BAFTA Televizyon Ödülleri 2012
17 yorum desperate houseboy 24 Nisan 2012 19:30
Amerikalıların Oscar‘ları varsa İngilizlerin de BAFTA‘sı var malumunuz. BAFTA’nın Televizyon Ödülleri ile de çoğumuz ilgileniyordur şüphesiz.Bu yıl 59. kez düzenlenecek olan BAFTA Televizyon Ödülleri, 27 Mayıs’ta yapılacak törenle sahiplerini bulacak. İşte bu yılın adayları:
Drama* The Fades* Misfits* Scott and Bailey* Spooks
Sitkom* Fresh Meat* Mrs Brown’s Boy’s* Friday Night Dinner* Rev.
Mini Dizi* Appropriate Adult* The Crimson Petal and the White* This is England ‘88* Top Boy
Uluslararası Dizi* Borgen* The Killing* Modern Family* The Slap
Erkek Oyuncu* Benedict Cumberbatch – Sherlock* Dominic West – Appropriate Adult* John Simm – Exile* Joseph Gilgun – This is England ’88
Kadın Oyuncu* Emily Watson – Appropriate Adult* Nadine Marshall – Random* Romola Garai – The Crimson Petal and the White* Vicky McClure – This is England ’88
Yardımcı Erkek Oyuncu* Andrew Scott – Sherlock* Joseph Mawle – Birdsong* Martin Freeman – Sherlock* Stephen Rea – The Shadow Line
Yardımcı Kadın Oyuncu* Anna Chancellor – The Hour* Maggie Smith – Downton Abbey* Miranda Hart – Call the Midwife* Monica Dolan – Appropriate Adult
Erkek Komedi Performansı* Brendan O’Carroll – Mrs Brown’s Boys* Darren Boyd – Spy* Hugh Bonneville – Twenty Twelve* Tom Hollander – Rev.
Kadın Komedi Performansı* Jennifer Saunders – Absolutely Fabulous* Olivia Colman – Twenty Twelve* Ruth Jones – Stella* Tamsin Greig – Friday Night Dinner
Youtube Seyirci Ödülü* Celebrity Juice* Educating Essex* Fresh Meat* Frozen Planet* Sherlock* The Great British Bake Off
yorumlar
Ellerine sağlık, iyi uğraşmışsın valla. Çok iyi oldu bu bildirinin varlığı.
Ben Sherlock ile Call The Midwife’ın drama dalında aday olmamasına şaşırdım.
The Fades’i iptal edenler utanmış mıdır acaba?
Geçen sene uluslararası diziyi The Killing’in Amerikanı almıştı, bu sene orijinali aday olmuş, hoş olmuş bence. Bu yaz izleyeceğim kendisini (Amerikan versiyonu iptale koşuyor malumunuz, Danimarka versiyonuyla idare edeceğim ben de).
Bildiri için eline sağlık desperate houseboy, gerçekten güzel olmuş. İngiliz dizilerine fazlasıyla meraklı 22dakika ahalisi için bu bildirinin varlığı iyi oldu sahiden de.
@rpdi : Yok yahu, geçen sene de orijinal Killing aday olup almıştı Bafta’yı.
Bildiriyi gördüğümde bir merakla uluslararasıya bakmak için giriverdim, The Killng’i görmek de pek hoşuma gitti. Aynı şekilde Maggie Smith, Misfits ve Tamsin Greig de. Yalnız Tamsin Episodes ile değil de başka bir yapımla aday olmuş, o da ilginç olmuş
@desperate houseboy Böylesi bir şey ne kadar uğraştırmıştır az çok tahmin edebiliyorum. Eline sağlık ve teşekkürler
@rpdi Ağzından yel alsın Geçen seneye göre düşük gidiyor da iptale gidecek kadar da gitmiyor bildiğim kadarıyla. Yoksa öyle mi? Kahrolurum valla.
@dkamoy: O kadar şaşırdım ki şu an. :SS Sonuçta orijinali 2007’de çıkmış, niye ödülünü taa 2011’de alsın ki dediydim. Aylardır Amerikan’ı ödül aldı sanıyordum.(Diğer 3 adayın da Amerikan dizileri olmasına dayanarak)
@aytackara: Valla Ausiello’nunki gibi listelere falan rastlamadım ama geçen seneye göre düşük gidiyor. Mad Men’e göre düşük gidiyor, hadi onu da geçtim; Hell on Wheels’e göre de baya düşük gidiyor. Bence kurtulamayacak, zaten Amerikan halkı tarafından olumlu tepkiler de almıyor.
The Killing konusunda benim de kafam karışmış, hatta diğer versiyonun afişini ve linkini koymuşum dkamoy düzeltmiş sağ olsun. Çok fazla yapım yok içlerinde sürekli takip ettiğim. Tamsin Greig‘li Friday Night Dinner eğlenceliydi, isterim hem sitkomu hem kadın oyuncuyu almasını.
Ellerine sağlık desperate houseboy, çok güzel bir bildiri hazırlamışsın.
Ben ödülü kim alacaktan çok keşfettiğim yeni dizilere odaklandım. Mesela, Appropriate Adult‘u en kısa zamanda seyredeceğim. Bir süredir bekleme listemde olan Rev. de bu yazıyla beraber izleme listemin üst sıralarına taşındı.
Ben de The Slap‘i daha önce bir yerlerde okumuştum; şimdi burda görünce yine aklıma düştü. Bir olayın farklı farklı kişilerin bakış açısından anlatılmasına bayılıyorum. Konsept olarak şu poskette anlatıldığında da hemen ilgimi çeken One Night‘ı andırıyor sanki.
Divxplanet’i karıştırıyordum. Duymadığım yeni bir şeyler düşmüş mü diye gezinirken, Danimarka yapımı Borgen isimli diziye rastladım. 22dakika’da bu diziden acaba bahsedilmiş midir diye bakarken kendimi bu başlıkta buldum. Uluslararası Dizi dalında BAFTA’ya aday olmuş ve kazanmış. İşin içinde politika varken bu diziyi kaçırmayayım dedim. Anladığım kadarıyla bu diziyi Digiturk göstermeye başlamış. İlk bölümünün altyazısını oradan alıp koymuşlar. 3 sezon sürecekmiş dizi. İlk iki sezonu yayınlanmış. 3.sezonu 1 Ocak’ta başlamış. İngilizce altyazıları zaten var. Bakacağım bir Danimarka dizisi daha çıktı. Şikayetim yok ama.
Aslında ben Hangi Dizi Hangi Kanalda tarzı derlememin ilk yazısını yazdım. Orada Dizimax’in bir kanalında olduğu yazıyor da Dexterın önceliği olduğu için o daha onayda bekliyor. Yoksa sadece ismi olacak olsa da bahsedilecekti burada da. Keşke hemen bir sezon sonra bitiyor olmasa, bir de TV-Rip’i sorunsuz gider umarım. Gerçi izleyip izlemeyeceğime karar vermedim ama olsun.
benim de aklımda olan bir dizi. ama tamamen bitsin altyazılar falan gelsin öyle bulaşacağım.
Sitede bir tek burada adı geçiyor.
The Shadow Line, ilk iki bölüm itibariyle beni sardı. Özellikle 2. bölümün son 10-15 dakikasını izlemek keyifliydi. Böyle devam ederse eğer, crime, drama, mystery tarzı 7 bölümlük mini dizi arayanlara tavsiye edebilirim.
Ay hadi inş
3. ve 4. bölümler de gayet tatmin ediciydi. Olayların öyle çok çok hızlı geliştiğini, yardırarak gittiğini söyleyemem ama bir saatlik bölümlerin nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Her iki bölümde de malum yerlerde (neresi olduğunu söylemeyeyim) ufak sürprizler geldi.
karakteri ile Stephen Rea az gözükmesine rağmen dizinin en önemli ve yaptıklarının nereye bağlanacağı en merak edilen karakteri. Adam zaten çok iyi oyuncu, söylemeye gerek yok ama burada da harika. Niye Bafta adaylığı aldığı anlaşılıyor.
Rafe Spall’in bariz manyak, dengesiz, ne yapacağı kestirilemeyen karakteri Jay Wratten oldukça ilgi çekici.
Christopher Eccleston ve Chiwetel Ejiofor, oldukça iyiler. Karakterlerin sonlarının ne olacağını merak ediyorum.
Önceki bölümlerle alakalıydı ve olay buradaki gibi değil, biraz daha geniş (şimdilik olmasa da finale doğru öyle olacak diye tahmin ediyorum) ama aklıma şu karikatür gelmedi değil
Kısaca ilk 4 bölüm itibariyle kendisinden memnunum.
The Shadow Line’ı merak ettim iyice. Ben de izleyeyim en iyisi en kısa sürede.
izlemesi keyifliydi.
Tabi asıl 1×06, ay ay ay, bayağı sağlam bölüm olmuş. Ulan bu
Ben mi bir şeyler kaçırdım?
Tabi
Finali yarına bıraktım. Nasıl bağlayacaklar, kime ne olacak merak ediyorum.
The Shadow Line’ın finali tatmin ediciydi. Yardırmadı (zaten dizinin öyle bir misyonu yoktu), birazcık az sürprizliydi ama memnun etti.
Dizi genel olarak biraz durağan olsa da bir saatlik bölümler hiç sıkmadan akıp gitti. Çoğu diziyi izlerken sıkılıp ara veren ya da kaç dakika kaldığını kontrol eden ben, bu dizide bir kez bile böyle bir şey yapmadım.
Türü sevenlere, iyi bir mini dizi arayanlara rahatlıkla tavsiye ediyorum.
Jeneriğini sevdim bu arada.