The Crazy Ones — tanıtım
18 yorum rpdi 05 Şubat 2014 11:00
Yıllardır çoklu kamera yöntemiyle çekilen ve kahkaha efekti kullanılan komedi dizlerine alışık olduğumuz CBS, bu sezon sonunda modaya ayak uydurdu ve tekli kamerayla çekilen, kahkahasız bir komedi dizisine onay verdi. Üstelik gerek kadrosuyla, gerek arkasındaki isimleriyle oldukça iddialı ve kaliteli bir işe. Elbette The Crazy Ones’tan bahsediyoruz.
Mutfaktakiler
Dizi, televizyonun büyük isimlerinden David. E. Kelley‘nin elinden çıkıyor. Kariyerinde L.A Law, Chicago Hope, Ally McBeal, Boston Public, Boston Legal, The Practice gibi uzun yıllar sürmüş, popüler dizilere imza atan yapımcı, son yıllarda Harry’s Law ve Monday Mornings gibi çabuk iptal olan talihsiz işler de yaptı. Daha çok tıp ve hukuk dramaları üzerinde çalışan Kelley, şimdi de ilginç bir şekilde komedi işine girmeye karar verdi.
Dizinin arkasındaki diğer isimler ise Bill D’Elia (Glee, Chicago Hope, Ally McBeal, The Practice, Boston Legal, The West Wing), Dean Lorey (Arrested Development), Jason Winer (Modern Family), John R. Montgomery ve Mark Teitelbaum.
Konu
Bir komedi dizisi olduğu için uzun uzadıya anlatacak bir konumuz yok. The Crazy Ones için bir işyeri komedisi desek yanlış söylemiş olmayız; ama tam olarak doğru ifade etmiş de olmayız. Dizide Chicago’daki bir reklam ajansında çalışan insanların başından geçenleri izliyoruz. Buranın patronu olmasaydı kovulacak cinsten matrak, kafadan kontak, komik, bazen ölçüsüz ve inanılmaz akıllı Simon ve ekibi, alışık olmadığımız, tuhaf yöntemleriyle dünyaca ünlü firmalarla çalışırken bir yandan da reklam dünyasının altını üstüne getiriyorlar.
Konuyu “Kadro ve Karakterler” üzerinden biraz daha açacak olursak…
Kadro ve Karakterler
Simon, aykırı bir reklam uzmanı. Aklınıza gelmeyecek cinsten tuhaf ve akıl almaz yöntemlere başvurarak, ne yapıp edip işini yapabilecek, yani satış yapabilecek biri. ‘Her türden’ şeyi satabilecek biri. Simon’ı Mork & Mindy‘den 31 yıl sonra TV’ye dönen, Oscar’lı usta sinema sanatçısı Robin Williams canlandırıyor.
Sidney, Simon’ın kızı ve aynı zamanda iş ortağı. Ajansın müdürü ve yoğun bir şekilde işlerle uğraşırken bir yandan da babasının çatlaklıklarını kurtarmaya çalışan, bir nevi ona bakıcılık yapan biri. Babasına ve ekibin kalanlarına kıyasla en olgunu ve işinde ciddisi olsa da kendi de çoğu zaman kendini kaptırmadan geri duramıyor. Karakteri canladıran Sarah Michelle Gellar‘ı Buffy: The Vampire Slayer‘dan, Ringer‘dan ve çeşitli sinema filmlerinden tanıyabilirsiniz.
Zach, ajansın reklam yazarı olan şahsiyet. Simon’ın favori çalışanı olan Zach, çatlaklık konusunda Simon’a en yakın duran kişi. Oldukça yakışıklı olan Zach, çapkınlıklarıyla ve tek gecelik ilişkileriyle ön planda olan biri. Karakteri Shameless, Happy Endings ve Mad Men‘de birden fazla bölümde konuk olan; kısa soluklu diziler Political Animals ve Lone Star‘da ise başrolde yer alan James Wolk canlandırıyor.
Andrew, ajansın sanat yönetmeni. Çok çalışmasına rağmen Simon’ın Zach’i daha çok sevmesine bozulan Andrew, aynı zamanda Sdyney’ye karşı karmaşık duygular besliyor. Karakteri The New Adventures of Old Christine ve The Newsroom gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Hamish Linklater canlandırıyor.
Göründüğünden daha zeki olan Lauren, Simon’ın güzel ve çalışkan asistanı. Karakteri Amanda Setton canlandırıyor. Kendisini Gossip Girl ve The Mindy Project‘ten tanıyabilirsiniz.
Yayın Bilgileri, Reytingler, Ödüller
The Crazy Ones, CBS’te Perşembe akşamları, saat 21:30’da, The Millers arkasından yayınlanıyor. İlk bölümü, sadece bir haftalığına mahsus olarak Amerika’da en yüksek reyting elde eden dizilerden The Big Bang Theory arkasından yayınlanıp 3,9 reyting elde ederek 15 milyon kişi tarafından izlenmişti. Dizi normal yayın saatine geçince 1,9 – 2,4 reyting sularında gezinmeye başladı. Şu an iptal-devam listemizde “Onay Almaya Yakın Diziler” arasında bulunuyor.
Dizinin kalitesini ve Robin Williams gibi güçlü bir ismi düşününce Altın Küre ve daha başka saygın ödüllerde ödüllerini ve adaylıklarını görmeyi umsak da şimdilik havamızı almış vaziyetteyiz. Şu an People’s Choice Ödüllerindeki ‘Yeni Dizilerde Favori Aktör‘ (Robin Williams) ve ‘Yeni Dizilerde Favori Aktrist‘ (Sarah Michelle Gellar) ödülleriyle yetiniyoruz. Bakalım Emmy’lerde durum ne olacak?
Notlar ve Son Söz
Saygın reklam firması Leo Burnett Chicago’nun kreatif yönetmeni, bizzat dizinin danışmanlığını yapıyor ve bu sayede reklam dünyası gayet gerçekçi bir şekilde yansıtılıyor.
Hemen hemen her bölümde en az bir markanın reklamı yapılıyor. Reytingleri çok parlak olmamasına rağmen muhtemelen bu ekstra reklam gelirleri, dizinin onay alma şansını artırıyor.
Diziden çok bol ve çeşitli konuk oyuncular geçiyor. Öyle ki yukarıdaki fotoğrafta da göreceğiniz üzere Victoria’s Secret mankenlerini bile izledik. İlk bölümde de ünlü şarkıcı Kelly Clarkson yer alıyor. Dahası da var ama bu kadar tatlı ispiyon, bir tanıtım için yeterlidir herhalde.
Dizinin en önemli olaylarından biri de kuşkusuz bölüm sonunda gösterilen çekim hataları. Bu kısa kamera arkası gafları da en bölüm içindeki olaylar kadar eğlenceli olabiliyor.
Eli yüzü düzgün, eğlenceli, güzel esprilerin havada uçuştuğu ve hatta -Simon ve Zach karakterleri sayesinde- bol müzik ve dans performanslarının yer aldığı bir dizi izlemek isterseniz, bu diziye mutlaka şans tanıyın.
Diziyle İlgili Önemli Bağlantılar
Tanıtım Filmleri
1 Dakikalık Fragman:
Roportajlar ve Kamera Arkasından Görüntüler İçeren Video:
http://www.youtube.com/watch?v=xNhEdJ72Ss8
Göz Alıcı Giriş Jeneriği:
yorumlar
Bu senenin yeni başlayan dizileri arasında muhtemelen ilk 3’ümde yer alıyor. Espiri anlayışına bayılıyorum, kadrosu da ayrı güzel. Ayrıca şu diziyi Golden Globe’da nasıl es geçtiklerini hala anlayabilmiş değilim. En azından Robin Williams’ı adaylara ekleyebilirlerdi. Dizinin sevmediğim sadece 1 yönü var; onu da 40 kere her yerde dile getirdiğim için sakız gibi uzatıp tekrar yazmayacağım
Bir de, güzel tanıtım için ellerine sağlık tabii!
Tanıtım için ellerine sağlık.
Bence dizinin özellikle önemli ödül törenlerinden Robin Williams’ın bile bekleneni alamasının nedeni; olayları ve karakterleri çok fazla köpürtmeleri.
Ben diziye ilk zamanlar hızlı hızlı konuşmalarından dolayı takipte zorlanıyordum ama alıştım. (oda yaratıcının tarzı sanırım Ally Mcbeal’de de taramlı tüfek gibi konuşuyorlar.)
Bence dizide hala oturmayan, benim de adını koyamadığım bir şeyler eksik, sanki karakter, çok karikatürize ve boş mu geliyor, bende bilemedim ama var bir şeyler işte.
Yeni sezon komedi dizileri arasında Brooklyn nİne-nine’dan sonra yine en iyisi bu sanırım.
Niye iyi yeni komedi çıkmıyor diye diye; Brooklyn Nine-Nine ile beraber çıkarttığımız, kesinlikle çok kaliteli komedi dizisi. Tek eksiği Simon’ın aşırı hızlı konuşmaları gerçekten de başka benim aklımda eksiği gediği olmayan, her karakterin diziye hem oyunculuk hem de karakter ve de komedi materyali anlamında tam anlamıyla katıldığı, kahkahasız ve de açık alanda çekildiği için daha gerçekçi ve de sırıtmayan, yapımcıların gücü sayesinde de her bölüm çok güzel(!) konu ve konukları ağırlayan yeni başlayan bir komediye göre süper bir dizi Crazy Ones; ah keşke azıcık daha düzenli altyazıları olsa
Mom onay alır hatta Two and a Half Man onay alır ve de Crazy Ones onay almazsa CBS ile ilk kez papaz olacağız efendim.
Ben de bu dizi hakkında aynen @mertkytrk gibi düşünüyorum.Tekrara düşmeyeyim. Dizi kesinlikle kötü değil ama benim açımdan bir şeyler oturmuyor, bir şey eksik gibi bir hissiyat duyuyorum izlerken. Gerçi ben bayağı bir gerideyim, ileride nasıl olur bilmiyorum.
Ellerine sağlık @rpdi.
Benim için de B99‘dan sonra bu sene başlayan en iyi ulusal kanal komedisi bu. Bu dizi Robin Williams‘ın performansı için bile izlenir, kesinlikle adam döktürüyor ve ödül adaylığını, hatta ödülleri hak ettiği konusunda da hem fikirim ben. SMG‘yi de ilk başta komedide yadırgamıştım ben ama şu anda hiç gözüme batmıyor hatta rolü iyi kotarmaya başladı. Bunun haricinde ben performans olarak Amanda Setton‘ı zayıf buluyorum hala. Ya da ona gülemiyorum bilemedim şimdi, ama onun sahneleri benim açımdan sorunlu geçiyor. Bu dizinin bir başka yıldızı ise benim için SMG değil James Wolk, adam cidden Williams ile birlikte acayip döktürüyor. Dizinin en eğlenceli kısımları da ikisinin karşılıklı sahneleri.
Dizi oldukça eğlenceli, espriler de güzel. Ayrıca hemen her bölüm konuk olan pek çok ünlü kişi de var ki onlar da pek güzel ağırlanıyor dizide, yani senaryoya iyi yediriliyor. Ben de öneririm bunu, bu sene gayet dişe dokunur iki komedi oldular B99 ile birlikte…
Ellerine sağlık @rpdi, dizi kadar eğlenceli bir tanıtım olmuş. Özellikle seçtiğin resimlere bayıldım, diziyi çok güzel yansıtmışsın…
Ben sezonun başından beridir hala severek izliyorum diziyi. Brooklyn Nine-Nine’a zaman bulabildikçe bakıyorum, hatta 2-3 bölüm gerideyim şu an ama buna hiç ara veresim gelmedi. Hatta CBS iptal ederse çok bozulacağım da. Kadroya çok alıştım.
Kamera arkaları da, konuk oyuncular da bölümün markası olayını da seviyorum ve merak ediyorum. Bu dsezondakilere bakarsak eli yüzü de düzgün üstelik. En azından denenmeyi hak ediyor. Ödül konusuna girmeyeyim en iyisi. Neyse, yazı için eline sağlık.
hıc bır sans vermedıgım dızılerın basında… oyuncuları da sevmedım konuyu da.. ben oyle aham saham sarah mıchelle gelları sevmem ama gecen yıllarda rınger vardı mesela onu sevdım keske bıtmeseydı.. bu hatuna gerılım korku yakısıyor.. ne yaptıgını bılıyorum da hosuma gıtmıstı.. oyle bır dızı yapsalar ya yenıden ahh nerde
Bu sene denediğim 2 komediden biri.(diğeri B99) Dizinin ilk 4 bölümünü izleyip ara verdim.Çünkü dizi beni pek sarmadı. Dizi karakterler üstünden ilerleyen bir dizi. Ama ne karakterleri adam gibi tanıtma derdinde ne de sevdirme.(Bunu B99 da ne de güzel yaptılar) Robin Williams’ın karakterini bile o oynamamış olsa heralde itici bulurdum.
Yoğunluktan dolayı izleyemediğim son 5 bölümü de izledim ve bir kez daha içim burkuldu, çok yazık oldu bu diziye ya. Cidden çok eğlendim her bölümde ve giderekte açılıyordu karakterler hikayelerle de doldurulmaya başlanmıştı. Geçen yıl Go On, bu yıl The Crazy Ones; iki çok güzel komedi dizisi heba oldu.
@drlazy: Hadi CBS rating için iptal etti orasını anladık hak da verdik.Peki ya NBC ne için kıydı Go On’a anlamadım ben onu ???
(Mom tanıtımının altını pisletmiym diye buradan yazıyorum.)
TCO iptali hk. : Robin Abi’nin rehabilitasyona girmiş olması da manidar.
Dizinin kenara koyup da üzüntüm geçtikten sonra izlerim dediğim bölümleri vardı elimde. Geçen izleyelim kalanını dedik. 1 bölüm izledik, yine güldük. Son dansta koptuk hatta. İptaline yine üzüldüm.
Sonra ardından gelen bölümde (1×15) ise “bir ölüm” işlendiği için içim resmen dağlandı. Öyle ironik cümleler oldu ki Robin Williams’ın ağzından çıkan, fena oldum.
“Bu dizi iptal olmayaydı, bu adam hayatta olurdu” gibi romantik bir yaklaşımdan kendimi alamıyorum bi türlü. Nur içinde yatsın. (Dizideki ilgili sahneye yanıt olarak “benim gözlerimden çok güzel görünen bir insansın RW” geçti/geçiyor sürekli aklımdan.)
S01E01
Zamanında ön yargıyla yaklaşıp uzak durmuştum, şimdi komedisiz kalınca oturdum başına. Beğenmeyi de pek beklemiyordum açıkçası ama gayet güzel çıktı ilk bölüm. Özellikle Kelly Clarkson’ın içinde olduğu sahnelerde iyi güldüm gece gece. Restoranda aniden doğaçlama söylemeye başladıkları şarkı da ilk kayıtta söyledikleri coşkulu şarkı da süperdi.
Kadroda önceden sempati duyduğum 2 isme sahip dizi sadece: Hamish Linklater ve Amanda Setton. Onlar da beşli içinde daha geride kalan 2 karaktere hayat veriyor ne yazık ki. İlerleyen bölümlerde daha fazla öne çıktıkları bölümler de çıkar umarım.
Robin Williams ve James Wolk’un karakterlerine tek başlarına iken sempati duyar mıyım ilerleyen bölümlerde bilmiyorum ama ikisi bir aradayken çok iyi bir enerji yakaladıklarını söyleyebilirim ilk bölüm itibariyle.
Sarah Michelle Gellar, komediye pek yatkın bir isim değil ve haliyle çok düz bir performans sergilemiş ilk bölümde. İlerleyen bölümlerde açılır mı biraz daha bilmiyorum ama ilk bölüm itibariyle yanlış oyuncu seçimi gibi geldi bana. Oyuncu olmamasına rağmen Kelly Clarkson çok çok daha iyi iş çıkarmış komedi açısından valla.
S01E02—05
İlk bölüm kadar olmasa da 2. bölüm de gayet iyiydi. Hamish Linklater’ın öne çıktığı bir bölüm olmasının sevmemde payı büyüktü. Kıskançlık, ceket, ördek dinamiğinde gelişen sahnelerde epey eğlendim.
3. ve 4. bölümler, tek kelimeyle ifade etmek gerekirse çöptü.
5. bölüm de kötüydü ama Mozart in the Jungle’dan çok sevdiğim Saffron Burrows faktörü sayesinde daha çekilir kıvamdaydı.
S01E06—11
6. bölüm güzeldi. Açılış ve kapanış sahneleri iyiydi özellikle.
7. bölüm çok güzeldi. Özellikle o şarkıları dinlemek çok keyifliydi.
Brad Garrett’ın yer aldığı ve Robin Williams ile sahnelerinin işkence gibi geldiği üç bölümden 8. ve 10. bölümler çöptü. 9. bölüm ise 2. yarısı sayesinde biraz daha izlenir durumdaydı en azından.
11. bölüm gayet güzeldi. Ashley Tisdale, renk kattı bölüme. Lauren’ın ideal karışım hikayesi de güzeldi.
S01E12—16
12. bölüm güzeldi. Sarah Michelle Gellar’ın komediye en fazla katkı sağladığı ve yıldızlaştığı bölüm oldu.
13, 14 ve 15. bölümler kötüydü.
16. bölüm ise çok güzeldi. Steve Talley ve Cheryl Hines ikiisi büyük renk kattılar bölüme.
Cheryl Hines’ı çok özlemişim valla. Zamanında 2. sezon başlarında bıraktığım Suburgatory’ye geri dönme isteği oluşturdu bende bir anda.
S01E17
Çok güzel bir bölümdü.
Zach-Andrew ve Sydney-Owen dinamiğinde gelişen sahneler epey eğlendirdi. Joshua Gomez‘i Chuck bittiğinden beri ilk defa bir yerde izleme fırsatı yakalamak da güzeldi.
S01E18
Güzeldi. Andrew’un kız kardeşlerinin ziyareti eğlence kattı bölüme.
S01E19
Tiya Sircar’ın dahil oluşu ve Danny Chase’in ziyareti derken keyifli bir bölüm çıkmış ortaya.
S01E20-21-22(FİNAL)
Brad Garrett, yine 3 bölümlük bir ziyarette bulundu ve yine mahvetti bu 3 bölümü. Özellikle 20. ve 21. bölümler rezaletti. Final bölümü nispeten daha iyiydi. Gillian Alexy‘i görmek güzeldi.
Brad Garrett-Robin Williams ikilisi, en antipatik TV ikilileri listesine adını altın harflerle yazdırır kesinlikle.
Son olarak söylemek istiyorum ki tadında bitmiş bence.
Dizi için puanım: 7.0