Jean Charles de Menezes Cinayeti Disney+’ta dizi oluyor
7 yorum aytackara 19 Şubat 2025 00:48

Brezilyalı Jean Charles de Menezes, masum olmasına rağmen 22 Temmuz 2005’te Londra polisi tarafından terörist sanılarak trajik bir şekilde öldürüldü. Yaşananlara odaklanan, olaya karışanların farklı bakış açılarını anlatan yeni bir dizinin geleceği ise bugün duyuruldu. Disney+’a bu baharda yayınlanacak. Sezonu 4 bölüm sürecek.
Jeff Pope’un (Philomena, Stan and Ollie) yazıp yürütücü yapımcılığını üstlendiği dizinin yapımcılığını Pope’un ITV Studios’un bir parçası olan yapım şirketi Etta Pictures, Kwadjo Dajan’ın KDJ Productions’ı ile birlikte üstleniyor. Jean Charles de Menezes’in ailesi ve diğer akrabaları diziye danışmanlık yapıyor.
Tam ismi “Suspect: The Shooting of Jean Charles de Menezes” olan dizi, hafızanın – hem doğru hem de çarpıtılmış – nasıl gerçeğe dönüştürülebileceğini ve gerçeğe ilişkin anlayışımızı nasıl şekillendirebileceğini inceliyor.
Edison Alcaide, Jean Charles de Menezes’i canlandırıyor. Conleth Hill, dönemin Metropolitan Polis Komiseri Sör Ian Blair’i canlandırıyor. Russell Tovey, Blair’in komiser yardımcılarından Brian Paddick’i canlandırırken, Max Beesley Met’in bombalı saldırılarla ilgili soruşturmasını yürüten komiser yardımcısı Andy Hayman’ı oynuyor. Emily Mortimer ise bombalı saldırılardan sorumlu olduğu düşünülen kişileri takip eden gözetim operasyonunun sorumlusu Cressida Dick’e hayat veriyor. Daniel Mays, 7 Temmuz 2005’te Londra’da gerçekleşen bombalama olaylarının ardından baş adli müfettiş olan Cliff Todd’u canlandırıyor.



yorumlar
Poster
İlk iki bölümü izleyerek sezonu yarıladım. Şu an bütün sinirlerim zıplamış durumda. Ben bir sakinleşeyim, elbet dönerim.
Not: Hepsini birlikte yayınladılar ve TR‘ye de gelmiş.
Haberimin olduğu bir olay değildi. Yanlışlıkla öldürüldüğünü bilerek başladım sadece ve bu ne bu?! Oha gerçekten. Sahneyi düşündüğümde sinir de basıyor.
Kalan 2 bölümde bu meselenin soruşturması falan vardır tahminen. Hayrolsun.
Not: Dizide aktarıldığı gibi yaşandıysa payını bırakmış olayım, hani belki bir ihtimal lazım olur…
2. bölümün sonunda yaşananlardan dolayı ötesine geçmek zorladı zaten, bilerek biraz ara vermiştim. İngiliz polisinin yüzsüzlüğü üstüne tuz biber olunca sonrasına devam etmek de kolay olmadı üstelik. Bazı benzerlikler de can sıkıcıydı derken zor da olsa sonunu gördüm.
Haksız olduklarını kabul etmemek için o kadar kanırtmışlar, kabul ettikleri kadarı da o kadar yarım ağız ki… Neyse ki tarafsız gözle aktaralım tavrı daha geri plandaydı, polisimizi de anlayalım kafası da girmedi.
Russel Tovey beycimin karakteri yüzünden A.C.A.B. seviyesine gel(e)medim ama bayağı yaklaştırdılar burada.
Polislerin cezalandırılmadığı, görevdekilerin de görevine devam ettiği (hatta vakti gelince terfi aldığı) bir düzen olduğunu bilerek sonunu gördüm bu arada. Belki olayın cezasız kaldığını bilmek de beni zorlamış olabilir.
Gerçeği ortaya çıkarmaya çalışan birinin görev yerini değiştirdiler, ifşayı yapanı hırsızlıkla suçladılar falan. Onlara kalsa polisin ilk ifadeleri gerçek olarak bilinecekti belki de. Bizimle olan karşılaştırmalar biraz da bundan can sıkıcıydı, “Böyle biri çıkar mı?” ya da “Gerçek ortaya çıksa bile bir şey değişir mi?” soruları aklımdan geçiyor ister istemez.
Nihayetinde ihmalden dolayı 175,000 pound ceza yazılmış teşkilata, aileyle de açıklanmayan bir miktara anlaşmışlar. Üstünden 20 yıl geçene kadar olan bitene bakarsak daha fazlası gelmez herhalde bu konuda. Sağlanabilen adalet aşağı yukarı bu kadar. Gündeme gelmesiyle belki biraz canları sıkılır sağa sola karşı, o da olursa ve umursama duyguları kaldıysa tabii.
Böyle işte. Gidiyorum ben, biraz hava alayım.
Netflix’te bugün “Attack on London: Hunting the 7/7 Bombers” adlı yeni bir belgesel dizisi başladı. 4 bölüm.
Londra’daki 7 Temmuz’da ve sonrasındaki bombalı saldırıları, ardından yapılan soruşturmayı ve insan avını konu alıyor özetle. Dönemin Başbakanı Tony Blair, dönemin MI5 direktörü, soruşturmayı yürüten bazı isimler ve bazı tanıklar da dahil olmuş. Stok görüntüler falan derken tane tane üstünden geçiyorlar güya.
Henüz ilk 2 bölümü izledim. 21 Temmuz’a kadar geldiler. Dolayısıyla Jean Charles de Menezes’in öldürülmesi gelecek bölüme kaldı (ki varmış da).
Bu diziden dolayı nasıl anlatacaklarını merak ettiğimden başladım açıkçası. Kesin bir tur da burada sinirlerim laçka olacak ama hayrolsun falan artık.
Buradaki ana odak dört teröristi yakalamak olsa dahi Jean Charles’ı da yeterince işlediler. Bir ölçüde sinirim bozuldu yine.
Konuya uzak olanlar için düzgün denebilecek bir toparlama, yakın olanlar içinse Tony Blair, görevli polisler ve müdürler, bazı tanıklar derken geniş çaplı bir özet çıkmış.
İki içerik birlikte takip etmek adına ideal bence. Senaryolu ve senaryosuz oldukları için birbirlerini tamamlıyorlar demesem daha iyi tabii ama yer vermeyi tercih ettikleri detaylarla birebir de değiller sonuçta.
Böyle bu da.