How I Met Your Mother || Tanıtım
285 yorum alperen4700 27 Eylül 2012 18:01
alyson hannigan cbs cobie smulders how i met your mother jason segel josh radnor komedi neil patrick harris tanıtım yeni sezon
Namını sağır sultanın duyup; “Yahu, nasıl bir şeymiş bu?” dediği ve izlemeye başlayıp müptelası olduğu dizimiz: HOW I MET YOUR MOTHER… 8. sezonunun bu yıl yayınlanacağı dizimiz, 7 yıldır hem Türkiye’ de hem de Amerika’da en çok izlenenler listesinden hiç bir zaman inmedi.
Koskoca 7 yıl boyunca devam eden bir komedi-romantik ( “Tersi olmayacak mı? Kıt akıllı arkadaş! ” demeyin; çünkü dizinin %90′ ı komedi unsurlarından oluşuyor) filmi düşünün. Birbirinden nev-i şahsına münhasır 5 karakterin başından geçen olaylar zincirinin anlatıldığı dizimiz, bazı anlarda kan kaybetse de her daim bizleri gülümsetmeyi başardı. “E madem bu kadar meşhurmuş, daha yeni mi tanıtıyorsun? ” nidalarını, duyar gibiyim. Bu dizinin ilk başladığı yıllarda tanıtımını yapan azizk arkadaşın şu yazısı zamanla yetersiz hale gelince (Dile kolay; 8 seneden bahsediyoruz.), bu yazıyı hazırlamak misyonu bana kaldı. (Daha doğrusu, ben zorla bu misyonu üzerime aldım.)
İzleyenler için güzel bir hatırlatma; seyretmeyenler içinse güzel bir tanıtım olması dileğiyle, herkesi yazının devamına bekliyoruz, efendim…
Carter Bays ve Craig Thomas ‘ın kendi hayatlarından yola çıkarak tasarladığı dizimiz, ağırlıklı olarak Pamela Fryman tarafından yönetilmekte. (Başrol oyuncularından Neil Patrick Harris de bir bölümünü yönetmiş durumda.)
Şu ana kadar 7 sezon, 160 bölümü yayınlanan dizi, Amerikanın ulusal kanallarından CBS’te, pazartesi günleri saat 20:00-20:30 arasında yayınlanmakta. Türkiye’de ise yayın hakları Cnbc-e kanalı tarafından alınan dizi, Amerika yayınından yaklaşık 3 ay sonra kanal tarafından yayınlanıyor. Süresi (güzide sitemiz 22 dakikanın adına yaraşır cinsten) tam olarak 22 dakika olan dizinin açılış müziğini The Solids’in “Hey Beautiful” adlı parçası oluşturmakta. Yapım şirketi Bays&Thomas Productions ve 20th Century Fox Televisions olan dizimizin ilk bölümü 19 eylül 2005’te yayınlandı. 8. sezonu ise bugün ABD’de başlayacak.
Emmy Ödülleri’nde şu ana dek 7 kez aday oldu ve 6’sını aldı. 2012 yılında People’s Choice Ödülleri‘nde “En İyi Komedi Dizisi” ödülünü aldı.
Dizimizin konusuna gelince; kendi anne-babasıyla yaşadığı bazı olaylar sonrasında “Bir gün kendi çocuklarım olursa; onlardan hiç bir şeyi saklamayıp, anneleri ile nasıl tanışıp, nelerden sonra o aşamaya geldiğimizi tüm ayrıntıları ile anlatacağım.” diyen Ted Mosby‘nin, 2030 yılında bu kararını icraya koymasıyla başlayan dizimiz 25 yıl geriye dönerek, 2005 yılında her şeyin başladığı o günde Ted’in başına gelenleri tüm ayrıntıları ile anlatmasını konu alır. Aslında 2005 yılından başlayarak, Ted ve 4 yakın arkadaşından oluşan 5 kafadarın (Ted, Robin, Barney, Lily, Marshall) başından geçen iş, arkadaşlık, aşk gibi konuları komik bir dille Ted karakterinin 2030 yılındaki sesinden dinlemekteyiz.
Bu kısa konu aktarımından sonra karakter tanıtımına geçebiliriz…
KARAKTERLER: (DÜŞÜK ORANDA İSPİYON İÇERİR…)
TED MOSBY (Nam-ı diğer Theodore Evelyn MOSBY)
1974 doğumlu ABD’li Josh Radnor tarafından canlandırılan ana karakterimiz. Birçok erkeğin aksine, onun hayali en kısa sürede evlenip çocuk sahibi olmak olan Ted, 7 yıldır bu amacını gerçekleştirmek için her şeyi yerine getirse de bu emelinde pek de ilerleme kat edemedi. Kariyerine bir mimarlık ofisinde, başarılı bir mimar olarak başlayan, işine aşık ve işi hakkında saatlerce konuşup arkadaşlarına göre kafa ütüleyen biri Ted Mosby. Evlilik kurumuna olan aşkından sonra gelen en büyük hayali bir gün bir gökdelen tasarlamak olan mimarımız, bakalım bu hayaline ne kadar yaklaşabilecek. New York’ta hayatını idame ettiren karakterimiz, Lily ve Marshall ile aynı apartman dairesini paylaşmakta.
Karakterimize hayat veren oyuncu Josh Radnor, daha önce Law&Order, ER ve Six Feet Under dizilerinde konuk oyuncu olarak yer aldı. Ayrıca 2010 yapımı Happythankyoumoreplease filminin senaryosunu yazdı ve yönetmenliğini yaptı; ayrıca, başrolünde yer aldı.
Not: Ted’in 2030’daki sesine Josh Radnor değil, Bob Saget can vermetedir.
ROBIN SCHERBATSKY (Nam-ı Diğer Robin Charles SCHERBATSKY Jr.)
1982 Kanada doğumlu Cobie Smulders tarafından canlandırılan karakterimiz, Ted’in müstakbel sevgili adayı olarak ilk bölümden itibaren diğer arkadaşlarının hayatına girdi. Televizyon işinde olan Kanada doğumlu Robin’in amacı, bir gün ulusal bir kanalın haber programını sunmak. Kariyeri en çok sallantıda olan, bazı zamanlar yurt dışında çalışıp arkadaşlarından ayrı kalmak zorunda olan karakterimiz, uzunca bir süre yerel bir kanalın gece 04:00’da yayınlanan haberlerini sundu. Kanada’da olduğu dönemde, bambaşka bir kariyeri olan karakterimiz, bu kariyeri ile dizinin en renkli karakterlerinden biri. Bu kariyerinden dolayı da alışveriş fobisine sahip Robin, duygusuzluğu ve silahlar + viskiye olan düşkünlüğü ile biliniyor. Babası ile olan ilişkisi de ayrı bir komedi…
Cobie Smulders’ı Tru Calling ve Smallville‘deki konuk oyunculuğu ile ve The L Word‘deki Leigh Ostin karakteri ile televizyondan ve son dönemdeki en ünlü filmlerden The Avengers‘deki rolü ile sinemadan hatırlayabilirsiniz.
Karaktere, 1973 doğumlu ABD’li Neil Patrick Harris hayat vermektedir.
Karakter, -kendi iddiasına göre- ana karakterimiz Ted’in en iyi arkadaşıdır. Ted ile pisuar başında tanışan adamımız, o andan itibaren Ted’in “Wingman”i (kankası) olmuştur. Ted’in tam tersi karaktere sahip olan Barney, tam bir kadın avcısıdır. Kendisi, bir kadını ağına düşürmek için her ne yapıyorsa hepsini blogunda paylaşmaktadır. Kendini bildi bileli aynı kadınla sevgili olan Marshall ve doğuştan evli Ted’e bu sebeple çok kızgın olan karakterimizin en büyük hayali, bir gün üçünün birden bekar kalması. 7 sezondur hala tam olarak ne işle iştigal ettiği anlaşılamayan karakterimiz, Goliath National Bank’te çalışmaktadır. “Ne iş yapıyorsun?” sorusuna, her seferinde “Oh, please… (Ah, lütfen…)” cevabını verir. Karakterimiz bu kadar çapkın olsa da hayatında zaman zaman kalıcı ilişkilere de rastlamak mümkün.
Karakter, -kendi iddiasına göre- ana karakterimiz Ted’in en iyi arkadaşıdır. Ted ile pisuar başında tanışan adamımız, o andan itibaren Ted’in “Wingman”i (kankası) olmuştur. Ted’in tam tersi karaktere sahip olan Barney, tam bir kadın avcısıdır. Kendisi, bir kadını ağına düşürmek için her ne yapıyorsa hepsini blogunda paylaşmaktadır. Kendini bildi bileli aynı kadınla sevgili olan Marshall ve doğuştan evli Ted’e bu sebeple çok kızgın olan karakterimizin en büyük hayali, bir gün üçünün birden bekar kalması. 7 sezondur hala tam olarak ne işle iştigal ettiği anlaşılamayan karakterimiz, Goliath National Bank’te çalışmaktadır. “Ne iş yapıyorsun?” sorusuna, her seferinde “Oh, please… (Ah, lütfen…)” cevabını verir. Karakterimiz bu kadar çapkın olsa da hayatında zaman zaman kalıcı ilişkilere de rastlamak mümkün.
Harris, 16-20 yaşları arasında başrolünde yer aldığı Doogie Howser M.D. dizisi ile çocuk/genç oyuncular listesinde baş köşelerden birini kapmış olsa da How I Met Your Mother’daki Barney karakteriyle, bir yetişkini de gayet iyi canlandırabileceğini kanıtlamıştır. Oyuncuyu Starship Troopers filminden hatırlayanlarınız da olacaktır. Müzikal kabiliyeti sayesinde Dr. Horrible’s Sing-Along Blog ile Glee‘de de izlediğimiz Harris, son zamanlarda Şirinler animasyon filminde yer aldı.
Lily ALDRIN (Nam-ı Diğer LILYPAD)
1974 doğumlu “caaanım” Alyson Hannigan tarafından canlandırılmakta olan karakterimiz, Ted’in en yakın arkadaşının (Marshall’ın) sevgilisidir. Ted ve Marshall ile üniversiteden beri tanışan karakterimiz, uzunca süre Marshall ve Ted ile aynı evi paylaşmıştır. Robin’in aksine, fazlasıyla kadın kadındır. Alışverişe pek düşkündür ve sosisli yeme yarışmasında birinciliği vardır. Kendisi ana okulu öğretmenidir. Çocukları pek bir sevse de okuldakilerle pek anlaştığı da söylenemez. Ayrıca, dedikoduya ve başkalarının hayatına müdahale etmeye bayılır. Hannigan’ı Buffy The Vampire Slayer adlı diziden ve Amerikan Pastası filmlerinden hatırlarsınız.
Marshall ERIKSEN (Namı-ı Diğer MARSHMALLOWS)
1980 doğumlu Jason Segel tarafından canlandırılmaktadır.
Ted’in üniversiteden oda arkadaşıdır. Ailesindeki herkes fazlasıyla iridir; 1,93 metrelik Marshall, içlerinde en kısa kalandır. Kendisi, bir avukattır. Hayali, her zaman çevre sorunlarına eğilen bir sivil toplum kuruluşu avukatı olmak olsa da hayat şartları onu, çevre düşmanı bir şirketin avukatı olmaya zorlar. Avukat olmasına rağmen hiç yalan söyleyemez ve sır tutamaz. Grubun -en iyi tabirle- en temiz kalplisidir. Karakterimiz, sadece tek bir kadınla beraber olmuştur; o da Lily’dir. Zira çok genç yaşta onunla tanışmış ve yıllar boyunca da beraber olmuştur. Bu sebeple, Barney’nin kendisini iğnelemelerine katlanmak zorundadır.
Oyuncu daha önce Freaks and Geeks adlı dizide; Forgetting Sarah Marshall, I Love You Man, Bad Teacher ileThe Muppets filmlerinde rol almıştır.
Çoğu komedi dizisi gibi How I Met Your Mother‘da da çok önemli yan karakterler de yer almakta. Bunlara ispiyon vermemek adına değinmiyorum. Tüm kadroyu şuradan inceleyebilirsiniz.
MacLaren’s Bar’dan klasik bir sahne
Tırıvırı bilgiler :
* Dizideki karakterlerin bol bol vakit geçirmeyi sevdikleri MacLaren’s isimli barın adı Carter Bays’in asistanı Carl MacLaren’den gelmekte. Hatta dizide, bu barın barmeninin adı da Carl.
* Her bölümün çekimi ortalama 3 gün sürüyor.
* Dizideki kahkahalar, ilgili bölüm çekilip, kurguda son haline getirildikten sonra bir izleyici kitlesine izletilerek kaydedilip ses kaydına sonradan ekleniyor. Çünkü dizinin kurgusunda bol bol kullanılan ileri/geri gidişlerin (flashforward ve flashback’ler) canlı olarak doğru anda izleyiciye sunulması mümkün değil.
* Dizinin yaratıcıları Carter Bays ile Craig Thomas, jenerik müziğini besteleyen The Solids grubunun birer üyesi.
* Dizinin sonunda kullanılacak olan Ted’in çocuklarının anneyi öğrenme sahneleri, dizinin 2. sezonunun başlarında çekilmiş bile. Zira o sırada genç olan oyuncular (Lyndsy Fonseca ve David Henrie) dizinin sona erdiği yıllarda yaş almış olacaklarından o sahneye uygun görünmeleri zor olacaktır diye düşünülmüş.
* Bays ile Thomas’ın vazgeçmedikleri bir adetleri de diziye Buffy the Vampire Slayer‘da rol almış oyuncuları konuk etmek. Zira yaratıcılarımız, bu dizinin hayranı.
* Dizide yine vazgeçilmeyen bir gelenek de bel altı, argo ya da toplumca dile getirilmekten kaçınılan ifadeler için popüler kültürde yer alan farklı ifadelerin kullanılması. Örneğin; “marihuana içmek” yerine “sandviç yemek” ya da “tuvalete gitmek” yerine “dergi okumak” veya “yüksek ses çıkartarak sevişmek” yerine “gayda çalmak” gibi…
* Dizinin en önemli unsurlarından biri ise bir şekilde ürettiği uyduruk web siteleri. Dizide sözü geçen ve azımsanmayacak sayıdaki web siteleri bölümün yayını sırasında Internet’te bulunabilir oluyor ve oldukça izleyici çekiyor. Bunlardan bazıları daha önce 22dakika’da da dile gelmişti. Tüm liste için dizinin Vikipedi maddesine bakabilirsiniz. (Diziyi izlememiş olanlardansanız, bu bağlantılara tıkladığınızda ispiyon yiyeceğinizi hatırlatırız.)
yorumlar
Final konusu benim çok aklıma gelmiyor bile mesela çok tartışılan Lost’un da finalini beğenmiştim ama dönüp baktığımda final dışındaki bölümleri anılarımda canlandırıyorum.
Efsane bir final değildi, final olsun diye olmuş bir finaldi. İzleyiciyi ters köşeye yatırmak için mi yapmışlar, gitmeden son şakalarını da yaptılar ve gittiler dedirtmek için mi çözemedim.
Son final bölümlerine kadar gülüp eğlendiğim doğrudur. Bu dizi son sezon olmuş hala daha
@aytackara: Bu arada Jon Snow gibi hissettim
Sonradan ek: Özleyeceğim bir dizi olacak.
Komedi çok zor bir türdür, benim güldüğüme başkası gülmeyebilir. Orada bu tür bir tepki almamak için “bence” dedim ama olmamış demek ki, düzelteyim madem.
için hazırladıklarına dair bişiler de okudum adamların ağzından.
Genele bakınca da (final dahil) bu konuda kendileriyle çelişmediklerini düşünüyorum. Zaten o çocukların son sahnesinin daha ilk sezonda çekilmiş oluşu da bunu ispatlıyor.
Finalinden bir beklentim olmadığından hayal kırıklığı yaşamamıştım ben ama @Salvatore’nin
tespitine her daim katılıyorum.
Bu arada konu dışı olacak ama @dkamoy izlediklerin arasında sence en iyi hangisi? Eğer izlememişsem bir bakmak isterim, komedi türünü çok severim.
@burakturan: Ben zaten HIMYM’ı nasıl olur da en tepeye koyarsın kafasıyla yazmadım. Sadece “gelmiş geçmiş en iyi ulusal kanal komedisi bence” deyince “gelmiş geçmiş” kısmına takıldım.
Sen yabancı değilsin diye rahatça söyledim.
Genelde ülkemizde yabancı dizi işine Lost ile girip, o günden sonra türkçe altyazı ile sınırlı literatürü takip edip de yabancı dizi dünyasına çok hakimmiş gibi “zaten yabancı dizilerde bu budur, şöyledir” tespitleriyle beni güldüren izleyici çok oluyor. Onlara evrilmeni istemediğimden atladım.
ayrıca o çocukların sahnesinin önceden çekilmiş olmasına da çok anlam yüklememek lazım. ben türlü türlü versiyonlarını çekip ellerinde tuttuklarına emin gibiyim neredeyse. hem final sahnenin bir şekilde medyaya düşmesine önlem, hem de farklı finallere elde malzeme.
özgünün ilk söylediğine katılıyorum. Bence de öyle.
Robin candır. Ama bence Türk erkeğine uygun olmadığı için haksızlığa uğrar durur yıllardır. Bunun erkek versiyonu (Barney) yerlere göklere koyulmaz, ama Robin’e gelince kevaşe. :)))
@mertkytrk : Ben diziden bir şeyler beklemeyi yıllar önce bıraktığım için o hamleye sinirlenmemiştim ama aynı düşüncedeyim. Katılıyorum.
ben barney’yi de sevmem valla. o yüzden sıkıntı yok.
Ben o anlamda değil daha çok Robin tipinde birinin Ted’e gitmeyeceği için. Biri romantik,duygusal adam ötekisi ise biraz ağır takılan, Barney gibi, uzun ilişkilerin insani değil.
Sonradan ek: Kötü yorumlar sebebiyle beklentim azdı fakat en çok canımı yakan seyirciyi aptal yerine koymasiydi
Hazır gelmişken @dkamoy’a bir katılayım diyorum ben.
@necdetcem7: E tamam, benim dediğim de ona çıkıyor.
“x y’yi hak etmiyor”u ikisi birbirine uygun değil diye yorumlayacaksak
“y x’i hak etmiyor”u da aynı şekilde yorumlayabiliriz bence.
Yani aynı şekilde
Bu finalin yapılma nedeni bence; bunlar önceden çekilen sahneyi dizinin kaç sezon süreceğini,hikayenin ne noktaya geleceğini bilmeden çekmişler. Ama dizi bu kadar uzayınca da malum konu çoktan çürümüş, izleyici kusma noktasına gelmişti. Ama yine de “bak abi bunu en baştan düşünmüşler” gibi bi övgü beklediklerinden bu sonu kullanmakta ısrar etmiş olabilirler.
@meorman: Hakli olabilirsin dediklerinde.
Finali izleyince eski bene bende güldüm.
10 sene önce bugün, ilk bölümü yayınlanmış.
How I Met Your Mother’ı Ne Kadar Hatırlıyorsunuz? quizi
Benim 5 yanlışım çıktı.
Benim de 5
1, 3, 4, 5, 15. sorular yanlış.
8,11,15,18,19 yanlış benim
Ben fena çuvalladım. %55 başarı (9 yanlış) Ne kadar balık hafızalıyım.
3 5 8 11 15 olmak üzere 5 yanlış da benden.
Benim başarı oranım %85 başarı (3 yanlış). 15 basitti aslında, nasıl hata yaptım.
%50 başarı beklerken %85 çıktı
3,11,18 yanlış.
ben tüm sezonları izlemediğim için başarılı buldum kendimi
Soruları cevaplarken diziyi özlediğimi hissettim.
Benim 6-7 tane yanlışım çıktı
Baya unutmuşum diziyi
Hepsini bildim.
Diziyi çok seviyodum zaten.Çoğu şeyi hala aklımdadır.Karakterler ailem gibi olmuştu.Ondan uzun süre unutacağımı sanmıyorum olayları.
En kolay sorulardan birisini yanlış yaparak %95 yaptım.
Ama benim defalarca izlediğim bir gerçek. Bir ara boş bir zamanda komedi bulamazsam tekrar izlerim de ben bunu. 
Keşke dizinin son sahneleri şu olsaydı ve sonunda direkt sadede gelip konu kapansaydı ya
Bence efsane olurdu.
1. sezonu cok begendim ama 2. sezon 1. sezonun altinda kaldi baya. Genel olarak normal bir sezondu. Sezon finali ise guzeldi. Umarim tekrar 1. sezondaki havayi tekrar yakalar.
Robin – Barney hic olmadi. Bunu Ted’e nasil yaparsin Barney. Tam cakal
/ispiyon]
Ted’in Stella’ya evlenme teklifi etmesini beklemiyordum. Guzel bir surpriz oldu.
3. sezon cok guzeldi.
4. sezonu bitirdim.
Yine cok guzel bir sezon olmus.
Bu ekibe bayiliyorum!
Konuk olarak Jorge Garia’yi izlemek guzeldi.
Hey gidi gunler. Ne ozlemisim Lost’u. Keske ona benzer bir yapim yapsalar.
Bir kac bolumdur Jeniffer Morisson’u da izliyorum konuk olarak. Cok guzel kadin.
Son sahne ben sok.
Hatta sitede bildirisi de vardı. Dur bulabilirsem vereyim linkini.
Şu: http://22dakika.org/how-i-met-your-mother-51/
Anaaa hic farketmemisim. Guzel dusunmusler bunu.
Duygusal bir bolumdu.
you know nothing ferdi demek istiyorum diyemiyorum
@ozgun14 :
Gerçek finalde Ted “Lily teyzeniz haksız değildi” diye devam ettirip malum olayları anlatıyor.
Ama alternatif finalde Ted “Lily teyzeniz yarı yarıya haklıydı. Uzun bir yoldu. Hatta gerçekten çok çok çok uzun bir yol bile diyebilirsiniz. Ama zor, hayır.” diyerek devam ettiriyor. Ve daha basit bir şekilde sonlandırıyor diziyi.
5 dakika iyi veya kötü bir şekilde 9 senelik diziyi bu kadar mı etkiler ya.
Gerçek finali kafamdan silip bunu yükledim şimdi.
Link
@meorman : Fazla uzağa gitmene gerek yoktu aslında.
Aslında alternatif finalin sitede bi yerlerde konuşulduğunu hatırlıyordum. Ben de izlemiştim zamanında. Ama heralde finalden dolayı diziye çok kızdığımdam o zaman alternatifi hiç sallamamışım. Yıllar içinde de diziyi hiç iyi anmadım. Gece gece buna tekrar raslayınca gözüme çok iyi göründü. O an hislerimi paylaşayım dedim.
Bazi kisimlar duygusaldi.
Diziyi yarin veya persembe gunu bitirmeye calisacam. Su finali cok merak ediyorum neden begenilmedi acaba.
@Necdet
Ted – Robin
Her neyse bence cocuklarin annesi Robin olmaliydi. Cunku diziye oyle bir giris yaptilar. Ben bolumlerce, sezonlarca bu ikiliyi bekledim. Oldu olmadi oldu olmadi derken pat diye Barney araya girdi. Iste burda cok buyuk bir hata yapti senaristler. Ters kose yapacam diye sacmaladilar. Bu diziye dair en buyuk uzuntum Ted – Robin iliskisinin bir yere varmamasidir.
Ama benim için (Ted-Robin)