Screen Shot 2015-07-07 at 14.42.51

The L Word, Showtime’ın LA’de yaşayan bir lezbiyen grubunu ve ilişkilerini anlatan leziz dizisi. Kendine özgü kültürü ve görsel zenginliği ile de bu ilginin hakkını veriyor. Dizi, lezbiyen yaşam tarzı ile ilgili bir rehber niteliğinde adeta. Bunun yanında ne draması eksik ne hikaye alt yapısı. Erotizm arayana da fazlasıyla cevap verdiğini söylemeye gerek var mı bilmem.

Dizi, 2004-2009 yılları arasında 6 sezon olarak gösterildi. Bizdeki yabancı dizi kanallarında kendine yer tabii ki bulamadı. Kesilip biçilebilecek bir durumu da yok, konu itibariyle zorluydu, kimse o riske girmek istememiş olmalı.

Dizinin orijinal kod adı Earthlings (dünyalı) imiş. Bu kelime, “lezbiyen” için kullanılan ve fazla bilinmeyen bir alt isimmiş.

Dizinin geleneğine göre, her bölümün adı L harfi ile başlıyor. Senaryo genel anlamıyla gayet akıcı, karakterlere bağlanmak çok kolay, fon müzikleri karşı konulmaz güzellikte. Zaten dizi çok estetik, jeneriği derseniz apayrı bir hoşluk.

Gay kültürüne ciddi anlamda ışık tutan dizi, farklı tiplerde lezbiyen karakterler içeriyor, cinsellik, aşk, sadakat gibi konuları detaylıca işliyor. Lezbiyen kültüründe çok ince anlamları olan çok niş tanımlamalara bile çekinmeden yer veriyor.

Screen Shot 2015-07-07 at 14.42.37

Karakterler oldukça şık ve güzel olduğu için kimilerince gerçekçilikten az buçuk uzak olmakla, bunu eşcinsel olmayan erkek izleyicileri de kapmak için yapmakla suçlanan dizi, bu tip eleştirilere fazla kulak asmadı ve yoluna 6 sezon devam etti.

The L Word’ün önemli karakterlerine bakarken henüz izlemeyenleri düşünerek konuyu açık etmemeli. Bu nedenle çok genel ve The L Word’e giriş niteliğinde bir inceleme yapalım:

Onca yapımda rol almasına rağmen hemen herkesin Flashdance ile tanıdığı Jennifer Beals’in canlandırdığı Bette, baskın karakterli ama sıcak kanlı bir iş kadını; bir sanat galerisi için çalışıyor. Büyük hayranları için Beals, diziyi izlemek için başlı başına bir neden.

Screen Shot 2015-07-07 at 14.58.28

Uzun zamandır birlikte olduğu sevgilisi Tina, yumuşak huylu ve anaç karakterli bir tip. Tina’yı canlandıran Laurel Holloman’ı birkaç bölüm konuk olduğu Angel’dan hatırlayan çıkabilir. Tina da dizinin temel taşlarından biri.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.18.32

Screen Shot 2015-07-07 at 14.59.44

Crow 2, The Black Dahlia ve 24 oyuncusu çıtı pıtı Mia Kirshner, cinsel tercihini bu grup içinde çözmeye başlayan ve buhranlar içinde yaşamaya kendini adamış olan Jenny’yi canlandırıyor. Zaman içinde karakterinin oldukça evrim geçireceğini söylemek yanlış olmaz. Kendisini ya çok seveceksiniz, ya da ondan nefret edeceksiniz.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.03.38

Biseksüel radyocu ve gazeteci Alice’i, CSI ve Grey’s Anatomy’de de görünmüş olan Leisha Hailey oynuyor. Hailey, dizinin en sevilen karakterlerinden birine can veriyor desek doğru olur. Alice, dizinin konusunun can damarlarından biri olan “kim kiminle beraber oldu-oluyor” haritasının güncel halini takip ediyor. Bu çizelge epey önemli ama karakterleri tanıtırken bu işin derinine girersek sürekli ispiyon yedirmiş oluruz ki bu da pek hoş olmaz. Başlayasınız varsa siz diziye giriş yapın, sonrasında bu konuda nasıl hızlı bir hareket olduğunu görip bize hak vereceksiniz.

lword-chart

Profesyonel tenisçi Dana, Boomtown’da da oynamış olan Erin Daniels’in canlandırdığı karakter. Alice ve Dana’yı sıkı arkadaşlar olarak görüyoruz diziyle tanıştığımızda.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.07.25
Bette’in babasının zenci, annesinin beyaz olması, ablası şarkıcı ve bar işletmecisi Kit’in çikolata rengini açıklıyor. Jackie Brown’ın yıldızı Pam Grier, Kit’e hayat veren isim. Uzun kariyerinin son zamanlarında Law & Order: SVU ve Justice League gibi dizilere konuk olmuşluğu da var. Dizinin tek heteroseksüel ana karakteri.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.10.24

Ana karakterlerden en sevdiğime geldi sıra… O tam bir kalp kırıcı, çok maskülen. Aynı zamanda çok hoş ve çekici: Shane. Kuaförlük mesleği ile meşgul sert kızımızı Katherine Moennig canlandırıyor. Law & Order ve Dexter misafirliği var. Sonraları Three Rivers ve Ray Donovan oyuncusu olarak çıktı karşımıza. Dizinin kadın hayranlarının “eğer lezbiyen olsaydım” ile başlayan cümlelerinin kahramanı kendisi.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.16.04

Karizma ve cazibe oranı yüksek Marina’yı 4400’de de oynayan Karina Lombard,

Screen Shot 2015-07-07 at 15.47.20

güzel ötesi DJ kızımız Carmen’i Alias ve Dawson’s Creek tecrübesi de bulunan, sonradan Chicago Fire, Person of Interest gibi dizilerde izlediğimiz Sarah Shahi,

Screen Shot 2015-07-07 at 15.21.41

güçlü, zengin, güzel ama sinir bozma potansiyeli yüksek iş kadını Helena’yı Miss Match ve Coupling’e de konuk olmuşluğu bulunan İngiliz oyuncu Rachel Shelley canlandırıyor.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.24.40

Dizinin jeneriğinin ilk haline şuradan bir bakın. Ne kadar seksi ve albenili bir işle karşı karşıya olduğunuz zaten buradan belli.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.45.57

The L Word’ün sezonları ilerledikçe izleyici pek çok değişiklikle karşılaşıyor. Kadroya yeni isimler katılıyor, ilişki dinamiklerindeki taşlar yer değiştiriyor, ama her şekilde izleyiciyi elinde tutmayı başaran bir hikaye kurgusu var. Çok yüzeysel bir şekilde de olsa geçelim sezonların üzerinden diyeceğim ama ispiyon vermeden bunu yapmak o kadar zor ki, yine sadece 1. sezonun ana konularından bahsedip bırakacağım mecburen: İlk sezonda Bette ve Tina’nın kayda değer ciddiyetteki ilişkileri, çocuk sahibi olma çabaları, komşuları Tim’in nişanlısı Jenny’nin hayatlarına girmesi, Jenny ile Marina ilişkisi, Jenny’nin cinsel kimliğinin peşine düşmesi, Shane’nin uçanı kaçanı kendine çekmesi, gazeteci Alice ve tenisçi Dana’nın yakın arkadaşlığı, Bette’in müzisyen ablası Kit’in gelişi gibi temel olayları izliyor ve tam bir The L Word dünyasına giriş tecrübesi yaşıyoruz. Sonra olaylar gelişiyor epey bir. Helena’yı çok baskın bir karakter olarak tanıyoruz, Carmen Shane’i değiştirebilecek mi merak ediyoruz, cinsiyet değiştirme ameliyatı ile erkek olmak isteyen Moria (Max)’nın buhranlarını izliyoruz… Daha neler neler.

Screen Shot 2015-07-07 at 15.41.02

Marlee Matlin, Cybill Chepberd, Kristanna Loken, Jane Lynch, Lucy Lawless gibi bir çok ünlü aktris diziye girip çıkıyor. Drama katsayısı düşmüyor. Diziye bir kez sardıysanız bırakmanız zor zaten.

Dizinin yapımcısı Ilene Chaiken, Showtime’da The Real L Word isimli, 6 lezbiyenin hayatını anlatan bir reality show’a da girişti. Bu da 3 sezon devam etti.

Screen Shot 2015-07-07 at 14.43.05

İzleyin. Dedik ya, leziz.

NOT: Eskimiş ve cılız kalmış The L Word tanıtımı elden geçirilmiş, yenilenmiş yeni sürümüyle karşınızda. Afiyet olsun.