22dakika.org

Heyecanla 2017’de yayınlanmasını beklediğimiz Star Trek Discovery‘nin yaratıcısı Bryan Fuller, 1966-1969 yapımlı orijinal serinin Balance of Terror adlı bölümünü hikayesinin referans noktası olarak aldığını açıkladı. Bu bölüm ilk sezonun 15. bölümünün adıdır.

Haberin gelmesi, çeşitli teorileri de beraberinde getirdi. Acaba Bryan Fuller bu açıklama ile neyi işaret etmişti? Tabii bunu iyi anlayabilmek için bölümü de iyi analiz etmek gerekiyor. Bunu yapmadan önce dizi hakkında hangi gelişmeleri öğrenmiştik, kısaca hatırlayalım.

• Zaman olarak orjinal serinin 10 yıl öncesine gidiyoruz. J.J Abrahams‘ın yeni Star Trek filmlerinde oluşturduğu evrene dayanmayacak hikaye esas evrende geçecek.
• İlk sezon 13 bölüm olarak planlandı.
• İlk sezonun temel teşkil edeceği olay olarak Bryan Fuller üstü kapalı bir şeyler ima etmişti. Yıldız filosu tarihinde daha önce yaşanmış ama tüm yönleriyle irdelenmemiş bir konunun bizleri beklediğini söyledi. Orijinal seride değinilmeyen ama bizim referans noktası olarak aldığımız bir şey diye ekledi. Ayrıca fanların bu durumdan çok memnun olacağını belirtti.
• Yeni çok sayıda ırk çeşitliliğinin bizi beklediği dizide aşina olduğumuz ırklar ile de karşılacağız.
• Ana karakterler olarak yedi kişilik çekirdek bir kadromuz var.
• Dizide başrol olarak bir kadın karakter olacak. Fakat bu alışılagelenin aksine düşük rütbeli teğmen statüsünde bir komutan olacak.
• Oyuncu kadrosunda kesinlikle bir eşcinsel karakter olacak. Bunu üstüne basa basa söyleyen Bryan Fuller ekliyor; Star Trek Voyager‘da Jeri Ryan‘ın canlandırdığı Seven of Nine‘nın eşcinsel bir karakter olacağı yönünde söylentiler ortalıkta dolanmış fakat gerçekleşmeyince hayal kırıklığına uğrayan fanlardan birçok nefret mektubu aldığını ve bunları hala garajında sakladığını söyledi.
• Orijinal seriden bazı tanıdık karakterleri, örneğin Dr. McCoy gibi, görebilirmişiz. Fakat bu ilk sezonda olmayacak. Ayrıca Spock’un annesi Amanda Grayson karakterini büyük ihtimal görebiliriz. Kim bilir, bu karakteri 2009 yapımı filmde canlandıran Winona Ryder‘ı canlandırırken yine görebiliriz.

Gerekli bilgileri öğrendikten sonra son açıklama ile ilgili olarak Balance of Terror bölümünü inceleyelim.

Orjinal serinin geçtiği zaman diliminden 100 yıl önce yani 2156-2260 yılları arasında Dünya-Romulan savaşı olmuştu.Bu savaş nispeten daha ilkel silahlar ve uzay gemileri ile yapılmıştı. Herhangi bir esir alma fırsatı olmadan, gemiden gemiye haberleşmenin olmadığı ortamda gerçekleşen bu savaşta iki ırk birbirlerini hiç görmedi. O yüzden iki tarafın da birbirleri hakkında bildiği bilgiler çok sınırlı olarak kalmıştı.

Savaştan sonra anlaşma yapılarak tarafsız bölge oluşturulmuş, bu hat üzerinde Dünya asteroid üzerine kurulu 7 adet karakol inşaa etmişti. Bu karakollar tarafsız bölgeyi gözetmekteydi. Tarafsız bölgeye kim girerse savaş sebebi sayılmış. Anlaşmanın sağlandığı tarihten itibaren taraflar kurallara uymuş. Fakat mevzu bahsini geçirdiğimiz bölümde yakın kuzenleri Vulcanlara nazaran aşırı saldırgan Romulanlar bu anlaşmayı bozarak karakolları tek tek imha ediyorlar. Bu sırada Enterprise ile devriye görevi yapan Kaptan Kirk ile Romulan gemisi arasında bir kaçma kovalamaca ve ufak bir taktik savaşı izliyoruz.

Gelelim tahminlerimize;

Comic Con’da yeni Enterprise’ın tasarımının verildiği tanıtım filminden hatırlayacağımız üzere, Enterprise bir asteroid içine konuşlu park yerinden çıkıyor. Burasının dünyanın tarafsız bölgede kurulu olan karakollarından biri olduğu tahminini yapabiliriz. Bu tahmini destekleyecek açıklama ise Bryan Fuller’dan gelmişti. Televizyon eleştirmenleri panelinde serinin açılış sahnesinin hangi sette kurulu olduğu sorulduğunda; burasının ne bir dünya, ne bir gezegen, ne de bir gemi olduğunu söylemişti.

Bölümün bize anlattığı Romulanlar ile çok karşılaşabileceğimiz, tabii orijinal serinin başlangıç noktasına kadar olan 100 yıllık barış hali gerçeğinin içinin biraz oyulması gerekecek. Daha önce yapılmamış bir şey değil. Tıpkı Enterprise serisinde olduğu gibi hiç karşılaşmamamız gereken Borglar ile bir anda tanışıp, Vulcanlar ile ilk temasımızın nasıl olduğu hikayesinin yeniden yazıldığı gibi.

Elbette koskoca seri sadece bu fikre odaklı gitmeyecektir. Belki de tahmin edemediğimiz çok başka süprizler ile de karşılaşabileceğiz…