ITV dizisi Red Eye 21 Nisan’da başlıyor.
9 yorum abidin77 12 Nisan 2024 12:49
ITV, Londra’dan Pekin’e tüm gece süren bir uçuş, Londra sokakları ve Whitehall’daki iktidar koridorları arasında geçen 6 bölümlük komplo gerilim dizisi Red Eye’ın fragmanını yayınladı.
Jing Lusi (Crazy Rich Asians, Gangs of London), Richard Armitage (Harlan Coben dizilerinin yüzde 87.5’i), Lesley Sharp (The Full Monty, Before We Die) ve Jemma Moore (Lockwood & Co.), İngiliz senarist Peter A. Dowling’in (Black and Blue, Flightplan) yaratıcısı ve yazarı olduğu 6 bölümlük dizinin başrol oyuncuları.
Red Eye üç dünyanın çarpışmasını konu alıyor: DC Hana Li (Jing Lusi), gazeteci kardeşi Jess Li (Jemma Moore) ve MI5’tan Madeline Delaney (Lesley Sharp). İngiliz bir doktorun (Richard Armitage) Pekin’den ülkesine dönerken cinayetten tutuklanmasıyla üç kadın da hayatlarını tehdit eden aynı komplonun içine atılır.
Richard Armitage’ın canlandırdığı Dr. Matthew Nolan, Pekin’de bir tıp konferansına katıldıktan ve bir araba kazasında ölümle burun buruna geldikten sonra ülkesine döner ve Londra Heathrow Havaalanı’nda hemen tutuklanır. Kaza yaptığı arabasında ölü bir kadın bulunur ve arabayı tek başına kullandığını söylemesine rağmen Nolan’ın suçlamalarla yüzleşmek üzere Çin’e dönmesi gerekir.
Hana Li, Nolan’a Pekin’e dönerken eşlik etmekle görevlendirilen Londralı polis memuru. Hong Kong’da doğmuştur ve travmatik bir geçmişi vardır, gitmek istemez. Dolaysıyla bu göreve ve Nolan’ın kendisine olan kızgınlığı anında ortaya çıkar. Bununla birlikte, uçuş sırasında, ilk ölüm meydana geldiğinde, Hana Li, işin içinde bir şey olduğundan şüphelenmeye başlar. Daha fazla ölüm, Nolan’ın tehlikede olduğunu doğrular ve MI5’tan gelen bir aramanın ardından Hana, kendisini tırmanan bir komplonun içinde bulur.
Londra’ya döndüğümüzde, Hana’nın kırılgan bir ilişkisi olduğu, üvey kız kardeşi, kavgacı Z kuşağı muhabiri Jess Li’yi takip ediyoruz. Hana’nın görevinden para kazanmaya çalışan Jess, Nolan’ın iadesiyle ilgili kendi soruşturmasını yürütür ve kendini ölümcül, bilinmeyen bir suikastçıdan kaçarken bulur.
Thames House’da ise, MI5 başı Madeline Delaney, protokolü çiğneyerek sadece Hana ve Nolan’ın hayatta kalmasına yardım etmek için değil, aynı zamanda 357 sefer sayılı uçaktaki cinayetlerden hem Çin’i hem de kendi hükümetindeki insanları sorumlu tutan uluslararası bir komployu ortaya çıkarmak için tüm kariyerini riske atar.
Kieron Hawkes (Fortitude, C.B. Strike) tarafından yönetilen dizinin yapımcılığını çok ödüllü ve Sony Pictures Television destekli Bad Wolf üstlendi. Julie Gardner (I Hate Suzie, Doctor Who) ve Lachlan MacKinnon (Industry, A Discovery of Witches) dizinin yönetici yapımcılığını, Kristian Dench (The Capture, Strike Back) yapımcılığını üstlendi. Jingan Young, dizinin 4. bölümünü yazdı.
Proje, Bad Wolf’un İçerik Direktörü Dan McCulloch (His Dark Materials, Endeavour) tarafından geliştirildi ve denetlendi. Sony Pictures Television, Red Eye’ın uluslararası dağıtımından sorumlu.
Red Eye, 21 Nisan’da ITV ve ITVX’te yayınlanacak.
yorumlar
İlk bölümde hızlı denebilecek bir açılış yaptılar, ardından uçak sahnelerinin başlamasıyla birlikte tek mekan ağırlığı daha da arttı (ki severim). Haber tarafı ile siyaset tarafı da devreye giriyor ama nihayetinde onlarla bağlantılı biçimde.
Neredeyse herkeste “bir şeyin” olduğu işlerden (tabii ki). Geçmişte neler olduğuna da bu sırada yavaştan gelip öyle cevap verecekler belli ki. Her şey bir araya geldiğinde ortaya çıkacak olan resmin ne kadar tatmin edeceğinden emin değilim sadece, düzgün bir toparlama olur umarım.
Richard Armitage bildiğimiz gibi. Jing Lusi yakışmış bu role. Diğerleri zaten yan karakter ayarında sayılır. Kalan 4 bölümü normal bir tempoda izler tamamlarım. Du’ bakalım.
Not: Sayı:
Not 2: Bunu görünce aklıma yine Into the Night / Yakamoz S-245 geldi. Devamıyla ilgili kimse de bir şey demiyor.
Bitirdim, geldim. Konusu kendi içinde biten bir ingiliz işi.
Aman yalebbim dedirtmedi ama güzeldi, beklentimi karşıladı. Konu ilginizi çektiyse dalabilirsiniz.
2. sezon onayı alacak gibi duruyor.
İlk bölümle umut verici bir başlangıç yaptı, sezonu hızlıca hatmetmeyi düşünüyorum. Gözüme batan tek şey türkçe çevirisi idi, umarım sezonun kalanı böyle değildir.
Keyifli bir sezondu, aradığımı buldum. Politik-polisiye sevdiğim bir türdür zaten. Uzun olmayan bölüm süreleri, akıcı konusu, merak uyandırıcı anlatımıyla sündürmeden-süründürmeden işini gören bir dizi olmuş. Konu kapandı ancak ucunu yeni bir sezona açsalar izlerim. Herkese rahatlıkla öneriyorum.
Yazarlara bir teki şeyi hatırlatmakta fayda var, biri kadın biri erkek başrol karakterler illaki duygusal yakınlaşma içinde olmak zorunda değil.
Sezonu tamamladım.
Daha iddialı bir kapanış tercih etmekle birlikte “bu” çözüme de itiraz etmeyeceğim. Zaten bu çeşit bir şey bekler olmuştum. Şu haliyle ucu kapalı.
Uçağın içinde, tek mekan ağırlıklı anlatım ve yarattıkları “Burada ne oluyor?” gizemi biraz daha ilgi çekiciydi. Uçağın dışına çıkıp da Çin-İngiltere-ABD üçgeninin içine politik çekişmeyi kattıkları kısımlar pek de ilgimi çekmedi.
Olur da 2. sezon gelirse görüşürüz yine. Ne anlatacaklarını da kendileri bulsun bir zahmet. Richard Armitage’la öncesinde bir Harlan Coben dizisinde daha görüşürüz nasılsa.
tek kelimeyle bayıldım, beklentimin üstünde çıktı. tek sezonda kalsın da ortamlarda övmelere doyamayayım. gerçi devam etse yine bayıla bayıla izlerim asla çıtayı düşürmezler. nefisti, kaçırmayın derim.
ONAY
Fakat Richard Armitage dönmüyormuş.
Lesley Sharp
Jemma Moore
Jing Lusi
dönüyor.