Feud dizisi dirildi
25 yorum aytackara 01 Nisan 2022 21:22
Feud dirildi.
2017’de FX’te ekrana gelen ve 18 Emmy adaylığı (iki ödül) kazanan Feud, Bette Davis (Susan Sarandon) ile Joan Crawford (Jessica Lange) arasındaki anlaşmazlığı konu aldı. Prens Charles ve Leydi Diana’yı konu alması planlanan ikinci sezondan daha sonra vazgeçildi.
Uzun bir sessizliğe gömülen dizinin yaklaşık 5 yıl sonra 2. sezonla geri döneceği açıklandı. 8 bölüm sürecek sezonda yazar Truman Capote’nin kadın arkadaşlarına olan ihaneti anlatılacak. 1965’te “La Côte Basque” adlı kısa hikayesi yayımlanan Capote, burada yakın arkadaşlarına ve sırdaşlarına ait pek çok sırrı anlatmıştı. Her ne kadar isimleri gizlese de hikayedeki kadınlar baskıdan sonra onunla iletişimi kestiler ve geniş yankı uyandıran hikaye aynı zamanda büyük tepki çekti.
(Kısa hikaye “Kabul Edilmiş Dualar” kitabının içinde Sel Yayıncılık tarafından basıldı)
Sezonda Laurence Leamer’in 2021’de piyasaya çıkan “Capote’s Women: A True Story of Love, Betrayal, and a Swan Song for an Era” adlı kitabından esinlenilecek. Gus Van Sant (Good Will Hunting, Milk) bölümleri yönetecek. Jon Robin Baitz (Brothers & Sisters) ise senaryoyu kaleme alacak ve showrunner olarak görev alacak.
Kadroya katılan Naomi Watts, mini dizide 1960’lı ve 70’li yıllarda New York sosyetesine yön veren Barbara “Babe” Paley‘i canlandıracak. “Feud: Capote’s Women” adı verilen sezonda Slim Keith, Pamela Churchill Harriman, Lee Radziwill, Gloria Guinness ve C.Z. Guest gibi simalar da yer alacak.
yorumlar
charles diana yı tercih ederdim ama naomi watts ismi hoşuma gitti.
Charles & Diana’yı daha yeni Crown’da izledik, yine izleyeceğiz hatta, bi de Spencer geldi üstüne, birkaç yıl önce olsa kabul ederdim de şimdi isabet olmuş bence. İlk sezonun çok büyük hayranıyım, umarım ona yaklaşan bir kalitede olur.
+Chloë Sevigny
Tom Hollander başrol.
++Calista Flockhart, Diane Lane
Tamam tamam, bu kadroyla el mahkum izleyeceğiz.
+Demi Moore
Molly Ringwald
+Treat Williams (Chesapeake Shores)
First Looks
“Feud: Capote vs The Swans” olmuş bunun adı.
2024 kış demişler.
POSTER
Jessica Lange
Teaser
Yutuplusu
+Russell Tovey
Official Trailer
Yazıciğim, yazıciğim unutuyorum sürekli. Capote’nin kitabındaki kısa hikayeyi okudum ben bir ara.
Evet, isim vermeden ya da üstü kapalı denebilecek biçimde yazmış ama dedikoduyu duyanın adını yapıştıracağı türden detaylar da vardı. Herkes birbirini biliyor tipi bir sosyetede de sopayla kovalansa hakkıymış muhtemelen.
Official Trailer 2
* Az üstte yazmıştım, “La Côte Basque” adlı kısa hikayeyi okudum birkaç ay önce. Hikâye tam da ilk bölümde aktardıkları gibi, kafe ortamında geçen cinsten. Oraya gelen insanlara dair yaptığı değerlendirmeler üzerinden topluma dair çıkarımlarda falan da bulunuyor.
İsim vermese de dedikoduyu bilenin anlayacağı cinsten yazdığı için özellikle Ann veya Bebe’nin düşünülmesi işten değil tabii. Dolayısıyla kaliteli cinsten bir ihanet olduğu söylenebilir.
* Beklediğimden biraz daha hızlı bir açılış oldu. Capote’nin hikâyesi ilk bölümden yayınlandı mesela. Kalanı hayal kırıklığı, sinir, dışlama veya uzaklaştırma üzerinden yürüdü.
Ann, ilk bölümden öldü bile. Gerçeği değiştirecek halleri yok tabii. Demi Moore da konuk seviyesinde rol aldı. Belki biraz daha ileride onunla olan ilişkisine yine dönerler. Joanne Carson, 2. bölümde çıktı ortaya. Bir süre daha bizimle belli ki.
Sahi ne anlatacak bunlar geri kalanında? John, iki kez Bebe’den rica etti ama affetmedi. Kadın zaten kanser. Güya sosyeteden ve sevdiği çevreden dışladılar. Daha daha sonra?
Gerçi Capote’nin vefatı 1984. Ucundan oraya da uğradık. O vakte gelmemize daha var, Bebe’nin hastalığı da cabası. Vardır bir şeyler.
* Truman Capote çenesi durmayan ya da içip sarhoş olmaktan kroniğe bağlamış tipte, dert bir insanmış. Tamam, çevresi için eğlenceli olabilir ama adamı bir noktadan sonra kafam kaldırmadı resmen.
Sanırım biraz da bundan, dizide bir şeyler eksik sanki… Sürelerin 55-60 dk. olması da cabası. İlk sezon daha eğlenceli ilerliyordu bence ve rekabet/kavga ortamı daha baskındı. Bu sefer daha drama ağırlıklı ilerliyorlar ve şimdilik o civarda değiller.
Domates puanı %65’te, izleyici kısmı %40’ta şu an mesela. O yüzden peş şaşıramadım da. Ama nasıl ilerleyeceklerini merak da ediyorum. Kadın oyuncuların dönem soslu makyaj+peruk halleri de bir tık fazla sırıtıyor. Hele Demi Moore’daki.
* John O’Shea da toksiklikte Capote’den aşağı sayılmaz herhalde. Russell Tovey de iyi canlandırdı.
* Kadro haberi gelmişti ama yine de şimdiden/bir anda gözümün önünde görmek tatlı bir sürpriz oldu Sezon bitmeden yine gelir umarım.
Ne kadar uzun bir yorum oldu yine. Neyse devam edeceğim tabii.
2×04 üzerine:
Ben mi fazla kindarım, bunlar mı geri zekalı; anlamadım ayol.
Geriye ne kaldı ayol? 207 mi diye tekrar kontrol ettim. 10 dakika daha katıp bitirseler bitermiş. Flashback + hayaller + veda tadında bir kapanış yapacaklar diye düşünmekle birlikte haftaya görüşürüz.
Hatta “Babe bölümü” yaptıkları düşüncesiyle izliyordum, zaman çizgisi çok da belli olmadığı için peşi sıra Truman’ın vefatını da sığdırdılar.
Aslında sonunu izlerken “Bunlar bu kadar da can ciğer miydi?” şeklinde ufaktan sorguladığım oldu artık. Başlarda bu ihanet meselesini yeterince iyi vermediklerini düşünüyordum, o yüzden yerine oturmamış olabilir. Etkisini en yerli yerinde işledikleri bölüm bu oldu.
Yine de “feud” kavramıyla bir tık problemim var. İlk sezonunki gerçek bir kavga/anlaşmazlık portresiydi. Bu seferki pek de öyle değildi. Temelinde ihanet yatan bir olayın ardından yolları ayrılan iki (ya da birkaç) arkadaşın, ortak kümeleri nedeniyle kopamamasının da etkisiyle kendi hayatlarında neler olup bittiğini izledik şimdiye kadar. O didişme tarafı eksik kaldı. İkisi de vefat ettiğine göre sona da geldik sayılır.
Farklı bir şey göstermek adına kasıtlı bir anlatım olabilir. Görünen gerçekten sapacak halleri de yok. Kapanışı da görelim, bundan bir de açıktan bahsederim. Yine de ilk sezonun daha altında seyreden bir sezon izlediğimizi söyleyebilirim şimdiden.
* Geçen bölümün sonunda “10 dakika daha katıp bitirseler bitermiş.” demiştim. 207’nin sonuna bağladıklarında baktım, 7 dakika kalmıştı
* Hayallerde biz, tipinde bir kapanış bölümü olmuş. Truman’ın son bir senesine dönerek bir yandan da zaman atlamalarının boşluklarını dolduralım demişler. Açılış gibi kapanış bölümünden de memnunum aslında. Tabii bu bölüm hiç olmasa ne kaybederdik, o da meçhul.
– Truman’ın hikayesindeki karakterlere odaklanarak bildiklerimizle eşleştirmelerini sevdim. Öteki türlü Babe ve Ann Woodward odaklıymış gibi duruyordu. Kafe kapandı, devir değişti vs. de üstüne eklendi.
– Taslakla ilgili teorilere de kendilerince yer vermişler. Ben yaktığını düşünmüyorum. Yazmadı, yazamadı, yazdıkları istediği gibi olmayınca başa döndü derken tam anlamıyla bitmedi bence.
Yine de sonda C.Z.’nin hayalinden gelen “Seni asla tam olarak affetmeyecekler ki,” minvalinde konuşma güzeldi. Slim’in söyledikleri de doğruydu. Bir şey teslim etmesi gerektiği için bunu yazdı, kimsenin problemini çözmediği gibi daha fazla soruna yol açtı. Kitabını bu öykü dahil bitirmiş olsaydı en azından bir anlamı olurdu. E iyi halt yedin.
– Sezon finalini sırayla kadınlarla olan ilişkilerine vermelerini de sevdim. Benim kafamda aslında böyle bir sezon vardı da daha farklı tonda ilerledi. Bu tarzda sadece Babe bölümü yaptılar.
* Son sahneye biraz eklemem var.
Bir de içimde kalmasın, aklımda bir final sahnesi yoktu ama Babe’in Truman’ın küllerine son bakış atması ve ardından grupça uzaklaşmaları da yok sayılırdı. Ayrıca New York değişti kabul de sosyete bir yere bitmiş değil, sadece şekil değiştirdi… Sizin bildiğiniz anlamda bir sosyete kalmadı sadece.
En geç öleniniz 2019’da vefat etmiş. ” Exclusive” hayatınızdan bir şey kaybettiğinizi pek düşünmüyorum açıkçası
Not: Son sahnedeki yazıları bir tık daha detaylı isterdim. Ama otomatik bir istek bu, geldiğimiz noktada ihtiyacımız olmayabilir. Gördük göreceğimizi.
Hazır sezonu bitirmişken 207/spoiler içini artık dışarıya dökeyim:
Başlarda bu ihanet meselesini yeterince iyi vermediklerini düşünüyordum. Etkisini en yerli yerinde işledikleri bölüm 207 oldu. 208 de üstüne bindirdi.
Yine de “feud” kavramıyla bir tık problemim var. İlk sezonunki gerçek bir kavga/anlaşmazlık portresiydi. Bu seferki pek de öyle değildi. Temelinde ihanet yatan bir olayın ardından yolları ayrılan iki (ya da birkaç) arkadaşın, ortak kümeleri nedeniyle kopamamasının da etkisiyle kendi hayatlarında neler olup bittiğini izledik şimdiye kadar. O didişme tarafı eksik kaldı.
Farklı bir şey göstermek adına kasıtlı bir anlatım olabilir. Görünen gerçekten sapacak halleri de yok. Yine de velhasıl kelam hesabı, ilk sezonun daha altında seyreden bir sezon izlediğimizi söyleyebilirim şimdiden.
“Feud: Capote vs. The Swans 17 Nisan‘da Disney+’ta”