BluTV’den yeni bir polisiye dizisi geliyor: Alef
75 yorum aserat 05 Kasım 2019 19:45
BluTV, Kenan İmirzalıoğlu, Ahmet Mümtaz Taylan ve Melisa Sözen’in başrollerini paylaşacağı ‘Alef’ isimli mistik polisiye diziye imza atmaya hazırlanıyor. Ödüllü yönetmen Emin Alper’in (Tepenin Ardı, Abluka, Kız Kardeşler) yönetmen koltuğunda oturacağı, May Prodüksiyon imzalı dizi, heyecan verici ve farklı konusu, ilgi çekici oyuncu kadrosuyla dikkat çekecek.
BluTV, ‘Alef’ adlı sekiz bölümlük sıra dışı bir polisiye diziye imza atıyor. Kenan İmirzalıoğlu, Ahmet Mümtaz Taylan ve Melisa Sözen’in başrollerini paylaştığı ve yönetmen koltuğunda ödüllü yönetmen Emin Alper’in oturacağı ‘Alef’, İstanbul Boğazı’nda bir cesedin bulunmasının ardından ortaya çıkan çeşitli cinayetlerin sırrını çözmeye çalışan iki dedektifin hikayesini konu alıyor.
Osmanlı ve İslam Tarihi’nden izler taşıyan, oyuncuların geçtiğimiz günlerde ilk tanıtım çekimleri için bir araya geldiği dizide genç ve hırslı dedektif Kemal (Kenan İmirzalıoğlu) ile tecrübeli ortağı Settar (Ahmet Mümtaz Taylan), İstanbul’da işlenen gizemli bir seri cinayet vakasının peşine düşecek. Hem kişisel hayatları hem de olaylara yaklaşımlarıyla birbirine tamamen zıt bu ikiliye, bir üniversitede öğretim görevlisi olan Yaşar (Melisa Sözen) da katılacak. Ekip, cinayetleri çözmeye çalışırken buldukları her delille yüzyıllar boyu saklı kalan bir sır perdesini de aralayacak.
Oyuncu kadrosu ve hikayesiyle şimdiden merak uyandıran, temelleri tarihe dayanan ve tasavvufi öğelerle donatılmış mistik polisiye dizi ‘Alef’, 2020 yılında Türkiye’nin sevilen dijital platformu BluTV’de diziseverlerle buluşacak.
yorumlar
3 bölüm bitti, Melisa Sözen’i gördüğümüz süre iki buçuk dk. falan Sıkıldım habire iki adamı görmekten.
3. bölüm çok ahım şahım değildi ya. Filler bölüme gerek yoktu sanki.
Emniyet amiri çok küfür ediyor, bir yerden sonra rahatsız ediyor insanı. Çoğu da zorlama küfür. Ayrıca doktorlar da devamlı tıp terimleri bombalamakta. Yok hasta galoskibi 3’tü, alt ekstemrelerde bir şeyler başlamış, hepodinamiği kontrol altına almışlar vs. anlamıyoruz ya konuşuyor da konuşuyor. Bu sahneleri bu kadar uzun tutmaya gerek yok sankim, klişeliğini geçtim bunlar da zorlama geliyor bana.
Son olarak 8 bölüm sürecek dizi için 3. bölüm resmen kayıp oldu. Ama güzel dizi, seviyoruz.
4’e başladım, onu izliyorum. Benim kafam kaldırmamış olabilir ama jenerik öncesindeki kısım beynimi yedi.
Bu kadarına ne gerek vardı anlamadım. Eski binadaki karşı komşunun oğlu da ‘arkadaşlarıyla’ yapardı arada bunun aynısını. Oradan da antipatim var zaten. Gece gece dert oldu. Pöf.
1×04 üzerine:
Önceki bölüme göre daha doluydu. En azından hikayeyi biraz daha ilerlettiler, araya bir şeyler kattılar falan. Hiç yoktan iyidir.
O kapanış ne alakaydı o da size kalsın. Hatice Aslan’ı tekrar görür müyüz acep?
Bu dizinin çok ciddi bir tempo sorunu var maalesef. Dizi 8×40 ama çoğu gereksiz sahne uzun uzun gösterilirken hala cinayetler hakkında büyük bir yol kat edilemedi. Tamam her dakika yüksek tempo olacak diye bir şey yok ama biraz daha izleyici dostu bir anlatım tarzı görmek isterdim. Vaat ettiği çok yeni bir şey de yok üstelik. Kalan bölümlerde toparlar umarım.
@aytackara Sirf karsi komsunun oglu napiyodu diye girip bakayim dedim
Ama son sahneler guzel cekilmis sahiden, tutusma ani vs.
Zaten Emin Alper’den mutevellit dizinin cekimlerine, goruntulere laf yok da @aserat’in dedigi gibi azicik tempo sorunu var.
Neyse devam edeyim bari baslamisken
@desperate houseboy @aytackara napıyomuş bi bize de yazsanıza?
1×05 üzerine:
36 dakika sürdüğü iyi oldu.
* Settar’ın siniri benim için fazlaydı. Az bağır az. Kemal’in de ukalalığının dozu gereksizdi. Mistik referanslar dediğinde de gözümü devirmiş bulundum zaten.
* Londra muhabbeti beni pek açmadı. Her şeyi yapıyorlar, mevzuya gelemiyorlar.
Bu kadar tıp dili kullanmanın ne gereği var yahu? Halk diline odaklanın. Bak Settar hep halk dili konuşuyor (biraz fazla kaçırıyor gerçi), hep anlaşılıyor. Katil için tahminim başından beri
Tamamen his tabii, net bir dayanağım, teorim yok bu tahmin için.
1×06:
Hatice Aslan’in sesini duydum!
Guzel bolumdu bu arada. İlk 3 bolumden sonra acilabildi dizi neyse ki.
1×07 üzerine:
Ben ne olur bit seviyesine geldim. Onun da zaten 1 bölümü kaldı.
Ben bu dizinin bazı sahnelerinde baya baya tırsıyorum Genelde gece izliyorum ve 7. bölümün sonunda “iyi ki gece izlemedim bu sefer” dedim.
İngilizce Poster
Yalnız posterin gayet şık olmasına rağmen “mistik-polisiye” temasına dair en ufak bir gösterge olmaması!..
Bu da böylece bitti. Final, sezonun geneline oranla daha iyiydi. Hiç değilse düzgünce toplayıp öyle gittiler. Bununla olur.
Masum’un ve Bozkır’ın daha iyi olduğu görüşüm pek değişmedi.
Güneş’in yaşıyor olup katil çıkması mı yoksa Güneş’in sevgilisi Celal’in intikam için bunları yapması mı daha iyi bir fikir diye düşünüyorum. Sanırım ikincisi. Biraz daha sürprizliydi hem. Celal’in Yaşar’ın da sevgilisi çıkması var hem. Güneş’in yaşıyor olup katil çıkması geçen bölümden akla geldiydi zaten.
Yalnız Yaşar’ın imza taklidiyle evi sattığını açıkladığı kısma göz devirdim. Bir de Settar’ın ölmesini beklemezdim. O da güya final sürpriziydi… Hayaletlerin arasına katılmasına güldüm biraz.
mükemmel bir sonla bitti her şeyi ile bence biz bu online platform işlerinde epey aştık özellikle blu tv çıkardıkları ile güzel şeyler yapıyor
@aytackara: Ooo sen Bozkır izlemiş miydin?
@necdetcem777 Aslında izliyorum. 7’deyim.
Çok dağıttıkları konuyu finalde yine iyi toparlayabildiler diye düşünüyorum. Eksikler vardı ama ancak bu kadar olabilirdi zaten. Özellikle
ayrıntısını sevdim.
Yönetmenlik ve sinematografi o kadar iyiydi ki dizinin senaryosu bunların gerisinde kaldı maalesef. Muhteşem görüntüler izledik. Special thanks to Emin Alper. Belki 4 ya da 6 bölümlük bir mini dizi olsaydı daha bir derli toplu olabilirdi. Dizinin ilk yarısı o yüzden biraz zor geçti. Ama ikinci yarı epey iyiydi benim adıma.
Senaryo matematiği ve doldur boşalt bölümleri saymazsak keyifle izlenir bir yerli yapım olmuş.
Önce Emin Alper’i ardından da görüntü yönetmeni ile sanat yönetmenini tebrik etmem gerekiyor. Şahsiyet sonrası görsel boşluğu rahatlıkla doldurur.
Dizi üzerine:
Diziyi bitirdim. Yani yorumlardan sonra beklentimi düşürdüğümden dolayı mı bilmiyorum ama fena bulmadım ben. Yer yer beğendiğim kısımları oldu dizinin ama cinayet mevzusu çok ilgimi çekmemişti. Yönetmenlik ve çekimlerinin iyi olduğunu düşünüyorum ama senaryo kısmında daha iyi olabilirdi. Sonu da farklı ve güzel bitti ayrıca. Bozkır ve Masum un altında olduğunu düşünüyorum ama izlenmeyecek kadar da kötü bir dizi değildi kesinlikle.
S01B01
İzleyecek Türk dizisi ararken bunu da deneyeyim dedim. Devamı nasıl gider bilmem ama ilk bölüm olmuş. Atmosferini çok beğendim. Müdürün küfür ettiği sahneler kötüydü sadece, böyle dizilerde ağıza oturmayan zorlama küfür sahneleri kadar nefret ettiğim şey sayısı azdır. Bir de iki başrol arasındaki basmakalıp, burası Türkiye oraya benzemez şeklindeki kötü yazılmış diyaloglar hemen göze battı. Adam ne dese burası Türkiye kartını kullanmışlar.
Neyse bunlar şimdilik küçük detaylar, devam ederim. Melisa Sözen ilk bölümde gelseydi olurdu aslında.
S01B03
Demeyeyim dedim ama çok göze batıyor. Ceset ya da hasta konusunda ne kadar tıp terimi kullanıyorlar öyle. Adam 1 dk teşhis saydı araya başka cümle falan da sokmuyorlar. Eğer bakın araştırmamızı yaptık diye bu sahneleri yazdılarsa hiç tıp dizisi izlememişler orası belli.
Berkay Ateş’in anlattığı Jivkov hikayesi güldürdü.
S01B06
Son 2 bölümdür dizi istediğim kıvama geldi. 36- 40 dakika gibi bölümler de olduğu için yavaş ilerlemesi sıkıntı değil.
S01B08 Final
Bitince kötü yorumlar geldiği için izlememiştim, çok sevdim diyemem ama Türk dizi standartlarında kötü de diyemem. İdare eder bir 8 bölümdü. Emin Alper’in yönetmenliği dizinin en büyük artısıydı, harika çekimler vardı
İlk bölüm sosyal eleştiri yapan bir dizi olacak hissi verdiği ve sonrasında bu olmadığı için dizi biraz dayak yemiş. Yapsaydı övgü alırdı ama diziye ya da senariste böyle bir misyon yüklemediğim için bu konuda eleştiri de yapmıyorum. Asıl sıkıntı diyaloglarda var. Metinde yazılanların kelime kelime okunduğu o kadar belli ki. Bu böyle söylenmez ki doğal gelmiyor diyen olmamış. Benim için en büyük eksi bu.
Sevdiğim Ahmet Mümtaz’ın karakteri çok itici geldi, bunu amaçladılarsa iyi. Yine de İskender Baba’dan sonra her rol bir garip geliyor. Adamın sempatik hallerini özlüyorum, LM etkisi işte. Kenan’dan da bir şikayetim yok ama Melisa Sözen’i az kullandılar. Sevdiğim oyunculardan olduğu için izlerken orası canımı sıktı.
Yeni sezonu geliyormuş.
Yarım Kalan Aşklar varken buna yeni sezon yapmak da…
YKA’ya anca sıfırdan bir kadroyla yeni sezon çekerler. Bunda yine bir devam durumu olabilir.
Kenan İmirzalıoğlu’yla devam etseler olabilir mesela. Yeni sezon, yeni dava. Muhtemelen yen ortak.
@aytackara Zaten ben de onu kast etmiştim. İlk bölümde söylendiği gibi Yarım Kalan İşler, Yarım Kalan Hayaller olarak üçlenebilir aslında.
S01B01
Bu geceyi/sabahı yerli dizi gecesi/sabahı ilan ettim. 4 dizi seçtim, sırayla ilk bölümlerine şans vereceğim. Açılışı bununla yaptım.
Dizinin artısı yönetmeni olacak gibi görünüyor. Çekimleri beğendim. Hikaye konusunda net konuşamıyorum şu an için iyi ya da kötü şeklinde. Ahmet Mümtaz Taylan, bildiğimiz gibi. Varlığı elbette artı dizi için. Settar’daki hayat yorulmuşluğunu da Kemal’deki gizemi de geçirmişler bu tarafa. Kenan’ın karakteri Kemal için daha genç bir oyuncu bulmalılarmış bence. Şöyle 27-28, maksimum 30 yaşlarında biri. Hem matematik yapımca karakterin backgroundu için yaşlı kaçıyor Kenan hem de Settar tarafından bir o yana bir bu yana sürüklenmek için. Melisa Sözen’i hiç görmedik bölümde. Hatice Aslan’ın da repliksiz minik bir sahnesi vardı. Müfit Kayacan’ın Arap karakteri her seferinde bu kadar tıp terimi üretmeye çalışırsa yorar. Bir de Kayacan’a Mahmut rolü daha iyi gidermiş sanki. Mahmut demişken; gereksiz seviyede yöresel bir karakter olmuş. Bu kadar Türkiye gerçeği alt düzey koltuk sahibi zat tiplemesi izlememize gerek var mıydı bilemedim ayrıca. Bir de o kadar gereksiz bir şekilde ağzını bozuyordu ki karakter … Dizinin en büyük eksisi olmuş kısacası Mahmut karakteri.
Devamında aynı düşüncede olur muyum bilemiyorum ama ilk bölüm geçer not aldı benden. 8 bölümmüş. Bölümler 35-50 dakika aralığında. Bir tek son bölüm var işte 67 dakika ile sınırın üzerinde. Yavaş bir dizi ama akıcılık problemi olduğunu söyleyemem. Çok fazla düşmezse sonunu görürüm herhalde.
S01B08 (Sezon Finali)
Bitirdim sezonu. 2. bölüm dışında aman aman sıkıldığım bir bölüm olmadı. Dizinin çekimlerini/yönetmen performansını başarılı bulduğumu söyleyebilirim sezon finalinin ardından da. Oyuncu kadrosu fena değildi, hikayesi de idare ederdi. Çok başarılı bir diziydi diyemem elbette ama geçer not aldı benden kısacası. 2. sezonda görüşmek dileğiyle!
İkinci sezon için sıfırdan ekip kuracaklarmış. Birsen A. yazmış.
2. sezon:
Başroller: Aybüke Pusat ile Taner Ölmez
++Su Kutlu, Emel Çölgeçen, Çiğdem Selışık Onat, Ufuk Karaali, Cankat Aydos, Nizam Namidar
Yönetmen: Gökhan Tiryaki
+Hande Soral
+Serdar Orçin
ALEF: Mâl-i Hülya – İlk Kareler ve Bilgiler
2. sezondan ilk tanıtım yarın 10.00‘da.
ALEF: Mâl-i Hülya | İlk Tanıtım
ALEF 2. sezom: 7 Nisan
4 bölümle gelecekmiş.
İlk sezon ayarında gibi ama konuyu daha derli toplu anlatıyorlar sanki. Yine girdik Osmanlı’nın derinine, çıkabilene aşk olsun. Her bölüm 1-2 kişiyi öldürmesini destekliyorum. Çınar’ı başta gıcık bulmuştum ama alıştım. Bölümlerin 50-55 dakika civarı sürmesine alışmam da peşinden geldi gibi. Gerçi 2+2 olarak izleyebilirdim.
Ayrıca katili olabilecek en saçma şekilde anlamış olabilirim.
+ “Olay yerini böyle mi güvene alıyorsun?” diyen adam havaya ateş açtı yahu. Senin yol daha mı iyi oldu? Neyse ki biraz olsun azar işitti. Bu arada emniyet amiri yine “Ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey,” tadında biri çıktı ama en azından biraz eğlenceli biri.
+ Çınar ile o kadının bir araya gelişi biraz basit mi oldu ne? Çift olarak yakıştırmadığımdan değil. Görüşmeleri çoğunlukla normal tonda geçiyor gibiydi. Bir de resmen 1. sezondaki gibi soruşturmaya yardım eden kadın ana karakter koymuşlar, oradan yürüyorlar.
Ayrıca Çınar, özellikle kadının eski kocasının etrafındayken ya da davayla ilgili bilgilendirme falan yaparken gözümün önüne Mucize Doktor’daki Ali geliyor.
Ek: Hande Soral, Emel Çölgeçen gibi bazı karakterleri bir tık daha fazla kullanmalarını tercih ederim bu arada.
+ Eğer değişmeyecekse Serdar Orçin’in karakteri katil çıktı. Rahatsız olan o adamın melankoli tedavisi için de bu uğraşa girdi herhalde. Modern tıbbın ve farklı ilaçların işe yaramadığını farz ediyorum, zira başka türlü katlanılacak iş değil.
Ek 2: Ben Orçin’i IMDb’ye göre son 3 sene içinde Ceviz Ağacı, Görülmüştür, Hamlet ve Hekimoğlu’nda da izlemişim.
Galiba ilkinden dolayı “biliyorum”, ALEF 2’ye devam ederken “Serdar Orçin’in de göğüs bölgesi de böyle kıllı, katil belki odur,” diye geçirdim aklımdan ^.^ Kahkaha atasım var bu yüzden.
Yeşilçam misali 3-4 hafta ara verip kalanları öyle yayınlayacağını düşünmekle birlikte eğer haftaya yeni bölüm gelirse onunla da görüşürüz.
Gidişattan (sürprizi az şekilde ilerlediği gerçeğini bir köşeye koyarak) memnunum da bölümlerin 57-58 dk. civarı sürmesi biraz fazla geliyor. Ayrıca hala gözümün önünde Mucize Doktor-Ali var sayılır.
Ay bir de alakasız olacak da Taner Ölmez’in polisi oynadığı için bir tık daha fikt olmasını beklemiştim niyeyse. Kötü durmuyor ama bu haliyle yağlı bile denebilir.
207+208’le birlikte sezonu tamamladım. Geçmiş olsun.
Geçen sefer konu tasavvuf vs. üzerinden ilerlediği için dikkatim bir ölçüde kaybolmuştu, konu da monoton ilerleyince ister istemez eh işte modunda ilerlemiştim.
Bu sefer konusuyla (4 element vs.) biraz daha üstüne koysalar da totale vurduğunda yine pek bir şey değişmedi. Nasıl başladıysa öyle ilerliyor, dolayısıyla memnun kalmadım da diyemem. Ama tabiri caizse “şart değil” hani.
Taner Ölmez’le yakın gelecekte, tercihen bundan daha iyi bir rolle tekrar görüşmek dileğiyle. ALEF’e de 3 yaparlarsa ayrı düşünürüz.
2. sezonu bende izledim de çok aşırı beğenmedim.
İkinci sezon her şey çok kötüydü.
Evdekiler 3. bölümün yarısına gelmeden bıraktılar. Ben sezonu ileri sar sar sar izleyerek bitirdim ki onda bile sıkıldım.
Hala izlememiş ve merak eden varsa ilk sezonu izlesin yeter. İkinci sezona hiç ama hiç girmesin.
Börü 2039 ve ALEF 2. sezon Turkcell TV+’a geliyormuş Eylül ayında.
ALEF’in ilk sezonunu da vermişler meğerse vakti zamanında. Bir süre yayında kalıp kalkmış.
S02E01
İlk sezondaki o atmosferden eser yok. Hikaye de pek ilgimi çekmedi. Ama daha önemlisi hiç ama hiç olmamış bu kast. Taner Ölmez’i sevmem. İyi bir oyuncu olduğunu da düşünmem. Medcezir, Muhteşem Yüzyıl: Kösem, izlemesem de Mucize Doktor falan ona uygun rollerdi bunlar. Hakan: Muhafız’daki pek onluk değil gibiydi aslında ama sırıtmadı orada. Ama bu dizideki tarzda bir rolde ne işi var bu adamın yahu? Aşırı dağıttı beni izlerken. Aybüke Pusat’ı da pek sevdiğim söylenemez. Medcezir’de idare etmişti. Familya’da gayet iyiydi. Her Yerde Sen’de ise fena halde soğumuştum kendisinden. Pek yetenek emaresi göstermeyen Mehmetcan Mincinözlü de her yerde görmekten sıkıldığım isimlerden biri. Bu üçlüye ek olarak kadroda yer alan Murat Akkoyunlu, Murat Kılıç, Hasan Şahintürk gibi isimlerle anca komedi çekersin. Bu tarz bir dramaya böyle bir ekip fazlasıyla komik kaçmış bence.
Devam etmeyeceğim.