22dakika.org

Yaş: 17 Uyruğu: Suriye/Lübnan

Celiney, Büyük Suriye’nin (şimdiki Lübnan) Hardin köyünden gelmişti ve Titanic’te üçüncü sınıf yolcu olarak seyahat ediyordu. O dönemde bölge Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolü altındaydı ve Selini’nin ailesi gibi Hıristiyanlar, baskı ve yoksulluktan kaçmak için Amerika’ya göç ediyorlardı.

Celiney’nin kocası Antun, Pennsylvania’nın Wilkes-Barre kentine yerleşmiş ve ayakkabıcılık işi yapıyordu. Selini ve Antun, Pennsylvania’ya yolculuklarına başladıklarında evleneli sadece birkaç hafta olmuştu. Fransa, Cherbourg’da Titanic’e bindiler.

Thomas Dillon (Dino Luca tarafından canlandırılmıştır)

Yaş: 33 Uyruğu: İngiliz

Thomas, İrlandalı bir baba ve İskoç bir annenin çocuğu olarak Liverpool’da doğdu ve yedi kardeşi vardı. 14 yaşında Kraliyet Donanması’na katıldı ve kıdemli denizci rütbesine yükseldi.

Titanic’e katıldığında, bilinmeyen nedenlerden dolayı kıdemli denizci değil, makine mürettebatında kömür düzenleyicisi olarak görev yapıyordu.

Titanic Sinks Tonight’ın Yaratıcı Ekibiyle Soru-Cevap

Dizi, hayatta kalanların gerçek hayat hikayelerini içeriyor; bu hikayeleri nasıl buldunuz veya araştırdınız?

Helen Sage (Yürütücü Yapımcı): Araştırma ekibi, felaketin ardından yıllar boyunca hikayelerini paylaşan Titanic kazazedelerini bulmak için gazeteleri, anıları, mektupları ve resmi ABD ve İngiliz soruşturma tutanaklarını taradı. Bunlardan, o gece insanların karşılaştığı çeşitli deneyimleri ve seçimleri temsil eden ve olay sırasında ve hemen sonrasında hissettikleri duyguları ifade edebilen yolcu ve mürettebat üyelerinden oluşan bir grup seçtik.

Bu iddialı proje için doğru ekibi nasıl oluşturdunuz?

Kieran Doherty (Yönetici Yapımcı): Doğru ekibi bir araya getirmek, çoğumuzun daha önce sanal prodüksiyonla çalışmamış olduğunu kabul etmek anlamına geliyordu; bu nedenle sadece en yetenekli hikaye anlatıcılarını değil, aynı zamanda kendilerini bilinmeyene atılabilecek kadar meraklı ve hırslı olan kişileri aradık.

Helen Sage: Bu projede adli araştırma, oyunculuk yeteneği, görsel efektler ve grafikler, sinematografi ve hikaye anlatımı gibi çok çeşitli uzmanlık becerileri gerektiren pek çok unsur vardı. Ve en önemlisi, tüm bu unsurları bir araya getirerek etkileyici ve duygusal bir hikaye oluşturabilecek editörler ve yapımcılar. Bu becerilerin çoğunun, prodüksiyon sürecinin büyük bir kısmının gerçekleştiği Belfast’ta bulunması harikaydı.

Dizide gördüğümüz gemi, gerçek Titanic’e ne kadar yakın?

Helen Sage: Amacımız, geminin tam bir kopyasını yaratmaktı. Bunu başarabildiğimizi, dünyanın dört bir yanından Titanic meraklıları değerlendirecek. Bence başardığımıza ikna olacaklar!

Sanal prodüksiyon unsurlarından bahsedebilir misiniz?

Hugh Ballantyne (Yönetmen): Sanal prodüksiyon, ekibin tamamen yeni bir şekilde dünya inşa etmesine olanak tanıdı ve dizimize derinlik ve ölçek kazandırdı. Görsel efektlerimizin çoğu önceden oluşturuldu, böylece bunları post prodüksiyonda inşa edip bir araya getirmek yerine ‘kamerada’ çekebildik.

Sahnelerimizi parçalara ayırdıktan sonra, VR gözlüğüyle geminin 3D ölçekli modelini inceleyerek her sekansın nerede gerçekleşeceğini belirleyebildik.

Poli Productions ekibiyle birlikte çalışarak, setlerimizin hangi kısımlarının fiziksel olacağını, oyuncularımızın hangi kısımlarda hareket edebileceğini ve hangi kısımların sanal olabileceğini, dünyayı ekrana nasıl genişletebileceğimizi belirleyebildik.

Dizi, Titanik Müzesi’ndeki Titanik’in merdivenlerinin bir kopyasında çektiğimiz bir sahne dışında, tamamen stüdyoda çekildi.

Jack Thayer

Studio Ulster’da çekilen ilk büyük prodüksiyon olmak nasıldı ve herhangi bir teknik zorlukla karşılaştınız mı?

Hugh Ballantyne: Şubat 2025’te, Studio Ulster’ın yepyeni tesisinde çekim yapan ilk prodüksiyon bizdik. Declan Keeney, Ulster stüdyolarındaki ekibi, Poli Productions ve Nant [ekran sağlayıcıları ve operatörleri] inanılmaz derecede destekleyici ve işbirlikçiydi. Biz sorunları ortaya koyduk, onlar çözüm bulmamıza yardımcı oldu.

Birkaç teknik zorlukla karşılaştık, örneğin bir sahnede dijital denizimiz doğal olmayan bir şekilde geometrik hale geldi. Ancak Nant ekibi hızlı bir şekilde müdahale etti. Ayrıca o anda yaratıcı çözümler de önerdiler ve ekibin beklemediğimiz çekimleri yapmasını sağladılar.

Titanic’in doğum yeri olan Belfast’ta diziyi çekmenin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Kieran Doherty: Asıl planımız Güney Afrika’da çekim yapmaktı, ancak Studio Ulster bize kapılarını açtığında – Titanic’in inşa edildiği limana çok yakın bir mesafede – bu fırsatı kaçıramazdık. Birdenbire sadece bir dizi çekmiyorduk; dünyanın en ikonik mühendislik eserlerinden birinin gölgesinde çalışıyorduk.

Oyuncular ve ekip bunu her gün hissediyordu. Gerçek bir gurur, aidiyet ve tarih duygusu vardı. Titanic Sinks Tonight’ı Belfast’ta çekmek, diziye başka hiçbir yerde elde edemeyeceğiniz bir doku ve özgünlük kattı.

Hugh Ballantyne: Geminin doğum yeri olan Belfast, tarihsel bir bağlantı, özgünlük ve aidiyet duygusu sağlıyor. Geminin mimarı ve Harland and Wolff’un genel müdürü Thomas Andrews, Kuzey İrlanda’lıydı.

Şehir, Titanic’i bir gurur kaynağı olarak görüyor ve bu hikaye, kimliğinin derin bir parçası. Belfast, birçok aktörün bu zengin tarihi ve kültürel mirastan yararlanabileceği için dizi kadrosu için ideal bir yerdi.

Modern bir stüdyo ortamında o dönemin Edwardian tarzını ve atmosferini nasıl korudunuz?

Hugh Ballantyne: Belgesel film yapımcıları olarak amacımız, dünyayı olabildiğince gerçekçi ve otantik hissettirmektir. Zorluk, denizin ortasında geçen bir hikayeyi stüdyoda çekmekti. Belfast’ta yetenekli bir yaratıcı ekip kurduk: prodüksiyon, kostüm, saç ve makyaj tasarımcıları, dünyayı yeniden yaratmak ve stüdyoya doğal unsurlar katmakla görevlendirildi.

Prodüksiyon tasarımcılarımız setleri eskitip stüdyoda bir su tankı inşa etti. Kostüm, saç ve makyaj ekibi kostümlere, saçlara ve yüzlere buz efekti ekledi. Post prodüksiyon sırasında, ortamı dünyamıza taşımak için dijital nefes gibi cihazlar kullandık.

Bu diziyi Titanic ile ilgili diğer filmlerden veya belgesellerden ayıran nedir?

Kieran Doherty: Titanic ile ilgili pek çok belgesel, geminin mühendisliğine odaklanıyor. Biz ise hayatta kalanlara odaklandık ve onların gerçek sözlerini kullanarak hikayelerini anlattık. Gemiyi bir nesne olarak incelemek yerine, insan deneyimini olduğu gibi takip ettik.

Onların tanıklıkları dizinin her anını yönlendiriyor. Titanic’in nasıl inşa edildiği veya nasıl battığı değil, orada olmanın gerçekte nasıl bir şey olduğu anlatılıyor.

Helen Sage: Titanic’in batışı, son yüz yılda sayısız film ve belgeselde anlatıldı. Bu diziyi farklı kılan, buzdağına çarpmasından batışına kadar gemide geçen her dakikayı genel olarak temsil eden ‘gerçek zamanlı’ hikaye anlatımı yaklaşımıdır. Bu, aktörler tarafından canlandırılan kurtulanların gerçek sözleri ve o gecenin ham duygularını, gerilimini ve acısını ortaya çıkaran uzman hikaye anlatıcıları ile birleşerek izleyicilerimiz için tamamen sürükleyici bir deneyim yaratıyor.

Kaynak