Cezailer || Hepsi Manyak Bunların! – Tanıtım
7 yorum aserat 09 Ekim 2022 08:03
2020’nin son günlerinde başladığı yolculuğuna emin adımlarla devam eden GAİN’in iddialı kadrosu ve ilginç konusuyla dikkat çeken yeni dizisi Cezailer, 29 Eylül itibarıyla izleyiciyle buluştu. Sözü fazla uzatmadan tanımaya başlayalım:
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Psikolojik, Gerilim, Komedi |
Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon 6 bölüm (ilk 2 bölümü yayınlandı) / yeni bölümler her perşembe |
Süre: Ortalama 45-50 dakika |
Yönetmen & Senaryo: Murat Can Oğuz (senaryo Ayberk Çınar ile birlikte) |
Platform: GAİN |
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – IMDb – Vikipedi |
KONU
Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi psikolog David Rosenhan tarafından gerçekleştirilen çalışmaya (1973) göre, normal insanlarla akıl hastalarını ayırt etmenin imkanı olmadığı sonucuna varılmıştır. Rosenhan ve görev arkadaşları çeşitli bahaneler sunarak psikiyatri kliniklerine hasta olarak girmeyi başarır. Çeşitli tanılarla kliniğe yatırılan “hastalar” bir süre sonra normal davranmaya başlasalar da görevliler onları ciddiye almaz ve ağır ilaçlarla dolu tedaviye devam etmeleri gerektiğini belirtir. 19 günün ardından bu bilinçli esaret sona erer. Yaşananlar basında geniş yer tutmuş, psikiyatri kuruluşlarına karşı güvensizlik başlamıştır. Bu sırada bir kliniğin müdürü, Rosenhan’dan sahte hastaların kendi hastanesine gönderilmesini ister ve gerçek hastalarla sahte hastaları birbirinden ayırabileceği garantisini verir. O hafta içinde kliniğe gelen 193 hastadan 41’ine “sahte hasta” teşhisi konulduysa da gelenlerin hiçbiri sahte hasta değildir.
Yaklaşık 50 yıl sonra Türkiye’den psikiyatrist Mert Güngel de Rosenhan Deneyi’ni tekrarlamak için aynı yönteme başvurarak bir psikiyatri kliniğine sızar. Fakat planlar umduğu gibi gitmez ve kendini sayısız suç işlemiş fakat cezai ehliyetleri olmadığı için ayrı bölüme yatırılmış akıl hastalarının arasında bulur. Mert buradan kurtulma mücadelesine girerken kendi gerçekleri de sınanmaya başlayacaktır.
KARAKTERLER
- Mert (Yiğit Özşener): Rosenhan Deneyi’ni Türkiye’de tekrarlamak isteyen, idealist bir psikiyatr. Gerçeklerin psikoloji kitaplarında yazanlardan daha karmaşık olduğunu zor yoldan öğreniyor.
- Menderes (Rıza Kocaoğlu): Kliniğin müdürü. Asayişi sağlamak için elinden geleni yapmaya çalışan, insanlarla iyi anlaşmasını bilen, soğukkanlı, sorumluluk sahibi biri.
- Gamze (Esra Bezen Bilgin): Kliniğin psikiyatrı. Profesyonel biri olsa da geçmişine dair bir sebepten dolayı Mert’e ilgi duymaya başlaması kendini bile şaşırtıyor.
- Simge (Hayal Köseoğlu): Kliniğin hemşiresi, Gamze’nin kız kardeşi. Güzel, sıcakkanlı bir kadın. Mesleğinde yapmaması gereken bir şey yapıp Sarp’la yakınlık kuruyor.
- Sarp (Onur Ünsal): Majör depresyon teşhisiyle kliniğe yatırılmış. Daha önce pek çok kez intihara kalkışıp hayatta kalabilmenin mutsuzluğunu yaşıyor. Simge’yle arkadaş.
- Fuat (Şerif Erol): Alzheimer teşhisiyle kliniğe yatırılmış. Eskiden profesörlük yapsa da artık aklında hiçbir şeyi tutamayan, sıkça gerçeklikten kopan bir hasta.
- Nazif (Ushan Çakır): Şizofreni teşhisiyle kliniğe yatırılmış. Hayali arkadaşı Mehmet’le birlikte kaldığını zannediyor. Ölçüsüz hareketleriyle dikkat çekiyor.
- Ali (Cem Zeynel Kılıç): Yürüyen ölü sendromuyla kliniğe yatırılmış. Geçirdiği trafik kazasından sonra öldüğünü zannederken kliniği de araf olarak görüyor.
- Can (Hakan Karsak): Kleptomani teşhisiyle kliniğe yatırılmış. Sırf heyecan olsun diye en olmadık yerlerden olmadık şeyleri çalmayı kendine huy edinmiş.
- Ethem (Görkem Kasal): Bipolar kişilik bozukluğu teşhisiyle kliniğe yatırılmış. Ciddi bir öfke kontrolü sorunu var, yanına yaklaşmak bile imkansız.
SON SÖZ
Farklılık görme umuduyla bel bağladığımız dijital platformlar son dönemde TV dizilerine benzer işleri yayınlamaya başlayınca hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Neyse ki GAİN kendi standardını korumaya, hatta yer yer üstüne çıkmaya devam ederek alternatif işleriyle yeni alanlar açmayı sürdürüyor. Cezailer de o çıtanın aşıldığı projelerden biri olarak platformun orijinal içerikleri arasında üst sıraları hak ediyor. Normallikle delilik arasındaki belirsizlik durumu dizinin formatında da sıkça kendini gösteriyor. Psikolojik gerilim, kara komedi ve mockumentary (sahte belgesel) arasında slalom yapması, abartılarla dolu bir dünyayı gerçekçi kılabilmesiyle her açıdan kurcalaması keyifli bir oyuncak gibi. Şahsen izleyici olarak zevk alırken proje içinde bulunanların da ayrı bir zevkle bu işe asıldığını hissediyorum. Yeri gelmişken, yetenekli oyuncularla dolu kadrosunun hakkını da vermek lazım. Kısacası çiçeği burnunda olan 2022-23 sezonunun ilk başarılı projelerinden olduğunu söylemek mümkün. İyi seyirler.
yorumlar
Mert özelinde neyin ne kadar “gerçek” olduğundan hala emin değilim. Devamının nasıl ilerleyeceğini de görmek istiyorum. “Böyle bir deney yapmak senin neyine?” diyerek izlemeye de devam. Normalde dertsiz başa dert almak için ideal bir yöntem.
Bazı hastalar da fena karakterler değil gibi. Profesyonel olmayan tarafı kenara bırakabilirsek Simge-Sarp tarafını seviyorum.
S01B01
15 dakika şans verdim. Kesinlikle benlik değil. Bu belgeselvari anlatım tarzını ve özellikle de bu ucuz/dağınık/özensiz çekim stilini sevmiyorum. Konu da ilgimi çekemedi. Benden pas.
1×03 üzerine:
Şu noktada Sarp küfretse hakkıydı ^.^ Hastalar içinde halen en sevdiğim kişi kendisi.
Bölümde yer alan polislerden pek de memnun kalmadım. Hepsi birbirinden acayip insanları sorgulamak kolay olmasa gerek, böyle bir deneyimleri olmadığı için yargılamak da istemiyorum. Ama davranışları yer yer bariz ofsayttı.
– Tımarhane ortamına göz devrilmez ama bu ne kuĞzum? Son sahneyi de sevdim bu arada.
* Geçen bölümden Menderes’in sevgilisinin Yeşim olduğunu vermişlerdi, gerisi geldi sayılır. Mert’in yerine gelecek adamı değiştirip böyle bir dalavereye girmiş Menderes güya.
* Ethem konusunda ciddiler miydi bunlar?
* Öyle haber bülteni mi olur ya?
Akla yakın bir şekilde bitirmişler, fena da olmadı hani. Sanamadım ama bir ihtimal 2. sezonda gelirse yine görüşürüz. Thanks.
– Yalnız içerdeki hastalar ve doktorlar dahil tam bir kapanış olmadı, kendi huyuna uygun oynak biçimde gittiler. Daha tastamam bir sona da itiraz etmezdim.
Diziyi bitirdim. Genel olarak görüşüm olumlu.. Bence bazı sahneleri Hannibal dizisi’nin psikoloji tarafından esinlenmiş.
İlk bölümlerde çok güzel başlamış Wtf? deniliyor ama sonuna doğru tam bağlayamamışlar. Çoğu olay ve sahne havada kalmış. O yüzden ortalama bir dizi olarak izlenilirse üzmez.
Oyunculuk seçimleri, makyaj kurgu ve efek bence çok yerli yerindeydi. Cidden her bir oyuncu o sahneyi canlandırmak için resmen o ruh haline bürünmüş. Gerçek hayatta da mı böyleler gerçekten mi hastalar bir ara anlayamadığım zaman oldu
Devamı gelirse izlerim ama şahsen yakın zamanda geleceğini düşünmüyorum.