Netflix Türkiye’nin yeni dizisi Sıcak Kafa 2 Aralık’ta başlıyor!
18 yorum aytackara 04 Kasım 2022 22:23
Netflix’in Türkiye yapımı projelerinden Sıcak Kafa (Hot Skull) 2 Aralık’ta başlıyor
Afşin Kum’un aynı adlı romanından uyarlanan dizinin hikayesi dil ve konuşma yoluyla, zihinden zihine bulaşan bir delilik salgınının alt üst ettiği bir dünyada geçecek. Gizemli bir şekilde bu hastalıktan etkilenmeyen tek kişi, eski bir dilbilimci olan Murat Siyavuş’tur. Acımasızlığıyla ünlü Salgınla Mücadele Kurumu tarafından arandığını öğrenen Murat, saklandığı kurtarılmış bölgeden kaçmak ve yangınlar içindeki İstanbul’un gizemli dehlizlerinde hastalığın ona mirası olan “sıcak kafa”sının sırrının peşine düşmek zorunda kalır.
Mert Baykal’ın yönetmenliğini üstlendiği Sıcak Kafa’nın kadrosunda Osman Sonant, Gonca Vuslateri, Hazal Subaşı, Erdem Akakçe, Feriha Eyüboğlu, Tilbe Saran yer alıyor.
yorumlar
Resmi Tanıtım Fragmanı
Resmi Fragman
Buna bu akşam lansman yapıyollağ.
Bant Mag‘e konuk olmuşlar ekipçe.
En kısası 58 dk. 8 bölüm.
İlk 2 bölümü izledim.
Şimdilik memnunum. Osman Sonant ve Tilbe Saran’ı daha çok sevdim. Şevket Çoruh, yine polis olarak arz-ı endam ediyor. Bölüm süreleri bir tık uzun sadece, ona da yerli malı yurdum malı dizilerden alışık sayılırım nasılsa.
Resmi olarak salgın dönemindeyken yayınlamamış olmaları daha doğru eliyor. Yine izlerdik ama böyle daha iyi.
Sezonu yarıladım. Olur yani, yeriz.
Nasıl başladıysa öyle devam ediyor. Distopik tarafı gözüme batmadı, oyunculuklar ve atmosfer de beklentimi karşılar gibi. Mini dizi göründüğü + roman uyarlaması olduğu için uygun bir yere varır gibi. Bakalım.
Not: Haluk Bilginer ilk yarıda yok.
6. bölüm şimdilik sezonun en beğendiğim bölümü oldu.
Şu saçma ismine rağmen (sıcak kafa nedir allah aşkına ya) merak edip fragmanı izledim de sırf Gonca Vuslateri yüzünden izleyesim kaçtı. Çok yer kaplıyor mu acaba dizide? Onun dışında atmosfer fena görünmedi, konu da enteresan. Eğer yine motamot çeviri diyaloglarla bezeli değilse şans verilebilir gibi duruyor.
Çok değil. Ama karakteri biraz ‘oricinal’.
Motomot havası da diğer Netflikş dizilerine göre az.
– “Galiba” Sıcak Kafa’ya telif gelmiş. Çoğu dizi sitesi ekle(ye)memiş.
– Bu dizi mini değil. Ucu açık bitti.
– Genel olarak memnun kaldım. Türün diğer örneklerinde gördüklerimizden ne derece farklıydı tartışılır tabii. Yeri geldiğinde gözüme doğru soktuklarını düşündüğüm de oldu. Ama eli yüzü düzgün bir iş çıkmış en azından.
– Netflix işlerindeki klasik ses sorunu özellikle başlarda buraya da sirayet etmişti. Devam ettikçe ya azaldı ya da ben alıştım. Zaten bir süredir kullanmasam dahi Türkçe altyazı açıyorum. Sürelerine devam ettikçe alıştım.
– Haluk Bilginer, biraz da karakteri gereği neredeyse diyalogsuz oynuyor. Yetkin Dikinciler de keza aynı şekilde.
– Fasulyenin faydaları:
* Özgür ve Yasemin’in Murat ve yanındakilere ihanet ettiği anlaşılıyordu. Hatta güya sezon finalinde çıktı ama sinyalini önceden vermişlerdi. Gelecek sezonda rol alırlarsa bir ihtimal Özgür kendini aklamaya girer, hatta bu arada gümbürtüye gider ama bilemedim.
Bu arada Anton’u tekrar görecek miyiz? The Walking Dead sanki, herkes bir yere dağıldı.
* Kapanışta Fazıl’ın Şule’yi araması aklımda yoktu, yalan olmasın. Klişe mi? Yes.
Not: İçimde kalmasın. Yarınlar yokmuşçasına durup durup öpüşmelerinize hayran kaldım. Bazı yerlerde “Dibinizde ayı bağırıyor!” tepkisi veresim geldi
2. sezonu olmasını isterim. Olursa tahminen görüşürüz.
S01B01
15-20 dakika kadar şans verdim. Sarmadı.
Sezonun yarıladım 4 bölümü izledim. Beklediğimden açıkçası çok iyi iş çıkmış. Ben beğendim. Yinede 1. bölümde biraz saçma geldiğini inkar edemem ama her bölüm konuya biraz daha ikna oldum. 1. bölümde bırakmayın derim. Şu anlık memnunum. Son 4 bölümü de bu ayarda gitse yeter.
İlk sezonu bitirdim. Ben çok fazla beklentili değildim ama beklentimin çok çok üzerine çıkan bir dizi oldu. Ben aşırı beğendim. Yani konu hikaye işleyişi değil belki ama sonuçta distopik bir iş ve salgın sonrası yaşam teması var, bu olayları çok güzel vermişler, mekan çekimler yaratılan dünya görsellik olarak beni tatmin etti ve gerçekten de distopyadayız hissi uyandırdı. Türklerden beklemediğim ölçüde kaliteliydi bu kısımlar, işin mutfağındaki herkesin eline sağlık. Senaryo kitap uyarlamasıymış sanırım ondan ötürü çok zor olan bir kısım değildir, baya da sardı peş peşe bitiriverdim. Kitabı da 192 sayfaymış, beklediğimden kısaymış.
Haluk Bilginer in karakteriyle ilgili daha çok şey bilmek isterdim.
Benim anlamadığım tek kısım şu oldu:
Bir de
Melikşah Altuntaş, Osman Sonant ve Mert Baykal’la sohbet etmiş.
Meraklısına; Kutsal Motor, Barış Özcan, Onedio (soru-cevap)
Pidecilere not: Sonu açık.
Sonradan ek: Bence “sıcak kafa/hot skull” güzel bir isim değil. Merak uyandırmaktan çok itici geliyor bana. Konu ilgimi çekmese bakmazdım bu isimde bişiye.
Önerin ne derseniz, henüz yok.
Bi de Cevat (müşter memnuniyeti) tiplemesine bayıldım. Çok da iyi canlandırılmış.
Kamera Arkası