Designated Survivor — Tanıtım
100 yorum aytackara 07 Temmuz 2017 09:09
Geçtiğimiz dizi sezonunun en ilgi çeken ve en çok izlenen yeni dizilerinden birisi ABC kanalından geldi.
Sonbaharda başlayan Designated Survivor, 21 bölümlük başarılı bir sezon geçirmesinin ardından kanaldan ikinci sezon onayını da aldı. 24 dizisiyle tanınan Altın Küre ve Emmy ödüllü Kiefer Sutherland’in başrolünde yer almasıyla öne çıkan yapım, politik drama türünde. David Guggenheim‘ın yaratıcısı olduğu dizinin dünya genelindeki yayın hakkı ise Netflix’te ve dilerseniz bölümleri Netflix Türkiye’de de bulabilirsiniz.
Dizinin konusuna geçmeden öncelikle mümkün olduğunca kısa şekilde bahsetmek istediğim üç husus var:
State of Union:
A.B.D. başkanları, dönemlerinin ikinci yılından itibaren her yıl bir kere Ulusa Sesleniş adı altında Temsilciler Meclisi’nin ve Senato’nun üyeleriyle bir araya gelirler. Bu etkinlikte ülkenin genel durumu hakkında bilgi verip yapılabilecekler hakkında bir konuşma yaparlar. Hatta bu konuşma birçok televizyon kanalı tarafından canlı olarak da yayınlanır.
Presidential Line of Succession:
Amerika Birleşik Devletleri başkanının görevini yapmaya uygun olmadığı zamanlarda yerine bakanın belli olması için hazırlanmış bir başkanın yerini alma sırası bulunur. Sıralamada ilk üç Başkan Yardımcısı, Temsilciler Meclisi Sözcüsü ve vekaleten senato başkanlığını yürüten geçici senatördür.
Örneğin hani olmaz da olur ya Donald Trump ölürse, komaya girerse, istifa ederse veya görevinden azledilirse yerine öncelik sırasıyla ve bugün itibarıyla Mike Pence, Paul Ryan ve Orrin Hatch bakacaklar.
Designated Survivor:
Dilimizde tam karşılığı olmasa da Atanmış Sağ Kalan olarak adlandırabileceğimiz bir uygulama Soğuk Savaş döneminden beri Amerika’da yürürlükte.
Özellikle nükleer saldırılar düşünelerek başlatılan bu uygulama, Amerika büyük bir saldırıya maruz kaldığında başkan ve yardımcısı dahil olmak üzere başkanlık sırasındaki pek çok ismin hayatını kaybetmesi durumuna karşılık alternatif olarak düşünülmüş.
Ulusa Sesleniş, yeni başkanın görev yemini edişi ve kongreye sesleniş olmak üzere Amerikan siyasetinin önemli isimlerinin büyük çoğunluğunu bir araya getiren bu üç günde tercihen kabineden bir isim seçiliyor. Rastgele ve gizli şekilde seçilen bu isim açıklanmayan, güvenli ve etkinliğin yapıldığı yerden uzakta bir yere götürülüyor. Saldırının olması durumunda büyük çaplı kayıplar verilirse başkanlık sırasına uygun şekilde bu kişinin başkan olma durumu bulunuyor. Eğer sıralamada kendisinden daha yüksek bir kişi hayatta kalmışsa öncelik tabii ki yine o kişinin.
Örneğin son olarak Trump’ın Kongre’ye seslendiği 28 Şubat’ta Gazi İşleri Bakanı David Shulkin atanmış sağ kalan olarak seçilmiş ve konuşmaya katılmamıştır. Rastgele ve gizli seçim olsa da kimlerin seçildiği etkinliğin başlamasıyla tahmin edilebiliyor veya açıklanmasıyla sonradan öğreniliyor.
Dizinin Konusu:
Amerika’da Ulusa Sesleniş‘in yapılacağı akşamdayız. Başkan’ın görevinden istifa etmesini gizlice talep ettiği İskan ve Şehircilik Bakanı Tom Kirkman (Kiefer Sutherland), hem görevinin son gününü tamamlamaya hem de etkinliğe katılmaya hazırlanmaktadır. Karşısına bir anda Gizli Servis çalışanları çıkıverince planlar değişir; kendisi ve eşi Alex (Natascha McElhone) bulundukları yerden alınarak güvenli bir yere götürülürler. Çünkü Tom Kirkman bu gece için rastgele seçilen atanmış sağ kalandır.
Televizyondan konuşmayı takip eden Tom, Alex ve ülkenin geri kalanı bir anda büyük bir şok yaşarlar. Amerika 11 Eylül’den sonra bir kez daha büyük bir terörist saldırısına uğrar; zira konuşmanın yapıldığı bina havaya uçuverir. Bununla birlikte Başkan Richmond, yardımcısı, Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin neredeyse hepsi ölür.
Esasen departmanların kuruluş zamanına dayanan başkanlık sırasında İskan ve Şehircilik Bakanlığı 13. sıradadır. Ancak sıralamada kendisinin üstünde yer alan herkes hayatını kaybedince Tom Kirkman kendisini bir anda başkanlık için yemin eder bir halde buluverir.
Siyaseten önemi olan neredeyse herkes ölüdür, dolayısıyla ülkede ciddi bir yönetim açığı vardır. Ülke büyük bir saldırıya uğramıştır, dolasıyla etrafta kaos hakimdir. Henüz kimse farkında olmasa da yaşananlar aslında yaşanacakların habercisidir. Saldırının kimin başının altından çıktığı ise belirsizdir. Kirkman da kendisini bu durumda olan bir ülkeyi yönetmesi gerekir halde buluveriyor…
Diğer Önemli Karakterler:
- Alex Kirkman (Natascha McElhone): Tom’un eşi, Leo ve Penny isminde iki çocukları var. Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu için avukat olarak çalışırken kendisini First Lady olmuş buluyor. Tom gibi o da yeni hayatlarına uyum sağlama sürecinde. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan kocasını desteklemeye ve insanlara yardım etmeye çalışıyor.
- Emily Rhodes (Italia Ricci): Tom’un bakan olduğu dönemde en güvendiği çalışanı olan karakter, başkan olduktan sonra danışman sıfatıyla ekibinde yer almaya başlıyor. Tuttuğunu koparan ve sadık birisi.
- Aaron Shore (Adan Canto): Richmond döneminde Özel Kalem’in yardımcısı görevini yürüten karakter, Tom başkan olduktan sonra Özel Kalem olarak görev yapmaya başlıyor (O da ölü). Sakladığı şeyler olan karakterlerden birisi.
- Seth Wright (Kal Penn): Beyaz Saray’ın metin yazarlarından olan karakter, Tom’un ekibine girerek Basın Sözcüsü olarak görev yapmaya başlıyor. (Tabii ki Basın Sözcüsü de ölü.) Ülkedeki değişen atmosferin getirdiği ayrımcılıktan etkilenen, dürüst ve basını idare etmesini bilen biri.
- Hannah Wells (Maggie Q): Patronu Jason Atwood (Malik Yoba) ile birlikte olayı araştırmaya başlayan FBI ajanı. Nişanlısı saldırıda hayatını kaybediyor ve olayın gizemini daha çok onun sayesinde aralıyoruz.
- Kimble Hookstraten (Virginia Madsen): Cumhuriyetçi Parti’nin atanmış sağ kalanı olarak o seçilmiş. Demokrat Parti’den başkan olan Kirkman’a karşı partisini o temsil ediyor. Zorlu süreçte Kirkman’ı destekleyen ama diğer yandan kendi amaçları da bulunan birisi.
Bazı Tırıvırı bilgiler
1: Obama’nın 27 Ocak 2010’daki Ulusa Sesleniş konuşmasının olduğu gün de İskan ve Şehircilik Bakanı seçilmiş, Shaun Donovan atanmış sağ kalan olmuştur. Ayrıca o sırada dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Londra’ya konferans için gittiğinden bu iki isim konuşmaya katılmamışlardır.
Clinton’ın yeri herkes tarafından bilindiğinden kendisi atanmış sağ kalan olarak adlandırılmamıştır. Ancak olası bir durumda Dışişleri Bakanı başkanlık sırasının dördüncü ismi olduğundan yukarıda bahsi geçen üç görevli de öldüğü takdirde başkanın yerine geçecek kişi Clinton olacaktı.
2: Seth’i canlandıran Kal Penn, oyunculuğa bir süre ara verip Obama’nın ilk döneminde Beyaz Saray’da çalışmıştır. Obama’nın 2012’de yeniden seçilmesinde de görev almıştır. Penn’in 24‘a konuk olmuşluğu da bulunuyor.
3: Dizinin ikinci bölümünde Beyaz Saray koridorlarında 24‘da kullanılan ofis zil sesi (ringtone) duyulabiliyor. 24‘da Başkan Keeler’ı oynayan Geoff Pierson, bu dizide Eski Başkan Moss’u canlandırıyor.
4: Kiefer Sutherland, başrolde yer aldığı korku filmi Mirrors‘ta (2008) Ben Carson isimli bir karakteri canlandırdı. Hali hazırda Trump döneminde ‘İskan ve Şehircilik Bakanı’ olarak görev alan kişinin ismi de Ben Carson.
Nasılı:
Politik drama olarak baktığımızda Designated Survivor, bence kendisini rahatlıkla izletebilen bir dizi. Siyasetten ziyade kaos ve toparlanma sürecine daha fazla vakit ayırıldığından dolayı izleyiciyi pek sıkmıyorlar.
21 bölüm gibi göreceli uzun sezonlu dizilerden biri olduğu için patlamanın arkasındaki gerçekler bir sürü parçaya ayrılmış; o açıdan biraz sabır gerektirebileceği konusunda uyarmam lazım tabii ki. Hatta bölüm sonlarını genellikle malum saldırıyla alakalı ve Hannah karakterinin merkezinde olduğu şekilde bitirdikleri bile söylenebilir. Kimi zaman klasik veya klişe olsa bile izlemesi rahat olan karakterler barındırıyor. Nasıl başlıyorsa öyle devam ediyor da diyebilirim. Kiefer Sutherland ve 24 hayranlarını ise tatmin edebileceğini de düşünüyorum.
Designated Survivor, böyle bir dizi efendim. İzleyecek olanlara iyi seyirler.
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Itiraf edeyim ilk okur okumaz oha bunu izlemeliyim dedirtti ama tekrardan uzun ulusal dizilerine donmek istemiyorum. Belki bittiginde geriden alacagim bir dizi olabilir.
Paket olarak iyi bir dizi gibi duruyor. Iyi derken 24 iyisi seviyesinde tabii.
Eline saglik aytac cok guzel bir tanitim olmus verdigin on bilgiler de cok guzeldi.
@aytackara ‘Bir dizi nasıl satılır?’ ın ders kitabı gibi bir yazı olmuş. Okurken büyük keyif aldım. Gündemimde olmayan ve asla da olmayacak gözüyle baktığım bir diziydi. Ama o kadar güzel sunmuşsun ki ister istemez ilk bölüme bakma isteği uyandı bende. Muhtemelen benlik bir dizi değildir elbette ama yine de bir deneyeceğim. Emeğine sağlık.
Ben politik dramaları çok seviyorum, bunun da ilk bölümünü izlemiştim fakat şu 22 bölüm olayı yüzünden devam edemedim, aralarda sıkılacağımı düşündüm. Belki dizi bittikten sonra bir denerim.
Eline sağlık, boşta olsam tekrar bir deneyim diyecektim güzel bir tanıtım olmuş.
Sağlam bir tanıtım olmuş teşekkürler aytackara Dizinin başta sona malum sitelerde yayınlandığı günde izlediğim bir dizi idi. Tanıtımdan da anlaşılacağı üzere benim gibi Kiefer Sutherland sevenlere hitap eden bir dizi Ama ben 24 kadar kaliteli bulmuyorum. Maggie Q. olmasa sanırım bırakırdım diziyi 2 karakter hatrına izledim çoğu bölümden keyif aldım ancak bazı bölümler ise sıkıcı gereksiz uzatıcı 21 değilde bence 16 bölüm bu diziyi daha iyi yapabilirdi diye düşünüyorum. Şimdiden izleyecek olanlara keyifli seyirler. Ayrıca tırıvırı bilgileri okudukça çok şaşırdım. teşekkürler tekrardan
S01E01
Türün fanı değilim, kadroyu büyük oranda tanısam da ayılıp bayıldığım isimler olduğunu söyleyemeyeceğim lakin fena bir pilot bölüm olmamış bence. Kaç bölüm daha devam ederim bilmiyorum ama şimdilik izlemeye devam.
Son 5 bölüme elim gitmiyor bir türlü. Bugünlerde yine dizi izleyememe krizine girdim ama ondan değil. Uzun sezon yoruyor beni. Diziyi düşürüyor ve diziye ilgimi kaybetmeme neden oluyor. Şunu 15-20 bölüm arasında yapsalar ne güzel olurdu. Bir gün bizim dizilerin 1 saate, Amerikan ulusal dizilerinin 15-20 bölüm arasına düştüğünü görürüz umarım.
Eline sağlık @aytackara.
Tanıtım iştah açsa da dizinin ilk 5 bölümünü izleyip bırakmış biri olarak şunu diyebilirim: Bu dizi tanıtımın seviyesinin çok altında bence.
İlk bölüm beklediğimden iyiydi. Hatta ara ara 24 tadı aldığımı itiraf edeyim ama devamı o şekilde gitmedi.
Hem politik dizileri, hem Sutherland’i hem de Maggie Q’yu sevdiğim için devam ettim 5 bölüm. Ama 5. bölüm sonunda ne olduğunu öylesine merak etmiyordum ki anlatamam. Amerikalıların taraflı milliyetçilğinin ağır bastığı dizilere son zamanlarda tahammül edemiyorum. Bu dizideki kadar milliyetçilik ile de oyuncuları uğruna çekilecek seviyede olamadı benim için.
Beğeni ve yorumlar için teşekkür ederim.
Başlarken bu kadar yazmak aklımda yoktu açıkçası, yazı şunu da koyayım bunu da ekleyeyim derken kendi kendisini yazdırdı sanki.
Uzun sezon konusundaki yorumlara katılıyorum, ulusal kanal dizilerinin bu handikabı kötü oluyor. O yüzden gözü kapalı tavsiye edilemiyor. Ama kendi çapında izlenesi bir yapım olmuş neyse ki.
S01E02
İlk bölümün üstüne çıkan bir bölüm olmuş. Memnunum şu an için diziden. Kirkman’ı da sevdim. Doğru kararlar almaya çalışan, düzgün, sevilesi bir adam. Böyle bir karakter portföyü çizmemiş olsalar diziye büyük darbe vurmuş olurlardı zaten. Kiefer Sutherland, iyi taşıyor şimdilik diziyi.
S01E03
Güzeldi bu bölüm de. Yeterince soru sorduruyor, su gibi akıyor dizi. Bu kadar saracağını tahmin etmiyordum valla. Aman nazar değmesin.
S01E05
Baskın muhabbeti olsun, Maggie Q’nun sahneleri olsun şu ana kadarki en sıkıcı bölüm çıkmış ortaya. İlk defa bir bölümün başından memnun ayrılmamış oldum böylece. Bu tarz baştan savma bölümler yapıp Quantico’ya bağlarlarsa çabucak soğurum.
Bende ilk bölümleri izledim sonrasında devam ederim diye kenara koymuştum tabi sonrasında elim gitmedi , 22 bölüm olması ve politik drama (pek aram yoktur) olması ve içindeki amerikan milliyetçiliği baydırdı ! Tanıtım çok güzel olmuş bu arada.
24’ü fazlaca anımsatmıyor ve yeni bir 24 uyarlaması olmadığını söyleyebilecek biri varsa bakmaya yakınım. (ama bunu söyleyin lütfen )
@basket case İlk bölüm dışında 24’lük bir yanı yok.
Yok, değil.
S01E06
1 bölümlük aradan sonra yine güzel bir bölüm geldi.
Maggie Q’nun karakteri cidden dizinin en büyük eksisi. Atlayıp geçesim geliyor onun sahnelerini valla.
Wynonna Earp’ten Melanie Scrofano’yu görmek güzeldi. Umarım konuk olduğu diğer bölümlerde bundan daha fazla süre almıştır.
Eline sağlık @aytackara, son derece detaylı ve güzel bir tanıtım olmuş.
Bence geçen sezonun iyilerindendi dizi. En büyük artısı temposu ve politik sosta aşırıya kaçmaması ama sezon bence 16 bölüm filan olsa daha iyi olur; çünkü ilk sezondaki konu biraz sünmüştü.
@pirate
Maggie Q’nun dizinin en büyük eksisi yorumuna çok şaşırdım; bence dizinin en büyük artısı
@darkcrystal İzlediğim ilk 6 bölüm itibariyle dizinin politik kanadı Kiefer Sutherland önderliğinde gayet iyi akıyor. Maggie Q’nun önderliğindeki polisiye kanadı ise sürünüyor bana göre. Maggie Q’yu sevdiğin için artı olarak görüyorsundur belki de ama (Ki ben de severim kendisini.) bu dizide canlandırdığı karakterin diziye pozitif bir katkı sağladığını düşünmüyorum.
S01E08
S01E05’in ardından sezonun şu ana kadarki en kötü 2. bölümüydü. Polisiye kanadı baydı, politik kanadı da pek sarmadı. Kadrodaki en yeteneksiz isim olan Tanner Buchanan’ın diğer bölümlere oranla daha fazla süre alması da hiç yardımcı olmadı bu konuda cidden.
S01E11
Son 3 bölüm pek sarmamıştı ama bu bölüm güzeldi.
Sezonun ilk yarısını devirip ikinci yarısına giriş yapmışken bir karakter değerlendirmesi de yapayım.
*Tom: Kiefer Sutherland iyi taşıyor karakteri. Kadrajdan çıktığı anlarda dizi % 50 değer kaybediyor.
*Alex: Natascha McElhone’a Californication’da oluşan uyuzluğum tam olarak geçmedi hala. Yavaş yavaş buzları eritmeye çalışıyorum.
*Emily: Ortalıkta olmasını sevdiğim karakterlerden biri.
*Aaron: Çok az miktarda da olsa pozitifim kendisine karşı.
*Seth: Tom’dan sonra izlemeyi en sevdiğim karakter o. Kariyerinde daha çok komedilerdeki rolleriyle aşina olduğumuz Kal Penn çok iyi iş çıkarıyor bu rolde. Dizinin Sutherland ile beraber en başarılı ismi bana göre.
*Mike: Ortalıkta olmasını sevdiğim karakterlerden biri.
*Hannah: Dizinin en büyük eksisi.
*Jason: Vasat. Yine de Hannah’dan daha izlenir bir karakter.
*Leo: Kadrodaki en yeteneksiz isim Tanner Buchanan’ın karakteri. Cidden niye var ki?
*Kimble: Kötü değil ama ben daha fazla katkı sağlar diye bekliyordum karakterden açıkçası.
*MacLeish: Görevini başarıyla yerine getiren bir karakter.
S01E12
Güzeldi. Polisiye kanadı belki de ilk defa kötü işlemedi. Kapanış da gayet iyiydi.
S01E15
Fotoğraftaki bardaktan parmak izi çıkarıp kimlik teşhis etmek nedir Allah aşkına ya! Bu dizideki polisiye işlerine kim bakıyorsa tez işine son verile!
S01E16
Bölümün ilk yarısı tutuk kalsa da 2. yarısı oylama matematiğinin etkisiyle oldukça keyifli ve heyecanlıydı. Ah bir de 2 gereksiz Hannah ve Jason’ın sahneleri aralara girip durmasa daha da güzel olacaktı tabi.
S01E18
Sezonun açık ara en kötü bölümüydü.
S01E21 (Sezon Finali)
Hareketli bir kapanış olmuş. Kendi çaplarında bağlayıp gitmişler hikayeyi. Son 1 dakikayı çıkarırsak final olarak kabul edilebilir.
Sezona dönecek olursam, 5. bölüm hariç ilk 7 bölümde çok iyi bir giriş yaptı sezona dizi. 8, 9 ve 10’da bir duraklama dönemine girdi. 11 ve 12’de tekrar kıvama geldi. 13, 14 ve 15’te bir duraklama dönemi daha geldi. 16’nın özellikle 2. yarısı çok güzeldi. 17, 18, 19 ve 20’de dip yaptı. 21’de de idare eder bir bölümle kapattı gitti. 21 bölüm cidden çok uzun bu dizi için. Keşke 13 bölüm olsaymış.
2. sezona da girerim elbette ama kötü gittiği takdirde haftada 30-35 yeni bölümün geldiği bir sonbahar temposunda şimdiki kadar sabırlı bir izleyici olmam herhalde.
Ben Lawson Cast As Series Regular In Season 2
Zoe McLellan (Dirty Sexy Money, NCIS: New Orleans), 2. sezon kadrosuna katıldı.
Season 2 “Kiefer is Back”
Poster
Amerikan dizilerindeki araba reklamlarına bayılıyorum. Bir şeyin şeyi anca bu kadar güzel çıkarılabilir
Bölümle ilgili
Bu ne böyle yav ? Bizim türklerde oluyor sadece kamu spotu diye biliyordum
Modern Family 6×16, Apple virali. Abartmıyorum ve izleyen de bilir, bütün bölüm Apple ürünleri üzerine kurulmuş durumda. 22 dakikalık reklam izliyoruz aslında.
Ama çooook da güzel bir bölüm.
Doğru o bölümde vardı.
6×16’yı doğrudan Apple’a adamışlardı Bölüm de bayağı sağlamdı bu arada.
S02E01
İlk sezonun son 5 bölümünde dip yapan dizi 2. sezonu da aşırı sıkıcı bir bölümle açtı.
Yok, buna devam edesim hiç yok.
2×01 üzerine:
Klasik bir açılış yapmış. Pek bir şey olmadan bölüm bitti sanki. Yine yayıla yayıla anlataaklar gibi duruyor.
Bir miktar Amerika güzellemesini unutmamışlar elbette. Karakterleri zaman atlaması sonrası nerede buluyoruz, kimler katılıyor diye göstermek için bölüm çekmişler.
Sezonun kalburüstü bölümlerindendi de şundan bir tane de buraya ben eklemiş olayım. Kirkman bey…
Kendisine tebriklerimi gönderiyorum. Hll spr dvm.
Bir de dert bir konu değil de bu sezon ailevi sorunlar ya da ülke problemleri adı altında aşkı ikinci plana atma olmuş sanki.
* Gemi konusunu cesur bir tercihle bağlamışlar ama şundan bir doz da buraya lütfen.
* Ay o değil de ne zaman oldu…
Onumuzdeki bolumde (s02e07) Turkiye Cumhurbaskani baya yer kaplayacakmis; as bayraklari.. Oyanaycak eleman da bu:
http://www.imdb.com/name/nm1017746/?ref_=tt_cl_t3
O bölüm konusuyla biraz zor da neyse kolay gelsin.
EK: 2×06 itibariyle
Koca terör örgütünün başındaki insan ölüverince çat diye kaymaları azıcık tuhaf oldu tabii ama artık olduğu kadar.
Hatta sezon arasını ne zaman verecekse o zaman yapılabilir.
@aytackara Hiçbir şey çıkmayabilir de tabii. Bekleyip görelim.
Oh my Tanrım. Bu bölüm gerekli şartlar altında çok güzel sorun çıkarır, harika sorun çıkarır, mükemmel sorun çıkarır. Bizim ülke sınırlarında kalır ama olsun.
Ayrıca malum Oval Ofis sahnesini düşündüm de bizimkinin yüreğine inebilirdi orada sinirden.
Bu cümleyi sevmedim. Daha doğrusu 15 Temmuz gözünden bakıldığında kötü duruyor. Buradaki profesörle bizimkinin profilleri tam olarak aynı sayılmaz gerçi, ondan sonrası tutuyor. Cümle bazında baktığımızda da adamın söylediklerinde genel olarak yanlış bir ifade olduğunu yazamam. Misal 20 milyondan fazla bir maliyeti vardır o binanın.
“Darbeye katılmadım. Demokratik olarak gitmesini istiyorum,” cümlesinden de 15 Temmuz çerçvesinde çok rahatsız olan çıkar yani. Biraz DBox’daki yorumlara baktım zaten bunu yazmadan.
* Tanrı affetsin, Leo’nun kız arkadaşıyla ilgili gerçek ortaya çıktığında gülmeden edemedim. Ama böyle bir komploya girişildiği düşünüldüğünde?
Şimdi ne tepki versem elimde kalacak türden bir bölüm aslında. Susayım ben.
Bölümü daha izlemedim, ne olduğundan haberim yok (spoiler yemedim şu ana kadar) ama Netflix’i kapatmasınlar şimdi Kesin hoşumuza gitmeyecek bir şey olmuştur.
@aytackara ‘nın 140 karaktere sığamadığı o anları sizin için görüntüledik! ZBANK!
Hahahahaha
@dkamoy
Ben bir de 280 karakter olduğunda güya idareli kullanacağım demiştim. Cüneyt Özdemir beye bu hususta teşekkürlerimi iletmiyorum o yüzden. Bu ilk flood benzeri şey oldu gerçi.
@aytackara Sen hatta 280 yazarsanız okumam demiştin sanki..?
@dkamoy Ben olmayabilirim o. Kesin konuşmayayım tabii ama okurken sıkılırım yahu ben demiş olabilirim.
Bölümü izledim ama yorum yapmayayım
Divxplanet’te Designated Survivor’ın Türkçe ve İngilizce altyazıları yok muydu önceden? Siteye bir girdim ortada altyazı kalmamış (eğer yanlışım yoksa)
Yalnız hep mi Kiefer dizilerine denk geliyor?
@abidin77 Olmaması ilginç aslında. Yasaklı olsa turkcealtyazi’da da olmaz. 6 dahil TVRip varmış İng ve Türkçe olarak.
Zaten Netflix dizilerinin altyazı yasağı yok hala. İngilizce için Addic7ed kullanabilirsin, biliyorsundur.
Adamın öteki dizisi de 24 yalnız, istemese bile denk gelir hani
@aytackara: Sanırım bu malum bölümden sonra Divxplanet, kraldan çok kralcı gibi davranıp hepsini silerek Amerika’ya nota vermiş Ne acayip bir ülkede yaşıyoruz
24, sanırım biraz olay olmuştu ülkede. Hayal meyal hatırlıyorum. Bu bölümden sonra sanki o kadar ses çıkmadı medyadan. En azından çapsız da olsan adı büyük medyadan. Emir mi geldi ne, fazla ses etmeyin diye? Gerçi doğru düzgün takip etmiyorum artık, belki de gelmiştir.