
Dexter: Tanıtım
279 yorum yok 29 Ekim 2006 18:39

Daha önce azizk adlı arkadaşımız Dexter’ın yayınlanacağını ve Six Feet Under‘dan tanıdığımız Michael C. Hall‘ın da başrolde oynayacağını duyurmuştu. Detaylı tanıtımına ise anca sıra geldi.
Showtime‘ın bu seneki bombası olan Dexter, gündüz adli tıpçı, geceleri ise seri katil olan Dexter Morgan’ın yaşamını konu alıyor. Dizi Jeff Lindsay‘in Darkly Dreaming Dexter isimli romanından uyarlama. Dizinin mükemmel de bir jeneriği mevcut.
Bu zamana kadar dizi hakkında yapılan tüm eleştiriler iyi. Öyle olması da o kadar normal ki. İyi hazırlanmış bir senaryo, bir katilin iç dünyasını bize gösteren türden bir görüntü yönetmenliği…
Dexter’ın insanlıktan uzak kişiliğini, insanlarla iç içe yaşamaya kendini öylesine zorlarken iç sesinin insan davranışlarını sorgulayışını izliyoruz. Karşımıza görünürde çok normal, çok sosyal, katil olabileceğine asla inanamayacağımız bir seri katil olarak çıkıyor. Kana olan tutkusu ise onu adli tıpta çalışmaya itiyor. Böylece kendisi gibi diğer katillere de yakın oluyor ve onlara ulaşıp, onları öldürmesi kolay oluyor.
Dexter’ın öldürme dürtüleri çocukluğuna dayanıyor. Bir aile tarafından evlat edinilmiş olan Dexter’ın asıl ailesi hakkında bir bilgimiz yok şimdilik. Sadece bu katil ruhunun çocukluğunda evlat edinilmeden önce geçirdiği bir travmaya bağlı olduğu izlenimi yaratılıyor. Bir de kocaman yara izi var karnında henüz sebebi açıklanmamış (Ben çocukluğunda olduğuna yordum). Onu evlat edinen sıkı dedektif Harry ilk anlardan itibaren bu çocuğun içinde bir şeylerin arızalı, eksik olduğunu anlıyor ve Dexter’ın öldürme dürtülerini önce hayvanlara, sonra da hiç değilse yaşamayı hak etmeyen kötü insanlara kaymasını sağlıyor.
–
Dexter’ın bir üvey kardeşi var. Debra Morgan(Jennifer Carpenter). Onun Dexter’ın katilliğine ve babasının ona yardım edişine dair bir bilgisi yok. Polis memurluğundan dedektifliğe adım atmaya çalışan çekingen bir kız Debra. Dexter, ağabeyi olarak ona destek oluyor, özellikle katillerle ilgili davalarda büyük yardımlarda bulunuyor. Ne de olsa o da bir katil. Dexter kardeşiyle birçok gerilimli sahneye neden olan ‘Buz Kamyonlu Katil’ davasında birlikte çalışıyorlar.
–
–
–
–
–
Dexter ile çalışan herkes onu çok seviyor. Hatta amiri Maria (Lauren Vélez) ona biraz abayı yakmış. Meslektaşları Angel (David Zayas) ve Vince (C.S. Lee) onun özel yetenekleri olduğunu düşünüyor. Sadece bir kişi, çavuş Doakes (Erik King) ondan hiç hoşlanmıyor. Dexter, onun içindeki katil dürtülerini sezdiğini düşünüyor.
–
Böylesine normal görünümlü bir seri katilin bir de sevgilisi var, ancak Dexter’ın seks ile hiç alakası yok. Bu nedenle kişiliklerinin (arıza bakımından) çok uyuştuğunu düşündüğü Rita (Julie Benz) ile beraber. Rita kocası tarafından tecavüze, şiddete maruz kalmış 2 çocuklu çok kırılgan bir kadın. Ama Dexter’ın Rita ve çocukları yanında mükemmel bir baba figürüne bürünmesi tam izlemelik.
–
Six Feet Under’da fazlasıyla nazik, kırılgan ve kontrollü David Fisher olarak izlemeye alıştığımız Micheal C. Hall, burada bayağı da ürküten bir katili mükemmel canlandırmış. Hatta bu seri katile bayılacaksınız. Geceleri öldüren Dexter, fazlasıyla kanlı ve değişik stiller kullanmaya özen gösteriyor aynı zamanda. İyilik adına öldüren katil Dexter sezonun izlenmeye değer dizilerinden olmayı başardı. Showtime’ın resmi Dexter sitesinde Dexter’ın öldürdüğü kişilerin profillerine, adli tıp ile ilgili derslere ulaşmak mümkün.
yorumlar
Dayanamadım izledim hemen. Benim gibi izleyenler fark etmiştir görüntüler çok değişti bu sezon. Ee yıl 2013 oldu.
Off
Umarım araları bozulmaz. Deb-Dex zora girdi
you’re the serial killer, but i’m more fucked up than you’re.
gibi bir cümlenin geçtiği bir bölüm vardı bu sezon. ikinci yarıda falan sanırım. bu cümlenin geçtiği diyalogun başı hala aklımda. ne diziydi yav.
tekrar terkrar izlenesi.
özgün: Replik ispiyon değildir umarım da, aynen ya izlenesi bir dizi. Mutlaka tekrar izlemek isterim, arşivden silmedim duruyor hepsi.
pek sayılmaz. o lafın öncesi spoiler asıl.
7 x 03-04
Eveet aylardır beklediğim an geldi. Böyle ilk gördüğümde gözüm parladı yaa.

Son zamanlarda düşünüyorum da Dexter Hannibal’ın peşine düşse kim kazanırdı ?
Kesinlikle ikisi de birbirini incelemek isterdi. Bi ara bunu twitter da sorayım bari.
Efsane bir şey olurdu yalnız.
Efsane bir sezondu. Son 3 bölümü diğer sezonların aksine çok heyecanlı değildi ama sezon genel olarak çok iyiydi. Hele o son sahneeee, içimi parçaladı resmen.
Bu sezona Hannah ve Isaak çok renk kattı. Ray Stevenson gerçekten karizmaymış. Adamı Black Sails de ne hale çevirmişler.
Debra son sahnede beni benden aldı, şimdi neler olacak bakalım.
Oh beee sonunda şu ş.siz LaGuerta dan kurtulduk.
Flashbackler güzeldi, Doakes’un nereden Dex’e takık olduğunu görmüş olduk.
Sona yaklaşıyoruz artık. Bir yandan tadında biteceğine sevineyim mi bir yandan böyle güzel bir diziye veda edeceğime üzüleyim mi bilemedim. Neyse arşivimde tüm bölümleri duruyor, özlediğim zaman bir kez daha izlerim diye kendimi avutuyorum.

Kaldı 12 bölümcük.
yorum yapmıyorum ama keyifle okuyorum yorumlarını. dexter izlemesi çok keyifli heyecanlı dolu dolu bir diziydi. özlüyorum yalan yok. finaline sövdü müydüm hiç hatırlamıyorum. ama küçük bir kısmını silip o şekilde hatırladığım kısmıyla beğendiğim bir final sezonu ve final olmuştu. senin de bizim takıldığımız o kısma takılıp gerisine bayılacağını düşünüyorum.
son sezonunda keyifli seyirler.
@ozgun14: Teşekkür ederim.
Aslında final konusunu bende merak ediyorum nasıl bulacağım diye. Geçen sene HIMYM finaline yaklaşırken böyle beğenecek miyim acaba demiştim bu senede bu. Sanki bir yanım benim istediğim şekilde bitirecekler diyor ama bilmiyorum. Yani zaten bu dizi benim için dağlara göklere çıkan bir dizi oldu, bir finalle çöpe atmam diyorum ama bakalım. 1 tane foto dışında ispiyon yemedim çok şükür finalle ilgili.
Gerçekten izlemesi çok keyifli. Bilmiyorum ama Dexter karakteri bana bazı yönleriyle o kadar yakın geliyor ki diziyle bir bütün oluyorum diyebilirim.
Debra yeter be kardeşim 3 bölümdür mıy mıy mıy emdiğim sütü burnumdan getirdin yani.
Sonunda bir yamyamla karşılaştı Dexter, ister istemez üstteki Hannibal yorumlarım aklıma geldi. Ah beee.
Bu arada 8. sezonda da Hannah olacaktı diye görmüştüm, 3 bölümdür bekliyorum nerdesin aşkım ?
Ayrıca psikolog diyor ya sen sevemezsin falan diye Dex niye bahsetmiyor aşık olduğundan ? gerçek aşkı bulduğundan ? Zaten Hannah’ın kaçmış olduğu bahsi hiç geçmedi, hani Dex gerçek aşkının kaçtığını nasıl öğrenmedi ? ya da öğrendi neden bir tepki vermedi kendi içinde konuşma olarak geçirmedi bunu. Kızı sülük gibi attılar ya.
Yeees. İşte bee sonunda!
Ya şu Zach’e ne kadar kılım anlatamam. Güzelim Cassie’e de kıydılar
Finale giriyorum
Vedalardan nefret ettim artık.

Bitti
1 Mayıs da atmışım ilk bölüm yorumumu. Yaklaşık 4, 4.5 aylık bir maceram oldu. Sanki 4.5 aydır değilde 4.5 yıldır izliyor gibiyim. İnsan bu kadar bağlanınca ay gibi gelmiyor. Sezon 10 numara bir sezondu kesinlikle. Güzel bir sezonla veda etti. İkinci yarısını ağlamaktan zorlana izledim, aklıma geldikçe gözlerim doldu. Sevenlerinden biri gelse de böyle sarılıp ağlasak.
Şu an duygusal olduğumdan izlemeyenlere ispiyon olur olmaz nolur nolmaz diye alta döküleyim:
Bu nasıl bir tıptır arkadaş ? Böyle tıp mı olur ?
Şimdi geldim senaristlere. Hani böyle bir sonla ne yapmaya çalışmışlar anlamadım. Birazda böyle açık son hissi verdiler. Dex’in hikayesi son bulmadı. Amaaan bu dizi mutlu sonu hak etti kardeşim
Dex’i de öldürseydiniz bari, o son sahneye ne gerek vardı.
Hannah’cığım arada kaynadı, o da kaldı öyle.
Ya ne bileyim şöyle düzgün bir mutlu son çekselerdi de şöyle bizi ağlatmasalardı ne güzel olurdu.
Dexter… Özleyeceğim, Dex’in kendi iç sesini duymayı, Debra’nın küfürlerini, sadıklığını, kardeşliğini, Quinn’in bol paça pantolonlarını, Vince’in sapıklıklarını, Angel’ın Hawai gömleklerini, Miami’yi, ne varsa özleyeceğim işte. Yvonne’umu da güzel bir şekilde, bayıla bayıla izledim bu arada. Çok güzel iş çıkardı.
Şu an duygusal olduğumdan finalin etkisindeyim ama yinede güzel bir şekilde hatırlayacağım bu diziyi, umarım günün birinde tekrardan izleme fırsatım olur. İzlemeyen de varsa artık bu diziyi, git buradan kardeşim. Tavsiyedir demiyorum o yüzden.
Güle güle Dexter. Emeği geçen herkesin eline sağlık.
Ben de bunu bekliyordum. Düşüneceğini düşündüğüm şeyi düşünmüşsün.
Yalnız şu kafama takıldı
Bir de üstlerde özgünün turkcell yorumuna güldüm.
10. yıl dese de ilk sezon 1 Ekim 2006’da başlamıştı aslında. 1 Ekim’e kadar yok en beğendiğiniz bölümleri söyleyin, yok oyununuçıkarıyoruz filan derken başka reklamların peşinde Showtime.
S01E01
Sıkıcı bir ilk 8 dakikayla start alınca ‘Pöfff!’ çekmeye başlamıştım ki sonrasında yavaş yavaş açıldı. Özellikle 23. dakikada çok çok sevdiğim Julie Benz’in dahil olmasıyla çok daha keyifli bir hal almış oldu. Hem Julie Benz’i bu rolde izlemesi çok keyifliydi hem de Dexter’ı daha eğlenceli kılmayı başardı bu karakter. Kız kardeşi de sevdim. Sempatik bir karakter. Jennifer Carpenter, şu andaki halinden epey farklı görünüyormuş o vakitler. Ama daha sıcak kanlı bir havası varmış bence.
S01E06
Güzel güzel akmaya devam ediyor. Sanırım bu bölüm de şu ana kadarkiler arasında en iyisiydi.
*Dexter’ı seviyorum. Takip etmesi oldukça keyifli bir karakter. İçinden konuşmalarını dinlemeyi, babası ile olan flashback sahnelerini izlemeyi ve Rita ile olan sahnelerini izlemeyi çok seviyorum.
*Rita demişken; Julie Benz cidden çok tatlı bir iş çıkarıyor ya!
*Flashback sahnelerinde James Remar’ı izleme fırsatı yakalamak oldukça keyifli. David Zayas’ın ortalıkta olmasından da memnunum.
*Deb’in cinayet masası dedektifi olmak için gerekli soğukkanlılığa sahip olmadığını düşünüyorum. İlk bölümlerde bu durum diziye eğlence katabiliyordu ama şu an sadece göze batıyor bence.
*Doakes’in dizide olmasından memnun değilim. Diziye katkı sağladığını düşünmüyorum. Onun yerine ateşli bir hatun dedektif olsa daha iyi olurdu dizi için.
*Bölüm suçlusu konuları dizinin en zayıf olduğu nokta oluyor genelde. Son 2 bölüm hariç elbette.
Güzel bir sezonu yine güzel bir bölümle kapattık. İyi bir sürpriz yumurta (
) vardı. Gayet başarılı bir şekilde bağlamışlar. Sonraki sezonlarda bu denli iyi ve sürükleyici bir sezon konusu bulabilmişler midir ondan şüpheliyim işte.
Epey erken bir hamle oldu sanki.
Jaime Murray, 3 bölümdür varlığıyla büyük renk katıyor diziye cidden. Bayıla bayıla izliyorum.
Bu sezonun onun sezonu olacağı aşikar.
Lila’nın ve bu soğukkanlılığının gerçek hikayesi ne onu da merak ediyorum çokça.
*Harry’nin Dexter’ın annesini muhbirliğe zorlayıp ölümüne sebep olması yetmezmiş gibi bir yandan da çakıyor oluşu? Az namussuz değilmiş bu Harry de valla.
*Debra’nın takıntılı tepkili hallerini sezon boyunca devam ettirmeye kararlılar herhalde. Bir de Allah rızası için şu moruğa manita yapmamış olsunlar ilerleyen süreçte bunu.
Lila Show devam ediyor.
Azıcık seçici ol erkek konusunda be Deb.
Jaime Murray’in büyük katkısıyla ilk sezona yakın güzellikte bir sezon oldu. Beklendik şeylerin olduğu sezon finalinden de memnun kaldım diyebilirim.
S03E12 (Sezon Finali)
Nasıl başlarsa öyle devam eder derler. Öyle de oldu. İlgi çekicilikten uzak başlayan sezon ilgi çekicilikten uzak bir şekilde devam etti. Ve aynı şekilde sona erdi. Bir süre sonra atlaya atlaya izledim bölümleri. Cidden berbattı.
Umarım 4. sezonda kayda değer bir ana konu ve ilgi çekici yan konular bulmuş ve toparlamıştır.
Dexter! Uykusuzluk, vakit ve mahremiyet problemleri. İlk 2 sezon ayarında bir sezon olur mu bilemiyorum ama 3. sezon kadar kötü bir sezon geçirmeyeceği konusunda umutluyum.
S04E06
İlk bölümden sonra umutlanmıştım ama boşunaymış bu umut.
Kötü bir sezon geçiriyor dizi yine.
*Julie Benz’i çok sevsem de Rita’nın ömrü doldu artık dizide. Diziden çıkacağı ve Dexter’ın yeni maceralara atılacağı bölümleri iple çekiyorum.
Diziye kim dahil ettiyse Allah belasını versin. 

*Debra ve dengesiz ruh halleri özellikle son 2 sezondur kafa ağrısından başka bir şey değil zaten.
*Desmond Harrington’ın karakteri Joey de verim vermedi 2 sezondur. İlgi çekicilikten uzak bir karakter.
*James Remar’ı ilk 2 sezonda flashback sahnelerinde izlemesi keyifliydi. Ama son 2 sezondaki sunuş tercihlerinden zerre hoşnut değilim.
*Sezon katili de hiç sarmadı elbette.
Yvonne (Strahovski) ve Aimee (Garcia), gelin de kurtarın artık şu diziyi.
Son 2 bölüm güzeldi. Ana hikaye izlenir kıvama geldi.
Dexter-A’nın Familyası sahnelerini izlemek oldukça keyifliydi özellikle bu bölüm. Morgan familyasının şükran günü de fena geçmedi. Bölüm sonu da güzel bir sürprizle bitti. Sezonun en güzel bölümüydü.
*Rita’nın komşusuyla olan yakınlaşması beklenen bir şeydi. Sezon sonuna kadar iyice pişer bunların arası ve sezon sonunda Rita’ya veda ederiz herhalde.
*Deb-Vince sahnesi güzel olmuş.
Son 5 bölümde güzel toparladı dizi ve sezonu da iyi kapattı.
Yalnız kazara iptal olsaymış 4. sezon sonunda pis sövülürmüş o açık sondan ötürü.
Bu sezon katilinin ölmesindense hapse girmesini tercih ettiğim ilk katil olduğunu da belirtmek isterim. Keşke Arthur’a o şekilde bir son yazsalardı.
Sezonu güzel bir bölümle açmış.
Oldukça duygusal bir bölümdü olması gerektiği üzere.
Kesinlikle özleyeceğim karakteri.
*Dexter’ın duygusala bağlamasını izlemesi keyifliydi.
*Debra-Joey seksi ve akabinde gelişmesi muhtemel bir ilişki 2 karaktere de pozitif bir ivme yakalatabilir belki.
*Dexter’ın herkesi arkasında bırakıp gitme düşüncesi çok saçmaydı. Geri döndüğü için mutluyum. O esnada plansız, programsız birini öldürüşü ise değişik bir tecrübe oldu.
S05E10
Ne güzel ikili oldular bunlar öyle ya!
Julia Stiles’ın karakteri Lumen ve hikayesi, çok iyi katkı sağladı bu sezona. Karakter, ilk birkaç bölümde yeterli seviyede tat vermiyor gibi olsa da sonradan Dexter ile iyi bir uyum yakaladılar kesinlikle.
Sezona güzel bir bölümle başladıktan sonra 2. ve 3. bölümlerde de bu pozitif ivmeyi devam ettirdi dizi. Bu 2 bölümde Shawn Hatosy’yi izlemesi de oldukça keyifliydi. 3’ün kapanış sahnesiyle birlikte sezon hikayesine gerçek manada bir giriş yapmış olduk. 4. bölüm pek sarmadı. 5 ve 6. bölümler fena değildi. 7 de pek sarmadı. Son 3 bölümü izlemesi ise oldukça keyifliydi.
Hikayenin Dexter-Lumen tarafı çok iyi akarken dedektif ahalisi kısımları pek iyi akmıyor bu sezon da yine elbette. Debra’nın kafa ağrısı olmaktan öteye geçememe durumu devam ediyor. Joey, son 2 sezona oranla biraz daha izlenir durumda olsa da hala yeterli bir karakter değil. LaGuerta ve Batista da iyice dip yaptı artık bu sezon. Bir tek Masuka’dan memnunum o kadrodakilerden. Yeni simalar şart bu ekibe.
11, pek sarmadı. 12, güzeldi.
*Deb’in kahraman ikiliyi yakalayıp gitmelerine izin verişi güzel bir an oldu. Dexter da bu iyiliğin karşılığını kan testini değiştirip Joey’nin kıçını kurtararak ödedi. Mantıklı bir ödeşme oldu.
Son 2 sezondan daha iyi bir sezon olduğunu söyleyebilirim. Sezon katili hikayesi tatmin ediciydi. Julia Stiles’ı izlemek oldukça keyifliydi. 4, 7 ve 11. bölümler hariç keyifle izledim bütün sezonu. Ama dediğim gibi cinayet bürosu ekibine yeni simalar şart.
S06E01
Fena başlamadı.
*Popüler çocuk Dexter! Keyifliydi o sahneler.





*Allah aşkına bu tanrıyı sorgulama ve arayış olayına girmeyelim!
*Bunun bu yükselişleri yok mu?
*Kapanıştaki olay sağ olsun terfi buna değil buna gidecek belli oldu.
*Bu şapşaldan sezon katili mi olur Allah aşkına ya?
*Bu, tam da beklediğim rolle diziye dahil oldu. Dexter’a manita olma potansiyeli yüksek gibi.
*Bunu konuk oyuncu olarak görmek güzeldi.
*Heroes’tan sevdiğim şunun sezonun eğlence kaynaklarından biri olacağı aşikar.
Life in Pieces düşünerek izlersen olmaz tabii
Sadece Life in Pieces değil. 2-3 tane de romantik komedi filminden hatırlıyorum yine şapşal rollerde. Bir de Roswell var elbette.
Oldukça kötü bir sezon oldu.
Sezon ana konusu ve katili fazla ucuzdu ve ilgi çekicilikten uzaktı.
Karakterlerin kendi içindeki hikayeleri de genel olarak pek sarmadı. Dexter’ınki bile! Sezonun ilk 2 bölümü dışındaki hiçbir bölümü güzel bulmadım. Yasiin Bey, Brea Grant ve Mariana Klaveno, konuk oldukları sınırlı sayıda bölüme renk kattılar kendi çaplarında. Aimee Garcia’yı görmek her zaman olduğu gibi güzel olsa da beklediğim katkıyı sağlayamadı sezona. Harrison, çok tatlı çocuktu bu arada.
Hikaye tıpkı 4. sezon sonu gibi sert bir yerde bitti.
Bunun üzerine aylarca beklemek çok zor gelmiştir zamanında güncel olarak izleyenlere herhalde.
Hikayenin Dexter tarafı çok güzel aktı ve sezon boyunca da aşağı yukarı aynı kıvamda akacak gibi duruyor. Ama diğer tarafta akan sezon ana hikayesi kısımları sıkıyor. Fazlasıyla 3. sınıf o taraftaki diyaloglar ve tipler.
*Sleepy Hollow’un kızıl güzeli Katia Winter burada sarışın afet olarak bizlerle. Sezon ana hikayesi kısmının tek izlenir yanı o an itibariyle.
*LaGuerta’nın içine girdiği hikayeyi bu tempoda kısa kısa sezona yayarsak güzel bir katkı sağlar sezon sonunda hikayeye. Ama bir anda yüklenmeyelim sezonun ilk yarısında
*Önümüzdeki 1-2 bölüm içerisinde çözmemiz gereken hikaye
hikayesi bence. Zaten geçen sezondan sarkmış durumda. Uzarsa iyice sıkacağı bariz.
*
S07E03—06
Bu 4 bölüm de fazla sarmadı. Hikayenin Isaak Sirko tarafı ilgi çekmemeye devam ediyor. Dexter-Deb dinamiği fena gitmiyor hala. Yvonne Strahovski ise diziye umduğum katkıyı verebilmiş değil henüz. En son bölümde biraz kıpırdanma oldu gibi. Sezonun 2. yarısında daha izlenesi sahneleri olur umarım.
S07E06: O son sahne ile kendi dizilerinin parodisini çekmiş gibi olmuşlar resmen.
O gülünce kalp ritmi bozuluyor insanın. Ah Yvonne ah!
Dizi kıvama geldi tekrar bu 2 bölümle. Yvonne Strahovski’nin karakteri de katkı vermeye başlayınca tadından yenmedi son 2 bölüm.
*Bizim sert adam Sirko o kadar da sert değilmiş ha?
9. bölüm pek sarmadı. 10 ve 11. bölümler güzeldi.
*Dexter’a bir oyun da LaGuerta oynamış. Güzel planmış cidden katili/yemi salıp Dexter’ın ağa takılmasını beklemek. İşi zor bu dakikadan sonra artık Dexter’ın.
*Nadia’nın ayrılışı pek oturmadı kafamda ama neyse.
Sağlam bir kapanış olmuş.
Çok pis yerde bitirmişler sezonu yine.
Yalnız Debra oraya gelmese ve o kurşunu sıkmasa, Dexter tek başına bu işi halletse çok daha güzel olurdu elbette. Final sezonunun en az yarısında Debra’nın mıy mıy edişlerini izleriz artık.
*Debra’nın Hannah’ya komplo kurmadığını, Hannah’nın cidden Debra’yı zehirlemeye çalıştığını öğrenmek sürpriz oldu benim açımdan. Dexter’ın da dediği gibi yine de kızamıyor/nefret edemiyor insan Hannah’dan.
*Son sezonda Jamie’yi Joey’ye yapacaklarının teaserını verdiler. İtirazım yok.
*Matthews de muhtemelen eski görevine geri döner herhalde.
*Doakes’ı tekrar görmek güzel değildi. Hiç özlememişim valla.
Arada pek sarmayan 4-5 bölüm içerse de güzel sezon oldu cidden. Sezonun 2. yarısında iyi açıldı ve son 2-3 bölümde de şaha kalktı. Memnun kaldım genel olarak bu sezondan.
Ve bitti!
Sezona kötü başladık. İlk 4 bölüm tatsız tuzsuz, ruhsuzdu.
Deb de iyi kafa bipti bu süreçte.
5. ve 6. bölümlerde toparladı baya. Sezonun 2. yarısı ise tek kelimeyle şahaneydi.
Final bölümü de iyi gitti son 10-12 dakikaya kadar ama o son 10-12 dakika tam anlamıyla saçmalıktı.
Allah aşkına çok düşündünüz mü bu sonu ya?
Bu 8 sezonluk serüven cidden bu sonu mu hak etti yani?
*Evelyn yavaş yavaş açılan bir karakter oldu.

Avustralya’dayken kesin Türk komşusu vardı bunun. 
*Friday Night Lights ve Star-Crossed’dan sevdiğim Dora Madison’un karakteri Niki ve Masuka’yı bir arada izlemesi eğlenceliydi.
*Bethany Joy Lenz, figüran gibi bir şeydi. 9 sezon sürmüş bir dizide başrol oynamış bir oyuncunun hem burada hem de Colony’de böylesine figüranvari rolleri kabul etmiş olmasına anlam veremiyorum cidden. Ne berbat bir menajerlik şirketi varsa artık bu kadının?
*Zach, tatlış bir karakterdi. Sezona renk kattı.
*Darri Ingolfsson, Saxon karakterinde hiç de fena iş çıkarmadı.
*Yvonne Strahovski, sezonun 2. yarısında dönüp göz kamaştırmaya devam etti. Hem güzel, hem seksi, hem tatlı, hem de maharetli. Yaprak sarıyordu bölümün birinde ya!
Şimdilik hasret giderdim ama çok yakında yine açlık çekeceğim gün gelecek kendisine. O gün gelince The Handmaid’s Tale’a 2. bir şans mı veririm yoksa hiç tarzım olmamasına rağmen 24: Live Another Day mi izlerim bilemiyorum artık.
Bu dizi böyle kalmamalı! Dirilen diziler arasına bir an önce adını yazdırıp daha güzel bir sonla sevenlerine veda borcunu ödemeli!
23 günlük güzel bir maraton oldu. 8 sezonun 5.5 sezonluk kısmında keyifli bir şekilde izletti kendini. Sıkıcılıkta çağ atlayan 3. sezon, 4. sezonun ilk yarısı ve 6. sezon da nazar boncuğu olsun artık.
1. sezon için ortalama puanım: 8.7
2. sezon için ortalama puanım: 8.5
3. sezon için ortalama puanım: 3.0
4. sezon için ortalama puanım: 7.2
5. sezon için ortalama puanım: 8.2
6. sezon için ortalama puanım: 4.8
7. sezon için ortalama puanım: 8.1
8. sezon için ortalama puanım: 8.5
Biraz önce dizinin finalini bitirdim, yorumu yazmasam da içimde kalırdı. Yukarıda eski yorumları okurken de bi gülme tuttu, diziyi arka arkaya birkaç ay içerisinde bitirenler varmış. Diziyi izlemeye yaklaşık 2009 yılı gibi başlamıştım, tam 10 yıl sonra finalini izledim. Böyle bir saçmalığı nasıl yaptım hala anlam veremiyorum. Normalde böyle bir olay çerezlik izlediğiniz bir dizi için geçerli olur ama izlediğim o kadar dizi arasından Dexter her zaman en favorilerim arasında oldu.
Tam da liseye başladığımda izlemeye başlamıştım Dexter’ı, kablolu, Showtime tarzı 12 bölümlük dizilere geçiş yaptığım dizidir. O yüzden bende yeri ayrı. 4. sezon finalinde güncele yetiştiğimde aylar boyunca yeni sezon haberlerini takip ettiğimi hatırlarım hala. Zaten neredeyse tüm Showtime dizilerine sarmamın sebebi de Dexter dizisidir. Dizinin 7.sezonunu haftalık güncel izleyip bitirdiğimde finale kadar 1 sene kim bekleyecek düzgün izleyememiştim zaten baştan tekrar başlayayım diye düşünmüştüm. Nasıl olsa 8.sezon başlayana kadar güncele yetişirim demiştim ve şu an 2019 yılındayız
Araya bir sürü yeni dizi, Netflix girince 8.sezona yetişemedim, neyse sezon bitsin toplu izlerim diye düşündüm. Ne olduysa orada oldu işte. Dizinin finali neredeyse her listede tüm zamanların en kötü finali konusunda 1.sırada olunca tüm hevesim kaçtı. En sevdiğim dizilerden biri hakkında sürekli olarak negatif şeyler duyunca bir ara izlerim diye diye finali 5 sene sonrasına itelemiş oldum. Çok sevilen bir dizi için kötü final bir nevi virüs gibi bir şey, dizinin tamamına yayılıyor. İnsanlar dizi tavsiyesi yaparken Dexter, Lost gibi dizilerden çok daha az bahsediyor, bittiğinden beri negatif bir hava var çünkü. Hatta Red John gizemi çözüldüğü andan itibaren The Mentalist dizisi için de durum böyle oldu. Bu diziler eğer hak ettikleri kalitede bir şekilde hayranlarına veda edebilseydiler şu an dizilere başlayan sayısı çok çok daha fazla olacaktı bence.
Ve final hakkındaki beklentim sıfırın bile altında olmasına rağmen beklediğimden de kötü bir final yapmışlar. Finalin niye rezalet olduğuyla ilgili paragraflar yazarım ama gerek yok. Benim için dizi 11. bölümün sonlarında Dex ve Debra birbirlerine sarılıp veda ettikleri anda bitti, hep de bu şekilde hatırlayacağım.
Favorilerime göre sezonları sıralayacak olursam en üst sırayı 4.sezon alır. John Lithgow abimiz bugünlerde aşırı popüler ama onu zirveye çıkaran performansı da bu sezonda gelmişti, herkes onu konuşuyordu o yıl. Ayrıca sezon finalindeki
Bu 2 sezon finali hala unutulmazlarım arasındadır.
4.sezon sonrası en sevdiğim sezon da 7.sezon. Bu sezonu öne attım çünkü 4.sezon finalinden sonra dizi yavaş yavaş çöküşe girmeye başlamıştı. Hatta Deb’in terapi sahnelerinde yaşanan bir rezillikle dizi elden gidiyor mu diye düşünürken 6.sezon finalinde pandora’nın kutusunu açtılar diyebilirim. Hiç beklemediğim şekilde dizi 7.sezonda tekrar eski günlerine döndü. Yıllarca Sarah olarak izlediğim Yvonne Strahovski’nin tehlikeli cazibesi ve Ray Stevenson’un karizmatik Isaac Sirko’su ile harika bir sezon olmuştu. İlk bölümde
Diğer sezonları da 2-1-3-5 ve en kötü olarak da 8.sezon olarak sıralıyorum.
Dexter unutamayacağım bir sürü karakter ve oyuncu bıraktı arkasında. Hugh Laurie House olarak ne kadar mükemmelse Michael C. Hall de Dexter için o kadar mükemmeldi. Bu 2 mükemmel aktörü aynı yıllarda bu dizilerle izleyebildiğim için de şanslıyım. Bayıldığım bir diğer karakter de her zaman Deb oldu.Hatta son sezonlarda pusulam Dexter tarafından çok Deb tarafına kaymıştı. Kariyerinde
Deb ve Dexter arasındaki kardeş dayanışması da(özellikle ilk sezonlardaki) dizinin en sevdiğim kısımları arasındaydı. Jennifer Carpenter’ın yeni dizisi The Enemy Within’e de yarın başlamayı düşünüyorum, umarım uzun süre izleriz kendisini. Yan karakterlerin en iyilerinden biri olan Angel’ı da özleyeceğim, keşke David Zayas’ı daha fazla izleyebilsek. O polis teşkilatındaki en iyi insan da oydu. Sapık Masuka’dan ve Quinn’den de bahsetmeden olmaz. Diziye katıldığı sezonlar sonrası Quinn favorilerim arasında değildi açıkçası. Sürekli olarak Dexter’la atışıp durmasının da etkisi var ama şunu da söylemem lazım tıpkı Doakes gibi
Çok uzun oldu ama yazdıkça yazasım geldi. Dexter 2006 yılında başlamıştı, bana kalırsa o yıllar dizi dünyasının altın yıllarıydı, o dönem çok fazla klasik olan dizi başlamıştı. Tabii ki günümüzdeki kaliteli dizilerin sayısı daha fazla ama o dönem daha az dizi sayısıyla çok daha kaliteli diziler geliyordu. O yüzden o yılların dizileri önemlidir benim için. Dexter her zaman en sevdiğim dizilerden biri oldu, izlemeyen herkese de tavsiye ediyorum, pişman olmazsınız. İnsan sadece bu ‘surprise motherfucker’ gif’leri ne acaba diye merak eder başlar diziye
Diriltiyollağ. Michael C. Hall da dönüyor. 10 bölüm, mini dizi. Showtime.
Dönsün bakalım.
+Clancy Brown
Aa, bu aktörü en son Allison Tolman’ın başrol olduğu “Emergence” dizisinde Tolman’ın babası rolünde izlemiştim. Dexter’da görmek ilginç olacak.
++Julia Jones (The Mandalorian), Alano Miller (Sylvie’s Love), Johnny Sequoyah (Believe), Jack Alcott (The Good Lord Bird)
Bu sefer New York. Kasaba Iron Lake ismiyle kurgu olacak.