NBC’nin hit dizisi Medium‘un yeni yayın dönemine giriş yapmasıyla bir tanıtım yazısını hak ettiği ortada. Gerçi bu hakkı çoktan kazanmıştı, zira Medium sağlam senaryosu ve oyuncularının kalitesiyle dizi aleminde kendine iyi bir yer edinmiş durumda. Belki Mavi Ay (Moonlighting)’ın yapımcısı olarak hatırlayabileceğiniz Glenn Gordon Caron’un elinden çıkma dizinin yapımcıları arasında Frasier Crane’imiz Kelsey Grammer da var. Dizi, medyum Allison DuBois‘nın gerçek yaşam öyküsünden uyarlama. Patricia Arquette‘in canlandırdığı üç çocuk annesi hukuk öğrencisi Allison, ölmüş insanlar ile ilişkiye geçebildiğini, geleceğe dair görülere sahip olduğunu fark ediyor. Oldukça sinir bozucu, zira insana rahat bir uyku yüzü göstermeyen bir kabiliyet bu; görüler onu en sık rüyalarında ziyaret ediyor. Tabii dünya tatlısı, karizmatik fizik mühendisi kocası Joe (Jake Weber) da bu uykudan zıplamalardan, geceyarısı yapılan telefon konuşmalarından nasibini alıyor.

Geceyarısı telefonlarının karşı tarafında, genellikle bölge savcısı Manuel Devalos (Miguel Sandoval) oluyor. Zira sahip olduğu yeteneğin gizemli davaları çözmekte son derece işe yaradığı anlaşılınca, Allison Phoenix bölge savcılığında çalışmaya başlamış durumda. Becerisinden sadece birkaç kişi haberdar, onun dışındakiler Allison’ı sıradan bir araştırma memuru olarak görüyor. Oysa Allison, suç mahalline gittiğinde orada ölenleri ya da yaşananları görebiliyor, çeşitli ipuçları yakalayabiliyor.

Allison’ın, birbirine çok bağlı ve sevgi dolu bir ailesi var. Gelin görün ki Allison’ın stresli işi saat filan tanımıyor ve ara sıra aile hayatı ile iş sorumluluğunu dengede tutmakta sorunlar yaşıyor. Gecenin üçünde savcılığa gitmeyi kimse istemez ama rüyayı görüyor bir kere; ölmek üzere olan birini kurtarma ihtimali varken ortada, vicdanı boşverip uykuya geri dönmesine izin vermiyor. Üstelik olaylar rüyalarına hazır bir biçimde de girmiyor, parça parça, çözülmesi gereken bulmacalar kıvamındalar. Bunları çözmekte dedektif Lee Scanlon (David Cubitt) da ona yardım ediyor.

DuBois ailesinin büyük kızı Ariel, ergenlik çağına yaklaşmanın getirdiği bilindik sorunları yaşıyor. Ortanca kız Bridgette, tam evlere şenlik. Minik patates suratlı Bridgette, bilmiş tavırları ve keçi inadıyla süper sevimli. Yalnız acaba kızlar da annelerinin bu yeteneğine genetik yolla ortak mı olacaklar sorusu gündeme gelmeye başlıyor. Bridgette bu durumdan gayet memnun zaten ama Ariel kimi zaman çelişkiler yaşıyor. Joe, zaman zaman karısının işiyle ilgili normal sıkıntılar yaşasa da günün sonunda ona destek olmaktan başka bir şey gelmiyor içinden. En küçük kız Marie ise dünya cicisi ve babasının kuzusu. Onun koluna koala gibi yapışıp babası nereye giderse oraya sürüklenmeyi seviyor.

2005 Emmy’lerinde Arquette’e “en iyi kadın drama oyuncusu” ödülünü kazandıran Medium, klasik medyum klişesi içinde ezilmeyen, sağlam kurgusu ve diyaloglarıyla öne çıkan, kalitesi her halinden belli olan bir dizi. Çözülmeyi bekleyen suçlarla ilgili diziler de ilginizi çekiyorsa, olaya farklı bir tat getiren Medium’u sevme ihtimaliniz yüksek.