10957581_1567169146865574_3518013008374520403_nThe CW’nun 2014-2015 yenilerinden olan ve 22 bölümlük ilk sezonunu geride bırakan Jane the Virgin şüphesiz izleyen, izlemeyen, seven, sevmeyen herkesin sezon boyunca en çok konuştuğu dizilerden biriydi. Bu kadar çenemizi yoracak neyi varmış, neymiş, ne değilmiş, gelin yakından bakalım.

fs-jane-the-virgin-golden-globe-nominated-01

HAKKINDA

2. sezonuyla 19 Ekim‘de dönmeye hazırlanan 1 saatlik dramedi (komedi-drama), Venezuela yapımı pembe dizi  Juana la Virgen‘den uyarlanıyor. Emily Owens M.D. ve Gilmore Girls gibi dizilerin arkasında bulunan Jennie Snyder Urman tarafından ortaya çıkarıldı.

Eleştirmenlerin çoğunun tam notunu alan yapım, 72. Altın Küre Ödüllerinde başrol oyuncusu Gina Rodriguez’e En İyi Komedi Kadın Oyuncusu ödülünü getirdi. Ayrıca Peabody ile AFI ödülleri aldı ve Critics’ Choice ile TCA Ödüllerinde önemli adaylıkları var. Adayları önümüzdeki günlerde açıklanacak olan Emmy’ler için de büyük oynuyorlar, yani epey iddialılar. The CW daha önce hiçbir dizisiyle bu tip başarılar elde etmediği için dizi çok yüksek reytingler alamasa bile kolayca 2. sezon onayını kaptı. Daha uzun yıllar da kapmaya devam edecek gibi görünüyor.

1655958_1509350092647480_8064372492857392561_n

KONU

Tipik bir dindar Latin kızı olarak annesi ve anneannesiyle büyüyen Jane Gloriana Villanueva, ailesinden iki önemli şey öğrenmiştir: Pembe dizi izlemek dünyadaki en eğlenceli şeydir ve evlenene kadar bekaretini korumak her şeyden önemlidir.

Büyükannesi Alba, Jane’in annesi Xo’ya zamanında 2. maddenin önemini yeteri kadar açıklayamamış olacak ki o bu yanlışa düşmüş ve ergen yaşlarındayken hamile kalmıştır. Sonrasında baba ortadan kaybolmuştur. Yani Jane babasını hiç tanımadan büyümüştür. Bu yüzden başından beri bildiği tek bir şey vardır, Alba’nın sözünü dinlemekte ve annesinin hatasına düşmemekte kararlıdır.

jtvŞimdi 24 yaşında olan Jane, üniversitede öğretmenlik bölümünden yeni mezun olmuştur. Michael adındaki dedektif nişanlısıyla sorunsuz bir ilişki yürütürken bir yandan da çocukluk hayali olan yazarlık işinin peşinden gitmektedir. Şimdilerde ekstra kazanç elde etmek için Miami’de yeni açılan lüks bir otelde çalışmaya başlayacaktır.

PilotBir gün, düzenli kontrolleri için gittiği kadın doğum kliniğinde başına kimsenin aklına gelmeyecek bir şey gelir. Odaları ve hastaları karıştıran doktoru sayesindeki bir kaza sonucu kanseri yeni yenmiş bir adamın son kalan spermleriyle yapay olarak yanlışlıkla döllenir. Hamile olduğu öğrendiğinde ise hayatı artık eskisi gibi olmayacak, o çok sevdiği pembe diziler kadar karmaşık ve absürt bir hal alacaktır. Şimdi hamileliğini sürdürecek midir? Durumu anneanesi ve nişanlısı Michael’a nasıl açıklayacaktır? Çocuğu doğuracaksa biyolojik baba Rafael ve karısı Petra’nın istekleri karşısında ne yapacaktır?

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Jane Villanueva

Konu kısmında bahsettiklerimin üzerine başka ekleyeceğim bir şey olmayan karakteri, bu rolüyle Altın Küre kazanan Gina Rodriguez canlandırıyor.

Ayrıca sık sık karşımıza çıkan Jane’in 10 yaşındaki halini Jenna Ortega, 16 yaşındaki halini de Montse Hernandez canlandırıyor.

littlej

Sol: Küçük Jane | Sağ: Ergen Jane


 

Xiomara Gloriana Villanueva

39 yaşındaki Xo, Jane’in annesidir. Onu 16 yaşındayken dünyaya getirmiştir. Jane’in babasının kim olduğunu bilse de ne adama bir kızı olduğunu söylemiş, ne de Jane’e babayı aslında tanıdığından bahsetmiştir. Hep ünlü bir şarkıcı olma hayali olsa da bunu başaramamıştır. Pek bilinmeyen bir gece kulübünde şarkı söylemekte ve aynı zamanda küçük çocuklara yönelik bir dans okulunda dans dersleri vermektedir. Annesi Alba’yı hayal kırıklığına uğratsa da çocuğunu büyütme sürecinde ondan büyük yardımlar almış ve aralarındaki güçlü bağı hiçbir zaman koparmamıştır.

Karakteri How to Make It in America ve Law & Order gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Andrea Navedo canlandırıyor.


 

Alba Gloriana Villanueva

Pembe dizi hastası ve koyu Katolik anneanne Alba, çiçeğe benzettiği bekaretini bozarsa bir daha asla eskisi gibi olmayacağı düşüncesini Jane’e en iyi aşılayan şahsiyettir. Karakter hep İspanyolca konuşuyor. Onun dışında herkes İngilizce konuşurken ve o da gayet rahat anlarken ısrarla İspanyolca konuşmaya devam ediyor ama iyi de oluyor sanki. :)

Alba’yı Switched at Birth ve çeşitli sinema filmlerinden tanıyabileceğiniz Ivonne Coll canlandırıyor.


 

Michael Cordero, Jr

Michael, Miami’de özel dedektiflik yapan, Jane’in 2 yıldır birlikte olduğu nişanlısıdır. Ona son derece aşıktır ve bekaretini evlenene kadar koruma isteği konusunda da son derece anlayışlı davranmaktadır.

Karakteri Ravenswood ve The L.A. Complex gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Brett Dier canlandırıyor.


 

Rafael Solano

Kanseri yeni atlatmış ve eskiden ünlü bir playboy olan Rafeal, Jane’in yeni çalışmaya başladığı Miami Otel’in sahibinin oğludur. Jane’in yanlışlıkla döllendiği spermlerin sahibidir ve bu yanlışlığı yapan doktorun kardeşidir. 4 yıldır evli olduğu Petra ile evliliklerinde sorunları vardır. Michael’la tanışmadan önce, Jane’in 4 yıl önce çalıştığı bir restoranda aralarında kısa bir çekim olmuştur. Sonra onu arayacağına söz verse de bir daha haberleşmemişlerdir. Şimdi tekrar karşılaştıklarında bu şoku atlattıktan sonra Jane’e tekrar yakınlık göstermeye başlar.

Karakteri Everwood‘dan tanıyabileceğiniz Justin Baldoni canlandırıyor.


 

Petra Solano

Rafael’le zamanında büyük bir aşkla bağlanarak evlenseler de artık evlilikleri can çekişmektedir. Petra, şimdilerde para ve rahat yaşamını devam ettirme adına evliliğinden hemen vazgeçmeme çabasındadır. Karakterin karmaşık ve bol entrikalı bir geçmişi vardır ve bu geçmiş peşini bırakmamaktadır.

Karakteri Reign‘den tanıyabileceğiniz Yael Grobglas canlandırıyor.


 

Rogelio De La Vega

Rogelio, çok ünlü pembe dizilerin başrol oyuncusudur. Bu camiada çok popülerdir ve Alba ona hayrandır. Bir kızı olduğundan habersiz olan Regelio, Jane’in hiç tanımadığı babasıdır. Xo ile yıllar sonra tekrar karşılaşınca geçmiş yılları telafi de etme çabasıyla hem onunla, hem de Jane ile güzel bir ilişki kurmaya çalışır. Gerek oyunculuğu, gerekse özel yaşamındaki her konuda bazen kendini beğenme noktasına kadar ulaşan bir özgüveni olan, kendine has, değişik ve eğlenceli bir karakter.

Karakteri dizideki gibi bolca Latin pembe dizilerinde yer almış ve Jane the Virgin’deki rolüyle Critics’ Choice ödüllerine aday olan Jaime Camil canlandırıyor.


JTV-5-3Tekrar eden rollerle yer alan oyuncular ve karakterlerini, ilerideki bölümlere dair ispiyon olmaması açısından ele almıyorum ama hem ilk bölümde oldukları için, hem de özellikle sevdiğim için şu ikiliden bahsetmeden geçmeyeyim:

luisaLuisa Alver

Luisa, Rafael ile aralarının çok iyi olduğu, kardeşinin birçok sırrını paylaştığı ablasıdır. Eşcinsel olan Luisa’nın alkol problemi vardır. Sevgilisinin kendini aldattığını öğrendiği günün ertesinde dikkati dağılmış ve harap olmuş bir vaziyette hastası Jane’i yanlışlıkla kardeşinin spermleriyle dölleyen doktor Luisa’nın ta kendisidir. 7/24 sarhoş bir vaziyette tıp fakültesini bitirebilecek kadar zeki olduğunu inandırıcı bulur musunuz bilmem ama melankolisiyle ve şaşkınlığıyla izlemesi keyifli bir karakter olduğu kesin.

Karakteri Alpha House ve The Lying Game ile tanıyabileceğiniz Yara Martinez canlandırıyor.


 

Jane4Rose

Biseksüel olan Rose, Luisa’nın eski sevgilisidir. Avukatken ailesi için kariyerinden vazgeçmiştir. Luisa yaptığı talihsiz tıbbi kazanın yasal sonuçları için Rose’a danışır. -2. bölümden ispiyon!Rose aynı zamanda Rafael ile Luisa’nın babası ile evlidir, yani onların üvey annesidir. 

Karakteri Legend of the Seeker, White Collar ve Marvel’s Agent Carter gibi dizilerden tanıyabileceğiniz güzel oyuncu Bridget Regan canlandırıyor.


anthony_at_jane_the_virginBir de yüzünü göremesek bile dizi boyunca her daim varlığını hissettiğimiz dış sesten, yani dizinin anlatıcısından bahsetmezsek olmaz. Sempatik bir İspanyol aksanıyla olayları hararetli hararetli anlatan, yorumlayan, kimi zaman ekranı dondurup sağına soluna bıraktığı notlarla bize hatırlatmalar yapan, bazen o sırada bir espri patlatan Anthony Mendez‘in bu karakterinin dizinin en güzel yanlarından biri olduğu kesin.

O sahnelerden iki örnek aşağıda:

sahneornek


YAZARIN NOTU

Adını duyduğum ilk andan itibaren ne zaman bahsi geçse dalga geçtiğim ve küçümsediğim bir dizi oldu Jane the Virgin. Önce daha başlamadan ilk bölümü eleştirmenlerin yere göğe sığdıramaması, sonra dizinin başlayıp devam etmesiyle bu övgülerin katlanarak devam etmesi ve önemli ödüller almasına kadar varmasıyla, “Neyi anlamıyorum ben?” diye diye bölümleri izler vaziyette buldum kendimi. Açıkçası genel anlamda beni memnun etmeyi başaramayan bir dizi oldu ama etrafta ilk sezonu sonuna kadar izleyenin tek ben olduğumu fark ettiğim için tanıtımını 22dakika’ya kazandırma görevini kendimde gördüm. Çoğu olumsuz da olsa kişisel birkaç görüşümü belirtip yazıyı bitireceğim.

rosejanevirgiiin-jpgBaşta bu dizinin türü dramedinin yanı sıra “satire” olarak geçiyordu. (“-du” diyorum çünkü sonradan Wikipedia da kaldırdı.) Yani anladığımıza göre Jane the Virgin pembe dizi klişelerini kullanarak farklı bir şeyler sunma çabasında, yeri geldiğinde kendiyle dalga geçen, ince espri kaynayan, trajikomik olaylarla bezeli, eğlenceli bir seyirlik vaat ederek ortaya çıktı. Bu sayede de sürekli eşsiz ve değerli bir dizi olacağından bahsediliyordu. Böylece diziye başladım ve benim gördüğüm vaat ettiklerini yerine getirmek için çırpınan ama çoğu zaman başarmanın yakınından bile geçemeyen, tuhaf bir drama ve komedi karışımı. Konusunu başta çok absürt bulsam da zamanla itiraz etmemeye başladım. Zaten inandırıcı olma gibi bir iddiaları hiçbir zaman olmadığı için mantık aramadan oturup eğlenmeye bakmak gerekiyordu. Sonuç yine boş. Başroldeki kız abartıldığı kadar bir şey sunmuyor; ama evet, rolü için iyi sayılır. Gayet sempatik ve başarılı yardımcı oyuncular da mevcut. Fakat ne yapmaya çalışsalar olmadı. Dizi komik olmaya çalıştığı zamanların çoğunda güldürmedi. Pembe dizi klişelerini kullanarak “Yok artık.” dedirten entrikalarla örülü bir soapy drama’dan (primetime’da yayınlanan pembe dizi), bazen sıradan bir romantik-komedi’den öteye gidemedi. Fazla bir şey beklemeden bu haliyle kabul etmeye razı olsam yine bir çok eksiği gözüme çarptı. Yan karakterleri yeteri kadar kullanamaması, esas oğlanlardan Rafael’i canlandıran oyuncunun çok yanlış bir seçim olması gibi.

JTV1Olaylar çok hızlı akmıyor ama yavaş olduğunu da söyleyemem. Yani ne olacak diye merak ettirerek, sempatik bulduğum bazı yan karakteriyle tavlayarak bir şekilde kendini izlettirdi ve zaman geçirtti. Yer yer çok güldüğüm ve eğlendiğim anları da oldu ama geriye dönüp koskoca 42 x 22 dakikaya baktığımda “E bu muydu şimdi?” dediğim bir gerçek.

jane-the-virgin-promoBu kadar insanları ikiye ayıran bir dizi için kimsenin sözüne kulak asmadan birkaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en sağlıklı yöntem olur diye düşünüyorum. O birkaç bölümde baktınız ki benim gibi düşünüyorsunuz, hiç daha fazla uğraşmayın; çünkü dizi başladığı gibi devam ediyor. Benim göremediğim o pırıltıyı görürseniz de zaten bana “İyi seyirler!” demekten başka bir şey düşmüyor.

11258472_1593856897530132_1321528905640809087_n