Death Comes to Pemberley — Tanıtım
10 yorum iyideniye 27 Ocak 2015 10:00
Ünlü yazar Jane Austen‘ın kendisinden daha ünlü kitabı Pride and Prejudice, yani bizdeki çevrilmiş adıyla Aşk ve Gurur şimdiye kadar pek çok kez TV’ye ya da sinemaya uyarlanan bir eser oldu. Ünlü yazar P.D. James ise sevdiği bu eseri başka bir şekilde ele alarak kitaptaki karakterlerin yaşananların ardından geçen birkaç yıl sonraki hayatlarına eğilerek bir roman yazdı: Death Comes to Pemberley (2011). Bu sefer de BBC One atlamadı ve kitabın yayın haklarını satın alarak karşımıza dizi olarak getiriverdi.
Peki, nasıl bir dizi Death Comes to Pemberley?
Toplamda 3 bölümden oluşmakta ve 26-28 Aralık 2013’te peş peşe yayınlanarak yayınını bitirdi. Mini dizi yapısında olduğu için hikayesini kitaba uygun bir şekilde bitirmiştir. Gelelim konusuna:
Not: P.D. James, 24 Kasım 2014’te 94 yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Dizinin çekimleri İngiltere’nin Yorksihire ve Derbyshire bölgelerinde yapılmıştır. Dizide Albay Fitzwilliam’ı canlandıran Tom Ward, BBC’nin 1995’teki Aşk ve Gurur uyarlamasında Teğmen Chamberlayne karakterini oynayan, yani kadrodaki daha önce bir Aşk ve Gurur adaptasyonu içinde yer almış tek oyuncudur.
Yıllardan 1803. Aşk ve Gurur’da yaşanan olayların üstünden, yani Fitzwilliam Darcy (Matthew Rhys) ve Elizabeth Bennet’in (Anna Maxwell Martin) evliliğinin ardından 6 yıl geçmiş. İkili çoluk çocuğa karışmış ve yürütebildikleri bir evliliğe sahipler. Pemberley’de devam eden bir balonun olduğu akşamdayız. Elizabeth’in kardeşi Lydia (Jenna Coleman) ile eşi George Wickham (Matthew Goode), yanlarında George’un bir arkadaşı olan Martin Denny ile davetsiz bir şekilde partiye doğru yoldalar. İşte bu yolculuk sırasında iki erkek arası bir tartışma çıkıyor ve araba durduruluyor. Arabadan inen ve Lydia’yı tek bırakan ikili, bulundukları yerden uzaklaşıyorlar. Bir süre sonra ise iki el silah sesi duyuluyor. Bay Darcy duyulan ses ve gelen haberler yüzünden arama ekibi gönderince Pemberley’i sarsan bir gerçek ortaya çıkıyor: Albay Denny öldürülmüş ve George Wickham da adamın başında ölümünden kendisini suçlar bir halde bulunmuş.
Bu nedenden dolayı cinayet suçlamasıyla George Wickham göz altına alınıyor. Yani dizinin adının da çağrıştırdığı bir şekilde Pemberley’e bir ölüm gelmiş oluyor. Bölgenin tanınmış bir ailesi olan Darcy’ler de istemeseler bile kendilerini bu karmaşa ve skandalın içinde buluyorlar. Tabii eski defterlerin yeniden açılması da cabası. Dizinin merkezinde Fitzwilliam Darcy’nin evlilik çağına gelmiş kız kardeşi Georgiana (Eleanor Tomlinson) ve genç bir avukat olan Henry Alveston (James Norton) dahil olmak üzere konaktakiler de var.
George Wickham, Fitzwilliam Darcy’nin babasının çalışanlarından birisinin oğlu ve çocukluk döneminde iyi arkadaşlarmış. İkilinin arası Aşk ve Gurur’da içine Elizabeth’i de alan bazı olaylardan dolayı bozulmuş. Zaten partiye biraz da bu nedenle davetli değiller. Kitabın sonunda George da Lydia ile evleniyor; bundan daha fazlası ise özellikle Aşk ve Gurur’u bilmeyenler için bu diziye dair spoiler (ispiyon) olabilir diye o kısma girmeyeceğim. Ama bu dizi için Aşk ve Gurur’a hakim olmanız zaten şart değil, kitabı yazan yazar gibi diziyi hazırlayanlar da flashback, yani yapılan geriye dönüşler veya diyaloglar eşliğinde bilmeyen veya pek hatırlamayanlar için bu durumu düşünmüş.
Dizinin temelinde Pemberley konağında ve çevrede, olay nedeniyle yaşanlar olsa da cinayetten dolayı bir araştırma evresi, yani polisiye dizi havası da var. Cinayeti işleyen gerçekten de Wickham mı? İkili ortada yokken neler olmuştur? Kavganın ‘gerçek’ nedeni nedir? Hepsi birlikte dönem dizisi sosuyla birlikte sunuluyor.
Şahsi fikrim de dizinin hikayesinin giderek açıldığı ve sonunun güzel bağlandığı. Kadro da başta Anna Maxwell Martin olmak üzere iyi seçimler yapılarak bir araya getirilmiş zaten. Sözün özü, bir tarafından Aşk ve Gurur’a bulaştıysanız ve sevdiyseniz veya yapım başka bir tarafından ilginizi çektiyse bir deneyin. İyi seyirler efendim.
yorumlar
Tanıtımı görünce yüzümde bir tebessüm oluştu. Ellerine sağlık @iyideniye.
İzlememin üzerinden epey bir zaman geçmesine karşın, diziden aldığım tat hala tazedir. Aşk ve Gurur üstüne polisiye, zaten daha ne istenebilir ki
Şu evinde pardon saray yavrusunun hastasıyım. Onunla ilgili hayallerim var
İlk çıktığından beri listemde bu dizi, Matthew Rhys’i de çok severim ama bir türlü sıra getiremedim izlemek için. Yazı hatırlatmış oldu tekrar bana, en iyisi öne alayım biraz listemde. Ellerine sağlık @iyideniye.
Ben diziyi çıktığı dönemde izlemiştim. Hatta arayıp buldum, şu yorumu yapmışım. Güzel hatırladığım bir dizi oldu. Aşk ve Gurur’u neredeyse hatırlamayan biri olarak zorlanmamak da hoşuma gitmişti. Sonu da güzeldi.
Güzel oldu bu yazı, eline sağlık.
Bunu yakın zamanda izlemeyi düşünüyorum, acaba Pride and Prejudice’i izlemesem hiç anlamaz mıyım konuyu? Varsa bilen…
@keremacı Bir sorun çıkmıyor, kendimden biliyorum. İzlemeyenleri de düşünüyorlar. Tanıtımı oku ama bence bir kere.
@aytackara: Okudum da yine yakın zamanda bir izleyen varsa yorum alayım dedim. Teşekkür ederim.
öncelikle @keramaci diziyi yeni izleyip yorumunu da yeni gördüğümden biraz geç olcak ama aslını izlemediysen bunu boşverip önce onu izle derim. O olmasa bunu kim sallar zaten. Pride and Prejudiceun yeni izlediğim şu versiyonunu tavsiye ederim. Zaten baya ünlüymüş meğersem o yapım.
Diziye gelirsek her ne kadar dizinin kalitesi iyi olsada ve Pride and Prejudice ortamını güzel yansıtmış olsada yapım biraz gereksiz olmuş. Aslını yakın zamanda izlemeyenler için aynı ortama tekrar uğramak hoş gelebilir ama benim gibi ard arda izleyince o kadar etkilemiyor yapım.
Yazarın kitabı 91 yaşında yazmış olması şaşırttı beni. Her ne kadar gerek yoktu be teyze desem de diziden anladığım kadarıyla kaliteli bi iş çıkarmış. Taktir ettim
Yalnız bu ünlü romanların devamını yazma işi nasıl oluyor merak ettim. Haklarını felan satın mı alman gerekiyor, yoksa her isteyen bi şeyler yazabilir mi? Durum böyleyse piyasada Pemberleyin 10 sezonluk dizisini yapçak kadar malzeme vardır benden demesi
Sonuç olarak dizi hakkında kötü bir şey söyleyemesemde ünlü yapımların “sonsuza kadar mutlu yaşadılar”dan sonrasının kurcalanması taraftarı değilim. Bu yapımda aslına bi zarar gelmemiş olsa da risk almaya hiç gerek yok. Bu diziyle bu işi noktalayalım bence
Her ne kadar diziye biraz ters gitmiş olsamda aslını seven herkese diziyi tavsiye ederim.
Geçen gün sabit diske baktığımda gördüm Pride and Prejudice’un var olduğunu. Zamanında İngiliz mini dizi furyasına dalıp izlerim diye indirmiştim ama unutmuşum. Dediğin gibi önce onu izleyeceğim, 5 bölümmüş zaten. Bu da seneye kalır artık herhalde. Bakalım.
O dizi 6 bölüm. Kaliteli versiyonunu indirdiğinden emin ol. Yoksa izlenmiyor eski görüntüyle.
6 imiş evet, pardon. Kalitelisini indirmiştim. Başka türlü 2000 öncesi bir şey izleyemem zaten.