In The Flesh – Tanıtım
48 yorum eski_bir_mudavim 11 Ekim 2013 12:04
The Walking Dead ile televizyonda popüler bir konu haline gelen zombi temasına farklı bir bakış açısı getiren dizimiz In The Flesh, 17 Mart 2013’te BBC 3‘te yayın hayatına başladı. İlk sezonu toplam 3 bölüm ve her bölümü 60 dakika süren dizimiz, ikinci sezon onayını da almış bulunuyor. İkinci sezonuyla 2014’te bizlerle buluşacak dizimizin yeni sezonun tahminen 5-6 bölüm olacağı düşünülüyor.
Dizimizin yaratıcı ve yazarı Dominic Mitchell.
Hikaye ve yazarımızın Whatsonstage sitesinin yarışmasında keşfedilip dizi haline getirilmesi sonradan planlanıyor. Yönetmen koltuğunda ise Doctor Who‘nun iki bölümünü yönetmiş Jonny Campbell oturuyor.
KONU:
Hikayemiz, İngiltere’de Diriliş denen olayın başlamasından 4 yıl sonrasını anlatıyor. 4 yıl önce zombiler ortaya çıkmış ve tüm insanlara dehşet saçıp öldürmüşlerdir. Devletin etkisiz kaldığı dönemde Gönüllü İnsan Kuvvetleri zombilerle savaşmış; zombilerin bir çoğu ya öldürülmüş ya da hapsedilmiştir.
Aradan geçen bu 4 yılın ardından zombiler hala var olsalar da artık bir tehdit unsuru değillerdir. Devlet tarafından kurulan tesislerde tedavi altına alınmış ve başarılı sonuçlar da elde edilmeye başlanmıştır. Tedavilerini tamamlayan ve topluma katılması uygun görülen hastalar ailelerinin yanına gönderiliyordur.
Karakterimiz Kieren Walker da tedavisini tamamlayan ve ailesinin yanına gönderilen zombilerden biridir. Biz de dizimizde Kieren Walker’ın zombiyken öldürdüğü insanların verdiği suçluluk hissi ve geri kabul edilme korkusuyla ailesinin yanına tedavi olarak dönmesinin hikayesini izleyeceğiz.
KARAKTERLER:
Dizimizde karakterler Kieren’in ailesi ve yaşadıkları kasabadaki insanlardan oluşuyor.
Kieren Walker:
Baş karakterimiz Kieren, 4 yıl önce trajik bir şekilde ölmüş ve zombi olarak yeniden hayata gelmiştir. Zombi olduğu zamanda yaptığı kötü şeylerden çok pişmanlık duyuyor. Kısaca kafası sürekli karışık ve biraz depresif bir arkadaşımız.
Jem Walker:
Kieren’in küçük kardeşi, Kieren olmadığı zamanlarda kendini boşlukta hissetmiş ve Gönüllü İnsan Kuvvetleri’ne katılmış. Bu yüzden zombilerden nefret ediyor ve abisinin eve dönmesini hiç istemiyor.
Steve ve Sue Walker:
Kieren ve Jem’in anne ve babası, oğullarını çok seviliyorlar ve normal bir aile olmak istiyorlar. Oğulları klinikten çıkmadan önce Gönüllü İnsan Kuvvetleri’nin hala güçlü olduğu nadir yerlerden olan yaşadıkları kasabalarından taşınmak istemişler ama başaramamışlardır. Kasabada herkes zombilerden nefret etmektedir, dolayısıyla uzun süre Kieren’i evden çıkaramaz ve kimseye gösteremezler.
Not: Zombi saldırıları döneminde bir kişi normal öldüğünde bir mezara gömülürse zombi olarak yeniden doğmaktadır. Ailenin Kieren’ı ortaya çıkarmamalarının bir ve asıl nedeni de kimsenin onun halen yaşadığını ve zombi olduğunu bilmemesidir. Az önce okuduğunuz 2 cümle spoiler da değildir.
Amy Dyer:
Kieren, kendisi gibi klinikten yeni çıkan zombilerden biri olan Amy ile kasabada tanışıyor. Amy, Kieren’e göre daha hayata bağlı ve kendisi ile barışık, zombi olmaktan utanmıyor. Bu gibi konularda Kieren’e büyük yardımı dokunuyor.
Gönüllü İnsan Kuvvetleri:
Diriliş zamanında sivil halk tarafından kurulmuş ve zombilere karşı savunmada halka büyük yardımları dokunmuştur. Fakat artık zombi tehditi bitmesine karşın dağılmamışlar ve kasabada “her ihtimale karşı” nöbetlerine küçük birlik şeklinde olsalar da devam etmektedirler. Klinikteki zombilerin sosyal hayata entegre edilme kararı da onların bu durumuna tuz biber olmuştur.
SON SÖZ:
Klasik doğaüstü dizilerden sıkıldıysanız ve farklı bir şeyler arıyorsanız, türe farklı bir açıdan bakan dizimizi rahatlıkla izleyebilirsiniz. Bir The Walking Dead ve vahşi zombiler beklememenizi de hatırlatmakta fayda var.
Fragmanlar:
Kamu Spotu Şeklindeki Reklam Filmi:
yorumlar
The Walking Dead’den sıkıldığım bir zamanda ilaç gibi gelmişti bu dizi. Her şeyiyle güzel bir dizi bence, oyunculuklar olsun, hikaye olsun. Zombi gibi bir temayı da gayet güzel bir şekilde insancıllaştırmıştı, hatta yer yer duygulandığım yerler de olmuştu. İlk sezon hepi topu 3 bölüm zaten, tavsiye ederim.
Ellerine sağlık @mertkytrk.
Sonrdan ek: Altyazılar için de @aytackara’ya teşekkürler
bu diziyi bitti zannedip çok üzülmüştüm ama yeni sezonu duyunca havalara uçtum çünkü orada final yapması saçma olurdu
BBC’de yayınlanmasına 2 gün kala çıkar (Mayıs’ın ilk haftasında başlayacak. Bkz. bahar takvimi)
In The Flesh 10 mayıs (2. sezon)
Bu Amerika ama. BBC 3, yani asıl kanal ondan biraz daha önce yayınlıyor, o nedenle de dedikodu olarak Mayıs’ın ilk haftası geçiyor şu an. Merhaba @dkamoy.
@aytackara Madalyonun diğer yüzü diyosun yani
@bachmann Boyle konularda daha cok @dkamoy diyor ama mecburen bana dustu bu sefer, dayanamadim İlk sezonu ortakli olarak ben cevirdim, bu laflar donmeye basladigindan beridir bunu ve nasilini dusunuyorum. Bunye istemsiz mudahale etti
@behman: Bahar takviminde yazıyor bunlar hep Bakmazsan sobelenirsin işte böyle.
@aytackara: Teşekkürler.
Bu arada ben bunun 2. sezonunu çok beğendim, sağolsun düzenli çevireni de var; bekletmiyor bizi.
o çevirmen birara hot in cleveland’a da uğrasa çok iyi olcak
Doktor @aytackara lütfen Hot in Cleveland’a
Ben farz-i misal olarak biri baska dizi isteyince “Haftalik kotam bir dizi, ikinciye pek vaktim yok.” diyorum da gecen farkina vardim, sahiden de oyle galiba ya Sansima arada yardim eden adamin bilgisayari bozuldu. Neyse niyetliyim zaten devam edecegim Hic’e. Uygun zaman ariyorum. Haziran 4’e kadar ara verdi, bunun yardimi olacak diye dusunmekteyim
Bu arada tesekurler Mert
2. sezon ile ilgili ispiyon:
Dizi tarih boyunca farklı görülen insanlara (farklı ırktan, dinden, cinsel yönelimden olan insanlar) yapılan zulümleri çok güzel yansıtıyor.
@hemreeroglu : Äkta Människor da izlesenize? O da bu açıdan ve daha birçok başka açıdan harika!
@dkamoy: Birkaç ay önce tanıtımını okuduğumda ben bu diziyi izlerim demiştim. Hatırlattığınız çok iyi oldu. Şu sezon finallerini bir atlatayım, ben izlerim bunu da
Bu bölümün sonunda olan şey pek hoşuma gitti benim. Geçen bölümden sonra bekliyordum zaten, iyi oldu. Geçen sezon bu noktanın benzeri için Ekşi Sözlük’te “Lan zombi dizisinde bile mi?” gibisinden bu hafif kaçar türden tepkiler gelmiş. Ben de geçenlerde fark ettim.
Kafasına balta geçirilesi Kieren ile diğer elemanın arası iyi gitse diyeceğim de idealler ters kuuzm, kesin arıza çıkar. Onu geç, daha Amy’si var. Bu dizide mutluluk haram sanki.
Ilk sezon fena değildi. Yer yer güzel olsa da zaman zaman tadının kaçmadığı da olmuyordu. 2ci sezonda burdaki yorumlardan anladığım kadarıyla epey kaldırmış çıtayı. Ama ilk sezon itibariyle izlemeye değer diyebilirlim.
Dizinin çok güzel bir yavaşlığı var aslında. İnsanı ürpertiyor. Aradada YÖS’lerin kudurması hoş bir heyecan katıyor
Kieren’ın aşk hayatı resmen acınası. Çocuğun bir aşkı öldü -gerçekten öldü (?). Diğeri de manyak. Üzülmemek elde değil. Belki adam aşka gelip değişir Kieren için diyeceğim de, pek zannetmem. Tam bir dava adamı.
Şu anda bir şeyleri doğru yapmaya çalışan bir gencin, başka insanlar yüzünden yanlış yollara sapabilmesini de çok güzel izliyoruz.
Ayrıca Gary’nin Jem’e ölen zombinin hazırladığı bilekliği ‘sana aldım’ diyerek vermesi şerefsizlik değil de nedir?
@aytackara, o yorumları ben de okumuştum. Halbuki bana, böyle bir karakter çizilmesi o kadar uyumlu geldi ki bu dizi için. İyi ki bu şekilde yapmışlar.
İngiliz dizilerinin ne zaman ne yapacağı hiç belli olmuyor ama umarım bu diziyi yıllarca izleriz.
Sezon finalinin ikinci rising ile biteceğini düşünüyorum. Sezon boyunca komple ikinci rising’den bahsedildiği için olacağını tahmin ediyorum ancak mezardan kalkanların saldırgan olacağını düşünmüyorum. Cliffhanger bırakmak pek İngiliz dizilerinin olayı değil ama bırakacaklar bence.
2×05 üzerine:
Kieren Walker’ı hala sevebildiğim söylenemez ama insanlığı daha az seviyorum o belli. Freddie kısmını unutmadım, ilk sezon finalinde olan şeyi zaten unutmadım, umarım 2. sezon finalinde de istemediğim türden bir halt yemezler
Bu arada teşekkür ederim. Ufak bir not: 3 güne 3 final uygulamasından dolayı 4. bölümü olduğu gibi Saydal'a ötelemek zorunda kaldıydım ben. Onun rahatsızlığından dolayı da 2x05'in %85'i bana kalmış oldu. Öyle bir paylaşım var ortada
Kimin first risen olduğundan emin değilim ancak bence hala Kieren, onda da bir el titreme olayı başladı. Amy’nin durumunun farklı bir şekilde açıklanacağını düşünüyorum.
3. sezona daha bir yıl kadar bir süre var. Onay almasını çok istiyorum.
Klasik İngiliz usulü ya da geçen sezonki gibi ‘devamı gelse de olur, gelmese de olur’ bir şey bekliyordum. Yapmamalarına şaşırdım diyebilirim. Gerçi sadece en en son sahnesinden dolayı böyle bir durum var, geri kalan her şeyi topladılar gibi bir şey.
Geçen sezon yaptıkları şeyle kalbimi kırmışlardı, bu sezon onu yapmadıkları iyi oldu asıl… (Bir ara ciddi ciddi yaptılar sandım.)
Philip’in mutlu olduğunu görünce bir arıza çıkacağı ‘geliyorum’ şeklinde geldiğinden dolayı Amy’nin ölümü batmadı ama üzüldüm diyebilirim. Eğlenceli bir karakterdi. Simon ile Kieren’ı öpüşürken görmesinden zevk aldığım doğrudur. Böyle şeyleri niyeyse seviyorum. Zaten ben galiba bir tek Kieren’ı sevemedim bu işte.
(Milletteki de aksan, bundaki de. O nasıl bir “Dad” demektir kuzum?=
Ha bak unutuyordum az daha: İnsanlıktan da nefret etmeye başladım. Kieren’ın babası ve Jemima’nın sezon finali hallerinden midem bulandı desem yeri. Maxine Martin’i kendi ideallerince anlarım da mezarlık başı olaylarından sonra herkeste nasıl bir uyanma oldu o kısma takılmadım değil.
Ayrıca: Reyting ortalaması geçen sezonunkinin yarısı ama 2 BAFTA (Mini Dizi ve Drama-Senarist) yanında ucu bir miktar açık bir sonu da var. Bakalım ne karar verecekler?
In the Flesh’in ilk sezonunu zamanında gayet severek takip etmiştim. Bugün de daha 2.sezona başlamadığımı hatırladım ve fırsatı değerlendirip giriştim. Başlamamla bitirmem bir oldu. İzlemeyenler çok ama çok şey kaçırıyorlar bence. Aradığımı fazlasıyla aldım. Zaman zaman güldüm, zaman zamansa gözlerim doldu. Bunların yanında, heyecan da hiç eksik olmadı. Özellikle sezon finalindeki sahnelerin ciddi bir kısmını nefesimi tutarak seyrettim. Her saniyesini hissettim neredeyse 6 bölümün. O derece keyif aldım yani. Daha ne kadar övsem bilemedim Eğer üçüncü ve son sezon onayı alırsa gerçekten harika olacak. Hatta efsane olacak benim için.
Bu arada 2.sezonda Emmett J. Scanlan‘ın olması harikaydı. Bayılıyorum bu adama. İyiki Hollyoaks’u bıraktı.
3. sezon onayı gelmiş.
İptaline hazırlamıştım kendimi çoktan. Mükemmel ötesi bir haber oldu bu benim için!
BBC Press şu onay konularında geri kalmasa da resmi haberleri hemen alsak…
Bir saniye. Üstteki linkte onay aldığı yazmıyor ki. Change.org’taki 3. sezon onayı alsın kampanyasının linki bu, ben bir şey mi kaçırıyorum?
Gittim baktım, çevirisiyle işim Haziran başında bitmiş ve biz Ocak ortasındayız. 7 ay. Ooy oy. İngiliz dizilerinde çeviri bazında bulaşılmamasını anlıyorum aslında.
2. sezonu izleyememiştim daha ya, tüh
İzleyenlere sorayım; ucu çok mu açık bitti 2. Sezonun acaba? Çok açık kalmadıysa yine de izleyesim var çünkü 2.sezonu.
@real tortoise: Yanlış hatırlamıyorsam (ki hatırlamadığımı düşünüyorum) 2.sezonda merak edilen şeyi kapatıp son dakikalarda yeni bir konu açtılar. Bence her türlü izle.
Çok kalmadı, aynı 1. sezondaki gibiydi..
@hsparks, @aytackara: Teşekkürler. Zaten hepi topu 6 bölüm, izleyeyim yakın zamanda o zaman.
Ha bu arada son sahnede de Thriller’ın müzik klibinin çekilmemesinden çok memnunum.
@real tortoise : Hala izlemediysen bence de izleyebilirsin. Yazıldığı gibi asıl konular kapatılıp, yeni bişi açıyorlar.
@hemreeroglu : Bence
@dkamoy: İzleyemedim daha, bir türlü sıra gelmedi. Bir ara izleyeceğim ama. Teşekkürler
Dizinin yaratıcısı “Para toplasanız da devamını film olarak çeksek ya?” demiş.
Adam demek ki elinde kalan hikayeye güveniyor
Öncelikle fikir güzel olmuş; bunu bir belirteyim.
İlk bölüm sıkıcı başladı açıkçası. İlk 18 dakika falan baydı resmen. Sonrasında yavaş yavaş toparlamaya başladı ve bölümün son 17 dakikasında kıvama geldi. Bölümün sonlarında Bill ile ilgili yapılan hamle ve 2. bölümde Amy ve Rick karakterlerinin de kadroya dahil olması sayesinde diziye olan ilgim biraz daha arttı. İlk bölümde izlenebilitesi olan karakter bazında Kieren tek kalmıştı. Amy ve Rick’in kadroya dahil olması çok iyi oldu bu açıdan. Ve bölümün sonları epey iyi geçti yine ilk bölümde olduğu gibi.
sunumu gayet başarılıydı ve yürek burkan cinstendi.
Yalnız diziyle ilgili önerim şu: Son kısımları hariç bölümlerin temposu biraz düşük olduğu için sıkılmamak adına oynatıcı hızını artırarak izlemek daha makul bir tercih olacaktır.
Duygusal bir final olmuş. Ucu da kapalı bitmiş. 2. sezon olmamış olsa sırıtmazmış.
Mağara olayını da gayet duygusal bir şekilde bağlamışlar.
S02E06 (FİNAL)
Kötüydü diyemem elbette ama bu sezonu ilk sezon kadar sevemedim ben. İlk bölümde tutuk bir başlangıç yaptı. Son sahne hariç elbette. 2. bölümde Jem’in hikayesi güzel aktı. 3. bölümde ise şu konuk üçlünün hikayesi sezonun en iyi hikayesi oldu bana göre. 4’te de Philip’in sahneleri izletti sadece kendini. 5. bölüm sezonun en sıkıcı bölümüydü açık ara. 6’da Philip-Amy ikilisini izlemesi keyifliydi. 25 ve 40. dakikalar arasındaki 15 dakikalık süreç bölümün öne çıkan anları oldu.
Dizinin ana karakteri Kieren’ın ilk sezonun aksine berbat bir sezon geçirdiğini düşünüyorum. Bunda bu sezon yapılan Emmett J Scanlan takviyesinin payı büyük elbette. Adamın içinde bulunduğu her sahne sıkıcıydı yahu! Amy ilk sezondaki kadar öne çıkmasa da yine güzel bir renk oldu sezon için. Philip çok iyi bir sezon geçirdi. Jem sezona iyi başlasa da sonradan bozdu. Kieren ve Jem’in babası sezonun en saçma karakterlerinden biri konumundaydı. Maxine karakteri de o ilk bölümde vaat ettiği katkıyı sağlayamadı kesinlikle.
Ucu açık kalan bir dizi olmuş. Ama devamı olmadığına memnunum diyebilirim.
Hayırlısı.
sezon 1:
çok uzun zaman önce listeme alıp iptal olunca direkt sildiğim bir diziydi. devamının geleceğini öğrenince hadi izleyeyim o halde demiştim. iyi ki de izlemişim dedirten bir ilk sezon oldu. bu kadar duygusal bir şey beklemiyordum kesinlikle ve karşıma çıkandan memnunum.
kieren çok güzel bir karakter olmuş. kız kardeşinin oyunculuğu sınıfta kalsa da karakter olarak aile üyelerinin hepsini de çok sevdim. hikayeyi çok uzatmadan ama hakkını da vererek aktarmışlar. keşke 6 bölüm olsaydı ama karakterlerin çoğuna doyamadım ben. güzel bir final de yaptı. sezon finali gibi değildi, burada kalsa sorun etmezmişim. ama bir sezon daha izleyeceğime memnunum. umarım devamı da çok uzun sürmez.
bu ölümden dönenlerin psikolojini izlemekten çok keyif alıyorum ben valla. öneri varsa alırım.
sezon 2 ilk yarı:
3.bölüm çok güzel olmasa biraz sıkıcı ilerliyor diyecektim ama freddienin hikayesi pek güzeldi. ilk 2 bölüm görece sıkıcılığını unutturdu. en sonunda kudurtmaya gerek var mıydı o konuşma filmle sonlandırsak olmaz mıydı senaristler.
yeni arkadaşı sevmedim. amy yi daha çok izleyebilsek keşke onun yerine. o çocuk kötü çıksa da amy ile devam etseler pek keyifli olacak. ama zor tabii keşke daha düzgün bir karakter getirselermiş bu dava adamı yerine. bence sonu kötü bitecek ben mutlu son göremedim.
gem de bu sezon biraz zorluyor. ilk sezon akan karakteri tripten tribe soktular bu sezon. bence gereksizdi. aslında gereksiz değildi de karakter gelişimini oturtamadılar. ilk sezonda da bu travmanın etkilerini görmeliydik. dan diye girmemiz hoş olmadı.
yeni gelen kadın neyin nesi be işe yarayacak anlamadım. gray gibi öylesine yazıyorlar herhalde maksat gerilim çıksın.
ve ıyyykkk
bir bölümde hallediverdiler valla helal.
edit derken:
jem ve babasının bir anda oğullarına sırt çevirip bir anda da eski hallerine dönmesini tamamen yazar tayfanın beceriksizliğine bağlıyorum çünkü güzelim karakterleri mahvettiler bu sezon.
semptomlar uyanış sırasına göre ortaya çıkıyor bence de. gerçekten de ilk uyanan amy idi. kieren de etraf da kimse görmediğini söylemişti muhtemelen ikinci uyanan da oydu. herkesin düzelmeye başlaması an meseleydi. burada kalmış olmasına çok üzüldüm gerçekten.
doğal olarak amynin geri dönmeyeceğine inanıyorum. o sondaki iki kişi mezarı kazıp ne planlıyorlar anlamadım ama bir yere varacağını sanmıyorum.
philips e çok üzüldüm. amy ile çok tatlı olmuşlardı. kieren ve simon ın hasarsız atlatmasına da mutlu oldum. simon a geç ısındım ama tam ısındım. bu dini manyaklar bu ikilinin peşine düşecekti muhtemelen yeni sezonda, o düşünce germedi değil ama maalesef öğrenemeyeceğiz.
ben onay aldı sanırken meğersem adamın kendi kafasında kurmasıymış. bunun devamı falan gelmez ama izlediğime pişman da değilim.