“‘Daryl Dixon’ 11 Eylül’de ABD ile aynı anda TV+ ekranlarında olacak.”
“Ayrıca ‘Dead City’ ve ‘Daryl Dixon’dan sonra dizideki diğer karakterlerin hikâyesinden yapılacak ‘Rick & Michonne’ dizisi de yine sadece TV+’ta seyirciyle buluşacak.”
– Fragman dahil abartısız 1 saatlik bölümdü. Bir noktada bölüm sohbeti gelir diye düşünüyordum, gelmedi.
– The Walking Dead, son sezonlarında bir tık toparlanmıştı. Dead City de iyi geçti sayılır. Bu da en azından fena geçmeyecek gibi duruyor. Gördüğüm eleştiriler de güzeldi. 6 bölümlük sezon zaten, bu da biter elbet. Kaşarlandım artık.
– The Walking Dead’in finaliyle bunun açılışı arasındaki süreyi laf arasında basit şekilde açıklayıp geçtiler sanki. Biraz daha detaya hayır demem.
Bir şey aramaya niyetlenip oradaki bütün düzeni bırakıp çıkasın mı geldi? Dışarısı zombi kaynıyor lan, bunun yolu seyahate çıkmak mı? Tövbest.
Şu gemi meselesini deşerken bu konuya biraz daha girin siz.
– Bunların ayak bastığı yerde ot bitmesi mucize. Sorundan başka bir şey getirmez misiniz siz?
Rahibelerden oluşan yere katliam getirdi adam resmen ya Nihayetinde hata yaptığından değil, hatta bunları kurtardı ama onu (haksız yere de olsa) arayanlar döndü dolaştı manastıra geldi.
Bölüm sonunda çocuğu alıp yola çıkacakları belliydi. Geriye bunlar dahil 4 kişi kalınca grup oldular.
Daha bunların peşinde olan dövmeli adam var. Daryl’in “yol geçmişi ” dönüp bunları bulacak. Zaten fragmanda o adam da onlara katılacak gibiydi.
– Şimdilik Fransızca bilmeyen Daryl’in Fransa maceraları dil bariyeri açısından fazla batmadı. Usulünce gidiyorlar.
– Henüz Paris havası vermese de fragmana bakarsak o kısım da yolda geliyor. Dead City’nin New York’undan daha fazla Paris’e hayır demem. Hikaye olarak The Last of Us’ın içine TWD: Dead City katmışlar sanırsın.
Açıkçası Dead City’de sıkıldığım anlar az değildi. Maggie, Negan ve Manhattan üçlüsü genel olarak beklentimi pek karşılamamıştı. Bu ise ilk bölüm itibarıyla gayet tatmin edici geçti. Yeni ülke yeni tipler yeni
asitli
zombiler nefes aldırdı diyebilirim. Clémence Poésy ablanın varlığı artı oldu tabii ki. Sonda sonraki bölümlerde göreceğimiz şeylerle ilgili kısım da umut vaat etti.
TWD evreninde
bizim ana karakterlerin gittiği yere huzur götürdüğü pek görülmemiştir. Tabii ki rahibelerin soyu tükenecekti.
Neredeyse herkesin
(hırsız kız ve dedesi, rahibeler, çocuk….)
İngilizce bilmesi güzel olmuş. Kuzey Georgia dağlarında, ormanlarında sincap avlayan Derıl’a Fransızca konuşturacak değildik ya
İlk bölümünü bir miktar denediğim Dead City kadar kötü değildi bence. Ama devam etme isteği yaratacak bir şey de yoktu elbette ortada.
-‘Böyle dünya şartlarında taaa ABD’den çıkıp Fransa’ya nasıl gelebiliyor acaba bu? ‘ demeden geçmek mümkün değildi bence. Ne açıklama yaparlarsa yapsınlar ‘OK’ demezdim.
-Arbaletsiz bir Darly da mantarsız, zeytinsiz pizza gibi bir şey. Bir garip.
-Yan karakterler zayıf kalmış bence. Daha da önemlisi kötü karakterler katlanılası ya da merak edilesi bir profilde değiller.
Benim üç uzantı dizi arasından ‘İzlerim.’ dediğim tek dizi Rick-Michonne dizisi olmuştu bu dizilerle ilgili ilk haberler geldiğinde zaten. Diğer ikisinden biri bile beni bağlayabilse benim açımdan büyük sürpriz olurdu. Neyse, Rick-Michonne dizisinde bu ikisinden soru çıkmamasını temenni ediyorum.
gözünden kısa da olsa olayların Paris’teki başlangıcını görmek güzeldi.
Ufaktan Isabelle kimmiş öğrendik. Isabelle yan kesici miymiş? İngiliz sevgilisiyle zenginleri mi soyuyormuş? Canım kız ısırılmadan önce arabayı 3-5 metre daha ileri sürüp ambulansa bakabilirdiniz.
Laurent yeğeni çıktı demek. Kız kardeşi dönüştükten sonra doğması mı özel yapıyormuş şimdi?
Diğer kısımlar klasik yolda karşılaştıkları kişiler ile yaşanan macera şeklinde geçti. Gerçi bizimkiler dümdüz kendi yollarındayken niye çocuklar bunları kendilerine çektiler ki? Kendi halinizde yaşayan çocuklarsınız sonuçta.
Ne gerek varsa ben buna da bulaştım, ama Nega ve Maggie nin dizisinden çok daha iyi olmuş cidden, Fransa havasını sevdim, Isabelle i de sevdim. Daryl ile iyi bir ikili oldular, güzel gidiyor üç bölüm itibariyle dizi. Hatta yer yer The Last of Us ı anımsattı.
* Bihter neyi itiraf edecek Firdevs Hanım, Behlül’le ne ilgisi var?
Carol’ın bahsettiği Morgan mı? Peki biz Commonwealth’e kimin geri döndüğünü nereden öğreneceğiz, öyle bir uzantı mı var elimizde? Fear 8A’yı izleyen anladı diye yorum gördüm TVLine’da. Anca ona bağlayabilirler gibi zaten şu durumda ya da end-of-credit sahne gelir..
* Yallah cinler yallah? Kış kış cinler kış kış? 10 senede bu kadarı da oluyor demek. OK.
Evrenin dizileri içinde, özellikle de uzantıları düşünürsek kalburüstü kaldı İlk iki bölüm civarını pek de korumadı ama beklediğim kadarını da verdi. Paris’in içini değil de kırsalını daha fazla kullansalar bile bu bile bir şeydir, biraz yeni ortam oldu hiç değilse.
2. sezona malzeme kalmasını istemeleriyle sezonun zaten 6 bölüm olmasının arasında gidip geldiğimizi düşündüm sadece arada. Sezon finali ise 2. sezona yol yapar cinstendi, nasılına dönünce bakarız.
- “Gemiyi mi seçecek çocuğa mı geri dönecek?” diye ikilem yapılarak gidilir mi ya? Ben de zaten “Onları geride mi bırakıyoruz?” diye bir düşündüm ama yeterince bir veda moduyla ayrılmıştı zaten. Bir bakmışsın çocuk yine ortaya çıkmış. Peh.
– Carol’un 2. sezonda olacağının haberi gelmişti, üstünden geçtiler. Allasen her ne olduysa sırf bunun için Paris’e Daryl bulmaya gelinir mi? Uçağa da atlamıyorsunuz üstelik.
Yahu bu dizide ne zırva şeyler oluyor. Ben mi bir şey kaçırıyorum anlamadım.
Bu Fransa’da
zombi ve zombilere yem edecek insan yok mu? Niye Amerika’dan Fransa’ya zombi ihracatı yapılıyor.
Derıl, elemanla kavga ettikten ve oradaki eleman bunları dışarı atın dedikten sonra bir anda gemiye götürülmeleri ne saçmaydı.
Bunlarla giden Müslüman motorcu telefon direğine çarptığında neden bıçaklanmış şekilde duruyor. Dümdüz telefon direği işte. Bu eleman zombilerle üç metre ötede dövüşürken Derıl ve çocuk uyanmadı mı? Eleman bunlara bağırmadı mı?
Derıl, bu çocuğa niye nehri takip edip git diyor. İkiniz birlikte gitsenize. Elinde silah olan adamlara tek başına dalmak ne kadar mantıklı? Geçen bölümün sonunda Isabelle’in bunlarla gitmemesini anlamamıştım. Çocuğun kaçması için Quinn’den yardım istemiş. Tamam, mantıklı. Yahu Derıl bu herifi sağlam bir dövdü, en son yüzüne çaktı, adamın suratında tek bir iz bile yok.
Bir Kaptan Amerika zombimiz eksikti zaten.
Isabelle arabadan inerken silahlı bir kadın asker ve kalabalık içindeki elemanı gösterdi kamera. Belli ki kendi adamları bunlar. Bizimkilerin tek başına bir şey yapamayacağını düşünürsek onların müdahalesi ile kurtulacaklar herhalde.
Fear 8A’yı daha izleyemediğim için Morgan tahmini yapamadım. Rick ve Mişon mu diye düşündüm. Şu 8B gelmeden izleyeyim şu 8A’yı.
Final yarın gelecek sanıyordum, onu da aradan çıkarayım bugün.
Daryl adeta bir oyun ana karakteri gibiydi ilk bölümde, sanki o gelmeden önce bu civarlarda hiçbir şey olmamış gibiydi;
ne o askerler daha önce o kız ve dedesini görmüştü, ne rahibelerle doğru dürüst konuşmuşlukları vardı (sadece ismen tanışıyorlar sanırım) ve her şey onun gelişiyle harekete geçti, bir anda hikaye alev aldı.
Daryl’ın buraya kadar gelebilmesi garipliğinden daha çok gözüme batan şey şimdilik bu oldu.
Rahibeler açısından bunun saçma da olsa küçücük bir açıklaması var denebilir (Daryl’ın elçi olduğunu düşünüyorlar) ama asker tipli zorbaların bu bölümdeki varlık sebebini anlayan
lütfen bana da anlatsın.
Sonuç olarak hikaye benim açımdan biraz garip bir başlangıç yaptı. Bunun dışında dizinin evrene ekleyeceği yeni şeyler olacak gibi görünüyor, umut verici.
Paris sahneleri ve özellikle Isabelle’in metro tüneline inip vagondaki kaosu görme anı hakikaten tüyler ürperticiydi. Bu sahneleri çekmek eminim çok zahmetlidir, bir de başarılı şekilde aktarılınca çok etkileyici oluyor.
Madem çocuk zombiden doğdu, Keşke yarı zombi-yarı insan şeklinde, iki kanı da taşıyan, zombilerle iletişim kurabilen ve onları yönetebilen manyak evladı bir şey olsaydı, müthiş olurdu ya. Kanı tedavi olabilirdi mesela. Veya kafasına pıçak yiyen zombilerin nasıl öldüğünü veya kimin öldürdüğünü falan görü şeklinde bir anda görebilseydi. Doğa üstü herhangi bir özelliği olsun, o da olumlu. Şimdi düşününce, belki de o dua ve şiir okuduğu adam gerçekten de iyileşiyordu, hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Umarım bu çocuğun özel olması sadece lafta kalmaz.
Sağ kalan asker bunları bulacak belli, belki bu sefer hikayeye bir katkısı olur. İlk bölümde dedesi ölen kız ne olacak acaba?
Parçalar halinde güzel sekansları olsa da aynı Dead City gibi bütünde -en azından şimdilik- pek bir şey ifade etmeyen, bazen saçmalıkların da olduğu ama çoğunlukla akıcı ve eğlenceli bir ilk sezondu. İki dizi de bence aynı seviyedeydi. Burada Fransa teması manzaralar ve genel atmosfer olarak güzel katkı verdi
ama hikaye olarak bir şey ifade etti mi, etmedi.
Dead City’den bir tık daha fazla outdoor sahne çekmişlerdi, onu beğendim. CGI’a iyi bütçe ayırmışlar. Dead City’de de olduğu gibi
ana evrene ve özellikle zombi türlerine katkısı oldu, o da hoşuma gitti. Asitli zombi güzel fikir. Doktorun geliştirdiği ilaçla zombileri ekstra güçlü yapması da herhalde bu sezonla sınırlı kalmayacaktır.
En önemli konu Laurent’ın TWD evreninde bundan sonra kaplayacağı yer olsa gerek. Bir önceki bölümde zombiler yanından geçerken çocuğu yemediler. Galiba bu özel olma durumu korktuğum gibi sadece lafta kalmayacak. Daryl, Carol ve Laurent üçlüsünün maceralarını merak etmedim dersem yalan olur.
Ben sanırım bunu da tavsiye edebilirim, eğer düşünen varsa.
Geç de olsa The Last of Us’ın, pardon Daryl Dixon’ın sezon finalini izledim. FTWD’yi önce izlememe gerek yokmuş.
Malum yerdeki aksiyon iyiydi de
girmesi bile kontrol ile yapılan yerden siz nasıl arabayla kaçtınız canım.
Yahu biz dedelerimizin
mezar taşlarını dahi okuyamazken Derıl şıp diye Normandiya’da adamı buldu. Yalnız kalma fikri keşke kendisinden çıksaydı. Çocuğu bırakmamalıyım deyip geri dönseydi. Laurent’ı orada görünce sinirim bozuldu. 2 gün boyunca tek başına o kadar yolu yürüyüp Derıl’a mı yetişmiş yani
Malum kişinin geleceğini taaa Haziran’dan beri bildiğimizden görmek sürpriz olmadı. Gelsin, o da gelsin, hepsi gelsin. Paris’e gidip Kuruhasan yiyin birlikte.
Yalan değil,
malum Amerika’dan zombi ithalatı, iletişimin telsiz ile sınırlığı olduğu bir dünyada kimsenin görmediği bir çocuğun herkes tarafından mesih olarak ciddiye alınması (not: kabul, zor zamanlarda insan böyle mucizeler arayabilir) vb.
mantıksızlık içeren çok sayıda olay vardı dizide. Fakat zaten uzun süredir bu evreni çok ciddiye alamadığımdan, lafını etsem de kafaya çok takmayarak izlediğimden çok sıkıldığımı söylemem. Genel itibarıyla memnunum diziden.
Derıl için tebdili mekanda ferahlık vardır sözü pek geçerli olmasa da (nereye gitse aynı) izleyici için başka bir ülkede geçen hikaye izlemek bence iyi oldu.
Derıl her zamanki Derıl olarak iyiydi. Yine iyi olan Clémence Poésy’nin Isabelle’i ile güzel ikili oldular. Ama 3. iyi bir karakter say deseniz sayamam. Çocuğa ayıp olacak ama Laurent beni çok sıktı çok şişirdi.
Dizinin
kötü kadın Müzeyyeni
Genet’ye pek bayılmadım. Ben
gece müzede çalıştım, yalancıyı gözünden anlarım ne demek? Ben polistim, askerdim, istihbarat görevlisiydim, önceki hayatımda yalan makinesiydim falan dese yine kabul. Diğeri ne alaka?
Codron için ne diyeceğimi bilemiyorum. İlk bölümde
ihtiyarı acımadan öldürdükten sonra burada Derıl’ı serbest bırakmasını çözemedim. Geçmişinden bahsetmişler miydi hatırlamıyorum. Çocuğu öldürmek istemeyebilir, diğerlerini niye bıraksın, özellikle de Derıl’ı. Çocuğun gücü var, ondan mı etkilendi?
Açıkçası iki başrolü de sevmeme rağmen Dead City’de zaman zaman sıkılmıştım. Nuri Bilge filmleri gibi yıllar süren çayır çimenden sonra büyük şehre gitme fikri güzeldi ama beni yeterince kesmemişti. Burası yine ağırlıklı olarak kırsal olsa da Paris ile birlikte görsel olarak tatmin ediciydi.
Mont Saint Michel’i
görmek keyifliydi.
2025’ten önce gelmeyecek 2. sezonu bekliyoruz artık. Sıradaki Rik ve Mişon: Love and Thunder gelsin.
Ben Maggie dizisini niye bunu da niye izledim bilmiyorum ama bir şekilde izledim. Daryl ı severim zaten paris ve fransa temaları + Isabelle hikayesi de güzeldi hatta Maggie nin dizisinden daha iyi olduğunu düşünüyorum.
TWD de eksik sezonlarımı izlemem gerçi ama Fear TWD ye bi dönesim gelmedi değil.
Ben bunun finalini aşırı yanlış yorumlamışım ya. İkinci sezon teaser’ını da izleyince dank etti.
Son sahneden sonra Daryl koşup çocuğu alıp bota yine de binecek diye düşünmüştüm, hatta beraber dönecekler Amerika’ya falan. Carol’ın ta oradan kalkıp Fransa’ya gelmeyi düşüneceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Sadece Daryl’ın en son görüldüğü yeri bulur ve oraya yerleşir, ne bileyim telsizden iletişim kurmaya çalışır sanmıştım.
Meğer dizi hem Fransa’da hem de Carol’la devam edecekmiş. Herhalde yan hikayeler o kadar dandik geldi ki hepsini geride bırakıp Amerika’ya geri dönmelerine razıydım.
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol: (2024 Yaz)
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol – The Chapter of Judith: (2025 Yaz)
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol – The Chapter of Judith – The Chapter of Eugene (2027 Yaz)
3. sezon onayı aldığını ve İspanya’ya geçeceklerini şimdiden duyurdular zaten. Carol’ın ana karakter olmasına itiraz edecek değilim, sadece Daryl’e bel bağlamaktan iyidir.
Manish Dayal’i The Resident’tan severim. Çabuk harcamazlarsa iyi olur.
* Carol’ın TWD 2. sezonda Sophia’yı bulmasını hatırlatmalarını sevdim. Bu dizinin halen en sağlam sahnelerinden birisi o. Ve Ash’le konuşurken Sophia hayattaymış gibi senaryo yazması
* Bazen zombi bireylerin artık daha akıllı olduğunu unutuyorum. Camı kırıp içeri gidiyorlar sonra.
* Bir zamanlar bu dizide uçak kullanılacağını göreceksin deseler, inanmazdım. Çünkü o sıralar cimrilerdi ve kolay yoldan para kazanamayacaklarını zor yoldan öğrendiler.
2×02 Sonrası
Yine aynı seviyede ilk sezonla ama bu kez Carol’ın olması artı tabii… Yoksa bir sezon daha bu Fransa işi biraz zor çekilebilirdi. Neyse ki 3.sezon kurtulup İspanya’ya geçeceğiz.
Artık bir zahmet Laurent ve Isabelle’i de alarak Carol’la bizimkilerin yanına dön Daryl. Bu arada Carol’ın mallığı da şaşırttı bu bölüm.
Şu Genet kısmını daha çok işleseler iyi olacak, biraz daha ilgi çekiyor bu Yuva muhabbetinden.
Teyzecim senin yalanlar bini buldu. Birinin doğrusunu işine gelirse başkasına anlatıyor üstelik. Olacağı yok ama bir şekilde bunlar yan yana gelseler ortalık toz duman ondan sonra (şimdi hiç değilmiş gibi).
Derıl’ın uzun tek çekimli aksiyon sahnesi fena değildi. Yalnız
öldürdüklerinin biri bile mi zombiye dönüşmedi?
Yahu çocuğu
ısırtacak başka zombi bulamadınız mı ki Sylvie’ye ısırtıyorsunuz, manyak mısınız?
Isabelle ve Derıl’ın sahnesi
hoştu ama bir Je t’aime beklemiyordum. Sanırım Isabelle’i bu sezon kaybedeceğiz
Carol diziye eğlence katıyor.
Yalanlarına bayağı bir gülüyorum. Genet’ye anlattığı gerçek Grönland kısmı da pek komikti
Yalnız bunlar
Derıl’ı ve çocuğu bulamazken, birkaç gün önce taaa Amerikalardan gelen bir kadının, dilini bile bilmediği bir ülkede Derıl’ın yerini bu kadar çabuk bulmasına ne desem bilemiyorum.
To Be Continued diyerek gidiverdi. Gerçi kapanış itibarıyla ucu açık bir olay kaldı mı tartışılır, Fransa defterini kapatıp İspanya’ya geçeceklerini zaten söylemişlerdi önceden.
Sezon finalinin sonlarına doğru gelen sahneler hoşuma gitti. Onun dışında diziden (bu evren dahilinde) razıyım. 2. sezona kattıkları karakterler/oyuncular işe yaradı sayılır. Ayrıca sezonun bir kısmında ayrı kalsalar dahi Daryl+Carol birlikte olunca daha güzel oluyor doğruya doğru.
“Let’s go home” diyerek yola çıkmışken yanınızdakilerin bir kısmını da alın kafasındaydım ama öyle olmadı (tabii).
Messiah çocuk uçakla gittikten sonra diğer kadın kendini vurunca gülmem gelmedi değil. Onu, Ash’i falan da geride bıraktılar bu haliyle. Isabelle zaten 4. bölümde rahmeti boyladı. Carol’ın payına da Sophia’nın hayali düştü derken ikisi de kendi vedasını yaptı.
yorumlar
Behind-The-Scenes Preview
“‘Daryl Dixon’ 11 Eylül’de ABD ile aynı anda TV+ ekranlarında olacak.”
“Ayrıca ‘Dead City’ ve ‘Daryl Dixon’dan sonra dizideki diğer karakterlerin hikâyesinden yapılacak ‘Rick & Michonne’ dizisi de yine sadece TV+’ta seyirciyle buluşacak.”
– Fragman dahil abartısız 1 saatlik bölümdü. Bir noktada bölüm sohbeti gelir diye düşünüyordum, gelmedi.
– The Walking Dead, son sezonlarında bir tık toparlanmıştı. Dead City de iyi geçti sayılır. Bu da en azından fena geçmeyecek gibi duruyor. Gördüğüm eleştiriler de güzeldi. 6 bölümlük sezon zaten, bu da biter elbet. Kaşarlandım artık.
– The Walking Dead’in finaliyle bunun açılışı arasındaki süreyi laf arasında basit şekilde açıklayıp geçtiler sanki. Biraz daha detaya hayır demem.
Şu gemi meselesini deşerken bu konuya biraz daha girin siz.
– Bunların ayak bastığı yerde ot bitmesi mucize. Sorundan başka bir şey getirmez misiniz siz?
Rahibelerden oluşan yere katliam getirdi adam resmen ya Nihayetinde hata yaptığından değil, hatta bunları kurtardı ama onu (haksız yere de olsa) arayanlar döndü dolaştı manastıra geldi.
Bölüm sonunda çocuğu alıp yola çıkacakları belliydi. Geriye bunlar dahil 4 kişi kalınca grup oldular.
Daha bunların peşinde olan dövmeli adam var. Daryl’in “yol geçmişi ” dönüp bunları bulacak. Zaten fragmanda o adam da onlara katılacak gibiydi.
– Şimdilik Fransızca bilmeyen Daryl’in Fransa maceraları dil bariyeri açısından fazla batmadı. Usulünce gidiyorlar.
– Henüz Paris havası vermese de fragmana bakarsak o kısım da yolda geliyor. Dead City’nin New York’undan daha fazla Paris’e hayır demem. Hikaye olarak The Last of Us’ın içine TWD: Dead City katmışlar sanırsın.
2. sezon onayı da var nasılsa. Du’ bakalım.
zombiler nefes aldırdı diyebilirim. Clémence Poésy ablanın varlığı artı oldu tabii ki. Sonda sonraki bölümlerde göreceğimiz şeylerle ilgili kısım da umut vaat etti.
TWD evreninde
Neredeyse herkesin
İngilizce bilmesi güzel olmuş. Kuzey Georgia dağlarında, ormanlarında sincap avlayan Derıl’a Fransızca konuşturacak değildik ya
S01E01
Denemeyecektim aslında ama dayanamadım.
İlk bölümünü bir miktar denediğim Dead City kadar kötü değildi bence. Ama devam etme isteği yaratacak bir şey de yoktu elbette ortada.
-‘Böyle dünya şartlarında taaa ABD’den çıkıp Fransa’ya nasıl gelebiliyor acaba bu? ‘ demeden geçmek mümkün değildi bence. Ne açıklama yaparlarsa yapsınlar ‘OK’ demezdim.
-Arbaletsiz bir Darly da mantarsız, zeytinsiz pizza gibi bir şey. Bir garip.
-Yan karakterler zayıf kalmış bence. Daha da önemlisi kötü karakterler katlanılası ya da merak edilesi bir profilde değiller.
Benim üç uzantı dizi arasından ‘İzlerim.’ dediğim tek dizi Rick-Michonne dizisi olmuştu bu dizilerle ilgili ilk haberler geldiğinde zaten. Diğer ikisinden biri bile beni bağlayabilse benim açımdan büyük sürpriz olurdu. Neyse, Rick-Michonne dizisinde bu ikisinden soru çıkmamasını temenni ediyorum.
Isabelle’in
Ufaktan Isabelle kimmiş öğrendik. Isabelle yan kesici miymiş? İngiliz sevgilisiyle zenginleri mi soyuyormuş? Canım kız ısırılmadan önce arabayı 3-5 metre daha ileri sürüp ambulansa bakabilirdiniz.
Laurent yeğeni çıktı demek. Kız kardeşi dönüştükten sonra doğması mı özel yapıyormuş şimdi?
Diğer kısımlar klasik yolda karşılaştıkları kişiler ile yaşanan macera şeklinde geçti. Gerçi bizimkiler dümdüz kendi yollarındayken niye çocuklar bunları kendilerine çektiler ki? Kendi halinizde yaşayan çocuklarsınız sonuçta.
Texaslı elemanın ölürken söylediklerine güldüm. Amerikalıymış arkadaşlar, yemeyelim kendisini.
Daryl’ın o kadar zombi arasında ölmemesi, Glenn’in çöp konteynırı sahnesindeki kurtuluşu kadar olmasa da bir tık zorlamaydı.
Ne gerek varsa ben buna da bulaştım, ama Nega ve Maggie nin dizisinden çok daha iyi olmuş cidden, Fransa havasını sevdim, Isabelle i de sevdim. Daryl ile iyi bir ikili oldular, güzel gidiyor üç bölüm itibariyle dizi. Hatta yer yer The Last of Us ı anımsattı.
* Bihter neyi itiraf edecek Firdevs Hanım, Behlül’le ne ilgisi var?
* Yallah cinler yallah? Kış kış cinler kış kış? 10 senede bu kadarı da oluyor demek. OK.
Evrenin dizileri içinde, özellikle de uzantıları düşünürsek kalburüstü kaldı İlk iki bölüm civarını pek de korumadı ama beklediğim kadarını da verdi. Paris’in içini değil de kırsalını daha fazla kullansalar bile bu bile bir şeydir, biraz yeni ortam oldu hiç değilse.
2. sezona malzeme kalmasını istemeleriyle sezonun zaten 6 bölüm olmasının arasında gidip geldiğimizi düşündüm sadece arada. Sezon finali ise 2. sezona yol yapar cinstendi, nasılına dönünce bakarız.
– Carol’un 2. sezonda olacağının haberi gelmişti, üstünden geçtiler. Allasen her ne olduysa sırf bunun için Paris’e Daryl bulmaya gelinir mi? Uçağa da atlamıyorsunuz üstelik.
Yahu bu dizide ne zırva şeyler oluyor. Ben mi bir şey kaçırıyorum anlamadım.
Bu Fransa’da
Derıl, elemanla kavga ettikten ve oradaki eleman bunları dışarı atın dedikten sonra bir anda gemiye götürülmeleri ne saçmaydı.
Bunlarla giden Müslüman motorcu telefon direğine çarptığında neden bıçaklanmış şekilde duruyor. Dümdüz telefon direği işte. Bu eleman zombilerle üç metre ötede dövüşürken Derıl ve çocuk uyanmadı mı? Eleman bunlara bağırmadı mı?
Derıl, bu çocuğa niye nehri takip edip git diyor. İkiniz birlikte gitsenize. Elinde silah olan adamlara tek başına dalmak ne kadar mantıklı? Geçen bölümün sonunda Isabelle’in bunlarla gitmemesini anlamamıştım. Çocuğun kaçması için Quinn’den yardım istemiş. Tamam, mantıklı. Yahu Derıl bu herifi sağlam bir dövdü, en son yüzüne çaktı, adamın suratında tek bir iz bile yok.
Bir Kaptan Amerika zombimiz eksikti zaten.
Isabelle arabadan inerken silahlı bir kadın asker ve kalabalık içindeki elemanı gösterdi kamera. Belli ki kendi adamları bunlar. Bizimkilerin tek başına bir şey yapamayacağını düşünürsek onların müdahalesi ile kurtulacaklar herhalde.
Fear 8A’yı daha izleyemediğim için Morgan tahmini yapamadım. Rick ve Mişon mu diye düşündüm. Şu 8B gelmeden izleyeyim şu 8A’yı.
Final yarın gelecek sanıyordum, onu da aradan çıkarayım bugün.
@abidin77
İlk iki paragrafa birebir ben de takıldım, ne alaka diye… Neyse tek değilmişim.
@darkcrystal Yakıtın bu kadar değerli olduğu bir dünyada yaptıkları cidden saçmalık.
Season 2 Teaser
Manish Dayal (The Resident) da kadroda. Teaserda var.
Daryl adeta bir oyun ana karakteri gibiydi ilk bölümde, sanki o gelmeden önce bu civarlarda hiçbir şey olmamış gibiydi;
Daryl’ın buraya kadar gelebilmesi garipliğinden daha çok gözüme batan şey şimdilik bu oldu.
lütfen bana da anlatsın.
Sonuç olarak hikaye benim açımdan biraz garip bir başlangıç yaptı. Bunun dışında dizinin evrene ekleyeceği yeni şeyler olacak gibi görünüyor, umut verici.
Dolu dolu ve daha doyurucu bir bölümdü.
Parçalar halinde güzel sekansları olsa da aynı Dead City gibi bütünde -en azından şimdilik- pek bir şey ifade etmeyen, bazen saçmalıkların da olduğu ama çoğunlukla akıcı ve eğlenceli bir ilk sezondu. İki dizi de bence aynı seviyedeydi. Burada Fransa teması manzaralar ve genel atmosfer olarak güzel katkı verdi
Dead City’den bir tık daha fazla outdoor sahne çekmişlerdi, onu beğendim. CGI’a iyi bütçe ayırmışlar. Dead City’de de olduğu gibi
Ben sanırım bunu da tavsiye edebilirim, eğer düşünen varsa.
Geç de olsa The Last of Us’ın, pardon Daryl Dixon’ın sezon finalini izledim. FTWD’yi önce izlememe gerek yokmuş.
Malum yerdeki aksiyon iyiydi de
Yahu biz dedelerimizin
Malum kişinin geleceğini taaa Haziran’dan beri bildiğimizden görmek sürpriz olmadı. Gelsin, o da gelsin, hepsi gelsin. Paris’e gidip Kuruhasan yiyin birlikte.
Yalan değil,
mantıksızlık içeren çok sayıda olay vardı dizide. Fakat zaten uzun süredir bu evreni çok ciddiye alamadığımdan, lafını etsem de kafaya çok takmayarak izlediğimden çok sıkıldığımı söylemem. Genel itibarıyla memnunum diziden.
Derıl için tebdili mekanda ferahlık vardır sözü pek geçerli olmasa da (nereye gitse aynı) izleyici için başka bir ülkede geçen hikaye izlemek bence iyi oldu.
Derıl her zamanki Derıl olarak iyiydi. Yine iyi olan Clémence Poésy’nin Isabelle’i ile güzel ikili oldular. Ama 3. iyi bir karakter say deseniz sayamam. Çocuğa ayıp olacak ama Laurent beni çok sıktı çok şişirdi.
Dizinin
Genet’ye pek bayılmadım. Ben
Codron için ne diyeceğimi bilemiyorum. İlk bölümde
Açıkçası iki başrolü de sevmeme rağmen Dead City’de zaman zaman sıkılmıştım. Nuri Bilge filmleri gibi yıllar süren çayır çimenden sonra büyük şehre gitme fikri güzeldi ama beni yeterince kesmemişti. Burası yine ağırlıklı olarak kırsal olsa da Paris ile birlikte görsel olarak tatmin ediciydi.
görmek keyifliydi.
2025’ten önce gelmeyecek 2. sezonu bekliyoruz artık. Sıradaki Rik ve Mişon: Love and Thunder gelsin.
2. Sezon 2024’de sanırım. Yeni sezon fragmanında görmüştüm
@selim1994: Grev nedeniyle 2025’e kalır diyordum. 2. sezon çekilmiş demek ki, güzel.
Ben Maggie dizisini niye bunu da niye izledim bilmiyorum ama bir şekilde izledim. Daryl ı severim zaten paris ve fransa temaları + Isabelle hikayesi de güzeldi hatta Maggie nin dizisinden daha iyi olduğunu düşünüyorum.
TWD de eksik sezonlarımı izlemem gerçi ama Fear TWD ye bi dönesim gelmedi değil.
Fear’ı ne kadar tavsiye edebilirim bilmiyorum
Meğer dizi hem Fransa’da hem de Carol’la devam edecekmiş. Herhalde yan hikayeler o kadar dandik geldi ki hepsini geride bırakıp Amerika’ya geri dönmelerine razıydım.
16 Ekim’de bahsettiğim Manish Dayal (The Resident) haberini duyurmuşlar.
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol: (2024 Yaz)
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol – The Chapter of Judith: (2025 Yaz)
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book of Carol – The Chapter of Judith – The Chapter of Eugene (2027 Yaz)
TWD: Daryl Dixon The Book of Carol | Coming This Summer
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book Of Carol | Official Trailer
3. sezonda İspanya’ya gidiyorlarmış.
The Walking Dead: Daryl Dixon – The Book Of Carol | Resmi Fragman
3. sezona katılan İspanyol oyuncular: Eduardo Noriega, Óscar Jaenada, Alexandra Masangkay, Candela Saitta and Hugo Arbués
Poster 1+2
TV+ eş zamanlı yayınlayacakmış 2. sezonu.
3. sezon onayı aldığını ve İspanya’ya geçeceklerini şimdiden duyurdular zaten. Carol’ın ana karakter olmasına itiraz edecek değilim, sadece Daryl’e bel bağlamaktan iyidir.
Manish Dayal’i The Resident’tan severim. Çabuk harcamazlarsa iyi olur.
* Carol’ın TWD 2. sezonda Sophia’yı bulmasını hatırlatmalarını sevdim. Bu dizinin halen en sağlam sahnelerinden birisi o. Ve Ash’le konuşurken Sophia hayattaymış gibi senaryo yazması
* Bazen zombi bireylerin artık daha akıllı olduğunu unutuyorum. Camı kırıp içeri gidiyorlar sonra.
* Bir zamanlar bu dizide uçak kullanılacağını göreceksin deseler, inanmazdım. Çünkü o sıralar cimrilerdi ve kolay yoldan para kazanamayacaklarını zor yoldan öğrendiler.
Yine aynı seviyede ilk sezonla ama bu kez Carol’ın olması artı tabii… Yoksa bir sezon daha bu Fransa işi biraz zor çekilebilirdi. Neyse ki 3.sezon kurtulup İspanya’ya geçeceğiz.
Şu Genet kısmını daha çok işleseler iyi olacak, biraz daha ilgi çekiyor bu Yuva muhabbetinden.
2×04 üzerine:
Teyzecim senin yalanlar bini buldu. Birinin doğrusunu işine gelirse başkasına anlatıyor üstelik. Olacağı yok ama bir şekilde bunlar yan yana gelseler ortalık toz duman ondan sonra (şimdi hiç değilmiş gibi).
Derıl’ın uzun tek çekimli aksiyon sahnesi fena değildi. Yalnız
Yahu çocuğu
Isabelle ve Derıl’ın sahnesi
Carol diziye eğlence katıyor.
Yalnız bunlar
Dizinin çok sayıdaki saçmalıklarından biri.
Bişi dicem. Bugün 204 yayınlandı güya ama yabancı 3 (ÜÇ) dizi sitesinde 206 dahil gördüm. Bir yerlerden topluca gelmiş gibi duruyor.
Böyle bir şey aklımdan geçtiydi ama ben sezon finaline bekliyordum.
* Ash ve tabii ki ben bunları hak etmiyoruz.
* Ne demek 12 SENE ÖNCE?!
Not: Google denen kurumdan baktım, cidden 12 sene önce.
* Sezon finalini sonraya mı bıraksam acaba? Bunu bir düşüneyim.
To Be Continued diyerek gidiverdi. Gerçi kapanış itibarıyla ucu açık bir olay kaldı mı tartışılır, Fransa defterini kapatıp İspanya’ya geçeceklerini zaten söylemişlerdi önceden.
Sezon finalinin sonlarına doğru gelen sahneler hoşuma gitti. Onun dışında diziden (bu evren dahilinde) razıyım. 2. sezona kattıkları karakterler/oyuncular işe yaradı sayılır. Ayrıca sezonun bir kısmında ayrı kalsalar dahi Daryl+Carol birlikte olunca daha güzel oluyor doğruya doğru.
“Let’s go home” diyerek yola çıkmışken yanınızdakilerin bir kısmını da alın kafasındaydım ama öyle olmadı (tabii).
Messiah çocuk uçakla gittikten sonra diğer kadın kendini vurunca gülmem gelmedi değil. Onu, Ash’i falan da geride bıraktılar bu haliyle. Isabelle zaten 4. bölümde rahmeti boyladı. Carol’ın payına da Sophia’nın hayali düştü derken ikisi de kendi vedasını yaptı.
OK, bye.
3. sezonda görüşürüz.
Stephen Merchant