Netflix’in Gabriel García Márquez uyarlaması dizisi Yüzyıllık Yalnızlık 11 Aralık’ta başlıyor.
4 yorum abidin77 25 Kasım 2024 15:12
“Albay Aureliano Buendía, yıllar sonra idam mangasının karşısına çıktığında, babasının onu buzu keşfetmeye götürdüğü o uzaklarda kalmış ikindi vaktini anımsayacaktı.”
Bu, Nobel ödüllü yazar Gabriel García Márquez’in en çok satan büyülü gerçekçi romanı Yüzyıllık Yalnızlık’ın açılış cümlesi ve Netflix’e gelecek olan dizi uyarlamasının tanıtım fragmanında yankılanıyor. Sözcükler nesiller sonra, Melquiades’in (Moreno Borja) günlüğünden yüksek sesle okunuyor.
Ailelerinin itirazlarına rağmen evlenen José Arcadio Buendía (Marco González) ve Úrsula Iguarán (Susana Morales) adlı kuzenler, yeni bir ev arayışıyla köylerini terk ederek uzun bir yolculuğa çıkarlar. Arkadaşlarının ve maceraperestlerin eşlik ettiği bu yolculuk, tarih öncesi taşlarla dolu bir nehrin kıyısında, Macondo adını verdikleri ütopik bir kasabanın kurulmasıyla son bulur. Buendía soyunun sonraki birkaç nesli; delilik, imkânsız aşklar, kanlı, saçma bir savaş ve onları yüz yıllık umutsuz bir yalnızlığa mahkûm eden korkunç bir lanetin korkusuyla boğuşarak bu efsanevi kasabanın geleceğine damga vuracaktır.
1967’de yayımlanan Yüzyıllık Yalnızlık, 1982’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Gabriel García Márquez’in en önemli eserlerinden biridir. Hem İspanyol-Amerikan edebiyatının hem de evrensel edebiyatın başyapıtlarından biri olarak kabul edilen ve büyük beğeni toplayan kitap 50 milyondan fazla satmış ve 40’tan fazla dile çevrilmiştir.
“Bölüm 1, 2, 3, 7 ve 8’i yöneten Alex García López Netflix’e şunları söyledi: “Bu projeyi yönetmek hem bir meydan okuma hem de bir macera oldu; sonuçta hayatta risk almak yaptığımız işe anlam katmak için gereklidir. “Yüzyıllık Yalnızlık uyarlamasına başlarken niyetim, uluslararası bir yapımın itibarını taşıyan özgün bir şey yaratmaktı, çünkü hikaye bunu hak ediyor.”
4, 5 ve 6. bölümleri yöneten Laura Mora ise şunları ekledi: “Bir sinemacı ve bir Kolombiyalı olarak, Yüzyıllık Yalnızlık kadar karmaşık ve sorumluluk taşıyan bir proje üzerinde çalışmak, edebi ve görsel-işitsel diller arasındaki farkı her zaman anlamaya çalışmak ve tüm dünyayı etkilemiş bir eserin güzelliğini, şiirselliğini ve derinliğini içeren görüntüler oluşturabilmek bir onur ve büyük bir meydan okumaydı. Bunu romana duyduğumuz sevgi ve saygıyla, olağanüstü bir teknik ve insani ekibin desteğiyle yaptık.”
16 bölümlük dizinin ilk 8 bölümü 11 Aralık’ta ekranlara gelecek.
yorumlar
İlk iki bölümünü izledim ve yazmazsam içimde kalacak. Biri duruyor diğeri sevişiyor sanki. Sırf ana çifte ilk bölümde üç-dört kez sahne yazmışlar ^.^
Temposu hızlı sayılmaz ama “Bundan sonrasında ne olacak?” tipinde ilgimi çektiler. Kitabı okumadığımdan hikâyeye sadık olup olmadığını bilmiyorum ama daha bugün sadık olduğuna dair bir haber başlığına denk geldim. Oyunculuklar da iyi gözüküyor. Dış ses de batmadı henüz.
Tahminen haftalık olarak, acelesiz devam eder tamamlarım.
Bu dizi öncesinde kitabın diziye uyarılmasının imkânsız olduğunu hele konu Netfilix olunca alay konusu olacağı söylendi ama hiç te öyle olmadığı ortaya çıktı Bugün okuduğum bir eleştiride oldukça başarılı bir uyarlama olduğu yönündeydi.
Bu durum bize peşin hükümlü olmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmış oldu böylece
Bu senenin ilk yirmiye rahatça girecek dizilerden biri.Üc sezon süreceği söyleiyor.Ben çok beğendim.Yalnız bu çeviriyi yapan kimse beni sinir etti,Dizinin bir sahnesinde ufak bir telli çalgı çalınıyor.Cevirmen arkadaşımız enstrüman ifadesini kanun diye ceviriyor. Ya arkadaş bu ülkede enstrüman denilince herkes ne olduğunu biliyor.Illa Türkçeye çevireceksen türkçe karşılığı çalgı.Kanun nerden çıktı.Kimbilir başka ne saçmalıklar yaptı acaba diye de düşünmeden edemedim.Nerden buluyorlar bu tipleri çeviri yaptırıyorlar.Çeviri bir dili çok iyi bilmekle olmuyor.Önce kendi dilini çok iyi bileceksin.Dublajın ayağa düştüğü bir ülkede çevirinin de böyle olması zaten doğalAlt yazi ayrı telden dublajı ayrı telden çalan bir sektör ama maşallah dokunulmazlıkları var.Kimse bir laf etmiyor bu konuda.
@gomen, bir hırsla yazmış olabilirsiniz, fikrinizdir saygı duyarım ama bir cümlenize itiraz etmek zorunda hissediyorum kendimi. “Dublajın ayağa düştüğü bir ülkede” Türkiye dublajın iyi yapıldığı ülkeler arasında dünyada ilk sıraya oynar diye düşünüyorum. Altyazı ile dublaj arasında uyumsuzluk olması doğaldır, NF’den önce de böyledi nedeni teknik kısıtlamalar. Ülkede çeviri yapan çok, çevirmen az derseniz size katılırım.
Diziye gelecek olursak; kitabı hiç zorlanmadan okuyanlardanım, severim ama herkese önermem. Dimağımda da yeterince taze olduğunu dizinin ilk bölümünü izlediğimde anladım. Aradan bir süre geçtikten sonra, belki 5 yıl, diziye tekrar şans vermeyi düşünüyorum. Sıklıkla olduğu gibi esere yapılan yorumlar kaynak kitabın okunma durumuna göre iki uçta yer alıyor sanki.
Ulkede dublaj ayaga dustu demek agir kacar cunku gercekten dublaj kalitesinde bambaska bir seviyedeyiz bana gore. ama netflix gibi platformlarin alel acele sundugu dublajlar altyazilar ne kadar kalitelidir gercekten supheli. O konuda da deneyimlememe ragmen muhtemelen haklisindir.