Dead Like Me: Tanıtım
17 yorum azizk 02 Mayıs 2006 01:23
Dizimiz, Georgia Lass[Ellen Muth] adlı 18 yaşındaki hayatından bezgin bir kızın, anne zoruyla bir işe girmesi ile başlıyor. Ancak olayların ilerleyişi hayatını çok da uzun ve mutlu kılamadan, uzay üssünden düşen bir tuvalet oturağı tarafından öldürülüyor.Dizimiz, ölüm sonrası yaşamı konu alıyor. Bir grup Azrail ve onların “iş” olarak yaptıkları ruh alma olgusunu olabildiğince basite indirgeyen Dead Like Me, karakterlerin harika işlenişi, tematik bölüm tutarlılığı [en iyi örneklerini Desperate Housewives’da görüyoruz], sürükleyicilik ve görsellik olmak üzere birçok alanda oldukça başarılı. Özel efekt kullanımının da hayli fazla olduğu dizide, şu anda Commander in Chief’te de oynamakta olan Mandy Patinkin, Nip/Tuck’tan bildiğimiz Rebecca Gayheart, 24 2.sezon’dan tanıdığımız güzeller güzeli Laura Harris, Callum Blue ve Jasmine Guy baş rollerde. Ömrü “ne yazık ki” iki sene sürmüş diziyi, 3 Mayıs tarihinden itibaren Dizimax ekranlarında görmek mümkün. Ne yapın, ne edin, mutlaka izleyin. Pişman olmayacaksınız.
yorumlar
mandy patinkin, burada da criminal minds’da da bir dev. commander in chief’te de olduğunu bilmiyordum. konusu horlama efekti uyandırsa da indireyim bari.
bir de uyarı: bu dizi diner sahneleri ile insanı çok acıktırıyor. hazırlıklı seyredin.
commander in chief’in patriyotikliği çok fenalık getiriyor bana. biraz amerika alerjisi yapıyor.
Dizimax’le tanıştığım sonrasında 1.bölge dvdlerine kavuşup cıvkını çıkardığım bir dizi oldu Dead Like Me Çok sağlam bir yapısı , iyi oyunculukları , espirili bir dili var…Anlatmak istediklerini çok iyi anlatıp insana bazı şeyleri sorgulatıyor…Tek kötü tarafı toplamda 29 bölüm olması , final bölümü olan “Haunted” bittiğinde bu dizinin daha yeni başladığını , uzun süreler devam etmesi gerektiğini anlıyorsunuz İzlediğim en iyi 5 dizi arasına kesinlikle girer…
mükemmel kadrolu mükemmel konulu mükemmel bir diziydi. arka arkaya izlerken eğlendiğim sınırlı sayıda dizilerden bir tanesiydi. kötü oldu sona erdirilmesi.
six feet under’ın ölüm de hayat dibi bir dramdır felsefesinin tam tersi ölüm de hayat gibi bir komedidir diyen dizi. Şans eseri okulda dvd sini bulup izlediğim ve plot bölümünden itibaren şaşıp kalıp affaladığım vay canına böyle dizi mi varmış dediğim şaheser. çok severiim çoook!
2009 da filmi geliyor.Fragmanı burada
http://www.youtube.com/watch?v=bDyZB7Udga4
Kaçırmamanız gereken bir yapıt bence.
Ayrıca Divxplanetta dizinin çevirisini yapıyorum.
http://www.divxplanet.com/sub/m/6712/Dead-Like-Me.html
çok güzel bir dizidir. keşke 2 sezondan öteye gidebilseydi. herkese tavsiye ederim.
Dizinin ilk üç bölümünü izledim ve gerçektende çok beğendim tam istediğim gibi farklı bir dizi yanlız divxplanete baktım 1.sezonun sadece 9. ve 13.bölüm çevirileri yok @congman ricaetsek acaba bunların çevcirisinide yapabilirmişsiniz acaba
2.sezonun altyazı çevirilerinden hiç umudum yok zaten:(
Epeydir listemde olan dizinin ilk 3 bölümünü nihayet izledim. Bryan Fuller, yine tam on ikiden vurmuş zamanında. (Bu muhteşem abimiz neye elini atsa ömrü uzun olmamış.)
Ölüm temasını zaten çok seviyorum. Dizinin yaklaşımını da çok beğendim. Genel olarak çok iyi bi’ iş çıkmış. Bu gidişle 10-15 günde bitiririm herhalde.
Tavsiyedir.
S01E01
73 dakika uzunluğunda film tadında bir bölüm olmuş diyebilirim. Özellikle 15 ve 50 dakikalar arasındaki kısımda epey eğlendim. Dramı ağır basan son 10 dakika da gayet güzeldi. Lider karakter olan hanım kızımız epey tatlı bir karakter olmuş. Yardımcı rolde Mandy Patinkin, baya iyi iş çıkarıyor. Nip/Tuck’tan tanıdığım Rebecca Gayheart’ın ortalıkta olması da başka bir artı ama kadrolu oyuncu değilmiş ne yazık ki. Bunlardan da öte iyi bir kafası var dizinin. Kendi kuralları olan ilgi çekici bir dünya yaratılmış ve hoşuma giden esprili bir dili var. Showtime’ın kalitesi bariz bir şekilde hissediliyor. İnşallah ilerleyen bölümlerde bozmaz ve bu kafayla devam eder.
1. bölümde
, 2. bölümde
, 3. bölümde
sorularına cevap aradık.Biraz hızlı gitmiş olabiliriz bu konuda açıkçası. Derken bu bölüm o kadar amaçsız geldi ki ister istemez sıkıldım.
S01E14 (Sezon Finali)
Bazen uçuk kaçıktı, baya eğlendirdi. Bazense yaşamın içindendi, epey depresifti. Güzel bir sezon oldu. Özellikle Ellen Muth’un mimiklerini izlemesi çok keyifliydi. Karakteri George adeta onun için yazılıp çizilmişti. Sonradan kadroya katılan Laura Harris dahil yardımcı rollerdeki oyuncuların da diziye katkısı büyük elbette. George’un ailesinin kadrolu oyuncu yapılması büyük hata olmuş ama. George’un içinde olduğu flashback sahnelerinde gözükmeleri tamam ama günümüz sahnelerinde onlara hiç gerek yoktu gerçekten.
S02E04
Bu sezonun en iyi bölümüydü. Dizinin de en çok sevdiğim bölümlerinden biri oldu ayrıca. Georgia’yı da Daisy’yi de Mason’ı da takip etmesi keyifliydi. Georgia’nın ailesinin sahneleri bile rahatsız etmedi çok uzun bir süre sonra belki de ilk defa. Georgia’nın ofisteki halleri epey eğlenceliydi. Topuklu ayakkabı sahnesi, kilise sahnesi ve kapanıştaki havuz sahnesi en çok sevdiğim 3 sahne oldu.
S02E07-08
Güzel geçti bu 2 bölüm de. 7. bölümdeki konser sahneleri ve 8. bölümdeki uçak sahnelerinden çok keyif aldım özellikle.
Son sahne:
S02E15 (FİNAL)
Son 2 bölüm tatsız tuzsuz geçti. Kapanış bölümü sıradan bir bölümdü. Bırak final tadı sezon finali tadı bile vermedi. Ucu apaçık bitti gitti.
İlk sezon sonunda bitse ayıp olurmuş. 1 sezon daha onay alsa da zorlama olurmuş. Tam zamanında iptal olmuş bence. Roxy karakteri hiçbir şey katmadı diyebilirim diziye. Özellikle de bu sezona. 2. sezon başında oyuncuyla vedalaşıp yeni bir oyuncu ve yeni bir karakter ile takviye edilmeliymiş dizi. George’un ailesine daha önce de belirttiğim üzere hiç gerek yoktu zaten dizide. Flashback sahneleri dışında zaman çalan sıkıcı yaratıklardı kendileri.
Başrolde Ellen Muth yıldızlaştı. Bu diziden sonra kariyer yapamamış olması şaşırttı. Mandy Patinkin, Laura Harris, Callum Blue ve Christine Willes da ona çok iyi eşlik etti.
Öyle aman aman bir hikayesi yoktu dizinin. Genel olarak benzer şeyler üzerinden döndü. Ama yukarıda saydığım 4-5 oyuncu sayesinde izletti kendini işte. Mizahı da yeterli seviyelerdeydi. Koşun, mutlaka izleyin demiyorum ama vaktiniz varsa deneyebilirsiniz elbette.