- Netflix dizisi 1992, 13 Aralık'ta geliyor.
- Disney+, eski ve yeni dizileri ile 2025'e hazır.
- HBO ve Max, 2025'e eski ve yeni bir dolu program ile giriyor.
- 4-10 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- 7 Onay, 3 Uzatma: Outer Banks, Tomb Raider, Ludwig, NCIS: Origins, Georgie & Mandy’s First Marriage...
- Netflix mini dizisi Cassandra 6 Şubat 2025'te geliyor.
- Stephen Amell, Crave dizisi Underbelly'nin başrolüne geldi.
- 28 Ekim-3 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- Netflix'in casus gerilim dizisi Bone Palace'ın çekimlerine başlandı.
- Squid Game'in 2. sezonundan tanıtım fragmanı geldi.
- Graceland hortladı (sayılır)!
- 21-27 Ekim 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- 11 Onay: Slow Horses, Shrinking, Matlock, Rick and Morty, BEEF, Virgin River...
- Mike Flanagan'ın Carrie uyarlaması Amazon'da yapım aşamasında.
- Disney+ dizisi Light Shop 4 Aralık'ta başlıyor.
- Paramount+'ın Star Trek projelerinden haberler var.
- 14-20 Ekim 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- Silo 15 Kasım'da 2. sezonuyla geri dönüyor.
- 7-13 Ekim 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- İskoçya'dan beş dizi için 2. sezon haberi geldi
Bu yazıyı kimler tutmuş?
yorumlar
Bah ya…
İkinci Monday Morning vakası oldu benim için
Genelde bir diziyi izleyip izlememe kararını vermek için 2 bölümünü indiririm. Bu dizinin 1. bölümünü bile bitirmeden sıkıntıdan patladım. Biraz fazla medikal olmuş. Sanki genel izleyici kitlesine değil de doktorlara yapılmış bir dizi hissi verdi. Hani House’ta da bir sürü medikal terim kullanılıyordu. Ama her medikal terimin ne olduğunu, ne etkisi olduğunu, neleri iyileştirip neleri kötüleştirdiğini de dizinin içine yediriyordu.
Bir de arka planda yürüyen bir konu eksikliği olduğunu hissettim. Sadece medikal kısma odaklanılmış.
Ayrıca karakerlerin ilk bölümden bir tanıtımı olması gerekirdi. Yani dizi yürürken bir karakteri diğerine soru sordurtarak o karakterle ilgili bilgiler izleyiciye verilir normalde; çünkü izleyicinin kimi izlediği önemli bir konudur. Ona göre izleyici izlemeye devam edip etmeme kararını verecektir. Hatta bunu yaparken genel olarak karakterle ilgili bir takım bilgiler verilirken geçmişi ile ilgili bir kısım bilgiler de hemen paylkaşılmaz. Bu şekilde izleyicinin merakı arttırılır. Bu da atlanmış geldi bana. Tabi 1. bölümü sonuna kadar izleyemeden sıkıldığımdan belki de sonlarında yapılmıştır bu dediğim de oraya gelememişimdir o ayrı.
Sonuç olarak daha güzel bir medikal diziye ihtiyaç var. İptali gördüğü iyi oldu. Bir dahaki sefere daha dikkat ederler inşallah.
Senin dedigin tip dizilerinin ornekleri vardi zaten bu da daha tibbi olarak digerlerinden ayriliyordu ne guzel. Her seyi bir formule uydurmak ne kadar mantikli. Tek tip dizi izlemis olmaktan ne farki var?
Bir yandan izlememis olmama ragmen kaliteli oldugunu ve bana hitap ettigini bildigim bir diziden oldum bir yandan da twd de morgani daha cok gorebilecek olmamiza sevindim.
Ama şimdi diğerlerinin hepsinin aynı olduğunu söylemek pek doğru olmaz. Bu formatı House MD’de görebildiğin gibi E.R’da, Off The Map’te Grey’s Anatomy ve pek çoğunda görebilirsin. Ama birbirlerinden tamamen farklılar. E.R. daha ciddi bir formatta %50 medikal %50 doktor ve hemşirelerin özel hayatlarına odaklanırken Grey’s Anatomy daha komik olup %30’a %70 gibi bir oranda yürümekte, Off The Map zaten Amazon Ormanlarında normal ilaçlar yerine ormandan toplananlarla apayrı bir medikal uygulama. House MD ise anarşist bir adamın hastalarının yalalanlarının arkasındakini görmesi üzerine kurulu. Yani 4 örneğin 4’ü de birbirinden apayrı olmakla birlikte bahsetmiş olduğum formatı 4’ü de kullanmakta.
Bahsetmiş olduğum format izleyiciyi diziye çekme yöntemidir. Ondan sonra temasını, konusunu başkalaştırıp yine tıbbi olarak diğerlerinden ayrılan bir dizi yapabilirsin. Diyorsan ki bu format olmasın, peki ama o zaman da yine izleyiciyi çekecek başka bir format geliştirmek gerekir.
Mesela Critical’dan evvel 1 sezon sürüp iptali gören Trauma vardı. Diğerlerine nazaran buna daha yakın tarzdaydı; ama daha fazla kendisini izlettiriyordu.
Yani sunu demek istedim: Izlemedigim icin sadece fikir yurutuyorum ama anladigim kadariyla dizi tamamen hastanede geciyor. Her ne kadar benzer dizilerde aralarindaki iliskiye bol bol deginilse de gercek hayatta oyle degil. Orada sosyal konusmalara zaman kalmiyor. Herkes o an yapmasi gerekeni yapiyor. Ve yapilmasi gerekenler hic bitmiyor. Dedigin gibi muhabbet icine doktorlarin gecmislerini sigdiralim olayi yalan. Servis doktorlarinda olabilir belki ama acil travma merkezlerinde buna cidden zaman yok. Bu acidan gercekci oldugumu dusunurdum okudugum kadariyla. Izlemeyi dusunmiyorum tabii artik dediklerimle uyusuyor mu bilemiyorum o yuzden.
@Ozgun14 diziyi izlememesine rağmen gayet güzel özetlemiş. İzlemiş kadar olmuşun
Hehe unfortr tanitim sagolsun.
Listemde olan mutlaka bakmak istedigim bir yapimdi eger devam etseydi guzel olcakti ama su durumda uzulerek pas dedim. Guzel bir medikal dizi ekleyesim var ama listeme, guncel olanlarin birikmesini bekliyorum.
Benimde hali hazırda izlediklerim dışında bir şeyler ekleyesim var. Geçen ay bir Saving Hope maceram olmuştu. 1 sezon izleyebildim ancak, başrolde ki iki karakterin dramından içime baygınlık gelmişti. Bu kadar da sulugöz olunmaz ki canım…
@kubi03kubi Bence sizin Amerikan ulusal kanallarının hazırladığı diziler dışındakileri pek izlememenizde yarar var.
Onlar alışık olduğunuz, ilk 10 dakika içinde izleyiciyi kapmak için çok hızlı girişler, “gözleriniz görmediyse bir de sözlü söyleyelim ya da kulağınız duymadıysa bir de görsel olarak ifade edelim” yaklaşımları, sezon baş ve sonunda hızlanıp ortasında yan gelip yatmak, “bak bilmem kim geliyor diziye x bölümlüğüne” diye ispiyon kokan hareketlerle reklam yapma, fırka gibi kadrolar kurma (bir beyaz, bir zenci, bir asyalı, bir kadın, vs), askerlik ile asker olmanın muhteşemliği vurgusu ve benzeri “her dizide olan” işleri zaten yeterince yapıyorlar.
Öte yandan dünya Amerikan ulusal kanal dizilerinden neyse ki ibaret değil. Söylediğiniz 4 diziden House ve E.R. dışındakiler zaten tıp dizisi değil. İzlediğiniz x adet dizi üzerinden, diziler üzerine bir otorite gibi konuşmanızı sağlayan özgüveninize de hayret ettim.
Ben kendi adıma böyle kurtarılmış diziler bulunca dört elle sarılıyorum.
Az önce Critical tanıtımının altına şu yorumu yazdım. Dizi hakkında, en azından 13 bölümünü de izlemiş birinin ağzından bilgi almak isteyenler orayı okuyabilir.
@dfisek Yorumunuza açıkçası çok şaşırdım. Sanki dizinin yapımıcısıymışsınız gibi dizi hakkındaki yorumlarımı direk kişisel almışsınız. Ben Amerikan dizi ve filmlerini izlediğim gibi İngiliz, Kanada, Avustralya, Fransız yapımlarını da izlerim.
Ben “Amerikan yapımı diziler en iyileridir” diye bir iddiada bulunmadığıma göre Amerikan dizilerinin ne kadar kötü olduğunu alay edercesine söyleme gereği duymuş olmanızı da açıkçası anlayamadım.
Dizi ve film yorumları her kim söylerse söylesin sübjektiftir. Bu hususta salt doğru diye birşey zaten hepimizin bildiği üzere yoktur. Bu site aracılığıyla haberim olmayan dizileri seyretme şansım olmuştur. Kimilerini beğenmişimdir kimileriniyse beğenmemişimdir. Beğenmemiş olduklarımı nedeniyle beraber beğenmediğimi söylemek beni bir otorite yapmadığı gibi sizin benim yorumumu alaya almanız da sizi bir otorite yapmaz. Sizin düşünceniz de benimkisi kadar sübjektiftir. Herkes burada kendi düşüncesini söylemekte serbesttir. Bu düşüncelerin ne galibi ne de mağlubu bulunmamaktadır. Sizden evvel de diziyi beğenenler kendi düşüncelerini dile getirmişlerdir. Dolayısıyla beğenen kişilerin düşünceleri benimkisiyle çelişmiştir. Ama çelişti diye o arkadaşların düşüncelerini hiçbir şekilde küçümseyici bir tavır takınmadım. Onun yerine kendi düşüncemin gerekçelerine odaklandım. Keşke siz de öyle yapsaymışsınız.
Bu sitenin ana konusu diziler olduğuna göre amaç dizinin artısını eksisini tartışmaksa tabi ki de tartışırım. Ama sizin yazınız maalesef diziyi tartışmaktan çıkıp neyi izleyip neyi izlemeyeceğime karar vermeye, “otorite”, ” özgüven” gibi kelimelerle de şahsımı küçümseme ve saldırıya dönüşmüş. Benim böyle bir seviyede tartışma sürdürme niyetim olmadığından ötürü bundan sonra hakkımda yazılabilecek olanlara herhangi bir cevap vermeyeceğimi baştan söylemem gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada size ve bu yorumu okuyanlara hayırlı bayramlar dilerim.
Sana ve kalan herkese de iyi bayramlar.
Bakacam ben sanirim buna. Zaten ilgimi cekiyordu zaman kaybi olacak bi uzunlugu da yok izledigim kar kalacak diyip baslayacam.
House ve scrubs gibi iki farkli tip dizisinin yanina bi tane de boylesini ekleyeyim
@ozgun14 Sana tavsiyem önce 1 bölüm Critical izle, ardından da 1 bölüm Trauma’yı izle. O da 18 bölüm falan olacaktı. 1 sezonluk bir yapım. Hangisi ilgini daha çok çekiyorsa ondan devam edersin.
@kubi03kubi: Ben ikisini de izledim. İkisi de iyi diziler bence ama alakaları yok. Hatta Critical izlediğim en iyi tıp dizisi diye iddia edebilirim.
(30+ yıldır yabancı dizi izleyen bir bünyeyim ve tıp dizilerini de severim. İzlediğim 2-3 tıpdizisi üzerinden işkembeden sallıyorum sanılmasın.)
dfisek’in yukarıda yazdıklarına katılıyorum bu arada. Beklenti meselesi. Siz kolay yutacağınız bir dizi beklemişsiniz, bulamamışsınız. Mümkün. Ama bu dizi vermek istediğini, almak isteyene çok güzel verebilmiş bir dizi.
@dkamoy “İkisinin alakası yok” demenizden kastınızı anlıyorum. Siz Critical’a bakarken gerçekçilik düzeyini ele alıyorsunuz. Ancak her iki dizi de birincil müdahale ekibini ele almaktadır. Her ikisinde de dizi spesifik bir kişinin gözünden değil tüm ekibin gözünden işlenmektedir. İkisinde de kanlı canlı ameliyatlar mevcuttur. Dolayısıyla ayrışan noktalar olsa da apayrı diyemeyiz. Tabi eğer Critical’la tür olarakTrauma’dan daha fazla benzeşen bir dizi aklınıza geliyorsa ben de öğrenmek isterim.
Critical’ı en iyi tıp dizisi olarak değerlendirirken salt tıbba odaklanmış olmasını artı bir değer olarak görüyorsunuz. Ama bence bir dizinin dizi olabilmesi için gereken öğelerden biri de sunumudur. Cerrahpaşa Hastanesi’nde bir departmanda 1 gün boyunca hiç kimse farketmeyecek şekilde çekim yapıp 24 saatlik kayıttan kesip 50 dakikalık bir sunum hazırlayınca da tam gerçekçi olur. Ama tabi ki de bu izlenebilir olmayacaktır.
Critical izleyiciye gerçekleşenleri tanımlama sorumluluğu hissetmeyen bir dizidir. Critical’ı sevenlerden kimse orada doktorların birbirleriyle olan konuşmalarında ne dendiğini gayet net anlıyorum diyememektedir. Öğrenciyse okuldan, çalışansa işten yorgun argın gelen bir kişi bir dizi seyrederken ne olup bittiğini anlayabilmek için kafa patlatmak istemez. Hoşça vakit geçirmek ister. Bunun içindir ki dizilere yer yer komik öğeler konabilir veya ana konunun dışında geçici yan konular oluşturulur. Ben bunları Critical’da göremedim.
Mesela tıp dizisi bile olmayan ve yine bu site vasıtasıyla varlığından haberdar olduğum Rubicon da bildiğiniz gibi Critical gibi tamamen işe odaklı olup son derece ağır ilerleyen bir diziydi. O da 1. sezonun sonunda rating yetersizliğinden iptali gördü. Konusu ilgi çekici olsa da sunum zayıflığından talep görmedi ve uzun ömürlü olmadı.
Tabi bunlar sonunda zevk meselesidir. Her dizi sever aynı noktadan bakmayacaktır. Hatta kişi söylemiş olduklarımın hepsini doğru bulabilir. Bu şekilde izler. Ama bir şekilde dizi onu çeker. Hatta çeken öğeyi kendisi bile tanımlayamayabilir. Daha evvel de dediğim gibi tamamen sübjektif bir konu olduğundan salt doğru veya yanlış diye bir değerlendirme pek doğru olmaz..
@kubi03kubi: Trauma tadını bir tıp dizisi olmasa da bu aralar Chicago Fire’da buluyorum zaman zaman. Belki ona da uğramak isteyebilirsiniz denemediyseniz. Sizi açar gibi geliyor.
Critical’ı bu kadar çarmıha gerip alakası olmadığı konusunda ısrar ettiğim noktalara yönleniyor oluşunuzu dizinin ilk bölümünü bile sonuna dek izleMEmiş olmanıza (öyle yazmıştınız yukarıda) yoruyorum. O yüzden karşılaştırmalarınız benim için biraz havada kalsa da çıkış noktanızı anlayabiliyorum ama niye katılmadığımı aynı sebeple anlatamıyorum.
Kısaca, ben 13 bölümünü devirip geniş resme de dar resme de bakabiliyorken, sizden bu dizinin 13 bölüme yayılmış hikayesini, kendine has anlatış şeklini anlamış olmanızı beklemem haksızlık. O yüzden daha fazla uzatmayacağım.