Bir çok eleştirmene göre televizyon tarihinin en iyi bilim kurgu dizilerinden biri olarak kabul edilen Babylon 5, aynı zamanda politik bilim kurgu türününde en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Bilim kurgu tarihinin efsane olmuş bu dizisini, yapımcısı ve aynı zamanda yaratıcısı olan J. Michael Straczynski‘nin sahibi olduğu yapım şirketi ile Warner Bros‘un, 1993 tarihli Babylon 5: The Gathering adlı pilot filmin Amerika genelinde aldığı olumlu yorumlar üzerine Prime Time Entertainment Network(PTEN) kanalında yayınlanmak üzere iki sezonluk anlaşma yaptılar. 26 Ocak 1994 yılında yayın hayatına başlayan Babylon 5, toplam 5 sezon sürdü. (Bu başlıkla ilgili bulacağınız 2 dizi şle 6 filmi hangi sırayla izlemeniz gerektiğini yazının sonlarında bulabilirsiniz.)

Dizi, proje aşamasındayken 5 sezon olarak planlanmış ve senaryosu, dizi yayına girmeden  yazılıp bitirilmiştir. Bu yüzden, dizinin çok sağlam bir olaylar kurgusu vardır. Senaryo 1986 yılında yazılmaya başlanmış olup, 110 bölümün 92’sini J. Michael Straczynski kaleme almıştır.

Hikaye, 2257 ile 2262 yılları arasında geçmektedir. Dünya Birliği ile Minbari Cumhuriyeti arasındaki savaştan 10 yıl sonra kurulan Babylon 5 İstasyonu’nun amacı, insanlarla diğer yabancı ırkların farklılıklarını ortadan kaldırarak diplomatik ve ticari anlaşmaların yapıldığı bir yer yaratarak, olası savaşların önüne geçebilmektir.

Peki istasyonumuzun ismi neden Babylon 5 ?

İnsanoğlu, kurduğu 1. istasyon inşaası iskele aşamasındayken yok edildi. Diğer 2. ve 3. istasyonlar yine aynı belirsiz güçler tarafından sabote edildi. 4. istasyon ise bilinmeyen bir nedenden dolayı içerinde bulunan 1200’e yakın mürettebatıyla birlikte ortadan kaybolmuş.
5. istasyonun uzunluğu 8 km. ve 2,5 milyon ton ağırlığındadır. Herhangi bir yaşam belirtisi olmayan Epsilon 3 gezegeninin yakınına konuşlandırılmıştır. İçerisinde 250.000 civarı insan ve diğer uzayın derinliklerinde yaşayan ırklardan yabancılar var. İstasyonda çeşitli bölgeler, barlar ve restoranlar var. Bu bölgelerden bazıları;

Mavi 3 : İstasyonda ibadethanelerin yoğun olduğu bir bölge. Çeşitli ırkların buralarda dinlerine özgü mabedleri var. Her ırkın dini törenleri, diğer ırklardan büyükelçi düzeyinde katılımlarla bu bölgede düzenleniyor.

Yeşil Bölge : Diplomatik personele ayrılmıştır.

– Yabancı Mahallesi : Gangsterler, hırsızlar, uyuşturucu ve silah kaçakçıları ile yabancıların kol gezdiği oldukça tehlikeli bir bölgedir.

– Varoşlar : Oldukça yoksul olan halk, burada yaşam mücadelesi veriyor. Sağlık hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamıyorlar.

– Leş Yiyicilerin Bölgesi : Pak’ma’ra ırkı istasyonda ölen cesetleri çalıp, kendi bölgelerinde parçalara ayırıp afiyetle yiyorlar.

– Açık hava restoranı : Babylon 5 istasyonunun en seçkin yeri.

– Mutarilerin Bölgesi : Gezegenleri, zamanında Dünya Birliği tarafından işgal edilen Mutariler, burada kendi adlarını taşıyan dövüş sporu organizyonu düzenliyorlar. Bu spor müsabakaları da Dünya tarafından ilgiyle izleniyor.

 

Babylon 5 istasyonunda 5 ırk, büyükelçi düzeyinde temsil edilmektedir. Ayrıca bağımsız gezegenler topluluğu çatısı altında örgütlenen ırklar vardır. Bağımsız Gezegenler Toluluğu’nun da -diğer beş baskın ırk gibi- mecliste oy hakkı ve alınan kararları veto etme hakkı vardır. Dizin ilerleyen sezonları ve bölümlerinde daha değişik ırklar da konuya dahil oluyor.

Oldukça tatmin edici ırk çeşitliliğine sahip dizimizde, başlıca ırkları tanıyalım.

Dünya Birliği (İnsanoğlu)

Babylon projesinin mimarı olan insanoğlu, geliştirdikleri teknolojileriyle diğer ırklar kadar olmasa da ileri bir uygarlık halini almıştır. Dünya Birliği’nin kontrolünde olan gezegenler olan Mars ve Jüpiter’in buralarda kolonileri vardır.  Dünya 2256 yılına gelinceye kadar bu süre içerisinde 3. Dünya Savaşı yaşamıştır. Dünya, çeşitli eyaletlere bölünmüş bir birlik halini almıştır. Rusya, Amerika, Çin eyaletleri ve Endonezya konsorsiyumu gibi çeşitli bölgelere ayrılmıştır. Sınırları kalkan dünyanın idare merkezi ise Cenevre’deki Dünya Kubbesi’dir. Dünyada gittikçe yayılmakta olan bir eğilim vardır. Sayıları giderek artan bu oluşumlar yabancıları hedef alıyor, her yerde fanatikler var. Hitler tarzı yöneticiler ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Mars kolonisinde ayrılıkçı ve özgürlükçü akımlar  giderek güçlenmeye başlamıştır. Dünya Birliği’nin başkanı olan Luis Santiago her taraftan gelen saldırılarla boğuşmak zorundadır ve idari merkez dağılmaya yüz tutmuştur. Luis Santiago’nun yaklaşan seçimlerdeki rakibi ise Maria Craine’dir.

Babylon projesinden 10 yıl önce Dünya Birliği’nin, Minbariler ile girdikleri savaşta mutlak mağlubiyet alacakları kesinleştiği halde, Minbariler’in şaşırtıcı ve esrarengiz bir biçimde savaştan geri çekilmeleri onları da şaşırtmıştır. Dünya gücü savaştan sonra, kendini yeni silah teknolojilerini geliştirmeye adamıştır.

Centauriler

Galaksi sisteminde insanoğlu ile ilk karşılaşan ırk Centauriler olmuştur. İnsanoğluyla ilk karşılaştıklarında, bütün galaksiye hükmettiklerini söylemişlerdir. Ayrıca dünyanın, Centauriler’in kayıp kolonisi olduğunu ve uzaktan akraba olduğunu iddia etmektelerdir. Yapılan dna testlerinde bu iddaa çürütülmüştir. Bir zamanlar galaksi sisteminde 16 gezegene sahip olan  Centauriler, bitmek tükenmek bilmeyen yayılmacı politakarından taviz vermezler. Centauriler Narn’ların gezegenlerini de işgal etmişlerdir. Bu işgal sırasında, doğal kaynaklarıyla verimli olan bu gezegeni küle çevirmişlerdir. Bu yüzden, Narn’larla aralarında ciddi bir kine dayalı husumet vardır.

Centauriler, kendilerini oldukça ileri ve modern bir ırk olarak tanımlamalarına rağmen çocuklarını, 1000 yılı aşkın bir geçmişi olan geleneklerine göre, aralarında yaş farkı gözetmeksizin görücü usulüyle evlendiriyorlar. Bu evlilikler, genelde aileler arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek amacıyla yapılıyor. Ayrıca Centauri erkekleri, birden fazla kadınla evlenebiliyorlar; çoğu 3 kadınla evli. Monarşiyle yönetilen Centaurilerin imparatorunun da tanrı mertebesine yükselmesiyle, toplam 50’ye yakın tanrıları olmuş durumda. Çok da ilginç bir bayramları var. Gezegenlerinde, Xon adında bir tür daha yaşarmış. Bu iki tür, birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli savaş halindeymişler. Centauriler’in zamanla asimile ederek sayılarını azalttığı bu türün her yıl hayatta kalan talihlerini kutlarmış; buna da hayat bayramı deniyor. Zamanla Xon türü tamamen yok olmuş. Bu durumu esprili bir şekilde dile getirirler.

Büyükelçi Londo Mollari ;

Mollari, hayatı boyunca ailesinden hiç bir sevgi görmemiş bir adam. İstasyondaki barlarda kumar oynamak, içki içmek, hayat kadınlarıyla takılmak en büyük zevkleri olmuş. Mollari’nin ana gezegende üç tane eşi var ve hepsinden nefret ediyor. Halkının çıkarlarını sonuna kadar koruyan Mollari’nin en büyük hayali, halkını galaksi sisteminde en güçlü ırk olarak görebilmek.
Karakteri Peter Jurasik canlandırıyor.

Ataşe Vir ;

Mollari’nin genç yardımcısı Vir, Centauri gelenek ve görenekleri konusunda oldukça bilgi sahibidir. Mollari’nin sıkıştığı anlarda onun bu açığını kapatır. Oldukça heyecanlı ve tecrübesiz bir tip olan Vir’i Stephen Furst canlandırıyor.

Minbariler

Minbarilerde, savaşçı ve ruhban olmak üzere iki farklı kültür var. Bu iki farklı kültür, birbirleriyle fazla yakınlaşmamaya çalışıyorlar. Ruhbanlara göre, aralarında yakınlaşma ve fikirlerinde anlaşma olduğu zaman -en son örneğinde olduğu gibi- Dünya Birliği ile savaşa girdikleri için, savaşçılardan uzak duruyorlar. Bu savaşın sebebi ise Minbari lideri Dukhat’ın trajik ölümüdür. Minbariler, liderlerini Dünya Birliği’nin gerçekleştirdiği suikast sonucu öldürüldüğünü düşünseler de Dünya Birliği, bunun bir kaza olduğunu iddia ediyor. Bu savaşta Minbariler, teknolojik bakımdan oldukça üstün ve mutlak zaferlerine oldukça yakın olmalarına karşın, esrarengiz bir şekilde geri çekildiler. Geri çekilme emrini ise Ruhbanlar vermiş. Dukhat’ın ölümünden sonra geçen 10 yıllık yas süreleri boyunca kendilerine bir lider seçmemişler.

Minbariler’in, toplumun değişik klanlarından temsilcilerin bulunduğu Gri Konseyi var. Konsey, politik konularda kararlar alıyor ve liderlerini seçebiliyor. Konsey üyelerine verilen ünvan ise Satai. Minbariler aynı zamanda, bilim ve sanat alanında oldukça gelişmiş bir ırktır. Yaşam döngüsü, yardım esasına dayanıyor. İşçi sınıfı, maaş değil de devletin yaptığı giyecek ve yiyecek yardımıyla geçimlerini sağlıyorlar. Minbariler’in, oldukça uzun sayılabilecek bir hayatları var; normal ömürleri 1000 yıl kadar. Dillerinde ise 97 farklı çeşit lehçe var. Minbariler’in alkolle de arası hiç iyi değil. Nedenine gelince, bir damla alkol dahi vücutlarında psikopat tepkilere ve krizlere neden oluyor. Minbarilerin enerjisi, oldukça kuvvetli olan güç kaynakları kristaller, gezegenlerinin her tarafında oldukça görkemli yapıları da süslemektedir.

Büyükelçi Delenn ;

Delenn, aynı zamanda Minbari halkının ileri gelenlerinden ve Gri konsey üyesidir. İstasyona gelmekten bazen pişman olduğunu düşünse de orada bir amacı olduğunu biliyor. Oldukça bilge bir karakter olan Delenn, politik ve siyasi çekişmeler içerisinde oldukça uzlaşmacı bir tutum sergiler. Minbariler, insanları çok ilkel bir ırk olarak tanımlasa da Delann insanlardan övgü dolu sözlerle bahsedip, tutkularına hayran olduğunu dile getiriyor.
Karakteri, Lost’tan hatırlayabileceğimiz Miara Furlan canlandırıyor.

Ataşe Lennier;

Delann’ın minbarilerin tapınaklarında 100 sene eğitim görmüş, onlara göre diplomatik ilişkilerde genç ve tecrübesiz yardımcısı Lennier, bu bilinmedik ortama ayak uydurmaya çalışıyor. Ağırbaşlılığı ve çok saygılı halinden beklenmeyecek şekilde iyi bir de dövüşçü.
Karakteri, Billy Mummy canlandırıyor.

Kilitli bir oda dolusu kızgın Narn’dan daha tehlikeli ne olabilir?

Narnlar, oldukça verimli doğal kaynaklara sahip ve aynı zamanda bir tarım gezegeni olan vatanlarını işgal eden Centauriler’e karşı büyük bir husumet beslerler. İşgal esnasında kurdukları direniş örgütleriyle gezegenlerini kurtarmışlardır. Bu işgalden sonra gezegenlerinin bütün doğal kaynakları tükenme aşamasına gelmiş ve kuraklıkla mücadele ediyorlar. Her ne kadar bu durumdan Centauriler’i sorumlu tutsalar da kendileri de silah teknolojisine çok büyük bir bütçe ayırarak kalan doğal kaynaklarını da tüketmişler. Centauriler’le hiç bir politik konuda anlaşamazlar ve birbirlerini sürekli tehdit ederler. Bu savaşçı ırkın en büyük emeli, Centauriler’i ve diğer ırktaki gezegenleri işgal edip onları köleleştirmektir. Narnlar telepat nesline sahip olmayan tek ırktır.

Büyükelçi G’kar;

Narnlar’ın bu sinirli ve her fırsatta savaş çığırtkanlığı yapan elçisi, Centauriler’i elinden gelse bir kaşık suda boğmak isteyebilecek bir karakter. Centauriler’i her anlaşmazlıklarında köşeye sıkıştırmak için güçlü bir politika izler. Dünya kadınlarına aşırı ilgisi olan G’Kar, çapkınlıklarını Mollari gibi uluorta yapmıyor.
Karakteri, Andreas Katsulas canlandırıyor.

 


Ataşe Na’Toth;

Centauri ve Minbari ataşelerine göre oldukça deneyimli olan Na’Toth, G’Kar’ın sinirli halleriyle de gayet güzel başa çıkıyor. Disiplini hiç bir zaman elden bırakmayan bu karakteri, Julie Caitlin Brown canlandırıyor.

Varlonlar

Galaksi sisteminin en güçlü ve en eski ırklarından biri olan Varlonlar, oldukça gizemli bir ırktır. Giydikleri kostümlerin altındaki bedenlerini tam manasıyla kimse görememiştir. Efsaneye göre, gören ilk yabancı da taşa dönüşmüştür. Varlonlar ölümsüz bir ırktır, insanoğlunun ise ölümsüzlüğe hazır bir ırk olmadığını düşünmektedirler. Politik arenada onlar da çeşitli manevralar yapıyorlar.


Büyükelçi Kosh

Genellikle diğer elçilerin de hazır bulunduğu temsilciler meclisi oturumlarına katılmaz. Metan gazı üfleyen özel odasında kalmaktadır. Onu ziyarete gelenler odaya girdiklerinde maske takmak zorundadırlar. Siyasi arenada -bu sessiz haline karşın- herşeyden haberi var. Varlonların çıkarları doğrultusunda o da hamlelerini yapıyor.
Karakteri, Ardwight Chamberlain canlandırıyor.

 

Gölgeler ırkı dizinin ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkan hikayenin temel yapı taşlarındandır. Ayrıntıya girmek ispiyona gireceği için detaya girmiyorum.

Dizide yer alan diğer ırkları da ismen tanıyalım; Drazi, Pak’ma’ra, Markap, Pak’ma’ra, Vree, Kadimler, Gaim, Digar, Abbai, Brakiri, Onteen, Liort, Hyach, Yolu, Iksha, Bolosian, Drakh, Hurr, Gromeler ve İlkler.

Babylon 5 komuta kademesi oyuncu kadrosu ;

Jeffrey Sinclair

İstasyonun komuta kademesinin en üstünde yer alan Yarbay Sinclair, ailesinin erkeklerinin altı nesilden beri pilot olmasından dolayı bu mesleği seçmiş. Mars gezegeninde doğan Sinclair, Dünya-Minbari savaşında son savunma hattında manga konutanlığı yapmış ve bütün ekibi ölmüş. Babbylon 5’e komutan olarak atanması sırasında ismi en altlarda geçmesine karşın esrarengiz bir biçimde onu seçmişler. Diplomatlar arasında ve her ırkın kendi çıkarları konusunda bitmek bilmez isteklerini uzlaşı yöntemiyle çözümünde oldukça etkin bir görevi var. İstasyona yanaşan ticaret gemilerine saldırı düzenleyen yağmacılarada karşı avcı uçaklarına atlayıp onları etkisiz hale getiriyor.
Karakteri, Michael Q’Hare canlandırıyor.
Michael Garibaldi

İstasyonun güvenlik şefi olan Garibaldi de Mars doğumludur. Babylon 5’e kadar, bir üsten diğerine sürgün edilmiş, en son da Mars’ta kolluk kuvveti olarak görev almıştır. Kadınlara karşı aşırı bir ilgisi olan Garibaldi, zamanında başı alkolle fazla derde girdiği için artık içmiyor. İstasyona sokulmaya çalışılan her türlü yasa dışı eşyayı ve suçluları yakalama görevi ona ait. Garibaldi’nin kendisinin antika olarak nitelendirdiği 1992 model Kawasaki motosikletini ayağa kaldırma çalışması da hobisi. Bununla birlikte, benzinle çalışan son motosikletin 2035 yılında yapılmış olduğunu öğreniyoruz.
Karakteri Jerry Doyle canlandırıyor.
Susan Ivanova

İstasyonun komuta kademesinin ikinci ismi olan Ivanova, aynı zamanda pilot eğitimi almış. Öğretmen olan babası, dünyada barış sağlanmadıkça insanoğlunun uzayda bir işinin olmadığı görüşünden dolayı kızının bu görevine karşı çıkmış. Ivanova, Rus olmasından dolayı kendini bazen karamsar kabul ediyor. Annesi ise telepat yeteneklerini reddettiğinden, yasal olarak bu yeteneklerini bastırması için alması gereken ilaçların etkisinden dolayı zamanla zayıflayıp güçsüzleşerek intihar etmiş. Ivanova, annesinin ölümünden bir bakıma da babasını suçluyor. Erkek kardeşi de savaşta öldüğü için, ailesinin tek çocuğu olarak kalmış. Babylon 5: The Gathering‘de görünen Üsteğmen Laura Takashima‘nın yerine ilk bölümden itibaren katılan Ivanova’yı, güzel oyuncu Claudia Christian canlandırıyor.
Dr. Stephan Franklin

Babylon 5: The Gathering‘de izlediğimiz Dr. Benjamin Kyle, başkanla çalışmak üzere dünyaya çağrıldığı için, ilk bölümden itibaren istasyon kliniğinin en uzman doktoru olarak göreve Stephan Franklin getirildi. Doktorumuz, gençlik yıllarında çeşitli yıldız gemileriyle tüm evreni dolaşan bir gezginmiş. Bazen varoşlarda yeteri kadar sağlık hizmeti alamayan insanlara ücretsiz sağlık hizmeti vererek hayır da işleyen doktorumuzu, Richard Biggs canlandırıyor.
Talia Winters

Talia istasyonda görevli bir telepattır. Babylon 5: The Gathering‘de izlediğimiz telepat Lyta Alexander, bir Varlon’un hafızasını tarayan tek üyesi olduğu için Psişik Birliği, onu dünyaya geri çağırdı ve yerine Talia geldi. Telepatların görevi, diplomatik ve ticari ilişkilerde düşünceleri okumak suretiyle doğruyu ve yanlışı ayırt etmektir.  Bir tür yalan makinesi olduklarını da söyleyebiliriz. Bir telepat, sadece cinsel ilişki esnasında dış ses duymuyor. Bin insandan biri telepat yeteneklerine sahip; her onbin telepattan biri ise telekinetik güçlere sahiptir. Her telepata P5 ve P10 arasında bir seviye belirlenmiştir. Talia P5 seviyesindeyken, onları eğiten akademisyenler P10,  yeteneklerini reddedip kaçan telepatları yakalamakla görevli psişik polisin seviyesi de p12’dir. Bir telepatın önünde üç seçenek vardır;

– Pisişik Birliği’ne katılarak eğitim görüp telepat olurlar.

– Telepat olduklarını reddedip bu yeteneklerini bastırmak için kanunen, etkisi oldukça güçlü ilaçlar alırlar.

– Yukarıdaki iki seçeneği reddedenler ise kanun gereği hapise girerler.

Talia’yı Andrea Thompson canlandırıyor.

Babylon 5 istasyonunda dinler çok önemli bir yere sahiptir. Kimi ırkların bir, kimisinin birden fazla tanrısı vardır. Dizi, bir çok konuda olduğu gibi dinler konusunda da tarafsızlık politikası izler. Bu tarafsızlığın en iyi örneği aşağıda videosunu koyduğum rüyalar meclisi sahnesidir. Dizinin en hayran olduğum sahnelerinden biridir. Diğer ırklar dinlerini tanıtmıştır; sıra şimdi Dünya Birliği’ndedir.

 

 

İzleme Sırası

Babylon 5,  2 dizi 6 filmden oluşmaktadır. Karışıklılığa neden olmaması açısından aşağıda vermiş olduğum sırayla izlenmesi gerekmektedir.

– 1. Sezon

– 2. Sezon

– 3. Sezon

– 4. Sezon  (4.sezonun 8 ile 9. bölümler arasında Thirdspace Filmi izlenmelidir.)

– 5. Sezon   21. bölümden sonra sırasıyla ;

– The River of Souls  (Film)

– In the Beginning  (Film)

– A Call to Arms (Film – Crusade dizisine hazırlık niteliğinde)

– 05×22 Sleeping in Light (Dizinin final bölümü)

Crusade (Dizi – Uzantı yani spin-off 13 bölüm)

– The Legend of the Rangers (Film)

– The Lost Tales – Voices in the Dark (Film)

Diziden Notlar

– 1986 yılında yazılmaya başlanan seneryonun bitirilmesi 7 sene sürdü.

– Bir çok dizinin aksine, karakterler sabit değildir.

– İlk iki sezonun görüntü efektleri Video Toaster takılı Amiga 4000’ler tarafından gerçekleştirilmiştir.

– İlk iki sezondaki ucuz görüntü efektlerinden sonra  Pentium PC’ler ve DEC-Alpha iş istasyonlarının eklenmesiyle kalite yakalanmıştır.

– Söz konusu teknolojiler, ilk kez Newton fizik yasalarının bir bilim-kurgu dizisinde kullanılmasına da olanak vermiştir (Firefly ve Battlestar Galactica) da aynı özeni göstermiştir.)

– Dizi, uzun bir zamana yayılması önceden planlandığı için, her karakterin diziden ayrılma ve tekrar katılmaları dizi yayınlanmadan önce belliydi.

– Dizi, proje aşamasındayken Paramount’a teklif edilmiş, onlar reddedince projeyi Warner Bros almış.

– Paramaount, Babylon 5’le  aynı tarihlerde Star Trek: DS9‘un yayınına başlamıştır. J. Michael Straczynski DS9’un senaryosunun Babylon 5’ten çalındığını iddia etmekte, bunun sorumlusunun yazarlar değil, Paramount olduğunu söylemektedir. Bu durumu da sağlam kanıtlara dayandırmaktadır.

– Bir bilim kurgu dizisi ilk kez bu kadar uzun zaman dilimine yayılmış tek konu üzerinden işlenmiştir. Bu durum DS9 haricinde bir çok bilim kurgu dizisine ilham kaynağı olmuştur.

– 5 Sezon boyunca, dizinin müziklerini Christopher Franke tarafından bestelenmiş ve eleştirmenlerin takdirini toplamıştır.

Son Söz

Bu muhteşem dizi hakkında anlatacak o kadar çok şey var ki… Fakat ispiyonsuz anlatabileceklerimi ancak bu kadarla sınırlandırabildim. Diziyi izlemek isteyenlere tavsiyem, hikaye asıl 1. sezondan sonra başlıyor. 1.sezonda sıkılsanız dahi devam edin. 2. sezonda hikayeye tam anlamıyla giriliyor. 3. sezon ise en muhteşemi. Dizi finali ise benim dizi finallerim arasında ilk üçte yer alıyor.

Son olarak, iyi seyirler diliyorum…

Tanıtım filmi

 

http://www.youtube.com/watch?v=_QPVsQ5CYnQ