lie to me — tanıtım
4 yorum aygen 11 Şubat 2009 15:24
lie to me
Akılıca laflar eden ve problemleri kendine özgü yöntemlerle çözen aykırı bir karakterimiz daha oldu: Dr. Cal Ligthman. Hayırlı olsun.
dr ligthman
İlk bölümünü izledikten sonra “Dr. Ligthman, DR. House’akarşı” diye düşünmeden edemedim. “Reservoir Dogs” ve “Pulp Fiction” filmlerinden tanıdığımız, son olarak “The Incredible Hulk” filminde kötü adam olarak izlediğimiz İngiliz aktör Tim Roth, Dr Cal Ligthman rolünde iyi bir iş çıkarmış ama House’a rakip olmak için daha uzun bir yolu var.
“Sıradan bir insan 10 dakikalık bir konuşmada 3 yalan söyler” sloganıyla Amerikan FOX kanalında 21 ocak 2009 itibari ile yayınlanmaya başlayan yepyeni bir dizi Lie to Me.
İnsanlar neden yalan söyler, yalan söylediklerini nasıl anlarız sorularına yanıt arayan Dr. Lightman ve ekibi, insanların yüzlerinden, özellikle de göz ve dudak hareketlerinden, vücut duruşlarından, ses tonlarından ve konuşma şekillerinden doğru mu yoksa yalan mı söylediklerini analiz ederek FBI başta olmak üzere, polise, hukuk firmalarına, özel şirketlere, askeri birimlere en zor vakaları çözmede yardımcı oluyor. Örneğin konuşma sırasında bir kişi tek taraflı omuz silktiğinde Dr. Ligthman onun yalan söylediğini kolaylıkla anlıyor. Dizinin en güzel yanıysa bu yüz veya vücut duruşlarını gerçek hayattan tanıdığımız oyuncu, şarkıcı, sporcu, siyasetçi gibi ünlü kişileri örnek göstererek açıklaması. Bir anda ekranda Bill Clinton’ı veya Hugh Grant’ı görüp yalan mı söylemiş yoksa utanmış mı öğreniyorsunuz. Günlük hayatta kullanabileceğiniz birçok ipucuna ve yararlı bilgiye de sahip oluyorsunuz. İnsanların duygularını ifade etme biçimlerinin evrensel olduğunu ve gerçeğin insanların yüzlerine kazındığını belirten, saniyenin beşte birinde beliren yüz hareketlerini anlayabilmek için 20 yıl boyunca çalışan Dr. Ligthman sadece insanların yalan söylediklerini bulmakla değil neden yalan söylediklerini anlamakla da ilgilenen bir bilim insanı.
dr ligthman ve ekibi
“The Practice” dizisinden tanıdığımız Kelli Williams, DR. GILLIAN FOSTER olarak Lightman’ın ortağı yetenekli psikolog rolünde karşımıza çıkıyor. Hem güzel hem akıllı hem de yetenekli, şirket içi dengeleri sağlayan, dışarıya karşı da şirketi en iyi şekilde temsil eden Foster, Lightman’ın sadece ortağı değil aynı zamanda sağ kolu.
İnsanlardaki yalan söyleme eğiliminden rahatsız olup her daim doğru söylemeye karar vermiş ELI LOKER (Brendan Hines, TERMINATOR: THE SARAH CONNOR CHRONICLES) şirketin baş araştırmacısı. Aklından geçeni değiştirmeden olduğu gibi söylüyor ve sonuçlarına da katlanıyor.
Şirketin en son ve en yeni elemanı RIA TORRES (Monica Raymund, “Law and Order: SVU”), doğal olarak insanların ifadelerini okuma yeteneğine sahip. Bu yüzden bilim insanı olan Lightman tarafından hem özenilen, saygı duyulan hem de kıskanılan ve cezalandırılan bir karakter.
Dizinin yaratıcısı ve yazarı, The Evidence isimli ABC dramasını yazmış, “”24″” ve “”Arrested Development”” dizilerinin yapımcılarından Samuel Baum.
Dizinin esin kaynağı, gerçek hayatta insanların yüz ifadeleri, vücut dilleri ve konuşma biçimleriyle ilgili araştırmalarıyla tanınan davranış bilimci Dr. Paul Ekman, kendi sitesinde Lie to Me ile ilgili şahsi görüşlerine de yer veriyor ve her bölüm için yorumlar yapıyor.
Dizinin pilot bölümünü Robert Schwentke yönetmiş. Samuel Baum, Brian Grazer, David Nevins ve Steven Maeda yapımcıları.
Dizinin ikinci bölümü “Moral Waiver” 28 ocakta, üçüncü bölümü “Perfect Score” 4 şubat’ta yayınlandı. Dördüncü bölümü “Love Always” 18 şubatta yayınlanacak.
iyi seyirler.
yorumlar
Teşekkürler
“Şunu 22dakika’ya yazsam” diye kaç gündür düşünüyordum. Hay yaşayasın, leziz anlatmışsın. Ellerine sağlık.
yalanların yakalanmasına yardımcı olan mikro yüz ifadeleri
geçenlerde en sonunda, ağır aksak gide gide bitirdim lie to me’yi, iptaline üzüldüm ama şaşırmadım açıkçası, eli yüzü düzgün bir diziydi ama ikinci ve üçüncü sezonda, ilk sezondaki kaliteyi yakalayamamışlar, kötü müydü, hayır değildi ama ilk sezondaki gibi dizi akmıyordu, belki bunda ilk sezonda en az iki olayla ilgilenmelerinin de etkisi vardı, ilk sezonda özellikle yan karakterler Gillian Foster, Locker ve Torres en az Ligthman kadar etkiliyken diğer iki sezonda Ligthman’ın yanına Foster ana karakter olarak geldi ama Torres ve Locker karakterleri resmen silikleşti,istisnalar dışında arada bir görünen,olaylara çok da girmeyen karakterlere dönüştü, bütün diziyi önce Ligthman ve sonra Fosterın üzerine yıkmaları iyi olmadı, ilk sezonda ki gibi bir denge sağlanmış olsa belki dizi bugün de devam edebilirdi, ilk sezondaki dinamik çok hoşuma gitmişti,keşke bozmasalardı
aslında diğer iki sezonda sevdiğim olaylar yok değil, Lightman ve kızı Emily arasındaki ilişki güzel ve eğlenceli bir şekilde aktarılmıştı
bitirince diziyi en sonunda, iptaline daha bir üzüldüm,tamam dediğim problemler diziyi biraz bozmuştu ama dizideki Housevarilik hoşuma gidiyordu gene de, Tim Roth eğlenceli,harika,kendine özgü bir karakter yaratmış,aynı Hugh Laurie gibi, bir daha Tim Roth tvde iş yapar mı, sanmıyorum, bizim için büyük kayıp, güzel insan Kelli Williams’ın karakterinin dinginliği de bir harikaydı ayrıca,onu umarım bir gün görürüz tvde, 4 karakteri de çok sevdim, üç sezon kesmedi ama buraya kadarmış maalesef