- 6 İptal: Teacup, Frasier, Extraordinary, Shardlake...
- 13-19 Ocak 2025 Reyting Durumları / Yorumları
- Prime Video dizisi Newtopia, 7 Şubat'ta başlıyor.
- 36. Yapımcılar Birliği Ödülleri'nin (PGA Awards) adayları belli oldu
- Senaristler Birliği Ödülleri’nde (WGA Awards) 2025'in adayları belli oldu!
- Disney+ dizisi Daredevil: Born Again'in fragmanı yayınlandı.
- 4 Onay-4 İptal/Final: St. Denis Medical, Creature Commandos, The Franchise, Big Boys...
- Netflix animesi Sakamoto Days, 11 Ocak'ta başladı.
- 2-12 Ocak 2025 Reyting Durumları / Yorumları
- Leighton Meester'ın CW'ya dönüş dizisi Good Cop/Bad Cop'ın fragmanı yayınlandı.
- Los Angeles yanıyor sayın seyirciler!
- Reacher'ın 3. sezon fragmanı yayınlandı.
- 77. Directors Guild of America Awards’ta (DGA Awards) TV adayları belli oldu
- The Last of Us Nisan'da geri dönüyor.
- Günün Muhabbeti: Seçimler ve geri kalanı
- Netflix dizisi The Breakthrough 7 Ocak'ta geliyor.
- 9 Onay: Dune: Prophecy, A Man on the Inside, Tell Me Lies, Mayor of Kingstown...
- 4 Onay-4 İptal: Silo, Secret Level, Bad Monkey, The Old Man, Girls5va...
- A24'ten Liverpool ve efsane menajeri Bill Shankly hakkında bir drama geliyor.
- Camila Morrone ve Adam DiMarco, Something Very Bad Is Going to Happen'ın başrolüne geldi.
yorumlar
Artık HBO da kalite de çok netflix gibi abone sayıların önem vermeye başlar.
Biz korkunç ötesi yerli komediler, cinli minli uyduruk yerli korkular, aileler çocuklarını iki saat başından atsın da azcık avmde gezebilsin diye yapılan animasyonlarla sinema salonlarını dolduran bir ülkede yaşıyoruz. Şu Marvel’ları filan bile ağız tadıyla izleyemiyoruz ya dublajdan ya da 3D saçmalığı yüzünden. İnsanımız oraya film sevgisi için değil piknik yapmaya geliyor. Yiyor, içiyor, konuşuyor. Bu saçma sapan tiplere maruz kalmak da çok zor. Yani hiç uğraşmadan Netflix’ten filmi açıp izlemeye karşı olmam imkansız.
Ama onları da anlayabiliyorum. Yıllarca bu işe emek vermiş insanlar. Gözlerinin önünde Tv bitti. Sıra sinemada diye endişe duymaları normal geliyor. Bizim şartlarımızda yaşamıyorlar. Sinema en güzel sinemada izlenir diyorlar. Elbette TV filmi diye bir kavram var, oraya gitsinler Emmy için uğraşsın diyorlar. Yanlış bir şey yok gibi geliyor ama diğer taraftan Roma gibi bir film varken sırf bu yüzden Green Book’a ödül veriliyor. Yıl olmuş 2019. Bu da vahim bir durum.
Kısacası kafam karışık. Önce normal dağıtımcı gibi filmlerini gösterime sokacaklar, sonra da kendileri yayınlayacak. Yapacak bir şey yok gibi.
Bu arada şu HBO haberi canımı acıttı. Umarım asılsızdır. Kendinize gelin yetkililer.
Ben değişen düzende seçimin izleyiciye bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Düzenlemeler getirilebilir ama Spielberg’ün söylediği hafif tabirle kıskançlık ve işgüzarlık gibi geliyor.
Engellemenin yolunu bulacaklarına rekabet etmenin yolunu bulsunlar. Ayrıca bir sorunu varsa Oscar öncesi konuşsaymış, eğer Roma bu kadar öne çıkmasaydı hiç de dert olmazdı herhalde. Aynısı Cannes’da da oldu. Adamların iş yapısı ve kuralları belli, niyeyse izin verip de uygulamaya koyduktan sonra sorun çık(arılı)ıyor.
Netflix sadece büyük bütçeli filmler çekmiyor. Bağımsız sinemayı, belgeselleri ve diğer içerikleri de destekliyor. Yarattığı fırsatları ve ekonomiyi görmemek de olmaz sonuçta. Netflix eşit değildir TV, dolayısıyla TV filmi değerlendirilemez.
@rpdi dediklerin sonuna kadar katılıyorum bu arada HBO Haberi doğru.
O değil de HBO ne ara AT&T tarafından satın alındı yahu? Bu AT&T ve Disney arasında “Devlerin Savaşı” konseptli bir tekelleşme savaşı izleyeceğiz bu belli oldu. Önümüzdeki yıl Warner Bros ve Disney iyice stream servisi işine atılsınlar daha neler neler olacak. Çok heyecanlı.
SONRADAN NOT: Bu yıl içinde tamamlanmış satış. Bu niye Disney-FOX kadar ses getirmedi acaba dünyada?
Onun alması ta Disney öncesi. Hatta Donald Trump taş koydu da rekabet kurulu sorun çıkardı falanla uzadı.
Aynen orasını biliyorum işte en son. Tamamlandığını bilmiyordum. Haberde yeni sahipleri falan denince bir araştırdım ki bu yaz tamamlanmış 85 milyar dolara.
Spielberg zaten Oscar öncesi Roma aleyhine kampanya yapanlardan biriydi, Green Book’un kazanmasında onun da payı var. Tv filmi önermesi mantıklı değil ama Netflix’in de düzenleme yapması gerekiyor artık, madem o büyük ödülü almak istiyorsun o zaman Roma’nın vizyon takvimini biraz daha uzun tutman lazım.Hem öyle hem böyle olmuyor
Ondan sonra vayy efendim film Netflix’te ilk hafta şu kadar milyon izlendi diye haber çıkartıyorsun. Sadece Roma ve Birdbox mı yayınlandı Netflix’te, diğer filmlerinin de izleyici sayılarını paylaş o zaman, bir sürü kalitesiz film izledik. En sinir olduğum olaylardan biri de bu.
En büyük rezillik de Annihilation filmi sırasında yaşandı. Paramount ve özellikle de Skydance rezil filmlere yatırım yapıp o filmler de batınca, filmin yönetmeni Alex Garland’a baskı yapmaya başladılar. David Ellison denen soytarı filmin sonunu değiştir, izleyici başrol Natalie Portman’ın karakterini sevmeyecek, onu daha sevimli yap, diğer Hollywood filmlerindeki kadın karakterlere benzesin diye baskı yapınca Alex Garland bunların hiçbirini kabul etmedi. Stüdyo da film gişede tutmaz diyerek filmi Netflix’e sattı.(Geostorm’a servet yatıran adamlar diyor bunu) Alex Garland defalarca filmi büyük ekranda, en azından kendi ülkesindeki sinemalarda görmek istediğini belirtti. Böyle hoş olmayan örnekler varken Oscar’da yarışsın mı yarışmasın mı diye tartışmak da saçma. İlk önce bu gibi olayların önüne geçmek gerekiyor.
Ayrıca bu Netflix olayını tartışıyoruz da, seneye Martin Scorsese’nin filmi vizyona giriyor. Scorsese sinema konusunda en hassas olan isimlerden biri. Şimdiden de her türlü iddiasına girerim ki Irishman filmi Roma’dan çok çok daha uzun süre vizyonda kalacak. İşte o zaman kimse karışamaz Netflix’te yayınlanıp yayınlanmadığına.
Hem öyle hem böyle olmuyor düşüncesine katılmıyorum. Bence oluyor da eski düzeni korumak isteyenler nedeniyle polemik oranı fazla. Oscar’da yarışabilmek için vizyonda X hafta kalacak şartı yok sonuçta.
Netflix’in The Irishman’i daha uzun süre vizyonda tutacağının haberini daha geçenlerde çıktı. Her defasında vizyon süresini konuşanlara inat yapması makul. Ama online yayın platformlarının filmlerine geniş vizyon istemek benim açımdan mantıksız. Adamların nihayetinde bir iş modelleri var.
Scorsese de kafasındaki film için gerekli yüksek bütçeyi başka yerden bulamayınca Netflix’e gitti. Netflix olmasa film yayanda kalmıştı veya birkaç yıl daha rafta dururdu o senaryo.
Oscar’da yarışabilmek için Netflix gösterimi öncesi Los Angeles’taki sinema salonlarından birinde vizyona girmesi gerekiyor. Bu konuda herkesin görüşü farklı, ben vizyon süresinin daha da artırılması gerektiğini düşünenlerdenim. Evde mi yoksa büyük ekranda mı izleyeceğine seyirci karar versin diyenlerdenim.
Niye hem öyle hem böyle olmuyor, madem yukarıdaki önerim iş modeline zarar verecek nitelikte o zaman tamam o modele devam et, ama sen gidip Irishman ile vizyon tarihini uzatıyorsun. Niye böyle olduğu da basit, Martin Scorsese yaşayan en iyi yönetmenlerden birisi, o film ile gelecek prestiji Netflix markası altında Oscar’a taşımak istiyorsun.
Netflix’in bu işi düzene sokması lazım artık. O yüzden sinemanın önemli isimlerinin açıklamaları önemli. Usta David Lynch de gelir yakında sahneye.
“Ama sen gidip Irishman ile vizyon tarihini uzatıyorsun.” + “Niye böyle olduğu da basit”
E ben de tam bunu diyorum. Çünkü şu anki koşullarda mecbur. Öteki türlü geçtğimiz Oscar töreninde yaşananlar oluyor işte. Spielberg dahil olmak üzere Netflix’i hala kabullenmek istemeyip eski düzeni koruma taraftarı olanların söylemleri filme gölge düşürüyor. Oy verenleri etkiliyor.
Oscar geçti, yakında Cannes sorunu tekrar başlayacak. Irishman girdikten sonra da bir tur onu konuşacağız. Martin Scorsese dahil önde gelen isimleri kendi bünyesinde toplamak için illa geniş vizyon sözü vermek zorunda değil ki. Niye versin? Adam yıllardır almaya uğraştığı bütçeyi verdi mesela.
Eğer Cuaron filmi olmasaydı Roma, Oscar’da bu derece öne çıkabilir miydi tartışılır. Çünkü az yukarıda da dendiği gibi Netflix’e orijinal proje bazında her sene bir sürü film geliyor. Adamların Oscar’a veya festivallere giden filmleri henüz sınırlı sayıda. Onlar da bunu artırmaya çalışıyorlar. Scorsese gibi isimleri de prestij ve daha fazla üye için topluyorlar bünyelerinde.
Oldu olacak dizileri de öncesinde bir kanalda vizyona sokma şartı getirelim. Geniş vizyonun şart görülmesi benim kafamda ona benziyor. Adam isterse soksun istemezse sokmasın, izleyici de canı nerede istiyorsa orada izlesin.
Netflix’i Cannes de aynın şey ile karşılaştı türkiye de bence bir az kafa yapıların değiştirmeleri lazım. Oscar gibi Cannes gibi önemli ödül törenlerin de göstereceği filmler ilk önce sinema da normal dağıtıcı gibi gösterip vizyondan kalktıktan 3 ay sonra kendi platforumlarına koymalar lazım çünkü şu ana ki kafaya baya sıkıntı yaşayacaklar.
Cannes sorunu çözülebilecek bir mesele değil bence. Oscar onların yanında melek gibi kalıyor, daha çok yuhlama haberi duyarız. Adamların hiç esnekliği yok maşallah.
Neyse herkesin farklı görüşleri var ama ortada bir gerçek var önümüzdeki 5 10 yıl bu tartışma etrafında şekillenecek, daha diğer streaming servisleri geliyor. Tartışma daha da büyüyecektir, AMC sinema zincirleri de bu filmleri salonlarında göstermek istemiyor, bence oradan da kural değişikliği gibi hamleler gelecek.
Ted Sarandos geçenlerde yaptığı ”Lawrence of Arabia filmini oğlum telefonunda izledi, hiçbir farkı yok.” tarzında sinir bozucu açıklamaları azaltırsa daha iyi olacak. Biz burada sinema hakkında tartışıyoruz ama adamlar da hayır işi yapmıyorlar sonuçta, milyarlarca dolar kazanıyorlar bu işten. Herkes kendi çıkarının derdinde. Bizdeki Organize İşler saçmalığı gibi. Bakalım daha ne tartışmalar çıkacak.
Cannes bence de zor. “Vizyondan sonra 36 ay boyunca dijital platformlara gelemez,” kuralı kadar açık bir sen gelme kuralı yoktur herhalde.
Bu arada ondan bağımsız, ben Fransız seyiricisini yuhlama açısından sevmiyorum. Emeğe saygı falan da değil, üslup hoş değil bana kalırsa. Roland Garros maçlarında da yapıyorlar aynısını.
Benim sevmediklerim arasında zirvede her zaman US Open izleyicisi olmuştur ama katılıyorum bazen Roland Garros maçlarında da fazla saçmalıyorlar.
Cannes’da Netflix sembolü gelince falan yuhluyorlar da, benim unutamadığım yıllar önce Twin Peaks Fire Walk With Me filminin yuhlanmasıydı. Yuhh yani statta maç falan mı izliyoruz.
Bunda 20-30 yıl sonra bile netflix’in sinemayı bitirebileceğin inanmıyorum artık. Ama 20-30 yıl sonra dönüp baktığımız da film sektör bakımından saygı gören bir stüdyo olabilir. Yani Steven Spielberg gibi yönetmenler ve sinema salonu sahipleri saygısın kazanmış. Oscar ve benzeri ödül törenlerine katılan hata ödül alan bir stüdyo olabilir.
Atlanilan bir sey var.Sinema tarihine bakarsaniz iki buhran dönemi var.Birincisi tvlerin eve ilk girmesiyle baslayan ellili yillardaki dönem. Bunu aşmak icin renkli filme geçtiler.Bir de perdenin tümünü kaplayan o zaman adiyla cinemaskop diye de adlandirilan görüntü formatina Ikincisi de yetmişli yillarda yaşandı .Sinemadan iyice uzaklasan izleyiciyi, yildiz savaslari filmi büyük kalabalıkları tekrardan salonlara çekmeye basardi.Bu yeni bir dönemin başlangıcı oldu sinema için Genç nesilleri
daha cok sinemaya ilgi duyduklarini keşfedip tekrardan ilgiyi arttirdilar. Bence bu üçüncü nün ayak sesleri.Son yillarda ıçi boş filimlerle izleyici çok karsilasti. Izleyici sayilarinda hatiri sayılır düşmeler var.Teknoloji baya zorluyor..DVD nin çıkış tarihinin bile uzun süre büyük studyolarin baskisiyla ertelendiği soylenir.Uc boyutlu tvlerin fiyasko olmasi uc boyutlu filmlerin tvler de gösterime sokulmamasi.Hep bir korku var.Torentlerden film indirmenin önüne zaten bir türlü geçemiyorlar Kapitilist sistem kârlı olan işi yapar.Zaten korkularida bu. SInema tabi ki ölmez ama salonlarda film izlemenin hoş bir nostalji olarak kalacağı gerçeğini değiştirmez,bugünden yarina olmasa bile.
.
@gomen: Atladığın çoook büyük bir nokta var yalnız. Zaten sinemayı bütün dünyada ayakta tutan şey içi boş filmler. Yani içi boş saçma sapan filmler bütün dünyada gişe sıralamasının en tepesinde zaten. İzleyici sayıları da son yıllarda sürekli rekor kırıyor. Hem ülkemizde hem de dünyada sürekli bir film bilmem kaç milyon barajını geçiyor. Bilmem kaç milyar barajını geçiyor. Şimdi iki örnek vereceğim. Hoobs & Shaw filmi içi boş, kuru aksiyon olacak ama 1 milyar gişeyi geçmesi kesin. Aynı şekilde ülkemizden de Recep İvedik’i örnek gösterebilirim. İçi boş bir film olmasına rağmen ilk haftasında 3-4 milyon seyirciyi yakalayacaktır. O yüzden asıl kaliteli filmler artarsa sinemada film izleme sayısı düşer ve opera gibi, jazz müzik gibi sadece elit tabakanın izlediği bir şeye dönüşür sinema. Onu da emin ol sen bile istemezsin. Ayrıca kapitalist sisem demişsin ama sinema bütün dünyada kapitalizmin kalbidir. He sen torrentten film indirmek çok solcu bir davranış, antikapitalistçe falan dersen o dediğin çalmak oluyor ve antikapitalistlik değil anarşizme hizmet etmiş oluyorsun. Diğer türlü Netflix sanki kapitalizme hizmet etmiyormuş gibi konuşmuşsun en çok da ona güldüm. Yani sana seçme şansı sunuyorlar sadece. Hangi yolla kapitalizme hizmet edeceğin senin tercihin.
Ben ne yapıyorum diyorsan hem Sinemia ile istediğim zaman sinemaya gidiyorum. Hem Netflix hem beIN Connect üyeliğim var hem de torrentten film dizi indirip veya Popcorn Time’dan stream edip izliyorum. Neyse yeter bu kadar ötmem.
@Dogukantmeric Guzel kardesim sinirlenme Bu konu bugun abd de konuşuluyor. Ben kalkip kafamdan uydirmuyorum.Adamlar sinemanin gelecegini masaya yatırmışla.Bak o büyük stüdyoların nerdeyse hepsi stream olayina giriyorlar.Sinema salonlarını lunapark eğlencesine çevirirsen giden olur tabi.Film sayilarinda düşüş var.Bazi filmlerin parasini yurt disi satislatla cikarabiliyorlar.Ben sana gerçek sinemadan bahsediyorum.Gercek sinema seyircisinden.Sen lafı nerelere çekiyorsun
İnsanların sinemaya gitmesinin asıl nedeni filmi hemen izlemek istemesidir. Merak ettiğin, her yerde reklamını gördüğün, herkesin konuştuğu filmi izlemeyi de erteleyemezsin yani.
Bu sene Avengersı sinemalarla aynı anda youtubea koyalım bakalım kaç tane insan büyük ekran için sinemaya gidecek? Gitti 2 milyar doların 1,5 milyarı.
Tamam sinema bir deneyimdir ama bu sene oscarı kazanan Green Book için sinema deneyimine çok mu gerek var allasen. Bu oscar tayfasının derdi çoğu kavgada olduğu gibi paradır. Kuralı 4 haftaya çıkarmak isteyenler, çok bariz bi şekilde film çekmek isteyenlere alternatif olan bir platformun önüne taş koymaya çalışıyor. Ve sorsan bunlar film sanatına gönül vermiş insanlar. Para insanları böyle iki yüzlü yapar işte. Bir film sinemada yayınlansa da filmdir yayınlanmasa da. Ve oscar da filmlere ödül veriyordu galiba.
@gomen: Sinirlenmedim ki ben Gomen’cim. Sadece Netflix’i sinema baronlarına karşı savaş açan bir özgürlük savaşçısı gibi anlatmışsın da ona güldüm.
Ayrıca gerçek sinema dediğin şeyi biraz daha açar mısın? Yani Akira Kurosawa, Nuri Bilge Ceylan, Andrey Tarkovski, Federico Fellini, Godard, Truffaut tarzı yönetmenlerin yaptığı filmler mi bahsettiğin?
https://twitter.com/YigitGuralp/status/1102145271608287233?s=19
Yazıda söylendiği gibi nasıl sinema tiyatro bitiremediyse dijital platforumlar da sinemayı bitiremeyecek. Ama her 2 tarafta birbirlerine saygı göstermeyi öğrencekler. Bu arada yazıyı yazan Yiğit Güralp ayla filmin isim Jenerik de yazmayan senarist.
@oktay_1907: Tam olarak benim fikrim de bu işte.
Netflix de açıklama yapmış. Aşağı yukaro burada bahsedilen şeyler aslında.
Marvel ve dc nin sacmalikta sınır tanimayan filmleriyle kaplanmis bir sinemadan bahsetmediğim kesin.
Bu tür açıklamalar sinemanin kan kaybettigi gerçeğini degistirmiyor.Oscar torenlerinin bile eski heycanini kaybettiği, düşen reytigleri nasil arttirabiliriz bir dönem yaşanılan.
@gomen nedir bu insanlarda ki süper kahraman filmlerin olan düşmanlık ya?
Netflix bence bu saatte sonra Steven Spielberg falan ile uğraşmak istemeyecektir. O yüzden Oscar da çekilebilir.
Postane’ye link eklemeye bir düzen getirsek iyi olacak. Netflix mevzusu başladığımdan beri her şey açık gidiyor, buz pistine döndük.
@aytackara normal de kurallar uyarım ama netflix mevsuz’un da haberler nasıl paylaşacağım bilemedim.
Otobüste Netflix izlemede dünya birincisiyiz!
Konuyu tekrar açmak istemiyorum. Ama netflix’i bir Walt Disney bir Warner Bros gibi Hollywood hakim bir Stüdyo olsaydı Steven Spielberg bu kadar karışamazdı gibim geliyor.
Bein connect 15 günlük deneme , kendiğiliğinden iptal mi oluyor yoksa iptal etmek gerekli mi ? nereden ediliyor bulamadım ??
@ilterisMayadagli: 15 gün dolunca kendiliğinden iptal oluyor. Sonrasında arayıp durabilirler birkaç gün ama açmazsın olur biter.
@abidin77 Teşekkürler
A.B.D. ile olan saat farkımız yeniden 7’ye iniyormuş. Bu gece saat değiştiriyorlar.
Felicity Huffman ve Lori Loughlin’e dava açılmış. Nedeni çocuklarnı üniversiteye sokmak için rüşvet vermek. Beraberinde 48 kişi daha var.
Felicity H. tutuklanmış hatta ama mahkemeye gelme sözüyle bırakılacakmış.
HBO’nun Michael Jackson belgeseli Leaving Neverland’i izleyip bitirdim ama sanırım ben de bittim. Michael Jackson zaten kalmadı.
İzlemesi zorlamadı ama tahmin ettiğim veya yorumlarda gördüğüm ölçüde rahatsız ediciydi. Kesinlikle yapmıştır veya yalan söylüyorlar diyemeyip o arada kalmışlık hissine sahip olmak asıl sorun olabilir hatta. İlk bölümü daha ağır olmuş.
Kafaya yatmayan veya eksik kalmış tarafları var elbette. Sadece tek bir tarafın bakış açısına sahip olması ister istemez bana da battı. Ailelerin tarafı zaten akıllara durgunluk verici herhalde. Nasıl düşünmezsin veya izin verirsin diye kurcaladığımda cevaplar hiç de hoş olmayan bir yere varıyor.
Bazı yerleri de kendi bakış açılarından gidişata uygun tarzda anlattıklarının hissine kapıldım diyebilirim. Mesela geçmiş davalarda verdikleri ifadelerin üzerinden giderken. O zaman işlerine öyle gelmiş, şimdi de nasılsa bir önemi yok diye böyle geliyor… Ama diğer şeylerle birlikte hikayenin tamamı yalan diye kestirip atmak için çok fazla ve hatta ağır.
Öyle yani.
@aytackara benim için yararlı bir yorum oldu. ellerine sağlık.
Hürriyet’i RTÜK ile Röportaj yapmış. yapımcılar ve televizyon kanalları yöneticileri reklamlar dizi bütçelerin karşılayamaması hakkında yaptıkları toplantılar ve yeni internet yasası ile ilgili netflix ile yapılan iş birlikleri da bahsetmişler. Bir de internet yasası ile ilgili yeni yönetmeli yayınlama hazırlığındalarmiş. Acaba bu yeni yasa ile ilgili Disney+ ve Apple yeni Stream servisi nasıl bir iş birliği içinde olacaklar.
@aytackara işte tam da senin gibi olmamak için ne o belgeseli izleyeceğim, ne de bir daha m.j dinleyeceğim…
doğru ya da yanlış kafamda kararımı verdim ben… göz yumdular, şimdi mağduru oynuyorlar….
@zekikum belgeseli ben izlemedim izlermiyim mi bilmiyorum ama izlemeden kesin bir karar vermek bana doğru gelmiyor. bu tarz durumlar da bir de mj hayran olmadığım söylemem lazım.
@aytackara.Bir efsane haline getirildi . Sırtından bol para kazanan çok oldu.Böyle bir yetenek para makinası harcanmak istenmedi ve rezillikleri bir şekilde örtülmeye çalışıldı. Aileler de bir sekilde büyük paralar verilerek susturuldu.iSonuçta acı ama gerçek olan her şeyin temelinde çok para kazanma hırsı var.Ölümünden uzunca bir süre geçtiğine göre şimdi gerçekleri konuşalım bir de ordan voleyi vuralım reytinglerle.Bu iki yüzlülük insanin doğasında var.Yapacak bir sey de yok.Mühim olan cebe ne kadar para girdiği hele abd de yaşıyorsanız, hoş bunun abd si falanda kalmadı ya o başka mesele.
Belgeseli izlerken yaşanan malum olayların dışında beni en çok şaşırtan ailelerin sanki hâlâ o şaşaalı günleri özlüyor gibi konuşmalarıydı. O dönem yaşadıkları sükseli hayatı öyle bir “hey gidi günler” kıvamında anlatıyorlar ki insan şaşırmadan edemiyor.
Ben de bu belgeseli izle(ye)meyecek olanlardanım. @aytackara’nın yorumu da bu fikrimi pekiştirdi.
@desperata houseboy Niye şaşırıyorsun ki.Sana da öyle bir hayat yaşatsalar sen de özlersin.Dünyanın o donemin efsanesi seni misafir ediyor.Alaaddinin lambasini üfler gibi dile benden ne dilersen misali hayat yaşatıyor .Zaten olayın diğer tarafı yok onlar için o dönem