Netflix mini dizisi La última noche en Tremore Beach 25 Ekim’de geliyor.
3 yorum abidin77 08 Ekim 2024 12:50
Netflix, 25 Ekim’de ekranlara getireceği İspanyol yapımı mini dizisi La última noche en Tremore Beach’in resmi fragmanını yayınladı.
The Last Night at Tremore Beach, Oriol Paulo (The Innocent, God’s Crooked Lines) tarafından yaratılan ve yönetilen 8 bölümlük bir mini dizi. Mikel Santiago’nun 2014 yılında yayınlanan çok satan romanından uyarlanan dizi, Oriol Paulo tarafından Jordi Vallejo (The Innocent) ve Lara Sendim (God’s Crooked Lines) ile birlikte yazıldı.
Bu psikolojik gerilimde Javier Rey (Hache, Unknown Origins) ve Ana Polvorosa (Cable Girls, A Man of Action) dizinin başrol oyuncuları. Onlara Guillermo Toledo (The Minions of Midas) ve Pilar Castro (Someone Has to Die, Through My Window) eşlik ediyor.
En ücra yerlerde kendinizi bulabilir ya da sonsuza dek kaybolabilirsiniz. Álex yaralarını iyileştirmek için Tremor’a inzivaya çekildiğinde, geçmişin ve geleceğin bu şekilde peşini bırakacağını hiç beklemiyordu.
Çıkmaza düşmüş bir müzisyen, en yeni bestesini tamamlamak için İspanya’nın kuzeyindeki bir sahil köyünde inzivaya çekilir. Civardaki tek komşuları, yandaki evde yaşayan evli çifttir. Müzisyen, bir fırtına esnasında yaşanan ciddi bir kazanın ardından komşularıyla ilgili birtakım korkunç hayaller görmeye başlar.
Dizinin yapımcılığını Acantilado Studio, Sospecha Films, Think Studio, Colosé Producciones ve Juanita Films işbirliğiyle üstlenirken, Oriol Paulo ve Sandra Hermida yapımcı, Belén Atienza ve Eneko Lizarraga ise yardımcı yapımcı olarak görev yapıyor.
The Last Night at Tremore Beach’in orijinal müzikleri, 2017 yılında A Monster Calls ile en iyi orijinal müzik dalında Goya ödülünü kazanan besteci ve orkestra şefi Fernando Velázquez’e ait.
yorumlar
Atmosfer ve mekan olarak yine sağlam bir yapım olmuş, oyuncular da iyi denilebilir; sadece bölüm süreleri biraz fazla uzun olmuş. Dizinin geçtiği yer hem harika hem ürkütücü yanıyla çok iyi seçim…
Dizi asıl 3.bölümle açılmaya başladı ve ilk bölümdeki bazı noktalar netleşmeye başladı. Yalnız geniş bir kadro olmadığından, kısıtlı mekanda geçtiğinden ve bölümler de uzun olduğundan 8 bölümde ne anlatcekler, asıl merak ettiğim kısım bu.
Bir de şu komşuların öldürülme olayı cidden gerçekleşecek mi bakalım? İki kez gördü Alex bu olayı. 2.sini bir an cidden gerçek sandım, ne yalan söyleyim.
Kalan bölümler ‘Alex bir şey gördü, hadi engelleyelim’le geçerse fiyasko olma ihtimali var. Umarım işler daha katmanlıdır.
Tempoyu ilk 2 bölüm ağır bulanlar biraz sabredip 3’ü de izlesin diye naçizane öneride bulunayım.
Finalin Ardından
Eli yüzü düzgün, duyguyu geçirmeyi başaran, müziklerle hikayeyi güzelce destekleyen, atmosfer ve mekan kullanımını kusursuza yakın gerçekleştiren ama gereksiz de uzunlukta bir Oriol Paulo yapımı olmuş.
Bu dizi rahat 4-5 bölüm olabilecekken, bırakın 8 bölüm olmasını, bölüm sürelerinin de bir saate yakın veya bir saati geçkin olması biraz fazla sündürmüş diziyi. Son bölümlere doğru da belli sahne tekrarlarının gereğinden fazla kullanılması eksi noktalardan.
Başrol iki karakter bana bir adet sakallı Engin Akyürek ve bir adet Mine Tugay’ı fazlasıyla anımsattı ama gayet iyi seçimlerdi. İki karakterin altı ise son derece sağlam şekilde dolduruluyor.
Dizinin çekildiği kasabaya bayıldım, zaten doğal güzelliğiyle dizideki ‘Tremor’ da başlıbaşına bir karakter gibi.
Bilhassa 4 ve 5. bölümler çok iyiydi. 4.bölüm, içeriği sebebiyle izlemesi zor bir bölümdü ama çok etkiliydi, 5. bölüm ise kendi başına müthiş bir hikayesi olan, yağ gibi akan bir bölümdü.
Finaldeki sürpriz(ler) güzeldi denebilir ama daha da iyi olabilirdi bence… Zaten finali izleyince, dizinin neden gereksiz uzun olduğu daha çok ortaya çıkıyor.
Gizem-gerilim-dram sevenlere, beklentilerini yükseltmemeleri şartıyla rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir yapım.
Oriol Paulo cidden vizyon sahibi bir yönetmen/yazar, sıradaki işlerini merakla bekliyorum.
darkcrystal’in yorumunun çoğuna katılıyorum. Kişisel olarak ekleyeceğim sadece şu olabilir; keşke son bölüm 50. dakikada bitseydi o son 30 dakika olmasaydı. O zaman benim için dizinin kalitesi bir seviye daha artardı. Ama bu haliyle de oldukça keyifli vakit geçirten üzerine düşünülmüş, ciddi emek harcanmış ortalama üstü bir yapım olmuş. Süresi gerçekten uzun, tekrara düştüğü doğru ama finalden sonra belki de bunu zaruriyetten yaptıklarını, bilinçli şekilde uyguladıkları bir yöntem olduğunu düşündüm. Ne yaparsan yap kurtulamadığın, girdap gibi seni içine çeken karabasan hissini böyle vermek istemişler sanki.
Ben diziden istediğimi aldım, son 30 dk hariç, şartsız kefilsiz (kefil benim) herkese öneriyorum.