Özel Efektler Olmadan Diziler Nasıl Olurdu?
33 yorum merbabu 22 Haziran 2014 09:47
boardwalk empire dosya game of thrones green screen greys anatomy kamera arkası özel efekt special effect star trek the next generation stargate tv series ugly betty walking dead Yesil Ekran yeşil perde
Green screen adı verilen bu teknoloji kullanılarak çekilmesinin amacı; tehlikeli ya da zahmetli sahnelerde hem zamandan kazanılıyor olması, hem de çekimin kolaylığı. Genellikle yeşil olduğu bilinen “green screen” (yeşil perde) aslında yeşil olmak zorunda değil. Yeşil olmasının sebebi, yeşilin insan vücudunda en az bulunan renk olması. Arka plan mavi de olabilir, önemli olan nokta aktörün üzerinde arka planla aynı renk olan bir şeyin bulunmaması.
Sizi, çok bekletmeden aşağıdaki fotoğraflara alalım…
Bunlar da özel efektleri uygulanırken görebileceğiniz videolar:
yorumlar
fotoğraflara bakarsak, özel efektler olmadan diziler nasıl olurdudan çok özel efektler olmadan game of thrones nasıl olurdu olmuş
bu tür aydınlatmalar ne bileyim işin bütün sihrini alıp götürüyor. Düşünün dünyaynın en iyi sihirbazısınız yaptıgınız show insanları resmen büyülüyor, kalkıp sonun da bütün yaptıgınız numaraları nasıl gerçekleştigini açıklıyorsunuz. Ondan sonra izleyicide tam bir hayal kırıklıgı yaratıyorsunuz. Haliyle bu kadar basitmimiş bu iş duygusu oluşuyor.Son yıllarda özel efeklerin ne kadar geliştigi çogu kişinin malumu İnsanların perdede izlediklerinin gerçekmiş gibi algılamasına açan bu efeklerin nasıl oldugunu açıklamak insanın hayal dünyasını yıkmaktan başka bir işe yaramıyor.Başka bir dizi veya film izlediginizde ister istemez bu açıklanan bigiler gözünüz onünüze geliyor ve işin bütün etkisi ortadan kalkıyor,Ben hiç birine itibar etmiyorum bu tür açıklamalara sizde itibar etmeyin bir şey kazandırmadıgı gibi sizin hayal dünyanızdan çok şey alıp götürüyor benden söylemesi
yine de bu yazıyı hazırlayan arkadaşa emekleri için tşk ler
Bol bol game of thrones olmus harbiden
Artik bu yesilliklerin dizilerin filmlerin onemli bir parcasi oldugunu kabullendik. Insanlar iki deniz orman sahnesi cekimi icin bile perde kullanir oldu hosuma gitmiyor. Git bir orman bul cek ya, tekne sahneleri hele. Izlerken dexter’da o tekne cidden okyanusa acilir miydi merak ederdim hep. Gereksiz kullanimindan hazzetmesem de varligiyla buyuk keyif kattigi da bir gercek.
Eline saglik
Benim bu tür açıklamalar da yazılar da çok hoşuma gider hep.
Dizileri izlerken “bunun yeşil perdesi çok başarılı/şunun değil” yaparız hatta evde. Büyüyü alıp gitmez benim için. Çünkü benim için o yapımda ne gibi emeklerin geçtiği ve başarılıp başarılmadığını izlemek de ayrı bir zevk. Nerede nasıl bir efekt kullanıldığına, bunun evde yapılıp yapılamayacağına (!) kafa yormak eğlenceli. Bilgim olmasa da fikrim olması hoşuma gidiyor.
Mesela üstteki Walking Dead’in meşhur posterinin orijinalini görmemiştim daha önce. Onu görünce vay anasını dedim teknik ekibin çıkarttığı işe. O altyapıyı oluşturmak da kolay değil malum. Bu tip farkında olmadığım emeklerin ayırdına varmak ayrı bir tat.
Benim de hoşuma gitti bunları görmek, eline sağlık merbabu.
Şu Grey’s Anatomy ile Ugly Betty’yi başarıları için tebrik etmek mi lazım yoksa “şunun için bile perde kulanıyorsunuz, yazık” deyip aşağılamak mı lazım karar veremedim.
khaleesi nin olduğu zincirli fotoğraf iki kere konmuş. birçoğunu anlıyoeum da ugly betty de sokağa çıkıp çekmek çok mu zordu yada bi çatıya masa koymak herşeye de yeşili kullanmasalar keşke
Ugly Betty’de çekim yapılan zaman ve yerde hava şartları yüzünden (çekim günü dışarıda tipi vardı belki, kim bilir) ya da izin almak yorduğu için sokakta çekememiş olabilirler diye düşünmüştüm ben.
Diziler için yeşil perdeyi daha sık kullanmalarını çok mantıklı buluyorum aslında. “Malzemesi, oyuncuları ile al seti taşı” yapmak yerine bu yöntemi tercih edip günü kurtarmak uzun sezonluk diziler için gayet uygun. Bilg. başındaki teknikler düşünsün gerisini. Kesinlikle daha ucuza geliyordur.
bana da biraz ucuza kaçmak gibi geliyor. ama adamların bu işi ucuza yapmak istemesi kadar da doğal bir şey yok, tabii bu sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. ouat’ın her sahnesinde ayrı küfür ediyorum. arada gerçekten ormana çıkıp çektikleri sahneler oluyor, çölde su bulmuş gibi sevindirik oluyorum izlerken. eğer hakkını verebileceksen kullan, got maşallah laf diyemezsin de bazıları cidden kötü.
Başarılı yeşil perde dizilerini ben de seviyorum. Game of Thrones’un durumunu ilk sezondaki bu tarz görüntüleri toplayan bir video izlediğimde daha detaylı fark etmiştim. Ondan beridir kaçmasam da özellikle dalmıyorum tabii.
Örnek olarak aklıma Da Vinci’s Demons da geldi. Dizi başladığı sıralarda okuduğumdan hatırlıyorum, Floransa ve o civarlarda tarihi binalar vs.’den dolayı çok zorluk çıkardıklarından dolayı diziyi istedikleri ölçüde orada çekemiyorlardı. Dizideki grafikleri gördükçe bazen aklıma geliyor.
* Misal ben zaman zaman bir dizinin ‘hikayesinin geçtiği’ şehirde çekilip çekilmediğini merak edip yeşil perde olayından daha fazla takıyorum. Buna da neden olan CSI’ların hiçbirinin adını aldıkları şehirde çekilmemelerini öğrenmem neden oldu yanılmıyorsam. Suits de aynı şekilde Kanada Toronto’da çekiliyor mesela, izlerken ara ara aklıma gelir, tanıtımın yorumlarına bununla ilgili bir resim paylaşmıştım… Komediler tamam, stüdyo işi de konu drama olunca insan bir bakıyor…
* Bir de One Three Hill var, ondan bahsedeyim. Dizinin finalini izleyenler muhtemelen benim neden bahsedeceğimi anlayacaktır. Başlangıç bazında diziler açıısndan toy zamanlarımın dizisidir ve bu derece stüdyo yapımı olup da başarılı olduğunu bilmezdim. Final bölümünde hikayeyi bozmadan ve çaktırmadan izleyiciye gösterdiklerine hayran kalmıştım.
oth için ne demek istediğini anlamadım ben ya, napmışlardı ki ?
Hatta belki hatırlarsın, Brooke ve Julian ile Nathan ve Haley yan yana son saniyelerde yürürken birliktelerdi de sonra görüşürüz diyerek ayrıldılar. O kısımda stüdyoda çekildiğini bilinçli olarak kabak gibi gösterdiler. Çok şaşırmıştım ve hoşuma gitmişti.
annem tv nin tek kanal olup son derece kısıtlı ssatlerde yayın yaptıgı zaman (bu günden bakınılınca sanki taş devri gibi) sabahları radyoda arkası yarınları denen radyo oyunlarını büyük zevkle dinledigini söylerdi. Fakat bir gün tesadüfen bu programın nasıl gerçekleştigin gösteren bir tanıtıma rastladıgını , tanıtımda da mikrafonun önünde o anki duruma göre dört veya beş kişi ellerinde bir kagıt sıraları geldikçe okuyan sanatçıları görünce bir daha arkası yarınları dinleyemedigini söyledi. Çünkü hayal dünyası yıkılmıştı ve o radyo oyununu ne zaman dinlemeye başlasa ister istemez izledigi o görüntüler aklına geliyor onun için inandırıcılıgını kaybediyordu
Geçenlerde iz tv de türkçe dublaj yapan sanatçıları gösteren bir belgesele rastladım.o dublajların nasıl gerçekleştigini ayrıntısıyla gösteren güzel bir belgeseldi. Peki gördüm de ne oldu. Fazla türkçe dublajlı film izlememe ragmen rast geldigimde ister istemez o belgeselde ki görüntüler gözümde canlanmaya başladı.
Demek istedigim her şeyi bilmek zorunda degiliz ögrendikçe saflgımızı daha çok yitiriyoruz ve bu da bizim zaman geçtikçe hayattan zevk aldıgımız şeylerin farkında olmadan azalmasına yol açıyor.
Zaten gidişat gelecekte bırakın sahneleri oyuncular bile sanal olacak. Hayellerimizi öldürmeyelim onlarda giderse elimizde ne kalır ki
@gomen: O taş devirlerini yaşamış biriyim. Benim “hayal gücüm” sanırım iyi çalışıyor. Çünkü gerçekte ne olduğunu bilsem de ne eskinin “Arkası Yarın”larında, ne de günümüzün mutfakta olanını bildiğim yapımlarında tadım kaçmıyordu/kaçmıyor, kopmuyorum olan bitenden. İş ki oyunculuk, sunum, tutarlılık, konu bağlasın beni.
Ama size de bakın demiyorum. Sadece bünye meselesi diyorum; bana dokunmuyor diyorum.
Diyeceğim o ki ille de “bakmayın” ya da “bakın” demeye gerek yok. İnsan kendi bünyesini bilse yeter. Hayal gücü tıkanıyorsa bakmaz, tıkanmıyorsa bakar. Bende sorun yok severek izliyorum, kendi adıma izlemekten de yanayım. Siz ve annenize dokunuyordur, siz bakmazsınız.
@dikamoy ben ilk yorumumda ilizyon olayını örnek verdim ve ilizyon bir sanat dalı olarak kabul edilir.o ilizyonun nasıl yapıldıgını gösterseler( insan meraktan çatlar izlerken nasıl yapıyor diye) ortada sanat falan kalmaz ilizyonda kalmaz. sinemada zaten bir ilizyondur . Demek istedigim bu.
bir de yukarıdaki yorumumda gidişat gelecekte bırakın sahneleri oyuncular bile sanal olucak derken sevgililerimiz bile sanal olacak demeyi eklemeyi unutmuşum. süper bilgisayarlarla o da olacak biz görmesek bile
Bol Game of Thrones olmasının sebebi yüksek çözünürlüğü olan ve ‘green screen’ den öncesini ve sonrasını gösteren videolara ulaşma imkanıydı. Oradan alınan ekran görüntülerini birleştirerek bu hale geldi ve malum yabancı kaynak sağolsun. Bir de diğer dizilerin karşılaştırmalı olarak böyle görüntülerini elde etmenin zorluğu var tabii…
#rpdi Neler için ‘green screen’ kullanıldığını görsen şaşırırsın doğrusu. Ama tabii onlara ulaşmak ya da burada yayınlamak sıkıntılı olabiliyor bazen.
#towanda Ugly Betty meselesinde öyle midir bilmiyorum ama bazen farklı sınırlılıklar olduğunda mecbur kalınabiliyor. Mesela; dizi olduğu düşünüldüğünde sürekli aynı sokaktan geçiliyorsa, 7/24 sokağı kapatamayacakları için öyle bir çare bulunuyor. İlk aklıma gelen bu oldu; o yüzden çok yadırgamamak lazım böyle durumları.
#dkamoy, #gomen Açıkçası büyünün bozulması olayına ben de katılmıyorum. Aksine böyle görünce “ben bunu farketmiştim” ya da “off hiç farkedilmiyor” olayına giriyorum. Tadını çıkarmak lazım; malum ülkemizde kaliteli yapımlarda bile benzer teknolojiler çok nadir kullanılıyor. Bunları gördüğümde sınırlamak bir yana; hayal gücüm daha genişliyor diyeyim Bir de sevdiğim dizi olduğunda özelikle çekilen mekanı araştırıyorum ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayayım diye… Ama dkamoy’un dediği gibi tercih tabii.
#aytackara One Three Hill ‘i izlemedim ama ben de benzer şekilde gösterildiğini bildiğimde hayran kalıyorum. Adamlar inşa ediyorlar resmen yeniden…
#dkamoy hahah esprili anasayfa resmi konusunda kafa yordum ama; yeşil perde olayını hiç düşünmemiştim güzel olmuş
Göze sokmasınlar da profesyonelce yapılanlar beni rahatsız etmiyor. Samanyolu’nun cehennem sahnesine dönmediği sürece bir sorun yok bence.
walla sokağı kapamak istedikleri kadar zor olsun bunu yapan diziler var. Gossip Girl de sokak çekimleri hep dışarda yapılırdı. Gameofthrones orphan black gibi dizieri yeşil perde ile çekmelerini anlıyorum ama bir sokağa çıkmaya üşenmeerini de istemiyorum. Lost’ta sokakta çekim yaptıklarında o fotoğraflar nete düşer ne heyecan yapardık o sahnelerden ne olduğunu anlamaya çalışırdık:)
gomen’ e de hak verdiğim nokta var. Gilmore Girls izlerken o kasabaya hayrandım. Öle herkesin birbirini tanıdığı bir kasabada yaşamak otel işletmek negüzel olur diye düşünüyordum. Özellikle oteli çok seviyorum. Geçen yeniden izlemeye başladım. Otelin bahçesinin gösterildiği bir bölümde neresi burası vs araştırıayım dedim. Ama öle bi kasaba aslında yokmuş Allahın stüdyosuymuş . iç çekimlerin stüdyo olduğunu biliyordum anlıyorsun zaten başka birşey beklemiyorsun ama dış çekimlerinde stüdyo olması hayal kırıklığına uğratıyor. Hatta kasabadaki kameriye/çardak şimdilerde HartofDixie de kullanılıyormuş
@towanda gilmore girls de mi öyleymiş ya aslında kasaba bana tam kasaba gibi gelmişti. dur bi kendime gelemedim ya tam griş müziğinde ki ağaçlar falan la tam kasaba olarak hayal etmiştim.
Dönem dizisi veya fantastik dizilerde kullanım gerekliliği zaten su götürmez bir gerçek de ben de en basit yerlerde bile kullanılmasından azıcık rahatsızlık duyan taraftanım. Ha birçoğunu zaten fark etmiyoruz bile, o ayrı. Mesela o “Ugly Betty”deki sokak sahnesini sittin sene izlesem anlamazdım Bazısı da cidden göz yoruyor. Bir de ben zaten dizi/film izlerken “bu sahneyi nasıl çektiler ki? sahiden o mekanı kapattılar mı yani? bu kıyafeti ne kadar da dönemine uygun dikmişler!” gibi şeylerle uğraşıp arada odaklanma sorunu yaşarken bu çıktı başımıza En çok da geçen gün “Life of Pi”daki kaplan yerine kucağa yatırılmış mavi bez oyuncağı görünce “hmm, bu işler böyle yürüyor” dedim. Tamam, kimse kaplanı alıp kucağına yatırmasını beklemiyor zaten de en azından onu da görmeyeyim En nihayetinde kişisel bir tercih tabii.
Bir de ben oyuncular açısından da düşünüyorum. Ben olsam o moda da giremezdim herhalde Mesela yukarıdaki Yang ve Shepherd sahnesinde; bir sahiden o manzaraya karşı içip rol yapmak var bir de yeşil bir perdenin karşısına geçip o role girmek var. Neyse, demek ki iyi oyuncular
Hemen işin kolayına kaçmayanlar olduğuna da “Desperate Housewives”ın “Tornado” bölümünü örnek vereyim. Dizinin ekstralarında bu bölümün nasıl çekildiğini gösteren bir bölüm vardı. Adamlar resmen uğraşıp hortum sonrasını yaratmaya çalışmışlar.
Oth ye bakip oyle cvp veririm dediydim ama bakmaya firsatim olmadi. Bi ara tekrar izlemem lazim son saheleri. Dizinin kendisinde gosterdiklerini hic fark etmemeisim.
Türk dizilerinde de gayet etkili kullanılabiliniyormuş. 9 bölümde finali görüp yayından kaldırılan “Yasak” dizisinden…
Böyle bişi daha var…
GOT 4. sezon
http://vimeo.com/104403406
Sinemaya dair ama görsellerin ifade edilişi gerçekten güzel. Bi’ bakın derim.
GOT 5. sezon
Daredevil:
https://vid.me/XOIA
Ben bunlara kesinlikle bakmıyorum İşin büyüsünü alıp götürüyor.Sinema dediğiniz bir iliizyon zaten.Hayal dünyanızı öldürmekten başka bir işe yaramıyor.İlizyonlar numaralarını nasıl yaptıklarını açıklasalardı kimse yüzlerine bakmazdı.Bunun da ondan farkı yok.
@purga: Güzel anlatmış adamlar. Örnekler de iyi. Tişkürler.
Agents of S.H.I.E.L.D. 2. sezon
the flash: Goril Grodd
ohaa flashlı sahnelerin de çoğu efektmiş. hiç bu kadarını düşünmemiştim.
https://www.youtube.com/watch?v=_OO7NhT9PsQ&feature=youtu.be