Bron/Broen yapımcıları yeni bir diziyle karşımıza gelecek: Midnight Sun
22 yorum dkamoy 23 Haziran 2015 20:26
Bron/Broen (The Bridge) isimli İskandinav polisiyesi ile gönülleri kazanan Mans Marlind ile Bjorn Stein‘in yeni bir gerilim dizisi ile karşımıza gelecekleri açıklandı.
Fransız paralı TV kanalı Canal Plus ile İsveç ulusal kanalı SVT dizinin 8 bölümlük ilk sezonunu yayınlamak için sipariş verdiler. Çekimlere bu yaz başlanacak.
İsveç’in epey kuzeyinde, bir madenci topluluğunda bir Fransız’ın ölümüyle başlayacak hikaye. Ölümü araştırmak üzere buraya atanan bir Fransız dedektif, yerli bir polis memuru ile önümüze düşecek. Soruşturma, Kuzey Kutbu’nun yaz aylarında geçiyor olacak. Böylece 24 saat gündüz olan ve “geceyarısı güneşi (midnight sun)” denen bir dönem izleyeceğiz.
Başrollerde Fransız aktris Leila Bekhti (The Prophet) ile İsveç’li Gustaf Hammarsten (The Girl With the Dragon Tattoo) yer alacak.
yorumlar
valla izlemesine izleriz de bunların araları ölüm gibi. tek korkutan o
killing amerikan yapımı.
ama uyarlandığı yapım forbrydelsen danimarka yapımı
bu dizinin 3 sezonu gelecekti yalan mı oldu acaba
27 eylülde gelecek.
ek: ben bunu bir yerden duymuştum ama bulamadım. eylül sonunda kendi ülkelerinde çıkacak en aızndan o kesin.
IMDb
Konusunu beğendim de beni de o sezon araları korkutuyor. İzlemek istediğim alternatif dizilerin bazılarına sırf bu yüzden girişemedim.
Biraz ukalalık yapayım müsade edersiniz.Amerikan dizlerinin anlatım ve görsel tekniklerine alışık olanlara bilhassa kuzey avrupa dizilerinden uzak durmasını sağlık veririm True dedective bile tartışma konusu oluyorsa bu diziden hemen kaçın.Amerikalılar zaten konusu sağlamsa mutlaka kendi anlıyışlarına göre bu diziyi uyarlıyacaklardır.Onu bekleyin derim.Hiç bir yabancılık çekmezsiniz.Herkezin kültürü kendine ama amerikan kültürü herkese.
amerikan dizilerine alışık bir bünye olarak alternatif dizileri de izlemenizi mutlaka ama mutlaka öneririm. uyarlanmayı hak eden bir yapım varsa uyarlamasının yerine orjinalini izlemek en mantıklısıdır.
hiçbir sıkıntı yaşamazsınız birkaç bölümde de dillerine alışırsınız zaten. bu konuda korkunuz olmasın.
Ben aslında alternatif dizi izlemek çok istiyorum bu zaman kadar açılışı sadece Secret &Lies ile yaptım. Beğendiğim iki tane dizi (Braquo ve Les Revenants ) vardı fakat araları uzun diye en iyisi önümüzdeki sezonunda biterse izlerim diye düşündüm. Farklı ülkeler farklı kültürler farklı bir dil. Benim için hazine gibi bir şey oralar. Yazın da bir tane alternatif dizi araya sıkıştırmak istiyorum.
Özgün 14 hbo dizlerinin bile bir çoğunun çok az izlendiği bir ortamı düşünürsek inan yaptığın yorumun çok bir anlamı yok.Gerçek olan başka doğru olan başka.
bekle uyarlaması çıksın uyarlamasını izlersin demektense bunu demeyi tercih ederim valla.
izleyen izler izlemeyenin keyfi bilir. ben en azından lafımı edeyim. genele kıyasla bir tık daha bilinçli diziseverler var sonuçta burada. bir kişi kazanırsak kardır.
Özgün’e katılıyorum ben de. Bu zamana kadar izlediğim hiç bir Kuzey Avrupa dizisinde beni zorlayan bir durum olmadı. Genelin de çok zorlanacağını düşünmüyorum ayrıca.
Anlatmak istediğim yanlış anlaşılmış neyse.Uzatmaya gerek yok.Yaptığım ilk yorumun son cümlesi ne söylemek istediğimi gayet iyi açıklıyor ama konu başka yerlere çekiliyor nedense
dizi 2015 yapımı ”Fortitude” dizisini anımsattı bana. O dizide de İngiliz dedektif vardı.
@necdetcem: Bron/Broen’i de ABD versiyonu olan The Bridge’in ilk sezonunu da izlemiş biriyim. Bron/Broen’i kesinlikle öneririm. The Bridge’i önermem. (The Bridge’de yoğun bir meksika kültürü pompalaması vardı. Benim ilk sezonun sonunu getirmemi sağlayan bu ayrıntı ve oyuncuları olmuştu. Ama kalanı+oyuncuları kesinlikle orijinalinde kat kat daha başarılı.) Bu arada The Bridge’in sezon aralarının uzun olmasına takılma. Her sezonda bir dava işleniyor. Sabunlu kaldığımızdan değil, özlediğimizden söyleniyoruz sezon aralarına.
Bu arada politik dizi merakı olanlara da Borgen‘i kaçırmamalarını öneririm. Amerikan politikasından daha bir yakın bence bizim politik sisteme. + İzlediğim en iyi dizilerden biri hala.
Forbyrdelsen de The Killing’den aşağı kalmıyor. Hatta zaman zaman üstüne çıkıyor. Ama bence ikisi kesinlikle aynı dizi değil. İkisinin tadı bambaşka. Apayrı ve güzel tatlar aldım kendilerinden.
Ha bu arada Behzat Ç.’yi sevip de Braquo‘ya uğramamış olanlara hayret ediyorum. HA-Rİ-KA! Ama Braquo’ya henüz başlamadıysanız 3. sezonun bitmesini bekleyin derim. (sonradan ek: 3 değil 4 olacak o.)
Buradaki çoğu bilinçli dizi izleyicisinin kolayca yutacağı türden diziler bu iskandinav işleri. Sonuçta biz Amerika’dan biraz daha Avrupa kültürüne yakınız aslında. (Sadece tutuculuk açısından ABD ayarındayız, ama onu da dizilerde çok ön plana çıkartmıyor zaten Amerikalılar.) Alternatif peşindeyseniz bu iskandinavlarla başlayabilirsiniz.
Sizi tutacak tek şeyin altyazı okumak zorunda kalmak olacağını düşünüyorum. Ki zaten çoğunuz hali hazırda altyazı okuduğu için hayatınızda pek bir değişiklik olmayacak.
Okuduğunuz için tak tak.
Braquo’u severim bir Behzat Ç. seveni olarak ama aynen sezonun başlayıp bitmesini beklemek istiyorum.
Borgen’i izlerim diye düşünmüştüm ama Bron/Boren’i de bir düşünürüm.
Tavsiyelerin için teşekkürler @dkamoy.
tak dkamoy nasıl da özlemişim dillerini
braquo 3. sezon bitti zaten de bence 4ün başlamasını beklesin başlayacak olanlar.
kalan her şeye den den. killing ve forbrydelsen gerçekten de farklı tatlar bırakıyor insanda. ikisi de çok güzel kıyas yapamıyorum.
killing ve forbrydelsen aynı konuyu anlatmıyor mu ? Biri diğerinin uyarlaması ya ?
@necdetcem7: Başta aynı gibi başlayıp apayrı yollara gidiyorlar. Ortak olan sadece Forbrydelsen’in ilk sezonunun yarısı. Bir de o güzeller güzeli gerilim müziği.
23 Ekimde başlamış.
Finalden koptum geldim. Fazla abartmak istemiyorum ama yine de iddalıyım:) son yıllarda izlediğim en iyi sezon finallerinden birisiydi. Gerilimi, stresi, heyecanı ile dört dörtlük bir iş çıkarmışlar.
Dün iki bölümünü izlemiştim, bugünde şansıma finalin altyazısı düşünce kalan bölümleri de dayanamayıp peş peşe izleyiverdim. Ara ara tempo düşüklüğü, biraz da amatör oyunculuklar can sıksa da keyifli bir diziydi. Ah ah zamanın olsa da şuna güzel bir tanıtım yazabilseydim, tavsiyedir efenim:)