Life On Mars (UK) — Tanıtım
8 yorum unfortr 29 Mart 2013 10:00
abc anakronizm ashes to ashes axile bbc one david bowie doctor who dönem dizisi downton abbey ford granada joanne froggatt john simm life on mars liz white mad dogs manchester marchlands mathew graham neil morrisey philip glenister suç polisiye tanıtım
Klişe polisiye – suç draması dizilerinden çok daha farklı bir yapıda olan Life On Mars‘ta, polis dedektifi Sam Tyler 2006 yılında geçirdiği trafik kazasından sonra kendini bir anda 1973 yılında bulur. Bir anda kendini başka bir gezegene inmiş gibi hisseder. Geçirdiği kazadan sonra komaya girip hayaller mi görüyor, aklını mı yitirdi, yoksa zamanda yolculuk mu yaptı? O da bilmiyor…
Başlıklar :
Konu
Karakterler ve Oyuncu Kadrosu
Yayın Bilgileri
Kitapları
Life On Mars US
Son Söz
Fragmanı
Life On Mars (David Bowie)
KONU
2006 yılının İngiltere’sinde polis dedektifi olan Sam Tyler, yolun ortasında arabasından çıktığı esnada yaya halindeyken bir araba ona çok şiddetli bir şekilde çarpar. Gözlerini açtığında ise 1973 yılında kendisini Manchester polis teşkilatına atama kağıtlarının da içinde bulunduğu eski bir model arabanın yanında bulur. Buraya nasıl geldiğine dair aklında olan sorularla beraber, atamasının yapıldığı polis merkezine gelir. Bu binanın 2006 yılında kullandıkları polis merkeziyle aynı olduğunu farkeder. Yeni atanan Sam’i, içerideki ekip arkadaşları karşılar. İçinde bulunduğu duruma anlam veremeyen Sam’in garip hareketleri, ortamda alay konusu olur.
Buraya neden geldiğine dair aklında olan sorularla başa çıkmaya çalışan Sam, bir yandan da bulunduğu zamana ayak uydurmaya çalışır. Tabii, burada bir takım zorluklar yaşar. 1973 yılında polislerin suç dosyaları ve suçlulara karşı hukuk dışı, bilimsel analizden yoksun tutum ve davranışları karşısında, Sam suçluları yakalamak için kendi yöntemlerini uygulama konusunda ekip arkadaşlarını ikna etme yönünde çaba sarfeder.
KARAKTERLER VE OYUNCU KADROSU
Geldiği 1973 yılında, Sam, geçirdiği araba kazasından sonra psikolojik travma yaşamış, kendi isteğiyle Hyde polis merkezinden transfer edilerek Manchester polis merkezinde çalışmaya başladığı bilinen bir dedektiftir. 2006 yılında onurlu bir dedektifken kendini, 1973 yılında çoğu rüşvetle çalışan bir polis merkezinde bulur. Fakat Sam, kendi doğrularını uygulayıp, bunları diğer polislere kabul ettirme çabasına girer. Çocukluğunu geçirdiği şehirde, 4 yaşındaki hali ve 20’li yaşlardaki annesi ve babasıyla da sık sık karşılaşır.
2006 yılında kendisini komada yatan bir hasta olarak görür; yaşadıklarını bir hayal veya zamanda geri gitme olarak tanımlar. 2006 yılında komadayken doktorların ona yaptığı müdaheleler, krizler, annesinin hasta yatağında onunla konuştuğu zamanlar, sanrılar halinde Sam’in 1973 yılındaki kendine göre ütopik dünyasına yansır. Buraya neden geldiğine dair bir ipucu bulursa, 2006 yılına geri dönebileceğine inanır.
Karakteri, Doctor Who, Exile en son olarak da Mad Dogs‘tan tanıyabileceğimiz John Simm canlandırıyor.
Sam’in polis merkezindeki Şefi olan Gene, bir üstünlük kompleksi olan, sigara ve alkole düşkün, kilolu, geleneksel yöntemlere sıkı sıkıya bağlı, 70’lerin tipik polislerindendir. Bu yüzden de Sam’in modern yöntemleriyle ve kendisiyle, sürekli bir çatışma halindedir. Aralarındaki bu itiş kakış, çoğu zaman mizahi bir dille aktarılır.
Gene, 2. Dünya Savaşı’nda Normandiya‘da savaşmış eski bir askerdir. Savaştan sonra mesleğe ilk adım attığı yıllarda, kendi polis şefini rüşvet aldığı için ihbar eder. Bu durum, teşkilatta onun dışlanmasına yol açar. Zamanla o da sisteme ayak uydurur. Özellikle şehirde dönen bir çok yasadışı işin etrafında olan mafyayla, rüşvete dayalı ilişkileri başlar.
Oldukça karizmatik bir karakter olan Gene’i, dizinin devam uzantısı olan Ashes To Ashes ve Mad Dogs‘ta izlediğimiz Philip Glenister canlandırıyor.
Sam’in 1973 yılında yaşadığı dünyada en büyük destekçisi Annie’dir. Sam’i diğer meslektaşları deli olarak tanımlasa da Annie onun garip tavırlarının, yaşadığı psikolojik travma sebebiyle olduğunu düşünür. Annie psikoloji eğitimi almış bir polis memurudur. Sam, suçluların yakalanmasında Annie’nin bu yönünden yararlanmaya çalışır.
Sam’e karşı duygusal yakınlık da duyan karakteri, Liz White canlandırıyor.
Ray ve Chris, ağızlarından sakız ve sigara düşmeyen, masalarındaki kanıtlara bakmadan içgüdülerle olaylara müdahele eden, işlerini lakayıt tavırlarla yapan, 70’lerin tipik tembel dedektiflerindendirler. Bu ikiliyi, 2006 yılındaki işlerini yapan profesyonel dedektifler gibi çalıştırmak istemesi yüzünden Sam, onlarla da savaşmak zorundadır. Chris, Ray’e nazaran Sam’in modern tekniklerini daha iyi benimser.
Ray’i, en iyi Marchlands‘tan hatırlayabileceğimiz Dean Andrews canlandırıyor. Chris’i ise, Marshall Lanchester canlandırıyor. Bu iki oyuncu Life On Mars’ın devamı niteliğindeki Ashes To Ashes‘te de birlikte rol aldılar.
Dizide konuk oyuncu olarak Sam Teller’ın 1973 yılındaki annesi Ruth rolünde Downton Abbey‘den Anna karakteriyle tanıdığımız Joanne Froggatt‘ı izliyoruz.
YAYIN BİLGİLERİ
* Ocak 2006 yılından 8 bölümlük 1. sezonuyla BBC ONE‘da yayın hayatına başlayan dizi, Şubat 2007’de ise yine 8 bölüm olarak 2. ve son sezonuyla yayın hayatına veda etti.
* Diziye ismini veren Life On Mars, David Bowie‘nin Hunky Dory albümündeki aynı isimli şarkısından gelmektedir. Sam Tyler’ın kaza yapıp kendini 1973 yılında gözlerini açmasıyla birlikte, bu şarkı çalmaya başlar.
* Dizinin yaratıcı ve senaristleri olan Matthew Graham ve Ashley Pharoah projeyi, 1998 yılında BBC’ye götürdüklerinde kanal hikayeyi aşırı fantastik bulduğu için dizinin siparişini vermemiş.
* 1998 yılındaki projenin ismi 1970’lerin popüler otomobil markalarından olan, Life On Mars‘ta da sık gördüğümüz Ford Granada imiş.
* Matthew Graham, 1998 yılındaki ilk projenin ana karakteri olarak Neil Morrisey‘i oynatmayı planladıklarını, 1970’li yılların stillerinin mizahi yönü daha fazla olan bir dille anlatılacağı bir hikayesi olduğunu söylemiştir.
* Hikayenin geçtiği şehir, ilk olarak Londra olarak belirlendi. Daha sonra fikir değiştirilerek Leeds’te, en sonunda da hikayenin Manchester’da geçmesine karar verildi.
* Dizinin temel konusu olan, yaşadığı zaman belli olan bir kişiyi farklı bir zamanda yaşamış gibi gösterme durumu olan Anakronizm, yapımcılar tarafından diziye kasten konulan 70’lerde icat edilmemiş eşyaları bulmak, dizinin hayranları tarafından oldukça eğlenceli bir aktiviteye dönüştü.
* Bu eşyalar arasında CCTV kamera, LCD dijital saatler, PVC pencereler, modern şehir mobilyaları sayabildiklerimizinden birkaçı…
LIFE ON MARS US
* Dizinin, Ekim 2008’de, ABC kanalında David E. Kelly‘nin yapımcılığında, Amerikan uyarlaması yayınlanmaya başlandı. David E. Kelly, pilot bölümden sonra bu görevi, yine başka bir ABC dizisi olan October Road‘ın da yapımcılıklarını yapan Josh Appelbaum, Andre Nemec ve Scott Rosenberg‘e devretmiştir. Kanal, ilk 13 bölümü Greys Anatomy‘nin arkasından yayınlamıştır. Daha sonra sipariş ettiği 4 bölümü ise Lost rüzgarından faydalanması için çarşamba günleri yayınlamıştır. Fakat bu hamle de -dizinin reytingler bakımından kanalı memnun etmemesi sebebiyle- işe yaramamış ve Amerikan uyarlaması, 17 bölüm sonra iptal edilmiştir.
* Aynı şekilde dizinin, La Chica De Ayer isimli İspanyol uyarlaması ve Dark Side Of The Moon adlı Rus uyarlamaları da bulunmaktadır.
Dizinin devamı niteliğinde, yine aynı kaliteye sahip Ashes To Ashes dizisi, 2008 yılında yayınlanmaya başlayıp toplamda 3 sezon sürdü.
KİTAPLARI
Life On Mars ve Ashes To Ashes’in bitimiyle beraber, bu dizilerin yaratıcılarının çalışmaları ile yazar Tom Graham’ın kaleminden 1973 ve 1981 arası dönemi anlatan seri romanlar yazılmıştır. Bu kitaplardan ilki, Aralık 2012’de yayınlanan A Fistfull Of Knuckles, Mart 2013’te Borstal Slags ve en son olarak da Haziran 2013’te Get Cartwright‘tır.
SON SÖZ
Kendine has orjinal hikayesiyle, benzer polis-suç dram dizilerinden çok daha ayrı bir yerde olan Life On Mars, 70’li yılların dönem havasını atmosfer olarak diziye çok iyi yansıtmış bir yapım. Komedi unsurları da olan dizide, özellikle kadınlara karşı alınan kaba tavırlar mizahi bir dille aktarılır. İngiliz dizilerine özgü hikayedeki ağırlık, bu dizide de karşımıza çıkıyor. Ama güzel hikaye, iyi oyunculuklar, özenle seçilmiş müzikler ve 70’li yılların atmosferi, sizi farklı bir dünyaya alıp götürüyor.
İzlemek isteyenler için iyi seyirler…
TANITIM FRAGMANI
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=b5LsCC1zNLY?feature=player_detailpage&w=640&h=360]
LIFE ON MARS (David Bowie)
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=v–IqqusnNQ?feature=player_detailpage&w=640&h=360]
yorumlar
Çok güzel tanıtım,eline sağlık. Bilindik polisiyelerden sıkılmış olanların mutlaka seyretmesi gereken bir dizi. Özellikle CSI’lara fazlasıyla alışmış bünyelere şok etkisi yaratabilir 70’ler polisiyesi. Bizim devir, yok DNA’miş, yok oymuş,yok buymuşa fazlasıyla alışınca, o dönemlerde nasıl polislik yapıldığını görmek gerçekten çok ilginç geliyor.
Müzikler gerçekten müthiş, özellikle 70’ler müziği hakkında benim gibi hemen hemen hiç bilgisi olmayan birileri varsa mutlaka seyretsin. Bilmediğim bir sürü müthiş şarkı öğrendim izlerken.
Bu devirden bakınca, Gene Hunt gerçekten kendine özgü bir karakter. Adamı bu devirde düşünemiyorum bile. Sam Tyler’ın niye sürekli onunla tartıştığını,çekiştiğini,mücadele ettiğini anlayabiliyorsun ama yine de bir süre sonra Sam gibi kendisini seviyorsun.
Seyredin, üstüne Ashes to Ashes’ da seyredin. Pişman olmazsınız.
Çok güzel tantım olmuş eline sağlık.
Yayına başladıktan 1-2 sene sonra farkedip izlemiştim diziyi, gerçekten de çok başka bir dizi. Sayesinde arkadaşlarla birbirimize “guv” diye hitap etmeye başlamıştık.
geçen sene malum bir siteye dizi seyretmag için girdiğimde “belgesel mi acaba?” diye açıp Doctor Who‘daki Usta‘yı görünce seyretmeye devam ettiğim güzel bir dizi. Yazı da en az dizi kadar güzel. Ellerine sağlık…
Eline sağlıklar için teşekkürler.
abidin77 : Tanıtımın ardından, yaptığın güzel yorum diziyi izlemek isteyenler için belirleyici bir son söz olmuş. Keşke tanıtımı yazarken son sözde sana danışsaymışım
@unfortr :
Merhabalar. bu güzel tanıtım yazısı sayesinde bu life on mars adlı diziyi tanıdım ve çok sevdim. 2 sezon olması kötü olmuş tadı damağımda kaldı. John simm de harika bir oyuncuymuş.
diziseverlere bir sorum olacak ; life on mars benzeri başka böyle bildiğiniz polisiye ,gizem ve zaman yolculuğu gibi şeyler içeren bir dizi var mı ? varsa isim verirseniz sevinirim. ben internette çok aradım bulamadım.
devamı olan Ashes to ashes ı da biraz izledim ama john simm olmadığı için tat vermedi. başrol olarak gözüm ona alışmıştı.
@variable Fringe izlemediysen ona bakabilirsin. Söylediğin gibi polisiye, gizem, zaman yolculuğu ( tam olarak zaman yolculuğu olmasa da ) gibi konular içeriyor o da.
Bunu bir ara “Lazarus” adıyla diriltmeye niyetlenmişler meğerse. İşte o iş olmuyormuş.