Netflix, Hakan: Muhafız için 3. ve 4. sezon onaylarını verdi.
14 yorum abidin77 10 Ocak 2019 16:48
Netflix, bugün ilk sezonu 14 Aralık 2018’de 190’dan fazla ülkede gösterime giren, başrolünü Çağatay Ulusoy’un üstlendiği, oyuncu kadrosunda Hazar Ergüçlü, Ayça Ayşin Turan, Okan Yalabık, Mehmet Kurtuluş ve Yurdaer Okur’un yer aldığı, yapımcılığını ise Netflix adına O3 Medya kurucu ortağı Onur Güvenatam’ın üstlendiği ilk Türk orijinal dizisi Hakan: Muhafız’ın (The Protector) üçüncü ve dördüncü sezon onayı aldığını duyurdu.
İkinci sezonunda Engin Öztürk, Boran Kuzum, Saygın Soysal ve Burçin Terzioğlu gibi başarılı isimlerin hikayeye renk katacağı fantastik drama türündeki dizi, hem Türkiye’de hem dünya çapında hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaştı. Şimdi ise çekimlerine önümüzdeki aylarda start verilecek olan 3. ve 4. sezonlar için hazırlıklara başlanıyor. Yeni sezonların 2020 yılında yayına girmesi planlanıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerden gelen tepkilerden mutluluk duyduklarını dile getiren Netflix Uluslararası Yapımlar Başkan Yardımcısı Kelly Luegenbiehl “Çok yetenekli bir oyuncu kadrosu ve yapım ekibiyle birlikte 2 sezon daha çekecek olduğumuz için heyecanlıyız. Aşk, aksiyon, komedi, macera gibi Türk dramalarından alışkın olduğumuz temaların yanı sıra fantastik öğeler de içeren, İstanbul’u hikayenin odağında tutan Hakan: Muhafız sayesinde tüm dünyadaki izleyicilerimizin Türk yapımlarının başarısına bir kez daha şahit olduğunu düşünüyoruz ve bu hikayeyi daha da genişleterek izleyicilerimizle buluşturacak olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Hakan: Muhafız Hakkında
Dizide sıradan ve genç Hakan’ın tarihte kendisine verilmiş gizli bir görevle İstanbul’u korumak zorunda olduğunu öğrenmesi ve yaşantısının bir anda altüst olarak epik bir maceraya adım atmasını izliyoruz.
Geçmişle geleceğin, doğuyla batının buluştuğu 15 milyonluk İstanbul’da Hakan aslında hikayenin başında Kapalı Çarsı’daki bir esnaftan farksız herhangi bir genç. Oysaki çok kısa zamanda doğduğu ve büyüdüğü şehrin gizemli güçlerin tehdidi altında olduğunu öğrenmesiyle onu çok başka bir dünya bekliyor olacak!
Hakan kendisi için çizilmiş kaderine nasıl tepki verecek, kendisi ondan beklenen son muhafız olabilecek mi?
yorumlar
Bülten falan gönderirlerse bunu isteseniz silebilirsiniz.
Abooo dizi tuttu mu şimdi ?
Yazık.
Sevindim ben bu habere. Belki bu gazla Netflix daha iyi oyunucularla ilerde daha iyi senaryolu yeni ve başka yapımlara imza atar. Böylece 3-4 saatlik işkencelerden kurtarır bizi.
Hiç değilse ikinci sezona veya onun yayınına az bir zaman kalmışken duyurmalarını tercih ederdim. Kaçmıyorduk.
Not: Haber, bültenle azıcık oynamış olabilir.
Bayağı oynamış İyi olmuş
Netfilix ne zaman bu kadar bol keseden onay verdi.Hatırlayınız varmı.Politik demekten başka aklıma bir şey gelmiyor.
Çift sezon onayı vermesi ilk değil, örnekleri var. İkinci sezon gelmeden 3 ve 4 onayı verdi mi daha önce emin değilim.
Ama Orange is the New Black 4. sezon gelmeden 5, 6, 7 onayının geldiğini biliyorum. Hatta 7’nin son olacağı da ta o zaman kendisini belli ettiydi bana kalırsa. Bunda da 4 son olabilir.
@aytackara hiç sanmıyorum 4 biteceğini ama belli de olmaz.
@oktay_1907 Önce Çağatay şu davasından bir şekilde kurtulsun da devamını sonra düşünürüz ^.^ Dava ertelenip duruyor da 2020’de dördüncü sezon gelene kadar daha 1.5 seneden fazla zaman var en az. Ertele ertele nereye kadar? Çıkmış ceza bir seneden biraz fazlaydı yanılmıyorsam.
+ Diziyi bitiriyoruz, devamı gelmeyecek.
– Niye ki?
+ Başrol hapse girdi çünkü!
Sabrina’da da aynısı oldu diye biliyorum. Sezon yerine part diyorlar ama 10 bölüm hepsi de sezon gibi galiba.
Tuttu demek ki. Sanmıyorum başka ülkelerde izlendiğini açıkçası ama Türk’ler sevdiyse, bu dizi sayesinde üye sayıları arttıysa verirler yani, çok garip bir şey yok. Maliyeti de az gibi zaten.
Çok sevindirici. Türk dizi sektöründe internet dizilerinin artık sazı eline almalarını istiyorum. Ayrıca Sabrina’da da aynısı oldu rpdi’nin de dediği gibi.
kesin netflixte de tanıdık var kesin…
Neyin altına yorum yapayım bilemedim. Alakasız bir yer arayıp Engin Öztürk-Hazar Ergüçlü bileşiminden dolayı buraya bırakayım bari dedim.
Yüksek Sosyete (2016) (Bölüm 26 – Final)
İlk bölümler yeterli miktarda eğlenceli geçti. Ortalarda bir yerde (12-14 aralığında bir yerlerde) bozmaya başladı. Devamında da eskisi kadar tat vermedi.
Engin Öztürk-Hazar Ergüçlü, bana göre baya kötü bir ekran çifti olmuş. İkincil çift konumundaki Ozan Dolunay-Meriç Aral ikilisi, onlara göre daha iyiydi. İkincil çift diyorum ama normal planlanmış sezon süresinde (İlk 13 bölüm) birincil çift kadar merkezdeydiler neredeyse ve işin romantik komedi kısmını da fena sürüklemediler. Ta ki Ece ve Mert gerçek bir çift olana kadar. Sonrasında albenilerini kaybettiler.
Sezonun ek bölüm siparişi kapsamındaki ikinci 13 bölümlük kısmında Kerem’e fena bir yol başlangıcı yapılmamıştı aslında ama berbat karakter tepkileriyle bok ettiler iyice bu süreçte diziyi. Kerem’in Sude veya Begüm ihtimalleri masadayken Cansu’ya olan takıntısını anlamak mümkün değildi benim açımdan. Göz var nizam var nihayetinde! Sude ve Begüm demişken; Seren Deniz Yalçın’ı Tatlı İntikam’da kumral haliyle izlemiştim daha önce. Buradaki sarışın hali daha dikkat çekiciydi bence. Burada kızıl olarak karşımıza çıkan Gülşah Comoğlu’nun da sarışın olmayı düşünmesi gerek bu arada. Daha kısa ve şık bir saç kesimiyle birlikte sarışınlık iyi gider bence ona. Sarışın demişken; benim dizideki favori hatunum Ceyda Tepeliler ve canlandırdığı Işıl karakteri oldu. Normalde yeşil gözden hiç hoşlanmam ama … Işıl yerine Süreyya’yı tercih eden adamın sadece zevksizliğini ve göz sağlığını değil akıl sağlığını da sorgularım bu arada. Metin karakterinin o halleri gerçekçilikten aşırı uzaktı yani. Süreyya demişken; Zuhal Olcay çok yordu beni sezon boyunca. Çok boş bakıyor bu kadın. Ayrıca kibirden geçilmeyen bu tarz bir karakter için fazlasıyla 3. sınıf bir tip olduğunu, bu karakteri taşıyabilecek asaletin A’sına sahip olmadığını da belirteyim. Karakter için çokça kişinin ağzından dökülen ‘Aslında kötü biri değil ama …’ cümleleri kadar salakça bir şey yoktu bir de. En çok da Cansu yordu tabii Süreyya takıntısıyla. Neyse, bu kadını daha önce hiçbir yerde izlememiştim; bundan sonra da hiçbir yerde izlemek istemiyorum. ‘Aslında kötü biri değil ama …’ tabirine geri öndeyim tekrardan. Bana göre bu tabir üzerinden birine şans verilecekse o kişi Begüm olmalıydı. Herkes birisi tarafından sevilmiş o ailede. Cansu’yu abisi, abisini annesi ve Cansu, babasını annesi ve Işıl, annesini abisi sevmiş. Herkes bir yerde sevgi kırıntısını bulmuş ama Begüm bulamamış. Haliyle sevgiyle iyileştirilmesi gereken biri varsa o da Begüm idi yani. Sezonun 2. yarısında Kerem-Begüm izlemek lezzetli olabilirdi bu açıdan ama bizim dizilerde nerdeee? Başladıkları/Planladıkları bariz çiftle bitirecekler illaki bizimkiler her zaman diziyi Başka ne kaldı? Kerem’in ebeveynleri. Ne ezik, ne cahil insanlardı onlar öyle yahu? Dizinin senaristlerinin iyi insan tasvirlerinde de kötü insan tasvirlerindeki çoğu takıntılarında da ciddi problemler vardı bence.
Hal böyleyken böyle. Ceyda Tepeliler, Ozan Dolunay, Seren Deniz Yalçın, Gülşah Comoğlu ve bir noktaya kadar Meriç Aral’ı izlemekten memnun kaldım. Gerisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.