Olivia Cooke, Vanity Fair adlı romanın televizyon uyarlamasının başrol oyuncusu oldu.
10 yorum abidin77 28 Haziran 2017 14:05
ITV ve Amazon, 1847’de yayınlanan, Türkçe’ye Gurur Dünyası adıyla çevrilen William Makepeace Thackeray romanı Vanity Fair’i televizyona uyarlamaya girişiyorlar. 7 bölümlük uyarlama dizinin açıklanan ilk başrol oyuncusu Bates Motel’in sempatik yıldızı Olivia Cooke oldu.
Roman, Napolyon Savaşları sırasındaki İngiliz toplumunun zengin ve göz kamaştırıcı öyküsünü anlatıyor. Birbirine zıt kişilikte, ahlak ölçüleri oldukça farklı olan Becky Sharp (Olivia Cooke) ile Amelia Sedley adlı iki yakın kız arkadaşın ve onları seven-sevmeyen erkeklerin, savaş yaşantılarıyla harmanlanmış aşk serüvenleri üzerinden ilerliyor. Ailesi zengin olan Amelia’nın yumuşak başlı ve uysal olduğu yerde Becky, sosyetede yukarılara tırmanmaya çalışan arzulu, zevk düşkünü pervasız bir kadındır.
Gwyneth Hughes (Dark Angel, Five Days), romanı senaryolaştıracak. Tom Mullens ve Damien Timmer (Poldark, Fearless,Endeavour, Victoria) ile James Strong (Broadchurch) ve Gwyneth Hughes, dizinin yapımcılığını üstleniyorlar. Dizinin yönetmenliğini James Strong yapacak. Dizinin çekimlerine Eylül ayında Londra ve Budapeşte’de başlanacak.
Roman, 2004 yılında Reese Witherspoon ve Romola Garai‘nin başrolünde sinemaya uyarlanmıştı.
yorumlar
Tom Bateman Joins ITV and Amazon’s ‘Vanity Fair’ Adaptation
Michael Palin, Martin Clunes, Simon Russell Beale, Charlie Rowe, Frances de La Tour, Claudia Jessie ve Claire Skinner da kadroda.
bir kare
biraz da ayrıntı
Teaser
Suranne Jones – İlk Kare
Hiç de fena olmamış ilk iki bölüm itibarıyla. Ama biraz daha fazlasını umuyordum galiba ben. Olivia Cooke’u sevsem de ana karakteri pek sevmedim, galiba onun etkisi var.
Ana kadrosu ilgi çekici olmuş, o sayede yürüyor zaten. Hikayesi de yavaş yavaş açılıyor. İkinci bölümünü ilkinden daha fazla sevdim. War & Peace‘in 2016 uyarlamasının yandan yemiş gibi özetle. Zaten o Napolyon’un Rusya tarafı, bu İngiltere tarafı.
Bu tarz dönem dramalarında bir taraf battığı için bozulan mantık evlilikleri hep oluyor nedense
William Dobbin finale gelene kadar kahrından ölmesin, savaşta da ölmesin. Bir Andrei Nikolayevich Bolkonsky vakasına daha hazır değilim ben.
Umarım savaşta Osborne’a da bir şey olmaz.
Aklıma gelenin başıma gelmesinden hoşlandığım söylenemez. Ayrıca Becky, inşallah daha beter olursun. Amen.
Becky bölüm sonunda kendisine yeni kapı buldu resmen. Ay inşallah kocayı aldatır ve skandal olur. Ama muhtemelen ‘iş fırsatı’ seviyesinde kalır her şey.
1×06 üzerine:
Daha beter ol inşallah
Wlliam Dobbin ve Amelia’nın daha ön planda olup Becky’nin geri plana düştüğü bir bölümle final yapmak iyi geldi. Hikayesini düzgünce kapatıverdi ve izlediğime sevindiğim bir dizi oldu.
Bunda William Dobbin ve Johnny Flynn’in payı da çok elbet. Becky’ye kalsaydı işler zordu haliyle.
* Dobbin kibarlığından “Affedilecek bir şey yok,” dedi de o kadar basit değildi tabii o mevzu Amelia “Çok geç kaldın,” derken haksız sayılmazdı ama Becky kavgasında Dobbin içini düktüğünde çok iyi konuştu. Bayıldım orada.
Sonlara doğru Amelia “Sevgisinin çoğunu kızına veriyor artık,” gibi bir laf etmesi de olan bitenin getirisi olsa gerek. Ama birlikte bitirmelerini hem istiyordum hem de bekliyordum, en azından orası şaşmadı.
https://twitter.com/drunkkath/status/1049043343974563842
* Crawley’in son nefesinde bile Becky’yi görmesi acıklı bir durumdu. Becky’nin denen kadının da dönüp dolaşıp Jos’la bitmesine şaşırmadım diyebilirim.
Sürpriz olsun diye kitapta neler olduğundan haftalardır uzak duruyordum, bitince biraz kurcaladım. Becky ve Jos bir araya geldikten sonra en sonda bahsi geçen yaşam sigortasını yapmışlar ve Jos (biraz da şüpheli biçimde öldükten sonra – Becky’nin parmağı olduğu ima ediliyormuş) Becky’ye iyi bir miktar para kalmış o sayede. Sonrasında İngiltere’ye geri dönmüş ve güzel bir hayatı olmuş ama eski hayatındakiler kendisinden uzak durmuşlar.