama çok çabuk benin içine çekti bu sitenin hoş görül:)
ben de severim dizilerimi eleştirmeyi. insan en çok en sevdiğine yüklenir dememişler boşuna.
anın coşkusuyla ya da hayal kırıklığıyla hızlıca yorum yapınca bazen dozu kaçıyor ama o kadar da olacak.
haklısın ama bazen eleştir çok fazla abartıp insan deli ediyorlar:)