Sleepy Hollow | Tanıtım
72 yorum real tortoise 30 Ekim 2013 20:34
Ulusal Amerikan kanalları yeni dizlerini Eylül ayında tek tek görücüye çıkarırken, bu sezonun açılışını 16 Eylül’de yayın hayatına başlayan Sleepy Hollow ile yaptık. Fox kanalı tarafından yayınlanan, ilk sezonu 13 bölüm sürecek olan ve şimdiden 2. sezon siparişi alan bu doğaüstü-gizem-macera dizisine daha yakından bakmak isteyenler buyursunlar yazımızın devamına.
Konu kısmına geçmeden önce dizinin uyarlandığı hikayenin kökenini bir inceleyelim:
Sleepy Hollow’un uyarlandığı The Legend of Sleepy Hollow (Başsız Süvari), Washington Irving‘in The Sketch Book of Geoffrey Crayon, Gent kapsamında yazdığı kısa hikâyelerden biri.
Hikâye, İngiltere’de Birmingham‘da yazıldı ve ilk kez 1820’de yayımlandı. Irving’in -eşlik eden hikâyesi “Rip Van Winkle” ile birlikte- “The Legend of Sleepy Hollow” bugün hala okunmaya devam eden ilk ABD’li masalları arasında yer alıyor. Hikayeden uyarlanan eserler arasında başrolünde Johnny Depp ve Chrisitina Ricci‘nin rol aldığı, -yine Sleepy Hollow isimli- 1999 yılı yapımı bir Tim Burton filmi de yer alıyor.
Konu kısmında ilk bölüm ile ilgili olarak çok az da olsa bilgi verildi. Bu yüzden ispiyona aşırı hassas okuyucularımız, ispiyon ibaresi altında gizlenen kısmı atlayabilirler.
Ichabod Crane, Bağımsızlık Savaşı’nda İngiltere adına savaşan ama aynı zamanda General George Washington için de hizmet veren bir askerdir. Kahramanımız savaş esnasında aldığı bir yaradan dolayı kendinden geçerek bayılır. Gözlerini açtığında ise kendisini Sleepy Hollow kasabasında, bir mağarada bulur. Uyandıktan sora Ichabod‘un yolu bir şekilde kasabanın polis merkezinde görev alan Teğmen Abbie Mills ile kesişir. Yalnız, Ichabod’un çok da küçük olmayan bir sorunu vardır: Baygın olduğu sırada aradan 250 yıl geçmiştir.
Üstelik bu 250 yıllık uykudan uyanan sadece Ichabod değil, kendisini yaralayan ve kendinden geçmeden önce başını keserek öldürdüğü (daha doğrusu öldürdüğün zannettiği) asker de uyanmıştır. Kahramanlarımız, Ichabod’un öldürüdüğü askerin normal bir varlık olmadığını ve kıyameti getirmek isteyen mahşerin 4 atlısından biri olduğunu geç olmadan keşfederler.
Bundan sonrasında Ichabod ve Abbie kendilerini, sırlarla dolu bir geçmişi olan kasabada kıyameti getirmeye çalışan bin bir türlü olayla ve varlıkla mücadele ederken bulurlar. Ancak kendileri hakkında bile bilmedikleri bu kadar çok sır varken bu hiç de kolay olamayacaktır.
Savaş öncesinde Oxford‘da tarih dersleri veren Ichabod hakkında, konu kısmında yazılanlar dışında söylenebilecek pek bir şey yok.
Karakteri, İngiliz oyuncu Tom Mison canlandırıyor. Kendisini daha önce rol aldığı One Day, Salmon Fishing in the Yemen gibi filmlerin yanında, geçtiğimiz sene izlediğimiz Parade’s End ile de tanımanız mümkün.
Yolu Ichabod ile kesiştikten sonra bir sürü dertle uğraşmak zorunda kalıyor. Kasabanın polis merkezinde dedektif olan teğmen Abbie, geçmişte yaşadığı birtakım gizemli olayların travmasını halen yaşadığı yetmezmiş gibi kardeşiyle arasındaki ilişkiyi de dengelemek zorunda.
Karakteri, Nichole Beharie canlandırıyor. Genç oyuncu, daha önce Shame ve 42 gibi filmlerde rol almış.
Sleepy Hollow Polis Merkezi’nin yüzbaşısı. İlk başlarda Abbie‘ye doğaüstü olaylar konusunda pek inanmasa da bazı şeylere tanıklık etmesiyle Abbie ve Ichabod‘un serbestçe çalışmasına göz yumuyor. Yine de bazı şüpheleri de yok değil.
Karakteri, Orlando Jones canlandırıyor –ki kendisini pek çok dizi ve filmdeki irili ufaklı rollerinden herhangi biriyle tanımanız mümkün.
Ichabod’un birtakım gizemli güçleri olan eşi. Karakter hakkında ne söylesem ispiyon olacağından çok ayrıntıya girmiyorum.
Karakteri, Katia Winter canlandırıyor. Kendisi daha önce Dexter‘ın 7. sezonunda da uzun soluklu bir rolle (Nadia) karşımıza çıkmıştı.
Ana jenerikte kendisine yer bulan bu 4 ismin dışında dizide karşılaştığımız diğer karakterlerden Dedektif Luke Morales‘i Nicholas Gonzalez ve Abbie’nin kız kardeşi Jenny‘yi de Lyndie Greewood canlandırıyor.
Ayrıca şu ana dek 5 bölümü yayınlanmış olan ilk sezonun ilerleyen bölümlerinde James Frain ve Fringe‘in Walter’ı John Noble ile de karşılaşacağız.
Sleepy Hollow’un yaratıcı kadrosu ise bir hayli kalabalık: Phillip Iscove, Alex Kurtzman, Roberto Orci, Len Wiseman. Alex Kurtzman ve Roberto Orci ismini geçen sezon final yapan Fringe dizisinden ve yeni nesil Star Trek filmlerinden de hatırlamanız mümkün. Len Wiseman ise Underworld film serisiyle tanınıyor.
Dizi, Pazartesi günleri Amerika’nın Fox kanalında şimdilik Bones‘un arkasından yayınlanıyor. Sleepy Hollow, reytinglerde güzel bir ortalama tutturmuş durumda; hatta öyle ki FOX – ulusal kanalların sonbahar döneminde 13 bölümlük dizilere yer vermesine de alışık olunmadığından dolayı- herkesi şaşırtan bir kararla dizinin 13 bölümden oluşacak 2. sezon siparişini de vermiş durumda. 2. sezon 2014 yılı içinde bizlerle olacak.
Dizinin tanıtımı için hazırlanan gizemli haritanın yer aldığı site için şuraya bir uğrayabilirsiniz. Hazırlanan reklam çalışmalarından bir örnek de aşağıda.
Sleepy Hollow’u izlerken çoğu zaman kutsal kitaplarda yer alan mitlerle veya tarihi hikayelerle karşılaşabiliyoruz. Eğer o konuda bahsi geçen olaya bir ilginiz varsa izlemek de sizin için bir hayli keyifli oluyor.
Son olarak, Sleepy Hollow beklentinizi çok fazla yükseltmeden tatlı tatlı zaman geçirebileceğiniz bir dizi. Eğer anlatılanlar hoşunuza gittiyse 13 bölümlük sezonun da etkisiyle ilk bölüme bir göz atmanızda yarar var.
http://www.youtube.com/watch?v=1hFg9qS_u3w
http://www.youtube.com/watch?v=_FEvOPctza4
http://www.youtube.com/watch?v=IFP_5ZrcRok
yorumlar
Yorumları okudum da bir çok dizi tanıtımında olduğu gibi yorumların muhalifi ben olacağım sanırım İlk bölüm beklentimin üzerinde iyiydi ama 2. bölüm beni birden kendinden soğuttu.
Neden?
1-) 1. ve 2. bölüm arasında bence çok ciddi bir kalite farkı vardı. İlk bölüm ne kadar özenilerek yazıldıysa 2. bölüm o kadar baştan savma yazılmış bence.
2-) 2. bölümün birkaç yerindeki görsel efektler 90’lı yıllardan kalma gibiydi. Fantastik bir dizide görsel efektler karşımıza çok çıkacağına göre, yıl olmuş 2013 bu kadar özensiz davranıyorlarsa, ben almayım.
@kingdom: Açıkçası özellikle sinema, başta Hollywood olmak üzere, benim görsel efekt sinemacılığı diye tabir ettiğim bir yola girdiler. Görsel efektlere milyon dolarlar verip, bunun sıradanlaşmış, klişe senaryoları ya da vasat oyunculukları örtbas ettiğini zanneden bir grup sinemacı türedi ki yazdıklarımdan anlaşılacağı üzere ben bundan bayağı muzdaribim. Bayağı “görsel efekt çıkalı mertlik bozuldu klişesi” ile ifade edilebilir bu durum.
90‘ların o yaratıcı çarpıcı senaryolarını ya da içimize işleyen oyunculuklarını çok özlüyorum ben. Adamlar o kadar görsel efekt manyağı olmuş ki, bazı sahnelerde oyuncuların mimiklerini görmeyi bırak yüzlerini seçemiyoruz.
Bunla ne alakası var dersen diyeceğim odur ki, bu dizinin başardığı şey üstte belirttiğim gibi hikaye uyarlamalarını güzel kıvırıyorlar, şimdiye kadar ki 5 bölümde hep böyle oldu. Ama sinemadaki kadar bir bütçe olmadığından elbette ki onlar kadar müthiş(?) görsel efektler göremiyoruz; ama bu benim için bir kayıp değil. Hah şunu da belirteyim görsel efektlerin kötülüğü ya da vasatlığı bana sadece fragmanlarda batmıştı, şu ana kadar bahsettiğin ikinci bölüm de dahil tüm bölümlerde bu durum beni hiç rahatsız etmedi.
@alperen4700: İşlerimin yoğunluğundan son bir aydır siteye çok giremedim bu nedenle yorumuma yazdığın cevap gözümden kaçmış. Kusura bakma cevap yazamadığım için.
90’lı yıllar ve öncesi sinemasının yeri benim için de ayrıdır. 2000’den sonra teknolojinin imkanlarıyla birlikte sinema bambaşka bir boyuta taşındı. Teknolojinin işin içine girmesiyle senaryoların daha “içi boş” olmasının nedenini işimin bir parçası olduğundan şöyle özetleyebilirim. Görsel efektlere dayalı bir aksiyon filminin ideal ortalama süresi 90 ile 120 dk arasıdır. Bir senaryo sayfası 1 dakikaya denk gelir. Senaryo görsel bir anlatım olduğundan. Senaryo üzerinde görsel efekt ve aksiyon sahnelerini ne kadar detaylandırırsan asıl konuyu anlatman için kalan sayfa sayısı o kadar azalıyor. Bu yüzden de günümüzde senaryolar çoğunlukla daha “içi boş” oluyor. Yoksa süreler 3.5 – 4 saate çıkarılması gerek Aynı durum dizi senaryoları içinde geçerli. Tek fark dizileri sezon ve sezonlar olarak düşünürsek akıllı bir senarist olayları bölümlere ve sezonlara yayarak hikayeyi iyi anlatabilir.
Bu diziye gelecek olursak ben ilk iki bölüm üzerinden eleştirimi yaptım. Sonraki bölümlerde konu toparlanmış olabilir. İlk bölümde karakterleri izleyiciye tanıtmak gerekir. Bu nedenle de genelde ilk bölümler sonraki bölümlere göre biraz daha “vasat” geçer. Bu dizide (ilk iki bölüm için ) tam tersi olmuş. Görsel efektler ise nedense benim fazla gözüme battı. Daha özenli bir iş beklerdim bu konuda.
Açıkçası ben çok beğendim, 1.5 saatte zerre sıkılmadım. Hele son kısımda hem Abby’nin hem Ichabod’un hem de Katherine’nin hikayesini öyle güzel bağladılar ki, ben kendi adıma şapka çıkardım. Bir ulusal kanalda bence böyle karanlık bir hikaye ancak bu kadar güzel işlenebilirdi, daha iyisi olamazdı yani. Yer yer çok heyecanlı, yer yer duygusal, yer yer komik, yer yer cidden ürkütücü sahneler vardı. Her biri de ayrı ayrı hoşuma gitti. Açıkçası bu sezon finalinden hoşnut olmayan bir kişinin bile çıkacağını sanmıyorum…
Sin Eater‘in Ichabod ile Katherine’nin çocuğu olduğunu ben birkaç bölüm önce anlamıştım zaten, o yüzden o sürpriz beni şaşırtmadı, ama onun “Savaş” Atlısı olmasını tahmin etmemiştim o da güzel oldu. Katherine’nin Başsız süvarinin insafına kalması, Ichabod’un yer altına gömülmesi, Abby’nin arafta kalması fikrine ayrı ayrı bayıldığımı ve ikinci sezonu heyecanla bekleyeceğimi söyleyip, artık bitireyim.
Son Olarak Hala İzlemeyenler İçin Sezon Finalinden sonra da kesinlikle diyorum ki: Doğaüstü türünü seven ama bu türde farklı, “En azından cadılı-vampirli bir şeyler olmasın aa yeter artık!” diyenler için kesinlikle çok güzel bir alternatif yarattı Sleepy Hollow. Deneyin!
@alperen4700
Diziye 1×05’ten sonra ara vermiş ve hala devamını izlememiş biri olarak son birkaç bölüm yorumu benim açımdan önemliydi. Sayende vakit bulduğumda izleme kararı aldım devamını
@darkcrstal: Diziye neden ara verdiğine de bağlı bu durum, evet ilk bölümlere göre daha iyi bölümler seyrettik ilerleyen zamanlarda ama ben özellikle gidişatın ilk bölümlerden çok da farklı olduğunu söyleyemem, ona göre… Ama diyorsan ki ben ilk 5 bölümü de sevmiştim ama elimde olmayan sebeplerden devam edemedim, işte o zaman derim kesin izle; hoşnut kalırsın diye…
Benim bugün bu yazıya uğramama neden olan 2. sezona dair fikir veren bir haber var aşağıda. Finali izlemeyen ve 2. sezona dair fikri olsun istemeyen bakmasın.
13 iyiydi yahu. Niye arttırdın sayısını.
2. sezon kısa fragmanı
İlgili sahneden can alıcı cümle aşağı yukarı şöyle:
Devamı da leziz.
Bayılıyorum bu tespitlere. Umarım daha çok abanırlar bunlara 2. sezonda.
Aksiyon dolu bir bölümle 2. sezonu açmış. Koşuşturup durdular oraya buraya. İzlemeyi seviyorum ama niyeyse sürekli bir şeyler eksikmiş gibi geliyor bu dizide. Sanırım etkin yan karakterlerin olmaması en büyük eksikliği. Kız kardeş bunu kapatabilir ama daha fazla zaman ayrılmalı. Cakabo Crane ile Abbie Mills’in tepesine bine bine nereye kadar gideceksiniz. Frank Irving de biraz daha fazla devrede olmalı. Yeni birilerine daha ihtiyaç var.
Sleepy Hollow Casts Defiance Star Jaime Murray as a Divine Demon
2. sezonu izlemedim henüz ama bu haberle “aha sıçtık, dizi elden gidiyor” moduna iyice girmiş bulunuyorum
Bones için de merak etmeyin gibi bir şey demesi var o adamın. Bir de reyting falan ben pek şaşırmadım sanki.
Dizi elden gidiyor derken olanı piç edecekler anlamında dedim. Yoksa, iptal olacak anlamında değil. Fox’ın dizi gidişatlarına müdahalesinden muzdaribim yıllardır.
Senaristler kabız olmuş feci halde. İttire ittire 2. sezonun sonunu zor getirdi zavallımlar.
Ichabod’ın şaşkınlıkları vesilesiyle günümüz dünyasına getirilen eleştiriler ve Tom Mison’ı bu rolde izlemeye doyamayışım sayesinde sezonu bitirebildim. Yoksa ortasında güle güle diyecektim. Pişman değilim, ama buraya kadar. Bi 18 bölüm daha çekemem.
Finale dair ispiyon altta:
Hafta sonu zorlayıp son 6 bölümü seyrettim. Final bölümünden önce yetişemesem kalacaktı çünkü. AHS hala duruyor (sadece 3 bölüm olmasına rağmen).
Crane ailesinin problemleri beni de fena sıktı. Oğul desen problem, karısı desen problem. Beni de Icabod’un tepkileri bayağı bir güldürüyordu.
3. sezon onayı alırsa izler miyim? Birikmemesi koşuluyla olabilir. Haftada 1 sıkıntı olmaz ama birikirse zor.
Finali en kısa sürede izleyeyim. Sondan 1 önceki bölümde olanlardan sonra merak ediyorum durumu.
SLEEPY HOLLOW Showrunner Exits Ahead of Potential Season 3
Bir oyuncu ayrılmış.
Exclusive: Nikki Reed to Play Betsy Ross on Fox’s #SleepyHollow http://bit.ly/1O56kxb @NikkiReed_I_Am @SleepyHollowFOX
.@SleepyHollowFOX Exclusive: Shannyn Sossamon Joins Cast as ‘Mysterious’ New Series Regular http://tvline.com/2015/07/22/sleepy-hollow-shannyn-sossamon-season-3-cast-pandora/ …
Lance Gross
Exclusive: #SleepyHollow Casts Abbie’s New Boss http://bit.ly/1CVGeMR cc: @LanceGross @SleepyHollowFOX
Lance Gross ve Zach Appelman kadrolu oyuncu olmuş.
3. sezon posteri
(Bu sayfadaki gömülü twitleri toparlasanız iyi olabilir. Zor geldim sayfa sonuna.)
3. sezon posteri
İyi de bu dizi 1 Ekim’de başlıyor, SEPT niye ki?
Geçen sezon birkaç defa bırakmak istesem de Ichabod Crane’i çok sevdiğim için bir türlü bırakamadığım dizinin 2. sezonu başladı. Özlememek mümkün değil bu ikiliyi ama ikisinin de bu kısa saçlarına alışmak zor olacak gerçekten.
Bu yıl Ian Somerhalder ile evlenen ve zamanında The O.C.’deki rolüyle çok sevdiğim güzel oyuncu Nikki Reed’i ve bu yaz Wayward Pines ile izleme fırsatı yakaladığımız Shannyn Sossamaon’un diziye dahil olmaları da hoş olmuş bence.
Son olarak;
Sezonun genelinde olduğu gibi sıkıcı başladı bu bölüm de; ama sonradan iyi açıldı. Son 15 dakikayı izlemek keyifliydi.
Bu sezon bu dizi için bu cümleyi kuracağımı hiç düşünmüyordum ama; ‘Dolu dolu, güzel bir bölümdü.’
*Mills kızlarının babaları ile teker teker buluşma sahnelerini de sevdim.
*Crane’in Mills ile ilgilenme çabaları çok tatlıydı. Gerçek hayatta belli ki pek mutfağa giren biri değil Tom Mison. Ne yaptığını bilmediği çok belli oluyordu.
*Jenny-Joe ikilisi güzel bir çift oldu bu arada ya!
*Jessica Camacho da baya baya yakıştı bu arada diziye. Seviyorum onu ve karakterinin çaylak tavırlarını izlemeyi. Önümüzdeki sezon takip ettiğim dizilerden birinde yer bulur inşallah.
*Abbie’nin içine çekildiği karanlık yol merak uyandırdı tabi ama fazla zorlayıp cıvkını çıkarmazlar inşallah.
Geçen hafta
hiiiiiç etkilemedi beni valla. 2 sezonunu bitirdiğim bir diziyi bırakma gibi bir huyum olmadığı için ittire ittire bitirdim bu sezonu. Umarım FOX bir iyilik yapıp da 4. sezon onayı vermez!
Dizinin seviyesi her sezon biraz daha düştü.
İlk sezon 8.2/10
2. sezon 7.0/10
3. sezon ise 5.8/10 ayarındaydı benim için.
İzlediğim diziler arasında; Teen Wolf ve Arrow ile beraber bu sezon dibi gören 3 diziden biriydi Sleepy Hollow. Umarım devam etmez!
@zaburt : Şaşırmadım. İyi etmişler.
Lance Gross ve Jessica Camacho diziden ayrılmışlar.
Camocho bir ya da iki bölüm konuk oyunculuk yapacakmış. Nedeni diziyi New York’tan Washington’a taşımaları. Yeni bir kadın ana karakter ve erkek kötü arıyorlarmış.
Böylece ayrılarak Nicole Beharie (Abbie), Zach Appelman (Joe), Nikki Reed (Betsy) and Shannyn Soss (Pandora) ahalisine katılmış oldular.
Janina Gavankar Diana rolünde diziye katılmış. Şey beye ortak olarak. Anladınız siz onu.
Sleepy Hollow Season 4 Recruits Lost Vet Jeremy Davies as New Villain
Rachel Melvin, Oona Yaffe, Jerry MacKinnon. Birden fazla bölümde görünecekler.
Sleepy Hollow Season 4: First Photo of Tom Mison and New Leading Lady Janina Gavankar
John Noble Returning To ‘Sleepy Hollow’ For Season 4 – NY Comic-Con
Robbie Kay (OUAT) birden fazla bölümde diziye katılmış.
Bu çocuk geçen sene Heroes Reborn’da fena iş çıkarmamıştı. Hayırlısı olsun bakalım.
Ichabod da olmasa hangi dizi olduğunu anlayamazdım.
O bile bi değişik çıkmış, yazmasan tanımazdım.
S04E01
Janina Gavankarcığımı hayran gözlerle izledim yine her zaman olduğu gibi. Ichabod Crane’i de hala seviyorum. Arşivci/Kütüphaneci tipler de sempatik sayılırdı. Heroes’tan çok sevdiğim James Kyson da tekrar eden bir rolle ara ara bizlerle olacak gibi. Bunlar güzel şeyler lakin şu bir gerçek ki hikayesi hala hiç mi hiç tat vermiyor ne yazık ki!
S04E07
Bu sezon, 3. sezon kadar kötü gitmiyordu aslında ama güzeldi diyebileceğim bir bölüm de sunmamıştı açıkçası. S03E12’den beri gönül rahatlığıyla bu ifadeyi kullanabileceğim bir bölümü olmamıştı dizinin.
İlk 13 dakikası güzel başladı, sonra bir 10 dakika kadar tat vermeyince yine umudu kesmiştim ki sonrasında açıldı tekrar. Gavankar ve Mison’ı izlemesi her zamanki gibi keyifliydi. Küçük kız renk kattı. Bölüm konuğu da fena değildi. Bölüm sürprizi ve daha çok ilk sezonda yaptıkları tarzdaki tarihi çarpıtmaya dayalı bölüm göndermesi de hoş olmuş. İzlemesi keyifliydi cidden.
39:43’te bitirip son 3 dakikayı gereksiz yere eklemeselermiş ama bu güzelim bölüme keşke.
S04E11
Fena bir bölüm olmamış. Sondaki hamleler de aynı şekilde fena değildi keza.
Rezalet geçen 3. sezon ile kıyasladığımda daha iyi bir sezon olduğunu düşünmekle beraber yine de vasat bir sezon izlediğimizi belirtmeden de geçmeyeyim. Final de keza vasat bir bölümdü,
sahnesi ve genel olarak oldu bitti havası falan komik kaçtı. Son 7 dakikada ise güzel bir şekilde veda ettik diziye. Son sahnede yüzümde bir tebessümle uğurladım hatta.
İyi ki tanıdık seni Ichabod ve iyi ki bu son sezonda seni izleme fırsatı yakaladım Janina Gavankar.
Önceki sezon Bones ile ortaklaşa bölümler olunca meraktan (Ortak bölümlere olan aşırı ilgimin kurbanı olarak) bıraktığım iki dizinin de o sezonlarını izledim. Ortak bölümden keyif aldım ama sezon için aynısını diyemeyeceğim.
4.sezon
Ichabod karakterinin kendine özgü tavrını izlemeyi sevdiğimden özellikle de malum karakterin olmayışından dolayı bu sezonu keyifle izledim.
Ichabod ve Diane ikilisinin tanışmaları, diyalogları derken ilk bölümden itibaren bu ikilinin uyumunu beğendim. En baştan beri bu ikisi olsa dizi çok daha iyi olabilirdi.
Küçük kıza pek ısınamadım ama fazla rahatsız da olmadım.
Jenny bu sezon daha iyi gözüktü gözüme, yılların kazandırdığı bir ağır başlılık vardı. Önceki sezonlarda hırçın, geçmişine takık, biraz iticiydi sanki.
Yeni mekan The Vault abartı derecede donanımlı olsada hoşum gitti ama oradaki elemanlar için aynısını söyleyemeyeceğim, diziye hiç bir faydası olmayan sönük tipler olmuş.
Bu sezon s04e11 deki hamle çok iyiydi bu sayede 412 ve 413 de devam eden hikaye hoşuma gitti.
‘Sleepy Hollow’ Created an “Us Against Her” Environment for Star Nicole Beharie, ‘Burn It Down’ Book Claims