Critical || Hassas Bünyelere Zarar ||Tanıtım
20 yorum unfortr 29 Haziran 2015 09:39
60 dakika hayatın normal akışında çok kısa bir süredir. Öyle ya bazen günlerin, haftaların ve ayların nasıl geçtiğinin hızına dahi yetişemeyiz. Bazı durumlarda bizler için su gibi akan zamanın bu küçücük diliminde hayatımızın en kritik dakikalarını yaşıyor olabiliriz. İşte bu anlarda zamanın yavaş işlediğine tanık oluruz. Eğer o an kendinizde iseniz hayatınız gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçer. Eğer bilinciniz kapalı ise tıpkı Critical’da olduğu gibi hayatınızı emanet etmek zorunda olduğunuz bu doktorların alacağı kritik kararlarla ya hayata tutunacaksınız ya da…
Burası oldukça büyük bir travma merkezi, acil kodlu gelen hastalar için yapılacak ilk müdahale hayati önem arz ediyor. Altın saat olarak adlandırılan ilk 1 saatte hastanın kaderi şekilleniyor. Bu süre içerisinde hasta hayata döndürülemez ise ümitler büyük ölçüde tükeniyor. Müdahale odasındaki geri sayım sayacı ile birlikte hasta için kritik bir süreç başladığı gibi, bizler de hep beraber bu gerilime ortak oluyoruz.
Aklınıza gelebileceğin de ötesinde ağır yaralı hastaların getirildiği bu merkezde biraz da midenizin sağlam olması gerekiyor. Dizide de olduğu gibi, bir ortopedik cerrahın bile kendini bir süre kaybedip hasta için en önemli olabilecek hayati anlarda mola almasını gerektirebilecek derecede uzuv yaralanmaları ve kopmalarının olduğu trajik sahnelere kendinizi hazır hissetmeniz gerekiyor. Her şey olabildiğince kitabına uygun ve oldukça gerçekçi bir şekilde sunuluyor. İnsan vücudunun bütün organları ve tabii ki oldukça fazla kan, sansürsüz bir şekilde ekrana yansıyor.
Not 1: Tıp dramalarıyla fazlasıyla haşır neşir olan bünyeleri dahi rahatsız edecek derecede ağır tıbbi terimler kullanılmış.
Not 2: Travma merkezi çekimleri, bir futbol sahası büyüklüğünde diziye özel inşaa edilmiş stüdyoda gerçekleştirilmiş.
Not 3: Dizinin yaratıcısı olan Jed Mercurio‘nun tıp dramaları ile haşır neşirliği oldukça eskilere dayanıyor. 1994-1996 yıllarında 3 sezon süren Cardiac Arrest ve 2004-2006 yapımı türü seven dosta düşmana tavsiye edebileceğiniz Bodies, yapımcının diğer tıp dramaları arasında yer alıyor. Zaten tüm bu televizyonla tanışma hikayesinden önce bir doktor olan adamdan işte böyle başarılı tıp dramaları gelir.
Not 4: Jed Mercurio, Critical’ın başrolü Lennie James ile yine yaratıcı ve yazarı olduğu Line of Duty‘de beraber çalışmışlar.
Not 5: Jed Mercurio, tıpkı Line Of Duty’de olduğu gibi Critical setini de isimsiz bir şehire konuşlandırmış.
Not 6: İlk sezonu 13 bölümüyle, 24 Şubat-19 Mayıs 2015 tarihinde Sky One‘da yayınlanan dizinin 2. sezonu için şu an sadece umutlarımız var.
Critical’ın doktor ve hemşirelerin kişisel ve romantik ilişkileri merkezinde yer alan tıp dramalarından çok uzakta yer aldığını söylememiz gerekiyor. Hiç yok diyemeyiz. Var olanı da geri planda, stres ve gerilimin içinde işlenmeye çalışıldığı gibi, bunu mizahla ile de yoğurmasını iyi bir şekilde başarıyor. Senaristlerin bu stresli ortamla başa çıkabilmeleri için karakterlere mizahi duygular yüklemesi ise akıllıca olmuş. Tüm dramanın bir hastanın hayati dakikalarının içine sıkıştırıldığı aklınızın bir köşesinde daima bulunsun.
Oyuncular ile canlandırdıkları karakterler hakkında yapılan söyleşiye şuradan ulaşabilirsiniz.
Setin yapım hikayesi ve görüşler de burada.
Critical’da personel iç çekişmelerine bağlı olarak yapılan ayrımcılık, konunun önemli bir ayrıntısını oluşturuyor. Ayrıca hastane içinde yaşanan bürokratik sorunlar ülkemizdeki sağlık sorunları ile karşılaştırıldığında, bu konuda dünyada yalnız olmadığımızı hissettiren garip bir ferahlama duygusu yaşamanıza neden olabilir. İzlemek isteyenlere iyi seyirler…
Tanıtım filmine şuradan göz atabilirsiniz.
yorumlar
konu itibariyle ilgi alanım olduğu için başka dizi altında başrolle ilgili konuşurken de dikkatimi çekmişti bu dizi. bittiğinde toplu halde izlemeyi düşünüyorum aksilik olmazsa. eline sağlık.
Çok heyecanlı ve sürükleyici bir tanıtım olmuş yahu unfortr… Ellerine sağlık. Sen bu dizi için “dayanabilirseniz bakın” dediğin için ve genelde kanlı, organlı sahnelere dayanamadığımdan kenara koymuştum. Ama öyle bi anlatmışsın ki bunu izleme ayrıcalığını koyduğum kenardan geri alasım geldi. :)) (Eskiden hiç bakamıyordum o sahnelere, son 1-2 yıldır “kurgu o kurgu” diyerek biraz bakabilir oldum.)
Du bakalım bi nefesimi tutup deneyeyim bunu.
Bu ‘tanıtımı’ beğendiğimi ben de eklemek istiyorum. Çok zevkliydi okuması. Eğer yemek yerken izlemezsem ben dayanırım gibi geliyor ama büyük konuşmayıp bir denemek lazım tabii.
Bu tarz dizleri çok yakınınız olan birisini kaybettiğiniz zaman daha farklı bir gözle izliyorsunuz ister istemez.Ben birebir yaşadım.Çok yakınım olan kişi bir anda ağırlaştı ve kalbi durdu.Altı kişininin yatttığı odada müdahale etmek zorunda kaldılar.Bir saat boyü müdahale edildi.(Zaten kural bu)Bir ara geri gelir gibi olduysada malasef sonuç başarısız oldu.Oda içindeki hastalarda birebir yaşadılar bu durumu.Daha sonra öğrendiğimde göre kısa bir süre öncede aynı odada benzer bir durum yaşanmış ve yine hasta kaybedilmiş.Yoğun bakımın önündeki dramlara hiç girmeyeyim.Bence bu tür dizlere gerilim havası verilmesi işin gerçekliğini aslında öldürüyor ne kadar gerçekçi hava verilmeye çalışılırsa çalışılsın.Tanıtım videosunu sevmedim.Fazla abartılı.Belli bir şeyden sonra doktorlar o havada olmuyor.Olmaması da lazım yoksa o mesleği yapamaz.
Bu sezon izlerken vakitin nasil gectigini anlamadigim nadir dizilerden oldu. Surekli bir kosusturma ve tam cozumu buldular dedikleri anda baska yerden patlak veren problemler silsilesi benim icin heyecani hep ustte tuttu. Uzun bir sehirlerarasi turunda defalarca patlayan bir bisikletin ic lastigine ne kadar yama yapabilirseniz, bunlar o siniri da bir kac bolumde ciddi sekilde astilar.
Ote yandan kanli canli sahneleri tolera ettikleri bolumler de oldu. Hatta ben boyle ne guzel alismistim diye cemkirdigim de oldu. Bu arada mizahi unutmayalim. Ozellikle altili karakter fotosunun ustundeki uclunun (Harry, Ramakrishna ve Billy) arasindaki diyaloglara bayildim. Birde yukarda olmayan ama izleyen icin supriz olmasini istedigim radyolojide bir abimiz var.
Begeniler icin coook tesekkurler
Fragmanda aslinda fazla bisey gostermemisler ama yinede iyiydi gibi. Tanitimi begendim ellerine saglik unfortr. Ama izlemem icin 2. sezon onayini almali. Tabi guvenli bir kararla alinmali. Son bir sans vereyim gibisine olursa zaten iptal olur 2. sezon sonunda.
Sezon (dizi) sonunda gelip yorum yazarım diye kendimi tutmaya çalışıyorum ama diziyi yarılamışken dayanamıycam artık:
AĞBİİİİİ acayip sağlam dizi yapmışlar yahu. YUH!
Çok teşekkür ederim unfortr, bu diziyi yeniden radarıma soktuğun için.
Hiç bitmesin isteye isteye, koklayarak izlemeye çalışıyorum 2-3 gündür ama yarısına geldim bile. İptali hakkaten koydu be…
Diziyi tavsiye ettiğim bir kaç arkadaşımdan da aynen böyle geri dönüşler aldım. Beğenmene çok sevindim. İptal haberi çıktı çıkalı da resmen karalara bağladım. Üstelik son bölümlere doğru tempoyu iyice arttırıp, hayran hayran sezona veda ettikten sonra iyice içime oturdu
Dizinin tüm bölümlerini izlemeyi az önce bitirdim.
Bir tıp dizisinde doktorların gerginliğini, çabasını, zamana karşı yarışmalarını bu kadar hissettiğim, içine girdiğim başka bir dizi hatırlamıyorum.
Görsel olarak o kadar kan gövdeyi götürmesine bayılan bir insan değilim. Ama bugüne kadar izlediğim tıp dizilerinden çok daha fazla kesme-biçme-kan akma, iç organ gösterme sahnesi olmasına karşın, hiçbiri de gözüme batmadı. Bunu da “yapabiliyoruz diye yapmışlar” demedim. Hepsini dizinin içine çok güzel yedirmişler.
İşin draması da “amaan” dedirtecek gibi değil. İnsanın gözüne sokmadan, bakışmalarla, az sözle, hastanın başındaki bir dokunuşla, vs yapılıyor.
Dizi, çoğu İngiliz dizisinde olduğu gibi, doğrudan ana karakterin muhteşemliği üzerine kurgulu değil. İkinci sezonda (ya da birinci sezonun ortasında) ana karakteri çıkarsalar, yerine başka biri gelse (hatta gelmese bile) dizi tıkır tıkır işleyebilecek şekilde. Senaryo, yan karakterlerin işlenmesi, görsel olarak emek harcanması izleyeni fazlasıyla doyuruyor.
Tıpçı olmadığım için, doğal olarak ortaya attıkları teknik terimlerin çoğunu anlamıyorum. Belki anlamadığım için rahat seyredebiliyorum (kendi mesleğimle ilgili bişiler dizilerde geçince saçmalığından dağılıp izleyemiyorum). Onu da baştan söyleyeyim.
Dikkatimi çeken bir konu, bizimle beraber dizide de gerçekten bir hafta geçiyor olması. Ama diğer bunu yapan dizilerdeki gibi sanki bir hafta boyunca dizideki insanların hayatlarında “önemli” hiçbir şey olmaması gibi bir durum söz konusu değil. Önemli bir olay olduğunu, o bölümün bir noktasında iki kişinin arasındaki konuşmadan yakalayabiliyorsunuz.
Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, ilk sezonun sonunda iptal olduğuna bakmayın. Arkasının gelmeyeceği bilinen sadece 13 bölüm için bile bu diziye başlanır ve izlenir. Sonunu da ucu açık bırakmıyorlar zaten.
Tanıtım için de, @unfortr, çok teşekkürler.
1×1 ilk dakikalar
Çok hızlı konuşuyorlar ve altyazı da ingilizce olunca o hızla hiçbir konuşmayı sindiremiyorum. sürekli durdurarak mı izleyeceğim yoksa kaçırdığın bırak öyle kalsın olayına mı gireceğim bilmiyorum. terimlere ve olaya aşina olmanın işimi kolaylaştıracağını sanmıştım ama beklediğim düzeyde bir rahatlık sağlamadı. gerçekten izlemesi zor bir dizi olacak benim için.
ilk bölüm bitti, bayıldım resmen. hayatımda böyle bir şey izlemedim ben. bu kadar güzel aktarılabilirdi sanırım bir ortam. önermeden önce finali görmem gerek ama en azından ben devam edeceğim ona eminim.
ilk bölüm sonrası tanıtımı tekrar okudum karakterlerle ilgili kafamda oluşan soru işaretleri için. karakterlere değinmemişssin ama keşke bir dolu insanın orada hangi görevle bulunduklarını yazsaydın en azından. bu teknisyen mi anestezist mi hemşire mi süpervizör mü cerrah mı acil uzmanı mı derken kafayı yedim onun dışında su gibi akan bir tanıtım eline sağlık tekrardan.
ben hayatımda öyle naif mır mır konuşan ortopedist görmedim ortopedistler kabadır alanlarına girdin mi seni konuşturmazlar.
kan bankası ile mücadele güzel anlatılmış. ama o sürtüşmeden dolayı loreine’e naptınız muhabbeti ve bundan gizem yaratmaları, hele de baş hemşirenin sen o kısmına karışma diye öğüt vermesi falan güldüm.
başrol kızımızın travma yönetimindeki gerginliğini samimi buldum. yönetimde olmak sorumlu kişi olmak cidden çok bunaltıcı herkes gözünün içine bakıyor resmen.
eski sevgiliyi çağırayım loreine noldu bulsun. gelsin o da yeni travma yönetim sorumlusu olsun muhabbetini diziye eklemeselerdi keşke. hiç gerek yoktu.
zenci doktorun daha mütevazi biri çıkmasını bekliyordum biraz götü kalkık bir tipmiş sevmedim ama genelde de böyle oluyor bunlar yapcak bir şey yok.
rotasyoner harry acilden gelmiş sanırım başka bölümden gelip işleyişi bilmeyen ama yardımcı olmaya çalışan çekinik doktor tiplemesini çok başarılı yapmış.
anestezi ekibi de başarılı ve eğlenceliler.
kan grubu istekleri, istenen kan miktarları ve türleri, yapılan anestezikler ve kas gevseticiler, gerçeğe uygun. bu kadar her şeyiyle işleyeceklerini sanmıyor beklemiyordum. resmen eğitim videosu gibi yukarda dendiği gibi.
2. bölümdeki laparoskopi sıraısnda sanki öğrenciymişim de hocalarımı izliyormuşum gibi hissettim kesinlikle. kesim teknikleri olsun kanama sırasında muhabbetleri olsun çok güzel yaa gerçekten.
sağlık çalışanlarına kesinlikle izlemelerini öneririm. kalanlar içinse sadece medikal dizilere yatkınlıkları varsa izlemelerini öneriririm. bu dizide tıptan başka bir şey yok. olmasın da…
Lan yine jon snow oldun ozgun :))))
Bu arada mr’cıya değinmemişsin?
Hangi konuda jon snow oldum cok merak ediyorum ama cevap verme. :)) zaten cok uzun surmicek bitirmem bunu belli oldu. Monday morningse gore daha cok sardi.
Cevirisi dert oldu ama basladim daha 15dk ya gelebildim. Cok konusuyolar.
Mrciyi da cok sevdim ama daha 2 kere cok kisa gordum. Simdilik okbsiyle cok sevimli. :))
1×3 itibariyle bu glenin nesini sevdiginizi gercekten anlayamadim. Cok itici cok klise ve ustune de gercegi yansitmayan bi klise karakter. Cok da klise bi drama soktu guzelim diziye. Keske ilk bolum gibi devam edip hic bunu getirmeselerdi her konusmasinda biraz daha soguyorum.
Dizi guzel ama glen ve dramalari, glen ve her seyi yaparimciliklari, glen ve artizlikleri olmasa cok daha guzel olacak.
Umarim jon snow kismi buradandir.
her şey bu kadar özenle gerçeğe uygun hazırlanmışken glenn adındaki doktoru bu yapıma yerleştirmenin mantığı nedir abi!! tüm konsantrasyonumu ..kip atıyo izlerken. böyle adamlar greys anatomy ye falan lazım. beyin cerrahinin işini yapar, genel cerrahinin işini yapar,ortopedinin işini yapar. anladık mükemmelsin. elinden her iş geliyo. her konuda da uzmansın. artiz artiz dolanmayı hak ediyorsun. biri gönderse şunu evine diye bölüm sayıyorum resmen. ortopedide de bir gelişme bekliyorum ama mık mık eden tip hala devam ediyor.
dizinin kalanı ise muhteşem. ozgun14 6. bölümden bildirdi.
8. bölüm nasıl bir şeydi öyle ben şok
bu tarz bir bölümü sezon finali için bekliyordum açıkçası hatta beklediğim çıkınca laf sokmaya da hazırdım ama şuan iptal oldum.
N’olmuştu 8. bölümde?
karakterler çok inandırıcıydı. çoğu kendine bağlamayı başardı. bölümler arasında geçen zamanda bir sürü şyin olması ve bizim bunu yavaşça karakterlerin tavrından öğrenmemiz ekstra açıklama yapmamaları çok hoş şeylerdi.
gıcık olduğum şeyler dizi boyunca olmaya devam etti. baş role olan gıcıklığım geçer mi dedim geçmedi. baş rolün de dahil olduğu yan hikayenin varlığına da uyuz oldum. o da bana inat kapanmak bilmedi. neyse ki az az yer aldı o yan hikaye.
herkese tavsiye edilebilecek bir dizi değil. bence sadece tıp dizilerine aşırı ilgi duyanlar izlemeli. sağlık çalışanı veya öğrencisi varsa kesinken izlemeli. bence hoş bir deneyim olur.
altyazısını hazırlamaya başlamıştım ama çok yorucu geldi bana pes ettim. aynı anda 3-4 kişi konuşuyor sürekli, altyazı kuralları diye bir şey kalmıyor. ilk bölümün 3te 1ini bitirip devamını getiremedim. zaman ayırasım gelmiyor çevirisi için. beklenti yarattıysam özür diliyorum.
devam etmesine de gerek yokmuş aslında. mini dizi olarak izlenebilir. aklında soru işareti olan varsa hani.